Türkiye’deki tek ve gerçek muhalefet partisi olan Partimizden bir suç duyurusu daha: Partimiz bu kez de Kaş-Çukurbağ vurgununu yargıya taşıdı

Çıkar Amaçlı Organize Suç Örgütü AKP’giller’in her vurgununda, her yolsuzluğunda Halkımız adına karşılarına dikilen, hesap soran Partimiz, bu kez de Kaş-Çukurbağ vurgununu yargıya taşıdı.

Hatırlanacağı gibi Antalya’nın Kaş ilçesindeki değerli bir arazinin AKP’giller tarafından nasıl tarumar edileceği 17-25 Aralık tapelerine yansımıştı. O dönemlerde Meclise bir fezleke olarak da gelen, doğal olarak AKP’giller’in üzerini kapattığı ancak Çevre ve Şehircilik Eski Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın “Dosyamda ne varsa, hem tapeler hem teknik takip doğrudur. Hem de benim telefon konuşmalarım A’dan Z’ye kadar doğrudur” açıklamalarıyla tekrar gündeme gelen vurgunla ilgili yaptığımız suç duyurusunun ardından bir açıklama yapan HKP Genel Sekreter Yardımcısı Av. Sait Kıran Yoldaş şunları dile getirdi:

***

Değerli Halkımız;

Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın 17-25 Aralık Soruşturmasına yönelik, “Dosyamda ne varsa, hem tapeler hem teknik takip doğrudur. Hem de benim telefon konuşmalarım A’dan Z’ye kadar doğrudur” açıklaması basına düştü. Bunun üzerine Halkın Kurtuluş Partisi olarak o dönem Meclise fezleke olarak gelen bir konuda suç duyurusunda bulunduk. Konu, CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ın da ortakları arasında bulunduğu Kaş-Çukurbağ Yarımadası’ndaki bir araziye ilişkin Erdoğan Bayraktar’dan yapılan 5 milyon liralık rica. Tapelerde ayrıntıları var, dilekçemizde belirttik. Bu nedenle suç duyurusunda bulunduk.

Bu olay burada kalmamış, devamında başta AKP’giller’in yandaşı işverenlerin de bulunduğu kişilere ait toprakların da bulunduğu bu ada da halktan çok ucuz fiyata elde edilmiş. Çünkü o dönem doğal SİT alanı yapılaşma yasağı var, o yüzden halkın elinden ucuz fiyatlarla kapatılmış, devamında imar oyunlarına girişilmiş. O dönem olan yoğun tepkiler üzerine bu girişim sonuçlanmamış, işlem iptal edilmiş. Devamında 24 Mayıs 2020 tarihinde burada her ne hikmetse faili meçhul bir yangın çıkmış, adada belli bir kesim ciddi ormanlık alan yanmış, devamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yeniden imar için bir işlem başlatmış. Burada yapılmak istenen doğrudan doğruya haksız kazanç sağlamaktır, rant sağlamaktır.

Bu nedenle Halkın Kurtuluş Partisi olarak bütün yolsuzluklara, haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı mücadele ettiğimiz gibi bu konuda da Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Mevcut Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Eski Bakan Erdoğan Bayraktar, Deniz Baykal, Ramsey Firması Sahibi Remzi Gür, Atasay Kuyumculuğun Sahibi Cihan Kamer, Tayyip Erdoğan’ın eski iş ortağı Ergun Bodur’un da aralarında bulunduğu bir kısım şüpheli hakkında “Görevi Kötüye Kullanma,  Nüfuz Ticareti, Denetim Görevinin İhmali, 2863 Sayılı Tabiat Ve Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu ve (3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı Ve Yabanilerinin Aşılaştırılması Hakkında Kanuna Muhalefet Yoluyla) Görevi Kötüye Kullanma, Kasten Orman Yakmak” suçlamalarından suç duyurusunda bulunduk.

Halkın Kurtuluş Partisi olarak haksızlıklara, hukuksuzluklara, yolsuzluklara karşı mücadele etmeyi halkımıza, ülkemize karşı bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bu görevimize devam edeceğiz. Halkın Kurtuluş Partisi görev başında.

