İZMİR NATO KOMUTA MERKEZİ OLAMAZ

EMPERYALİZMİN ELİ KANLI ÖRGÜTÜ NATO’YA HAYIR!

İZMİR NATO KOMUTA MERKEZİ OLAMAZ

İzmir Kurtuluş Partililer, Libya işgal hareketi için komuta merkezi seçilen İzmir Şirinyer’deki NATO üssü önünde basın açıklaması yaptılar. 28 Mart 2011 Tarihinde Saat: 18,30’ da yapılan Basın Açıklamasını, Partimiz İzmir İl Sekreteri Levent Çelik okudu. “Tayyipgiller’in hakaret ederek dışladığı “Gâvur” İzmir, AB-D Emperyalistlerinin ve yerli ortaklarının gözünü diktiği, her türlü kirli oyunları için merkez seçtiği bir kenttir.” Diyen Çelik, devamla “Emperyalistlerin oyunu mutlaka bozulacak, yerli ortakları Finans-Kapitalistler ve Antika Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfı ve onların bilimum uşakları Tarihin çöplüğüne atılacaktır.

İzmir Halkı, Tarihten gelen antiemperyalist geleneğini yaşatacaktır.” Dedi.Eylemde,

“Katil NATO Ortadoğu’dan Defol”, “Kahrolsun Emperyalizm Yaşasın Halkların  Kardeşliği”, “Kahrolsun Emperyalizm Yaşasın Sosyalizm”, “Katil NATO Türkiye’den Defol”,”NATO İzmir’den Defol”, “Gün  Gelecek Devran Dönecek Tayyipgiller Halka Hesap Verecek”, “Halkız Haklıyız Kazanacağız” Sloganları atıldı.


 

Okunan Açıklama:

 

İZMİR NATO KOMUTA MERKEZİ OLAMAZ

Tayyipgiller’in hakaret ederek dışladığı “Gâvur” İzmir, AB-D Emperyalistlerinin ve yerli ortaklarının gözünü diktiği, her türlü kirli oyunları için merkez seçtiği bir kenttir. Emperyalistler denize döküldükleri kentten intikam almak istiyorlar. Dün Füze Kalkanı Projesi için komuta merkezi seçtikleri güzel İzmir’imizi şimdi de Libya işgal hareketi için Komuta Merkezi seçtiler.

Şirinyer’deki NATO üssü AB-D Emperyalistlerinin Libya’daki petrol harekâtı için komuta merkezi olacak. İzmir’in yurtsever halkı buna izin vermeyecektir. Çünkü İzmir Halkı biliyor ki, NATO emperyalistlerin savaş örgütüdür. Sovyetler Birliği’nin etkinliğini kırmak için emperyalistler tarafından kurulmuştur. Yıllarca AB-D Emperyalistleri tarafından  “Sovyet savaş tehdidi” gerekçesiyle emekçi halklara karşı antikomünist tehdit unsuru olarak görevlendirilmiştir. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra ise görevi başkaldıran uluslara karşı tehdit unsuru olarak varlığını sürdürmek olmuştur. AB-D Emperyalistlerinin çıkarlarını korumak için planlar yapan NATO, bu kez de Arap Halklarının uyanışının önünü kesmek için Libya Halkına gözdağı vermekle görevlidir.

NATO’nun diğer bir görevi de devrimcilerin halkla bütünleşmesinin önünü kesmek için üyesi olduğu ülkelerde kurdurduğu Kontrgerilla (ya da Süper NATO) örgütüyle terör estirmek, yargısız infazlar yapmak, devrimcileri, yurtseverleri işkenceden geçirmektir. Bu topraklarda da NATO kurulduğu 1951 yılından beri bu görevi hain kadrolarına yaptırmakta ve devrimcilere kan kusturmaktadır.

AB-D Emperyalistleri kendilerine karşı direnç noktası olan Ordu Gençliği’ni ve vatansever askerleri de sözde Ergenekon örgütüne sokarak gerçek Kontrgerilla’yı gözlerden kaçırmaktadır.

İşte Türkiye, bu katil NATO’ya girebilmek için, halk düşmanı Demokrat Parti iktidarınca Kore’ye Mehmetçikleri göndermiş, yüzlerce çocuğu babasız, eşlerini kocasız bırakmıştır. Emperyalist uşağı, eli kanlı Bayar-Menderes diktatörlüğünün devamcıları Tayyipgiller de bu gün Libya Halkına yağdırılacak bombalar ve oluşturulan ablukayı denetlemek için NATO Komuta Merkezi olarak İzmir’in seçilmesini onaylamışlardır.

