TÜRKİYE DEVRİMİNİN ÖNDERİ HİKMET KIVILCIMLI’YI BEDENCE ARAMIZDAN AYRILIŞININ 39’UNCU YILINDA SAYGIYLA ANIYORUZ!

HKP İzmir İl Başkanı Av. Tacettin ÇOLAK’ın 11 Ekim 2010 günü saat 18:30’da İzmir YKM önünde, Türkiye Devriminin Önderi Hikmet Kıvılcımlı’ nın  bedence aramızdan ayrılışının 39’uncu yıldönümünde,Kurtuluş Partisi İl Örgütü adına yaptığı basın açıklaması:
 
TÜRKİYE DEVRİMİNİN ÖNDERİ HİKMET KIVILCIMLI’YI BEDENCE ARAMIZDAN AYRILIŞININ 39’UNCU YILINDA SAYGIYLA ANIYORUZ!
Hikmet Kıvılcımlı Usta 39 yıl önce bugün ayrıldı bedence aramızdan.
Ama O, yalnızca bedence ayrıldı aramızdan.
Biz bunu laf olsun, şairane bir söz söylemiş olalım, süslü, parlak bir söz olsun diye söylemiyoruz.
O, gerçekten sadece bedence ayrıldı aramızdan.
Çünkü kendini halklarının mutluluğuna adamış, bu uğurda insanlığından başka her şeyini vermiş Önderler, halklar onların ölmesine izin vermedikçe ölmezler.
İnsanlığın Sınıflı Toplumlar Tarihinin kapitalizmöncesini “Tarih-Devrim-Sosyalizm” anıt eseriyle aydınlatan ve “Toplum Biçimlerinin Gelişimi”, “İlkel Sosyalizmden Kapitalizme İlk Geçiş İngiltere”, “Son Geçiş Japonya”, “Osmanlı Tarihinin Maddedesi”, “Türkiye’de Kapitalizmin Gelişimi” vb. eserleriyle açan yaşadığımız toprağın tüm sınıf ilişki-çelişkilerini açıklayıp bize sunan Hikmet Kıvılcımlı Usta da hem Türkiye hem de dünya insanlığına paha biçilmez teorik hazineler bırakmıştır. İşte bu yüzden ölümsüzdür. İşte bu yüzden yalnızca bedence ayrılmıştır aramızdan…
O’nun öğrencileri, izleyicileri olan bizler, buradaysak, O’nun teorisini dövüştürüyorsak O da aramızda demektir. Yaşıyor, savaşıyor demektir.
Tabiî Hikmet Kıvılcımlı denince kimilerinin sandığı ya da öyle göstermek istediği gibi, O sadece teori adamı değildir. Aynı zamanda yorulmak bilmez bir devrim savaşçısıdır. Devrimci mücadelede dinlenme zamanını, Kerim Korcan Yoldaş’ın aktardığı gibi; yalnızca bir çay içimlik zamana indirgemiş, bir devrim eridir.
Bu teorik ve pratik mücadelesinin bedelini kimsenin dayanamayacağı sayısız işkencelerden geçerek ödemiştir. Fakat bu işkencelerden her defasında alnının akıyla, dimdik çıkmıştır. Kendi deyişiyle “Poliste direnmeyi en büyük erdem belle”miştir. Yani bir yoldaşını ele vermekten, Partiye bir zarar getirmektense ölmeyi yeğlemiştir. Yine İşçi Sınıfına adadığı, kendi söylemiyle vakfettiği, hayatının 22,5 yılını “yarı derebeyi” diye isimlendirdiği Türkiye zindanlarında geçirmiştir, tek bir gün bile yakınmadan…
Bu 22,5 yıllık zindan hayatını ise çile çekerek geçirmemiş, hapishaneleri üniversiteye çevirmiştir. 1929 Tevkifatı’nda kendisine 4,5 yıl ceza veren İzmir Ağır Ceza Hâkimine söylediği gibi, bu üniversitelerde “Kızıl Bir Profesör” olarak yetiştirmiştir kendini. Hapishanedeki hayatı O’nun nasıl bir iradeye sahip olduğunun kanıtıdır. Her gün kesintisiz yaptığı beden eğitimiyle bedenini, bir gün bile ara vermeden yürüttüğü teorik çalışmasıyla ruhunu dipdiri tutmuş, bu emeğin ürünü olarak Antika Tarihi aydınlatmış ve sayısı yüzleri bulan eser yaratmıştır.