24 Eylül 2021

HKP Genel Merkezi

Suç Duyurusu Dilekçesini aynen yayımlıyoruz:

ANTALYA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

SUÇ DUYURUSUNDA

BULUNAN                           : HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ GENEL BAŞKANLIĞI

Karanfil Sokak No:24/15 Kızılay/ANKARA

VEKİLLERİ                                    : Av. Metin BAYYAR – Av. Ayhan ERKAN – Av. Ali Serdar ÇINGI – Av. Tacettin ÇOLAK – Av. Sait KIRAN – Av. Azime Ayça OKUR – Av. Halil AĞIRGÖL – Av. Pınar AKBİNA – Av. Doğan ERKAN

Korkut Reis Mah. Sezenler Cad. No:4/15 Sıhhiye/ANKARA

ŞÜPHELİLER                      :1-Murat Kurum (Çevre ve Şehircilik Bakanı)

      2-Erdoğan Bayraktar (Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı)

      3-Deniz Baykal (CHP Eski Genel Başkanı-Antalya Milletvekili)

    4-Mehmet Ali Kahraman (Eski Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürü)

      5-Selçuk Akıltopu (Deniz Baykal’ın Arazi Ortağı- İşadamı)

      6-Cihan Kamer (Atasay Kuyumculuk Sahibi)

      7-Remzi Gür (Ramsey Firması Sahibi)

      8-Selim Doğan (Eski Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan’ın oğlu)

      9-Halil Kocaer (Eski Kaş Belediye Başkanı)

   10-Gökhan Göktaş (Eski Kaş Tarım İlçe Müdürü)

  11-Ahmet Hasan Kösdağ (Kösdağ Ambalaj Ürünleri Tic. A.Ş. Kurucusu)

 12-Ergun Bodur (Kösdağ Ambalaj Ürünleri Tic. A.Ş. Ortağı )

13-Tevfik Altınay (Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürü)

14-Soruşturma aşamasında ortaya çıkartılacak; Kaş İlçesi Çukurbağ Yarımadasındaki Kültür ve Tabiat Varlığı olan araziden imar vurgunu yolu ile menfaat temin eden şüphelilerin fiillerine onay veren, görmezden gelen diğer kamu görevlileri

15-24 Mayıs 2020 tarihinde imar vurgununa konu arazide yangın çıkaranlar/çıkartanlar

SUÇ                                       : 1-Görevi Kötüye Kullanma (TCK. Md. 257)

                                                2-Nüfuz Ticareti (TCK. Md. 255)

                                                3-Denetim Görevinin İhmali (TCK. Md. 251)

                                             4-(2863 Sayılı Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu ve 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılaştırılması Hakkında Kanuna Muhalefet yoluyla) Görevi Kötüye Kullanma (TCK. 257)

                                            5-Kasten Orman Yakmak (6831 Sayılı Orman Kanunu 110/4)

SUÇ TARİHİ                                   : 3 Eylül 2013 ve devamı, 24 Mayıs 2020 ve devamı

AÇIKLAMALAR                  :

I-Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın 17-25 Aralık soruşturmasına yönelik “Dosyamda ne varsa, hem tapeler hem teknik takip doğrudur hem de benim telefon konuşmalarım A’dan Z’ye kadar doğrudur” (https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/eski-akpli-bakan-bayraktardan-carpici-aciklamalar-1864655) itirafı gündeme bomba gibi düştü. Daha sonra Gazeteci Fikret Bila’ya konuşan Erdoğan Bayraktar “Tarafsız bir savcı çıksın, bu dosyaları incelesin. Gerek görürlerse Yüce Divan’a gitmektende korkmam” ifadelerini kullandı. (https://www.cumhuriyet.com.tr/galeri/erdogan-bayraktardan-yeni-aciklama-yuce-divan-%20mesaji-1867651/2)

Bu açık itiraf üzerine o dönem basına yansıyan aşağıdaki konuda suç duyurusunda bulunuyoruz:

“Baykal’dan Bayraktar’a 5 milyon liralık rica

Bayraktar fezlekesinden eski CHP lideri Deniz Baykal’la ilgili yasal dinleme kaydı çıktı.

Halktan ve Meclis’ten gizlenen 4 bakan hakkındaki 17 Aralık fezlekelerinin eklerinden eski CHP Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal’la ilgili yasal dinleme kaydı da çıktı. Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar hakkında hazırlanan fezlekede yer alan ve Adalet Bakanlığı’na gönderilen yasal dinleme kaydına göre Deniz Baykal, bir arazi için bakanlığın “plan ücreti ve kentsel dönüşüm payı” kapsamında istediği 5 milyon TL’nin indirilmesi için ricacı oluyor. Bu rica tam 1 yıl önce 3 Eylül 2013 tarihinde 17 Aralık operasyonu kapsamında gözaltına alınan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman’la, Bakan Bayraktar arasındaki telefon konuşmasında dinlemeye takılıyor. Bayraktar, bürokratı Kahraman’a, “Bu Selçuk Akıltopu’nun işi sende miydi? Şimdi buraya geliyor Deniz Baykal aradı beni de. O nedir 5 milyon mu istemişsin ondan bağış?” diye soruyor. Bürokrat Kahraman da, Bakan Bayraktar’a, “Plan ücreti 2 altı yüz civarında bi 2 civarında da şey istedik bakanım kentsel dönüşüm katkı payı istedik galiba” diye yanıt veriyor. Bunun üzerine Bayraktar, “Ama diyor 5 milyon etmez orası diyor Deniz Baykal… Yani olmazsa şeyi bu kentsel dönüşüm hesabına yatıracağı paraya kaldırabilirsin veya azaltabilirsin” diyerek Baykal’ın ricası için talimat veriyor. Bürokratı da Bayraktar’a, “Tamam tamam tamam bakanım” diye yanıt veriyor.