Libya’da Müslümanlara bomba yağdırılmasına göz yuman, Para Tanrısına tapan Tayyipgiller’in eli kanlıdır. Türkiye’yi Tayyipgiller’in değil AB-D Emperyalistlerinin yönettiği Libya operasyonunda bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Beş savaş gemimiz Libya açıklarına geldiğinde daha Meclis’e tezkere sunulmamıştı. Ama emir Pentagon’dan gelmişti, Türkiye emperyalistlerin oyununun parçası olarak gemilerini Libya’ya gönderdi acil olarak. Libya’nın sınır güvenliğini denizden sağlayacak olan abluka da yerlerini aldılar emperyalist donanmalarının yanında…

Oysa aynı Libya’ya, başkomutan olarak dillerinden düşürmedikleri 1. Milli Kurtuluş Savası önderi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları 1910 yılında, genç yaşlarında emperyalist işgale karşı Libya halk önderi Ömer Muhtar’ın yanında savaşmak için gitmişlerdi. Şimdi Mustafa Kemal’in omuz omuza Libya Halkıyla beraber savaştığı emperyalistler Libya’ya bomba yağdırırken, Libya açıklarında, Mustafa Kemal’in askerleri Libya Halkının karşısında, emperyalistlerin safında Milli Kurtuluş Savaşı önderlerinin kemiklerini sızlatıyorlar. Düştüğümüz acı ve Türkiye’nin onurlu insanlarına utanç veren durum budur.

NATO’nun günümüzdeki görevi, “Büyük Ortadoğu Projesi”nin uygulanmasında vurucu güç olarak halklara kan kusturmaktır.

“Büyük Ortadoğu Projesi”nin Eş Başkanı olmakla övünen Tayyip Erdoğan da Müslüman kardeşlerine karşı yapılan bu eylemde görevi gereği AB-D Emperyalistlerinin önünde bir kez daha diz çökmüş, tükürdüğünü yalamış, Haçlı Ordularının yanında yer almamızı sağlamıştır.

Çünkü 28 Şubat günü CeBIT Kongre Merkezi’nde, Türk Alman Ticaret Sanayi Odasınca düzenlenen  “Türk Alman Kongresinde” şöyle demişti Tayyip:

NATO Libya’ya müdahale etmeli midir? Böyle bir saçmalık olur mu yahu? NATO’nun ne işi var Libya’da? NATO mensubu olan ülkelerden birine herhangi bir müdahale yapılması halinde böyle bir şeyi gündeme getirebilir. Bunun dışında Libya’ya nasıl müdahale edilebilir? Bakın Türkiye olarak biz bunun karşısındayız, böyle bir şey düşünülemez” dedi” (ntvmsnbc.com, 28 Şubat 2011)

Halksever geçinen yeni CHP de, sözde milliyetçi faşist MHP de dinci AKP’nin dümen suyuna girerek Mecliste kendilerine “isterseniz uygulamayın” diye verilen formalite Tezkereye olumlu oy vererek, AB-D Emperyalistlerinin safında yer almışlardır.

Onlar Mecliste emperyalistlerin kirli oyunlarına geçit verseler ve uşaklık yapsalar bile Türkiye Halkları bu oyunu bozacaktır!

Tayyip’in adlandırmasıyla “Gâvur” İzmir Halkı da kendilerine kefen olarak sunulan emperyalistlerin komuta merkezi olma görevine bütün güçleriyle karşı çıkacaktır.

Tam Bağımsız Demokratik Türkiye savunucuları, var güçleriyle mücadele ederek antiemperyalist mücadeleyi yükseltecek, NATO’ya İzmir’i dar edecektir.

Bu güç, bu inanç İzmir Halkında vardır.

Kurtuluş Partisi, NATO’ya karşı halkla beraber omuz omuza mücadele edecek, Arap Halklarının antiemperyalist uyanışına ve mücadelesine destek olacaktır.

Emperyalistlerin oyunu mutlaka bozulacak, yerli ortakları Finans-Kapitalistler ve Antika Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfı ve onların bilimum uşakları Tarihin çöplüğüne atılacaktır.

İzmir Halkı, Tarihten gelen antiemperyalist geleneğini yaşatacaktır.

Birinci Kuvayimilliye’de İngiliz maskeli Yunan Orduları nasıl denize döküldülerse, emperyalistler de hiç unutmasınlar, bir gün mutlaka İzmir’den denize döküleceklerdir. 28.03.2011

 

Halkın Kurtuluş Partisi

İzmir İl Örgütü