Türkiye’yi ele geçirmiş kriminal yapının elebaşıları

Türkiye’nin hukukla, kanunla, hakla, adaletle, dürüstlükle, meşruiyetle bağını koparmış mafyatik bir çete tarafından, kriminal bir çıkar amaçlı suç örgütü tarafından yönetildiğinin, daha doğrusu ele geçirildiğinin ve de Sorosçu Kemal ve Yeni CHP avanesinin danışıklı muhalefet yaptığının tartışılmaz doğruluktaki somut kanıtlarından biri daha…

Doğrudan girelim konuya…

Milliyet yazarı Melih Aşık’ın 5 Eylül’de yayımlanan şu yazısına bakalım bir:

“Sahte oy çığlığı!

“CHP’nin geçen dönem milletvekili ve halen Parti Meclisi üyesi olan Haluk Pekşen çarpıcı bir açıklama yaptı Twitter kanalıyla… Dedi ki:

“CHP Parti Meclisi’nde sunumu yapılan rapora göre, 2.5 milyon sahte oy kullanılmıştır. Aradan 7 gün geçti ve ben bu rapora ulaşmayı başaramadım.”

“Haluk Pekşen’in sözünü ettiği raporu PM toplantısına sunan araştırma şirketi Polimetre’dir.

“CHP, ODTÜ bağlantılı bu şirkete seçimlerle ilgili araştırma ısmarlamış, sonuçlar PM’nin son toplantısında açıklanmıştır.

“Haluk Pekşen’e göre, şirket son seçimde 100 bin sahte oy kullanıldığını açıklamış, bu sayının 2.5 milyona kadar uzandığı görüşünü öne sürmüştür.

“Şirketin “polimetre.org” adlı bir internet sitesi var. O sitede CHP ile ilgili araştırma yer alıyor ama nedense sahte oy bölümü yer almıyor!

“Haluk Pekşen sahte oy rakamlarını CHP Genel Merkezi’nden defalarca istemiş. Ancak sonuç alamamış.

“Soru: Polimetre’nin raporunun tümü neden açıklanmıyor?” (http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/melih-asik/sahte-oy-cigligi–2737237/?utm_source=partners&utm_medium=gazeteoku.com&utm_campaign=feed)

Aynı konuda, Sözcü yazarı Rahmi Turan da bir yazısını yayımlamıştır. Onu da görelim, isterseniz:

“Müthiş bir rapor!

“CHP Parti Meclisi’ne sunumu yapılan müthiş bir rapordan bahsediliyor.

“Polimetre” adındaki bir araştırma kuruluşunun raporuna göre 24 Haziran seçimlerinde 2.5 milyon sahte oy kullanılmış!

“Aradan hayli zaman geçtiği halde CHP’den hiçbir ses seda yok!

“Rapordaki iddialar iktidarı zor duruma düşüreceği için mi susuluyor? Nasıl bir ana muhalefet partisidir bu?

“Dün CHP Parti Meclisi üyesi Halûk Pekşen’e sordum:

“Söz konusu rapor doğru mudur?”

“Evet, doğru” dedi ve ekledi:

“Raporda çok çarpıcı iddialar var. Ben o rapordan bir örnek istedim ama nedense vermediler. Sunumu yapılan bir raporun örneği Parti Meclisi üyesinden neden esirgenir, bunu anlamak mümkün değil.”

“Raporda başka neler var?”

“100 bin mükerrer oy saptandığı, oy kullananlar arasında 19’uncu yüzyılda yaşamış ölmüş seçmenler olduğu iddia ediliyor. Ayrıca sahte oy kullananlar isim isim belirtiliyor.”

“Ortada çok vahim iddialar içeren bir rapor var ve CHP bunu kamuoyuna açıklamıyor? Neden, niçin saklıyor bu raporu? Şaşırmaz mısınız?” (https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/tokmak/muthis-bir-rapor-2614797/)

Biz ne demiştik, 24 Haziran Seçimleri sonrasında?