Baykal ne dedi?

Yasal dinleme kaydını aktardığımız Deniz Baykal konuşmada geçen arazinin Kaş’taki bir arazi olduğunu söyledi. İndirim talebinde bulunmadığını söyleyen Baykal, “Yasal olarak ödenmesi gereken miktar ödenmiştir. Yasal gereklerin dışında bir talep var ise o talep yerine getirilmemiştir” dedi. Dinleme kayıtlarında geçen Selçuk Akıltopu, Baykal’ın baldızının oğlu. Baykal ve Akıltopu’nun Antalya Kaş’ta ortak bir arazisi bulunuyor.

‘Biz o hesabı yaptık bakanım…’ DİNLEME KAYDININ TAM METNİ

Tarih: 3 Eylül 2013… Saat: 14.53… Telefonun bir ucunda Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar diğer ucunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman bulunuyor. Konuşma 1 dakika 58 saniye sürer. Yasal dinlemeye takılan konuşmanın tam metni şöyle:

Mehmet Ali Kahraman: Bakanım buyurun…

Erdoğan Bayraktar: Bu Selçuk Akıltopu’nun işi sende miydi? M.A.K.: Evet bakanım bende.

E.B.: Şimdi buraya geliyor Deniz Baykal aradı beni de. M.A.K.: Evet…

E.B.: O nedir 5 milyon mu istemişsin ondan bağış… M.A.K.: Plan ücreti istedik bakanım.

E.B.: Plan ücreti … onun.

M.A.K.: Plan ücreti 2 altı yüz civarında bi 2 civarında da şey istedik bakanım kentsel dönüşüm katkı payı istedik galiba.

E.B.: İkisini de resmi yani oraya. M.A.K.: Tabii tabii resmi.

E.B.: Bakanlığın hesabına. M.A.K.: Tabii evet bakanım.

E.B.: Bakanlığın hesabına ise onları yatıracak yani. M.A.K.: Evet.

E.B.: Ama diyor 5 milyon etmez orası diyor Deniz Baykal.

M.A.K.: … çok müthiş bir yer bakanım orası güzel bir yer yani arazi büyüklüğüne göre biz o hesabı yaptık o yani 2 altı yüzlük kısmı yani resmi şeyi zaten almak zorundayız öbür konuyu takdirlerinize şey yaparız ama yani büyük bir yer güzel bir yer çok da şey bir yer göz önünde bir yer.

E.B.: Şimdi gelecek ne yapayım yollayayım mı onu sana.

M.A.K.: Olur bakanım bana da gelebilir ben de plan üzerinden de gösteririm yerini ben de hemen şeyini göndereyim size bilgi notunu…

E.B.: Ben istemem bilgi notunu ne yapayım ya. M.A.K.: Tamam tamam.

E.B.: Ben gönderiyorum onu sana … adama dersin yasal olarak bunu ödemen lazım. M.A.K.: Evet evet.

E.B.: Bu sizin herkesten alıyoruz yoksa. M.A.K.: Alıyoruz.

E.B…… gitsin başka belediyeden yapsın imarını nerden yapıyorsa yapsın.

M.A.K.: Evet evet.

E.B.: Yani olmazsa şeyi bu kentsel dönüşüm hesabına yatıracağı paraya kaldırabilirsin veya azaltabilirsin.

M.A.K.: Tamam, tamam tamam bakanım.

Tapedeki ‘o’ arazi Kaş’ta

Adalet Bakanlığı’na gönderilen yasal dinleme kaydında eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’la birlikte yer alan isim Selçuk Akıltopu, Baykal’ın baldızının oğlu. Deniz Baykal 1983 Mart’ında baldızının oğlu Akıltopu’yla ortak bir arazi satın almış. Kaş’ta deniz kıyısında Çukurbağ Yarımadası’ndaki bu 50 dönümlük yerle ilgili kayıtlarda alış tarihi 15 Mart 1983 olarak gözüküyor. Kaş’taki bu 50 dönümlük yerin üçte biri Deniz Baykal’a ait. Deniz Baykal’ın verdiği para 333 bin 600 lira. Selçuk Akıltopu ise 667 bin 200 lira ödemiş. Arazi için ödenin rakamın toplamı 1 milyon TL… O dönemde, “Antalya Kaş’ta sit alanında 50 bin metrekarelik alanın 1/3 hissesi (16 bin 667 metrekare) 47 Ada, 19 Parsel. Sit alanı olduğu için bina yapılamıyor. Sit alanından çıktığında değeri daha da artacak. Mevcut haliyle piyasa değeri yaklaşık 1 trilyon 350 milyar” eleştirileri yapılmış.”

