Şanlı Gezi İsyanımızın 4. Yılında Gezi Ruhuyla Karşıyaka’daydık

Şanlı Gezi İsyanımızın 4. Yılında Gezi Ruhuyla Karşıyaka'daydık

     Ülkemizin gördüğü en büyük halk ayaklanmalarından biri olarak tarihe geçen şanlı Gezi İsyanımız bu yıl 4 yaşında. Gezi'den bu yana her geçen gün Emperyalistler ve Yerli İşbirlikçiler tarafından karanlığa,  parçalamaya doğru sürüklenen ülkemizde Gezi'nin heyecanıyla mücadelemizi her geçen gün yükseltiyoruz.

     3 Haziran Cumartesi günü saat 17'de Karşıyaka Çarşı girişinde yaptığımız başın açıklamasıyla Gezi İsyanımızı ve şehitlerimizi unutmadığımızı, unutmayacağımızı bir kez daha gösterdik. Polisin tüm engelleme çabalarına rağmen kararlı duruşumuzdan taviz vermeyerek Çarşı içindeki parti binamızdan Çarşı girişine kadar "Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam", "Her Yer Taksim Her Yer Direniş" sloganları eşliğinde yürüyüşümüzü gerçekleştirdik. 300-400 metrelik bir mesafeyi yürümemizden bile rahatsız olan polis baskıyla bizi yıldırabileceğini düşünerek üzerimize gelse de ne yürüyüşümüzü ne de sloganlarımızı engelleyemedi.

     Çarşı girişine geldiğimizde burada partimizin İzmir İl Başkanı ve Genel Sekreter Yardımcısı Av.  Tacettin Çolak basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamasına yürüyüşümüzü engellemeye çalışan polislere hitap ederek başlayan Çolak geçen yıl Gezi İsyanı'nın 3. yılı için yine Karşıyaka'da yaptığımız basın açıklaması sırasında göz altına alınan yoldaşlarımız hakkında takipsizlik kararı verildiğini ve konuyla ilgili açılan davayla sorumlu polislerin tazminatla cezalandırıldığını mahkeme kararından yaptığı alıntılarla hatırlatarak yaptığımızın barışçıl eylem olduğunu, bu nedenle yürüyüşümüzün engellenmesinin suç olduğunu belirtti.

   

 

Av. Tacettin Çolak açıklamasında 4 yıl önce Gezi Parkı'nın yerine Topçu Kışlası yapmak istemesiyle başlayan Ayaklanmaya halkın farklı kesimlerinden milyonlarca insanın katıldığını, başta Gezi Parkı olmak üzere bir çok yerde kimsenin kimseyi taciz etmediği, rahatsız etmediği kimsenin bir şey çalmadığı komünler kurulduğunu söyledi. "Ama başta AKP’giller olmak üzere Emperyalist çakallar bu adaletli, eşitlikçi, özgürlükçü, paylaşımcı yaşam minyatürlerinden ölümlerini görmüşçesine korktular. Bu nedenle her yerde kontrolsüz bir şekilde saldırdılar. Sekiz genç insanımızı; Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım, Ali İsmail Korkmaz, Hasan Ferit Gedik, Ahmet Atakan ve Berkin Elvan’ı (daha 14 yaşında bir çocuktu) ömürlerinin baharında katlettiler." diyen Çolak bu nedenle her yıl Gezi'nin ve Gezi Şehitleri'nin anıldığını belirtti. Gezi'de katliam emirleri verenlerin Ege Denizi'nde Yunanistan işgali altında bulunan 18 adaya ses çıkartmadıklarına dikkat çeken Çolak konuşmasını ölüm yıldönümü 3 Haziran olan Nazım Hikmet'in "Beyler Bu Vatana Nasıl Kıydınız" şiiriyle sonlandırdı.

   

Açıklamanın ardından eylem "Gezi'de Düşene, Dövüşene Bin Selam", "Halkız Haklıyız Yeneceğiz" sloganlarıyla sonlandırıldı.

AÇIKLAMA:

Şanlı Gezi İsyanımızın; Dördüncü Yılında Yine Buradayız!
Gezi
Şehitlerimizi Saygıyla Anıyoruz!