Aslında Kaçak Saraylı ve onun AKP’giller’i seçimi kaybetmiştir. Ama meşrebi gereği Kaçak Saraylı, hileye, düzene yönelmiştir; oy hırsızlığı yaparak kendini ve partisini kazanmış göstermiştir.

İşte objektif davranan, meslek namusuna sahip bir araştırma şirketinin ortaya koyduğu veriler ve gerçek…

O zaman demiştik ki ayrıca da;

“Kaçak Saraylı, iktidara mahkûmdur. Adı gibi bilir ki iktidardan tekerlendiği anda, bugüne dek işlemiş bulundukları, vatana ihanet dahil, kamu malı hırsızlığı dahil, binbir suçun hesabının sorulma olasılığı vardır. Ortaya çıkar böyle bir olasılık.

“İşte bu korku nedeniyle de Kaçak Saraylı, iktidarda kalabilmek için akla gelen ve gelmeyen her türlü hile yolunu deneyebilir.”

Melih Aşık’ın bir yazısı daha yayımlandı köşesinde, 16 Nisan Referandumuna ilişkin. Onu da okuyalım:

“Referandum hilesi!

“CHP Parti Meclisi’ne Polimetre adlı kuruluş tarafından sunulan raporda seçimlerde büyük ölçüde hile yapıldığı bilgisinin yer aldığını yazmıştık. PM üyesi Haluk Pekşen, parti yönetiminin hile iddialarına kulak vermediğini iddia ediyordu. Telefonda Yargıtay eski başkanlarından Sami Selçuk var:

“- Melih Bey, referandumdaki hileler de unutuldu. 16 Nisan’da yapılan halk oylaması sırasında YSK’nin mühürsüz pusula ve zarfları son anda geçerli sayma kararı yok hükmündedir. Oylamanın tekrarlanması gerekirdi.

“Sami Selçuk devam ediyor:

“- Bu mütalaamı CHP’ye sundum. CHP kitap halinde bastırdı. Önsözünü Kemal Kılıçdaroğlu yazdı. Ancak CHP konu üzerinde durmadı. Bastırdığı kitapçıkları da dağıtmadı. Referandum meşrulaştırıldı. Oysa bu sakatlığın gündemden düşürülmemesi gerekirdi…” (http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/melih-asik/ne-bekleniyor–2739925/)

Sami Selçuk, bilindiği gibi, Yargıtay Eski Başkanlarındandır. Ve de Yargıtay Onursal Başkanıdır. Ceza Hukuku ve Ceza Usul Hukuku Profesörüdür aynı zamanda. Bilkent Üniversitesi’nde de halen bu alanda dersler vermektedir.

Bizim de o zamanlar çok net biçimde ifade ettiğimiz gibi, Kaçak Saraylı Hafız, YSK aracılığıyla yani YSK’yi bir silah gibi kullanarak kanunsuzluk yapmış ve 2 buçuk milyon sahte oyu geçerli kabul ettirerek Kaçak Saray Anayasası’nı Referandumla kabul edilmiş saydırtmıştır.

Dolayısıyla da, hem 16 Nisan Anayasa Referandumu hem de onun sonucunda kabul edilmiş gösterilen Kaçak Saray Anayasası yok hükmündedir aslında şu anda.

Dolayısıyla da Türkiye’nin bugün hukuka dayalı, meşru bir anayasası kesinlikle yoktur. Sadece bir çetenin dayatması vardır, Türkiye’ye.

CHP Parti Meclisi Üyesi Haluk Pekşen’in de açıkça dile getirdiği gibi, Sorosdaroğlu Kemal Efendi ve onun ekibi, Tayyipgiller adlı bu mafyatik yapının suç ortaklarından biridir. Mecliste muhalefetçilik oyunu oynayarak, yani danışıklı muhalefet yaparak ya da sahte muhalefet yaparak halkımızın gözüne kül serpmektedir.

Düşünün; Polimetri adlı bir araştırma şirketinin ortaya koyduğu gerçekler; yani Tayyipgiller’in yaptığı seçim sahtekârlığını ortaya koyan belgeler ve o suçu işlemiş bulunduğu kesinkes ortaya çıkmış bulunan insanlar isim isim orada zikredilmiştir.