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/baykaldan-bayraktara-5-milyon-liralik-rica-113999

  • “Deniz Baykal’ın da ‘tapesi’ varmış: Eski CHP lideri Bayraktar’dan 5 milyon TL’lik ‘rica’da bulunmuş

CHP’nin eski genel başkanı Deniz Baykal’ın, 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasında milyonlarca TL’lik imar usulsüzlüklerine ilişkin iddialar ortaya saçılınca istifa eden eski çevre ve şehircilik bakanı Erdoğan Bayraktar’dan ‘ricacı‘ olanlar arasında bulunduğu ortaya çıktı. Baykal, Antalya Kaş’ta ortak olduğu bir arazi için istenen 5 milyon TL’lik ‘kentsel dönüşüm payı’nın indirilmesini ‘rica etti‘.

‘Kaldırabilir veya azaltabilirsin’

  • Bayraktar, “Ama diyor 5 milyon etmez orası diyor Deniz Baykal… Yani olmazsa şeyi bu kentsel dönüşüm hesabına yatıracağı paraya kaldırabilirsin veya azaltabilirsin” diyerek Baykal’ın ricası doğrultusunda talimat veriyor;
  • Bürokratın yanıtı ricanın yerine getireleceği yönünde: ”Tamam tamam tamam bakanım.”

https://www.diken.com.tr/deniz-baykalin-da-tapesi-cikti-eski-chp-liderinin-bayraktardan-5-milyon-tllik-ricasi

II- Ancak olay sadece yukarıda alıntıladığımız konuyla sınırlı kalmamıştır. Şüpheli Deniz Baykal ve ortağı Selçuk Akıltopu’nun yukarıda belirtilen arazilerinin de içinde bulunduğu Kaş-Çukurbağ Yarımadası ile Limanağzı bölgesini kapsayan arazilerde imar değişikliği yapılarak büyük bir rant ve vurgun yaratılmıştır.

Basında yer aldığı üzere:

“İmara açıldı

Geçtiğimiz ay villa ve lüks otellerle kaplı bölgede çıkan yangınla gündeme gelen Kaş-Çukurbağ Yarımadası ile Limanağzı bölgesini kapsayan 1/25 bin ölçekli Nazım İmar Planı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca onaylanarak askıya çıkarıldı.

Doğal sit alanı statüsündeki Çukurbağ Yarımadası’nın yapılaşmadan korunmuş kesimlerinde iki ayrı bölgenin yapılaşmaya açılması dikkat çekiyor. Planda ‘Ekolojik Turizm’ alanı olarak ayrılan parsellerde biri, İnceboğaz Mevkii’nde yer alan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığı ile tanınan Cihan Kamer ile Hasan Doğan ailesinin 2007 yılında satın aldıkları 119 dekarlık zeytinlik arazi. Zeytinlik vasfı değiştirilerek, ‘tarla’ olarak tapuya kaydettirilen ve ardından İstanbul-Üsküdar merkezli bir ambalaj firmasına devredilen yarımadadaki araziye villalar inşa edilebilecek. Çukurbağ Yarımadası’nın batısında yer alan ikinci ‘Eko-Turizm’ nitelikli parselin üçte biri olan 16 bin metrekarelik kısmı eski CHP lideri ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal’a, aynı ölçüdeki bir diğer hisesi de Baykal’ın akrabası olan bir iş adamına ait. Kaş’ta uzun yıllardır tartışma konusu olan yarımadadaki bu iki parsel, böylece hem iktidar yandaşlarının hem de ana muhalefet partisinin eski lideri ve yakınlarının beklentisini karşılayacak şekilde imara açılmış oldu. İmar rantı yüksek olan Çukurbağ Yarımadas’ında 1500 metrekarelik imarlı bir parselin fiyatı yaklaşık 300 bin Avro’ya alıcı buluyor.

Antalya’nın Kaş ilçesinde bulunan doğal sit alanlarını kapsayan 1/25 binlik Nazım İmar Planı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca onaylandı. Geçtiğimiz ay çıkan yangınla gündeme gelen Çukurbağ Yarımadası ile karayolu ulaşımı bulunmayan Kaş’ın ünlü doğal plajlarını da barındıran Limanağzı bölgesini kapsayan plan, 9 Haziran’da Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde askıya çıkarıldı. Bir ay boyunca askıda kalacak olan yeni imar planında Çukurbağ Yarımadası’nın İnceboğaz ve İnönü mevkilerinde bulunan iki ayrı bölgenin ‘E-T-Eko- Turizm’ vasfıyla yapılaşmaya açılması dikkat çekiyor.