Demek ki Hikmet Kıvılcımlı’nın bir ömür harcayarak bizlere sunduğu teorik ve pratik silahlar pırıl pırıl elimizdeyse O da yaşıyor, bizimle birlikte savaşıyor demektir.
Bildiğimiz gibi insanlık çok acı günlerden geçiyor. Sosyalist Kamp’ın yıkılmasından bu yana emperyalistler insanlığa, insani değerlere ve halkların kanları canları pahasına yüzyıllar süren mücadelelerle elde ettikleri kazanımlarına pervasızca saldırıyorlar.
ABD Emperyalistleri, AB Emperyalistlerini de kuyruklarına takarak tek kutuplu gördükleri, daha doğrusu babalarının çiftliği saydıkları tüm dünyada istediklerini yapabileceklerine hükmettiler. Afganistan’ı, Irak’ı işgal ettiler.
Daha doğrusu, edebildiler mi, dememiz gerekiyor, değil mi, yoldaşlar?..
Belki şeklen işgal ettiler ABD ve AB emperyalistleri bu ülkeleri. Ama bu ülke halklarının direnişi karşısında işgal ettiklerine bin pişman oldular. Başlangıçta pek kolayca işgaller gerçekleştirince bunu yürütebileceklerini sandılar. ABD, Vietnam halkından yediği tokadı unutacağını, Vietnam Sendromundan çıkacağını umdu. Ama fena halde yanıldı. Şimdi Vietnam Sendromuna bir de Afganistan Sendromu, Irak Sendromu eklendi. O yüzden İran’a, Kuzey Kore’ye, Venezüella’ya, Küba’ya ve sol iktidarların işbaşında olduğu ülkelere müdahale etmeye cesaret edemiyor.
Yediği bu tokatlar yüzünden, adına kısaca BOP dediği ve Kuzey Batı Afrika’dan Orta Asya’ya kadar uzanan coğrafyada yer alan 24 ülkenin sınırlarını, çıkarlarına göre yeniden belirleme projesi olan “Büyük Ortadoğu Projesi”ni, rafa kaldırmak zorunda kaldı.
 
Yine bildiğimiz gibi bu proje gereği Türkiye’ye Yeni Sevr’i uygulatarak en az üç parçaya bölmek istemektedirler. Ve yine biliyoruz ki, bu Türk, Kürt ve Ermeni Halklarının düşmanı ve bu halklar arasında yeni kanlı savaşlar öngören projenin eşbaşkanı İspanya Başbakanı ile birlikte bizim Tayyip’tir.
Tayyipgiller’in ne olduğunu anlamak da Hikmet Kıvılcımlı’yı anlamaktan geçer. Çünkü O’nun dâhice açıkladığı gibi, Tayyipgiller, Antika Tefeci-Bezirgân Sınıfının temsilcileridir. Bu sınıf Ortaçağ’da mutlak hâkim sınıftı. İdeolojisi ise Şeriattı. İşte o yüzden Şeriatı özler durur, bu sınıf. Vurgununu en iyi yürüteceği bu düzeni kurmak, küpünü doldurmak için satmayacağı değer, ihanet etmeyeceği kutsal yoktur. Vatan, millet kavramları paraya dönüşüyorsa hiç çekinmeden satılacak şeylerdir, bu sınıf için. Bugün başımıza gelen de budur. Bu başbakan pekâlâ “Ben vatanımı pazarlamakla mükellefim” diyebilmekte… Demek ne kelime bu vatanda halklarımızın alın teriyle oluşmuş, çoğu Kuvayimmilliye yadigârı bütün varlıkları kendi deyimleriyle “Babalar gibi sat”tılar. Babalar sözü lafın gelişidir. Aslında en aşağılık tarzda bir uşaklıkla peşkeş çektiler, emperyalistlere, yerli-yabancı Parababalarına. Sırf kendileri makam ve servet sahibi olsunlar yeterdi onlara. Nitekim İETT’de basit bir işçilik görevinden bugün Karun kadar zenginliğe terfi etmiştir, Tayyip… Tabiî şürekası da.