Fakat bu raporu Sorosdaroğlu Kemal ve avanesi ısrarla ve titizlikle saklamakta, gün ışığına çıkmasını engellemektedir. Parti Meclisi Üyesi Haluk Pekşen’e bile, defalarca istemiş olmasına rağmen vermemektedir.

Bilindiği gibi, burada söz konusu edilen sahtekârlık, 24 Haziran Seçimlerine ilişkin olanıdır. 16 Nisan 2017 Referandumu’na ilişkin olanını ise Sami Selçuk ortaya koymaktadır.

Düşünün; başta tamam, diyor Sorosçu Kemal. Sizin ortaya koyduğunuz şekilde bu yolsuzluğu, bu aldatmacayı bir kitapçık olarak basalım ve dağıtalım millete. Kitap basılıyor, hatta önsözünü de Sorosçu Kemal yazıyor kitabın.

Ama sonradan kitabın dağıtımı ve halka ulaştırılması engelleniyor…

Ne diyor Sami Selçuk bu konuda?

“Referandum meşrulaştırıldı. Oysa bu sakatlığın gündemden düşürülmemesi gerekirdi.”

Yani bizim dediğimizi diyor, adam.

Biz de hep ne diyoruz?

Türkiye’nin meşru bir hükümeti, meşru bir iktidarı, meşru bir cumhurbaşkanı ya da devlet başkanı yoktur.

Bırakalım hukuku, kanunlara dayanan bir yönetimi bile yoktur.

Türkiye, çıkar amaçlı ve ABD yapımı bir suç örgütü tarafından ele geçirilmiştir, onun zorbaca tahakkümü ve zulmü altındadır. Bu sebeple de bu mafyatik yapının, bu suç örgütünün tüm yapıp ettikleri, çıkarmış bulundukları sözümona yasalar, yayınladıkları kararnameler, yaptıkları anlaşmalar ve sözleşmeler, verdikleri ihaleler; velhasıl tüm işlemleri yasadışıdır, kanun dışıdır, gayrimeşrudur ve yok hükmündedir.

Biz bunu defalarca ilan ettik, daha önceden de. İşte yeni tanıkların ışığında bizim bu iddiamızın kesin gerçekleri dile getirdiği ve ortaya koyduğu, bir kez daha kanıtlanmış, bir kez daha gözler önüne serilmiştir.

Ortaya çıkan bu yeni kanıtlar ve tanıklar karşısında, en azından Tarihe not düşmüş olmak bakımından Hukukçu Yoldaşlarımızın bir kez daha kanunlar yoluyla milletimizin hakkını aramaları, yani bu mücrimler hakkında bir suç duyurusunda bulunmaları gerekmektedir.

Tabiî şunu da biliyoruz: Bugünün şartlarında, namuslu olsalar bile, bunlar hakkında hukuki bir işlem başlatma cesaretine sahip savcı, mahkeme, sanırız yoktur.

Ama en azından işlemiş bulundukları ağır suçların biz Gerçek Devrimciler tarafından, vatan sevmenin ustası olan bizler tarafından tespit edilmiş olması; gelecekte oluşacak bir halk iktidarında bunlar hesaba çekildiği gün bunları yargılayacak olan ve emri hukuktan ve vicdanından alan gerçek mahkemelerin önlerinde hazır dosyalar bulmuş olmalarını sağlayacaktır.

Bu dosyalardaki açık, kesin ve somut suçları değerlendirerek, bugünkü yasalara uygun biçimde hızla kararlar oluşturmalarını sağlayacaktır, bizim bu suç duyurularımız.

Hep söylediğimiz gibi, bunlar işledikleri binbir suçtan dolayı bu dünyada da, öbür dünyada da hesaba çekileceklerdir.

Zinhar kaçışları, kurtuluşları yoktur!

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

13 Eylül 2018

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı

Print Friendly, PDF & Email