YERLİ HALK SİT ALANI OLAN ARAZİLERİNİ NÜFUZLU KİŞİLERE SATTI

Yıllar önce yarımadada zeytincilik yapan ya da kayalık arazilerin arasındaki küçük toprak parçalarında tarımsal üretim yapan yerli halkın arazileri ise hem orman ile süren sınır davaları hem de bölgenin doğal sit alanı olmasından dolayı yapılaşmaya açılmadı. AGC’nin geçmişte mevzi imar planı yaptırarak yapılaşmaya açtırdığı bölge dışında kalan araziler, zamanla yerli sahipleri tarafından ‘nüfuzlu’ kişilere satıldı.

TAPUDA TFF ESKİ BAŞKANI KASAN DOĞAN’IN OĞLUNUN ADI GEÇİYORDU
İşte o arazilerden biri de Çukurbağ Yarımadası’nın Kaş ilçe merkezine en yakın kısmında yer alan yaklaşık 150 dekarlık zeytinlikti. Kaş Kamping ile İnceboğaz arasındaki bölgeyi kapsayan bu arazi, 2007 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığı ile kamuoyunun gündemine gelen isimler tarafından satın alındı.

Satın alınan arazi, Futbol Federasyonu Eski Başkanı Hasan Doğan’ın oğlu Selim Doğan adına kaydedildi. İddiaya göre bir dönem Erdoğan’ın çocuklarıyla ortak mücevher işi yaptığı ortaya çıkan Atasay Kuyumculuk’un sahibi Cihan Kamer ve Erdoğan’ın çocuklarına burs verdiği iddia edilen Ramsey’in sahibi Remzi Gür’ün adının geçtiği arazi satışını, Erdoğan’a yakın olan ve Antalya ile Burdur’da yatırımları bulunan bir başka iş insanı takip etti.

İMARA AÇILMASI İÇİN ARAZİNİN ‘ZEYTİNLİ TARLA’ VASFI DEĞİŞTİRİLDİ

TARIM İLÇE MÜDÜRÜ ÖNCE REDDETTİ ARDINDAN ONAYLADI
Yaklaşık 6 milyon Avro’ya satın alındığı öne sürülen zeytinlik arazinin imara açılabilmesinin önünde hem sit alanı hem de zeytinlik gibi engeller vardı. Bu haliyle imara açılması olanaksız olan arazinin niteliğinin değiştirilmesi için, bakanlardan üst düzey bürokratlara uzanan görüşmeleri de içeren uzun bir süreç başladı. Bu arada arazinin arkeolojik sit alanı olan 30 dekarlık kısmı, hazineye ait bir başka araziyle takas edilmek üzere ayrıldı. Ardından ise kalan kısmının imara açılması için hummalı bir çalışma başlatıldı. Geriye kalan yaklaşık 120 dekarlık arazinin imara açılmasının önünde engel olarak görülen ‘zeytinli tarla’ niteliğinin değiştirilmesi ve tapu kaydına ‘tarla’ olarak işlenmesi için 15 Ağustos 2014 tarihinde dönemin Kaş İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’ne başvuru yapıldı. İlçe tarım müdürlüğü, 25 Ağustos 2014 tarihinde başvuruya verdiği resmi yanıtta, talep edilen cins değişikliğinin uygun görülmediğini bildirdi.

Ancak bu yanıtın ardından iddialara göre dönemin AKP’li Belediye Başkanı Halil Kocaer devreye girdi ve Kaş İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’ne yeni bir başvuru daha yapıldı. Bu kez siyasi baskılar sonuç verdi ve bir ay önce uygun görülmeyen zeytinlik arazinin vasıf değişikliği uygun bulundu. Dönemin Kaş Tarım İlçe Müdürü Gökhan Göktaş imzasıyla 24 Eylül 2014 tarihinde verilen yanıtta, arazinin cins değişikliğiyle ilgili talebin ‘uygun’ bulunduğu kaydedildi. Zeytinlik arazinin imara açılması girişimini o günlerde haberleştirerek kamuoyunun gündemine getirmiştik. (1)