Ve bu hayâsızca vurgunu, talanı sürdürebilmek için, bu gidişe karşı çıkan, antiemperyalist, ulusalcı ve halkçı bir tavır koyan, NATO’dan çıkmalıyız diyen yurtseverlere karşı CIA patentli “Ergenekon Davası” düzenlendi, bildiğimiz gibi. Gerçek Kontrgerillayla bir ilgisi olmayan bu kişiler, kimi Kontrgerillacılarla bir tutularak, böylece kara çalmaya çalışılarak Silivri Zindanına dolduruldular. Savcılıkla, hâkimlikle bir ilgisi olmayan Fethullahçı savcılar ve Özel Yetkili Mahkemelerce verilen kararlarla yılları bulan tutukluklarla yürütülmektedir bu süreç. Bu yöntemle bu yurtsever aydınlara yargısız infaz uygulanmaktadır. Yerli-yabancı Parababalarının vurgun ve soygunlarına karşı gelmenin bedeli budur, denilmek isteniyor.
Fakat bir şeyi unutuyorlar!.. Ve fena halde yanılıyorlar!..
Bu halk, emperyalizme karşı ilk başarılı bağımsızlık savaşını, Kuvayimilliye’yi başarmış bir halktır. İkinci Kurtuluş Savaşımız böylesi oyunlarla engellenemez.
Biz, Birinci Kurtuluş Savaşında Yörük Ali Efe Çetesi’nde yer almış, daha 17 yaşında Köyceğiz Kuvayimilliye Komutanlığına atanmış Hikmet Kıvılcımlı’nın öğrencileriyiz. Bu engeller bizi yıldıramaz… Vız gelir tırıs gider, halkımızın deyimiyle.
Kuvayimilliye’deki pratiğiyle de İkinci Kurtuluş Savaşı’mızda yolumuzu aydınlatıyor Kıvılcımlı Usta! İşte bu yüzden ölümsüzdür O…
Diğer yandan Kıvılcımlı Usta’nın deyişiyle söylersek: “İnsan sürgit yük hayvanı yerine konulamaz.” İşte bu yüzden Latin Amerika’dan öncülüğünü Başkan Chavez’in Bolivarca Venezüellası’nın yaptığı sol rüzgârlar esiyor. Bolivya’da Evo Morales taşıyor bayrağı… Arjantin, Paraguay, Uruguay, El Salvador, Ekvador, Brezilya, ve Şili’de sol iktidarlar var. Hatta Brezilya’da geçen günlerde yapılan başkanlık seçiminde ilk turda yüzde 47 oy aldı, eski gerilla Marksist Dilma Roussef. İkinci turda seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor. 
Latin Amerika’dan esen bu sol rüzgârlar, insanlığın bu hayvanlık konağına isyanıdır. İnsanlığın bu son hayvanlık konağından er geç çıkacağının müjdesini veriyor, yolu aydınlatan meşaleyi tutuşturuyor.
İşte Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı, bu meşalenin bir volkana nasıl dönüşeceğinin bilimini bilincini veriyor bize, teorisiyle. Ve pratiğiyle bu amaca ulaşmak için ne yapmamız, nasıl devrimciler olmamız gerektiğini örnekliyor.
O yüzden ölümsüzdür Hikmet Kıvılcımlı Usta! Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz…
Halkız, haklıyız kazanacağız. 11/10/2010
 
HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ
   İZMİR İL ÖRGÜTÜ        
Print Friendly, PDF & Email