Sen bilim insanlarına kulaklarını tıkarsan, Deprem Bilimcilerinin, meteoroloji uzmanlarının, mühendis-mimarların uyarılarını dikkate almazsan; bunlar fıtrattandır, diyerek işin içinden sıyrılmaya kalkarsan, göz göre göre gelen katliamı görmezden gelirsen, işte sonuç bu kadar acı olur.
Bir kent, hem de Giresun gibi bir cennet kent taş yığınına, bir çamur deryasına döner. Canından olur insanlarımız, evleri barkları yıkılır başlarına, geçim kapıları yok olur…
Yaşanan felaket şu ana kadar arkasında 5 can kaybı, 12 kayıp ve savaş sonrası harabeye dönmüş şehirleri anımsatan bir Giresun bıraktı.
İçimiz sızlıyor Halkımızın yaşadığı bu acılara şahit oldukça. Tutamıyoruz gözyaşlarımızı, kayıplarımızı gördükçe. Ama diğer taraftan sinirden tir tir titriyor her tarafımız, ülkemizin başındaki AB-D Emperyalistlerinin yaratığı AKP’giller felaketinin yalanlarını duyunca.
Doğal olmayan sel felaketinin açtığı büyük ve derin yaraları afet diyerek Halkımıza yutturmaya kalkışlarını görünce…
Para Tanrısına tapınan bu yerli satılmışların samimi dini duygulara sahip halkımızı Muaviye-Yezit, CIA-Pentagon Dininin söylemleriyle uyutmasına, kendilerinin yol açtığı felaketi bir oldubittiye getirmelerine tüm vücudumuz, benliğimiz, vicdanımız isyan ediyor.
Meteoroloji 1 ay öncesinden uyarıyor, bölgede kuvvetli yağış olacak diye. Bir gün öncesinden Giresun ve civarında aşırı yağış olacak, diyerek güncelliyor uyarısını.
Dikkate alan var mı?
Yok.
Önlem alan var mı?
Yok.
Ey AKP’giller, artık sizden hiç kimse radikal bir önlem beklemiyor. Bağıra bağıra gelen felaket için önlemler almayacağınızı, tek derdinizin rant olduğunu artık insanlarımız görüyor. İnsan hayatı sizler için o kadar ucuz ki sel sularının yolu üzerinde yaşayan insanlarımızı tahliye etmek için dahi yeterli çabayı sarf etmiyorsunuz.
Artık yol açtığınız bu felaketi önlemek için adımlar atmanız sizin fıtratınıza uymaz.
Mesela rant uğruna yaktığınız, yok ettiğiniz, yakılmasına, yıkılmasına göz yumduğunuz ormanlık alanları yeniden ormanlık alan yapmanızı beklemiyoruz.
Dere yataklarına yandaş müteahhitlerinize yaptırdığınız, siz Para Tanrısına tapınanların rant kapısına dönüştürdükleri beton yığınlarını yıkmanızı beklemiyoruz.
Mesela iktidarda kalmak uğruna, büyük bir rant elde etme uğruna, bilim insanlarının bütün uyarılarına rağmen, baştan sona eksikliklerle, yanlışlarla dolu, hiçbir mühendislik kuralı ile uyuşmayan Karadeniz Sahil Yolunu bilimin kurallarına uygun hale getirmenizi beklemiyoruz.
Dereleri, yataklarını ıslah etmenizi artık beklemiyoruz. Gölge etmeyin yeter…
Ey AKP’giller; Halkımıza yaşattığınız manevi acıların yanı sıra Giresun’da yol açtığınız, tüm Türkiye’de yıllar boyu yol açtığınız felaketlerin ekonomik faturası ne kadar, hiç hesapladınız mı?
Yağmaladığınız, çalıp çırptığınız ekonomik değerlerin ülkeye, halkımıza maliyeti ne kadar, biliyor musunuz? Siz halk düşmanları çok iyi biliyorsunuz yaptığınız kötülükleri de, Halkımız biliyor mu?
Ama siz de şunu çok iyi bilin ki Halkımız eninde sonunda öğrenecek gerçekleri. İşte o zaman bugün Giresun’da sel sularının önüne kattığı molozlar gibi sizleri de önüne katıp Tarihin çöplüğüne atacak!
Ey AKP’giller; tamam Para Tanrısına tapınmanın gereklerini layıkıyla yerine getiriyorsunuz. Rant uğruna, kamu mallarını lüpleme konusunda yapmayacağınız hiçbir şey, satmayacağınız hiçbir değer yok, anladık.
Ama az biraz utanma duygunuz olsun. Yüzünüz biraz da olsa kızarsın. Cinayeti işleyenlerin cinayet yerine gelip yaptığını seyretmesi gibi bari taş yığınına, çamur deryasına döndürdüğünüz Giresun’a gelip Halkımızla dalga geçmeyin. Üzüldük numaralarına yatmayın.
Kaçak Saray’ın Bakanları Giresun’da açıklama yapıyorlar:
Biz böyle bir felaket görmedik, böyle yağmur görmedik, diyorlar.
Yalanlar, yalanlar…
Her felakette söylediğiniz hep aynı. Bütün sel, deprem, maden cinayetlerinde söylediğiniz hep aynı yalan. Olur böyle şeyler, kader, Allah’ın takdiri, fıtrat…
Oysa tek bir gerçek var, o da şudur: Türkiye Halkının gördüğü en büyük felaket Ortaçağcı, AB-D Emperyalist haydutlarının sadık hizmetkârı AKP’giller’dir.
Doğayı yıkmadığımız, doğal işleyişine müdahale etmediğimiz sürece Doğa, bünyesinde yaşayanlara zarar vermez, insanların canlarına kast etmez. Maalesef bugün Giresun örneğinde yaşadığımız gibi Doğa kendine karşı suç işleyenleri bulup onlardan intikam almıyor. Olan yine yoksul halkımıza oluyor. Ama elbette bu işlenen suçlar da cezasız kalmayacak. Mağdur olan Halkımız, gözyaşı döken acı çeken Halkımız gerçekleri anlayacak bir gün. Dost kim düşman kim görecek. İşte o zaman AB-D Emperyalistleri ve Yerli Satılmışlar için çalacak felaket çanları. Gelecek o günler, eninde sonunda gelecek.
Halkın Kurtuluş Partisi olarak Giresun Halkına geçmiş olsun diyoruz. Kaybettiğimiz canlarımızın ailelerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Umarız yaralarınızı en kısa sürede sarar, felaketlerin yaşanmadığı, yaşatılmadığı o güzel günlere birlikte ulaşırız.
23 Ağustos 2020
HKP Genel Merkezi