DÖNEMİN TARIM BAKANI ÇELİK ‘İPTAL ETTİK’ AÇIKLAMASI YAPMIŞTI

Skandalın ortaya çıkmasının ardından konu TBMM’nin gündemine taşınmış ve sorumlular hakkında dava açılmıştı. Dönemin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, işlemin iptal edilerek ilgililer hakkında soruşturma açıldığını belirtmiş ve şu bilgileri vermişti: “Antalya Kaş İlçesi Merkez Mahallesi’nde bulunan 46 ada 48 nolu parselin cins değişikliği için Kaş İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğümüzce yürütülen işlemlerle ilgili olarak Antalya   İl   Gıda     Tarım   ve   Hayvancılık     Müdürlüğümüzce   soruşturma    başlatılmıştır. Soruşturma sonucu ilgili personele disiplin işlemi uygulanmış, cins değişikliği işleminin iptali için Kadastro Bölge Müdürlüğüne müracaat edilerek tapunun beyanlar hanesine cins değişikliği uygun görüş yazısının iptal edildiğine yönelik şerh koydurulmuş ve arazinin yeniden zeytinli tarla vasfına dönüştürülmesi için ilgili mahkeme de dava açılmıştır.” (2)

TARLAYA ÇEVRİLEN ARAZİ KISIKLI MERKEZLİ FİRMAYA SATILDI

Dönemin Bakanı Faruk Çelik’in iptal edildiğini açıkladığı zeytinlik araziyi imara açma girişiminin doğru olmadığı ortaya çıktı. Kaş’ın betonlaşmadan korunmuş son doğal alanlarından biri olan ve Yunanistan’ın Meis adasına bakan deniz kıyısındaki arazinin tapu kayıtlarına bakıldığında geçmişte ‘zeytinli tarla’ olan vasfının ‘tarla’ olarak değiştirildiği ve tapuya bu şekliyle kaydedildi. İddiaya göre geçmişte Selim Doğan adına kayıtlı olan söz konusu parsel, İstanbul-Üskudar (Kısıklı) merkezli bir ambalaj firmasına devredildi. Firmanın adı, Kösdağ Ambalaj Ürünleri Ticaret A.Ş. Kurucusu ise Ahmet Hasan Kösdağ. Ülker Grubuyla da ticari ilişkileri olduğu bilinen Kösdağ’ın ambalaja yönelik başka yatırımları da bulunuyor.

İMAR PLANI ONAYLANDI, 120 DEKARLIK ARAZİ EKO-TURİZM ALANI OLDU

Çukurbağ Yarımadası’nı da kapsayan yeni hazırlanan 1/25 binlik Nazım İmar Planı’nda ‘Eko Turizm’ alanı olarak ayrılan bu 46 Ada 48 nolu parselin güneyinde yer alan sahil kesimi rekreasyon alanı olarak belirlenirken geri kalanında ‘düşük yoğunluklu’, iki katlı villalar yapılabilecek. Kaş Çukurbağ Yarımadası’ndaki parsel fiyatlarıyla ilgili yaptığımız araştırmaya göre büyük ölçüde betonlaşan yarımadada imarlı parsel bulmanın oldukça zor olduğu, 1500 metrekarelik imarlı parsellerin ise 250-300 bin Avro’ya satıldığı belirtiliyor.

‘TURİZM İMARLI’ ARAZİLER ASTRONOMİK RAKAMLARA SATILIYOR

Yeni imar planına göre düşük yoğunluklu da olsa yapılaşmaya açılan bu parseller oldukça yüksek bir rant beklentisi yaratıyor. Yeni planda imara açılan bir diğer bölge ise yarım adanın uç kısmında, İnönü Mevkii’nde yer alıyor. Planın askıya çıkarıldığı gün imara açılan bu parsellerden birinin ‘turizm imarlı arsa’ vasfıyla satışa çıkarılması dikkat çekti. Toplam 20 bin 334 metrekarelik araziye 30 milyon TL’nin üzerinde fiyat belirlenmesi imar rantının boyutlarını gözler önüne seriyor.

İMARA AÇILAN PARSELLERİN BİRİNDE DENİZ BAYKAL’IN DA HİSSESİ VAR

Çukurbağ Yarımadası’nda imara açılan iki büyük parselden biri de eski CHP lideri ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın hissedarı olduğu arazinin bulunduğu bölgede yer alıyor. Deniz Baykal’ın Kaş’taki arazisinin varlığı yıllardır yerel halk tarafından biliniyor. Ancak arazinin sit alanı ve zeytinlik vasfında olması imara açılmasına engel oluyordu. Baykal’ın, Kaş’taki arazisiyle ilgili eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile telefon konuşması yaparak ‘ricacı’ olduğu da ortaya çıkmıştı. Eski Bakan Bayraktar’ın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman ile yaptığı iddia edilen bir telefon konuşması yasal dinlemelere takılmış, bu konuşmanın deşifreleri ise 4 bakan hakkında hazırlanan 17-25 Aralık fezlekelerinin eklerinde yer almıştı.

İMARA AÇILAN ARAZİNİN 16 BİN METREKARESİ BAYKAL’A AİT

Yeni planda ‘eko turizm’ niteliği verilerek yapılaşmaya açılan zeytinlik arazinin bulunduğu parsel yaklaşık 50 bin metrekare. Tapu kayıtlarına göre dört kişiye ait olan parselin 16.656 metrekaresi Deniz Baykal’a aynı büyüklükteki diğer bir hissesi de Selçuk Akıltopu’na ait. Geri kalanı ise Süreyya Tomruk ve Hüseyin Yazıcı arasında bölünmüş. …

‘ÖZEL MÜLKİYETE KONU İKİ BÖLGEYE EKO-TURİZM KARARI GETİRİLDİ’

Yeni hazırlanan 1/25 binlik Nazım İmar Planı’nın açıklama raporunda, daha önceki alt ölçekli planların kullanım kararlarını olduğu gibi korunacağı kaydedilerek, “Bunun haricinde, özel mülkiyete konu iki farklı bölgeye eko-turizm kararı getirilmiştir. Yarımadanın kalan bölümlerinde ise mülkiyeti orman olan bölgeler orman olarak işaretlenmiştir. Kalan bölümler ise doğal karakteri korunacak alanlar olarak düzenlenmiştir” ifadelerine yer veriliyor.”

https://odatv4.com/makale/imara-acildi-24062055-186347

http://www.antalya3t.com/cevre/kasta-imara-acilan-zeytinlik-arazi-erdoganin-eski-ortagina- h12141.html

III-

a-) Görüldüğü gibi, tamamı “Zeytinli Tarla”, bir kısmı Arkeolojik bir kısmı da

Doğal Sit Alanı olan arazi, şüphelilerin bazıları tarafından ucuz fiyata kapatıldıktan sonra, uzun yıllar süren bir süreçte nüfuzlu adamlarının da devreye girmesiyle, açık hukuk dışı işlemlerle imara açtırılarak büyük bir rant elde edilmektedir. Bir başka anlatımla, arazisine daha elini bile değdirmeden ya da değer artırıcı hiçbir işlem yapmadan, tamamen kayıtlar üzerinde yapılan değişiklikle şüphelilere büyük bir haksız kazanç sağlanmıştır.

Oysa yürürlükteki mevzuata göre, yukarıdan beri anlatılan niteliklere sahip olan arazinin imara açılması hukuken mümkün değildir.

b-) Öncelikle belirtelim ki, Anayasa’da Devlete; imar/kent rantları yaratma değil; kıyılardan yararlanmada kamu yararını gözetme (md. 43); tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önleme (md. 45); çevreyi geliştirme, çevre sağlığını koruma ve çevre kirliliğini önleme (md. 56); şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde konut ihtiyacını karşılayacak önlemleri alma (md. 57); tarih, kültür ve tabiat varlıklarını koruma (md. 63); ormanları koruma ve sahalarını genişletme (169) ve orman köylüsünü koruma (md. 170) görevleri yüklenmiştir.

c-) Öte yandan şüpheliler; 2863 Sayılı Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu ve 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılaştırılması Hakkında Kanunun emredici hükümlerine aykırı işlemler tesis ettiklerinden TCK’nun 257. maddesinde tanımlanan “Görevi Kötüye Kullanma” suçun işlemektedirler.

Bilindiği gibi; 2863 Sayılı Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kanununun

  1. maddesinde; “Devlete, kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar ile özel hukuk hükümlerine tabi gerçek ve tüzelkişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlarda varlığı bilinen veya ileride meydana çıkacak olan korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları Devlet malı niteliğindedir.” hükmü öngörülmüştür.

Dolayısıyla olayımıza konu arazinin esasen devlet malı niteliğinde olduğu açıktır. Ancak şüpheliler yasanın bu açık düzenlemesine karşın, Arkeolojik ve Doğal Sit Alanını özel mülkiyetine geçirmekle baştan suç işlemişlerdir.

Yine, 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılaştırılması Hakkında Kanunun 4086 Sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinde; “Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç tesis yapılamayacağı ve işletilemeyeceği, Zeytincilik sahalarının daraltılamayacağı, belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması halinde dahi altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşmanın, zeytinlik alanının % 10’unu geçemeyeceği, …. Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinin ve mahallinde varsa ziraat odasının uygun görüşü alınmadan ve kesin zaruret görülmeyen zeytin ağaçlarının kesilemeyeceği ve sökülemeyeceği” öngörülmüştür.

Benzer düzenlemeler Zeytinciliğin Islahı, Yabanilerinin Aşılattırılmasına Dair Yönetmeliğin 23. maddesinde de tekrarlanmıştır. Ancak yönetmeliğin bu maddesinde; “alternatif alan bulunmaması ve Çevresel Etki Değerlendirme Raporu (ÇED)’na uygun olması koşuluyla, bitkilerin vegetatif ve generatif gelişimine zarar vermeyeceği Bakanlık araştırma enstitüleri veya üniversiteler tarafından belirlenmesi durumunda;

  1. Jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları, b) Bakanlıklarca kamu kararı alınmış plan ve yatırımlar, c) Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisleri, ç) İlgili Bakanlıkça kamu kararı alınmış madencilik faaliyetleri petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetleri, d) Savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar için, yukarıda belirtilen faaliyetlerde bulunmak isteyenlerin, ilgili Bakanlıkların onaylı belgeleri ile mahallin en büyük mülki amirine başvurabileceği, Müracaat sahibinin, çevrede oluşabilecek ÇED raporu ile belirlenmiş zararları önleyecek tedbirleri almak koşulu ve dikim normlarına uygun, eşdeğer büyüklükte il/ilçe müdürlüğünce uygun görülecek alanda zeytin bahçesi tesis edeceği”ne dair bazı istisnalar getirilmiştir.

Oysa olayımızda bu istisnalar kapsamından değerlendirilebilecek en küçük bir emare dahi bulunmamaktadır. Bu arazide şüphelilerce yapılacak otel, villa ve kişiye özel limanla Kaş İlçesinin bakir kıyılarının tahrip edileceği, çevre ve deniz kirliliğine neden olunacağı kaçınılmazdır. Suç konusu bu fiillere izin verilmemesi gerekir.

d-)Bu durum aynı zamanda AKP ile Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal arasındaki gayrimeşru ilişkinin ekonomik temellerinden birisini de göstermektedir. AKP’gillerin başının milletvekili seçilebilmesinin önündeki Anayasal engelin kaldırılması için partisindeki en yakın yetkililere bile haber vermeden neden canhıraş katkı sunduğu, AKP’nin 7 Haziran 2015 seçim yenilgisi üzerine AKP’gillerin başına destek ve akıl vermek için saraya niçin koşturduğu anlaşılmaktadır. Olay tamamen duygusal imiş?!

SUÇ NİTELEMELERİ:

  • Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Eski CHP Genel Başkanı ve CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Eski Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman ile bu olaya karışan kişiler Görevi Kötüye Kullanma (TCK. 257), Nüfuz Ticareti (TCK. 255) Suçunu işlemişlerdir.
  • 24 Mayıs 2020 tarihindeki Kaş-Çukurbağ yarımadasındaki orman yangınını çıkaran/çıkartanlar Kasten Orman Yakmak Suçunu (6831 Sayılı Orman Kanunu 110/4) işlemişlerdir.
  • II Nolu başlıkta ayrıntılı bilgilerini sunduğumuz imar vurgununda yer alan, buna yol açan işlemleri yapan tüm şüpheliler: Görevi Kötüye Kullanma (TCK. 257), Nüfuz Ticareti (TCK. 255), Denetim Görevinin İhmali (TCK. 251), (2863 Sayılı Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu ve 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılaştırılması Hakkında Kanuna Muhalefet yoluyla)Görevi Kötüye Kullanma (TCK. 257) suçlarını işlemişlerdir.

Müvekkil Parti; “insan hayatının sürmesinin, bitkiler ve hayvanlarla birlikte, doğal dengeyi hiç bozmadan mümkün olabileceğini çok iyi bil”en, “Bunun için doğaya ve diğer canlılara saygılı, onlara zarar vermeyen bir üretimin yapılmasından yana” olan, “Bunun için ülke içinde gereken önlemleri almaktan çekinme”meyi savunan, “insanlık ve doğa düşman”larıyla yasal veya meşru bütün yollarla mücadeleyi önüne hedef ve bir görev olarak koymuş bir partidir. İşbu suç duyurusu; doğamızın ve insanımızın rant ve kâr uğruna heba edilmesine karşı, halkımıza ve gelecek nesillere karşı sorumluluk duygusunun gereğidir.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıkladığımız ve Cumhuriyet Savcılığınca re’sen araştırılacak sebeplerle, şüphelilerin eylemlerine uyan Türk Ceza Kanun ve ilgili diğer kanunlarda belirtilen suçlarından yargılanıp cezalandırılması amacıyla hakkında gerekli soruşturmanın yürütülerek Kamu Davası açılmasını müvekkil Parti adına talep ediyoruz. 24.09.2021

Suç Duyurusunda Bulunan

Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı Vekilleri

Av. Metin BAYYAR Av. Sait KIRAN Av. Azime Ayça Okur Av. Doğan ERKAN

Print Friendly, PDF & Email