Geçen yıl yine bugün, Gezi İsyanımızın üçüncü yılını kutlamak ve şehitlerimizi anmak için, yine burada ve bu pankartımızla birlikteydik. O gün bu pankartımıza el koymuşlar ve dört arkadaşımızı gözaltına almışlardı. Ancak yapılan gözaltı işlemi hakkında savcılık TAKİPSİZLİK kararı verdi. Yani bu pankartımız ve bizler suçsuz bulunduk. Bizlere uygulanan haksız ve yasadışı gözaltı işlemi nedeniyle tazminat davaları açtık. İzmir Ağır Ceza Mahkemeleri devleti, gözaltına alınan arkadaşlarımıza manevi tazminat ödemeye mahkûm etti. Verilen kararlar kesinleştikten sonra da muhtemelen bu tazminatlar, gözaltı işlemini yapan polislere rücu edilecektir. 

Neden her yıl buradayız?

Çünkü dört yıl önce, Taksim’de Gezi Parkı’nın yerine Topçu Kışlası yapma girişimlerine karşı, yoğun polis saldırısı ve gaz bombardımanına rağmen her kesimden insanımızın katıldığı, her geçen gün daha da kitleselleşip ülkenin dört biryanına yayılarak milyonlara ulaştığı şanlı bir isyan yaşadı bu ülke. Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam!, Her Yer Taksim, Her Yer Direniş! diyerek Mustafa Kemal ve Laiklik düşmanı AKPgillere karşı haykırıyordu milyonlar.

Başta Gezi Parkı olmak üzere ülkenin dört bir yanında oluşturulan komünlerde üretimin, paylaşımın güzel örnekleri yaşandı. Kimse kimseyi taciz etmedi, kimse kimseyi rahatsız etmedi, kimse bir çalmadı…

Ama başta AKP’giller olmak üzere Emperyalist çakallar bu adaletli, eşitlikçi, özgürlükçü, paylaşımcı yaşam minyatürlerinden ölümlerini görmüşçesine korktular. Bu nedenle her yerde kontrolsüz bir şekilde saldırdılar. Sekiz genç insanımızı; Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım, Ali İsmail Korkmaz, Hasan Ferit Gedik, Ahmet Atakan ve Berkin Elvan’ı (daha 14 yaşında bir çocuktu) ömürlerinin baharında katlettiler.

İşte bunun için her yıl buradayız.

Şehitlerimizi unutmamak ve unutturmamak için, Şanlı Gezi İsyanımızın haklılığının, meşruluğunun ve coşkusunun unutulmaması için buradayız.

Çünkü; (54 yılı önce bugün aramızdan ayrılan Devrimci Vatan Şairimiz Nazım’ın dediği gibi):

Alçaklığın, Hainliğin,
İkiyüzlülüğün, Puştluğun
at oynattığı bir dönemde
yaşamdan zevk alabilmek
ancak zayıfların bahtiyarlığıdır.

Esas olan;
Sadece yaşamak değil,
insana yakışır şekilde ve
onurlu yaşamaktır…

Teslim olmadan,
Boyun eğmeden,
Sürünmeden,
El etek öpmeden yaşamaktır.

Saygıdeğer Halkımız;

Batılı Emperyalistler ve yerli işbirlikçileri tarafından ülkemizin bölünüp parçalanması için ciddi planların uygulandığı gerici günlerden geçiyoruz.

Bu şanlı eylemde “katliam emri” verenler, gencecik halk çocuklarını yaşamlarından edenler; Ege Denizi’ndeki vatan toprağımız, 18 tane adamızın Yunanistan tarafından işgal ve ilhak edilmesine ses çıkaramamaktalar. Emekçi Halkımız İşsizlilik ve Pahalılık cehenneminde kavrulurken, kendileri servetlerine servet katmaktalar. Bunların “ileri demokrasi”leri hırsızlık, vurgun, talan, vatan satıcılığı, Allah’la adam kandırıp kardeşin kardeşe düşman edilmesi üstünedir.

Oysa şanlı Gezi İsyanımız; uğruna bedeller ödeyerek mücadele ettiğimiz Halk Demokrasisinin, Sosyalist Demokrasinin nasıl olacağını herkese gösterdi. Bu demokraside, bir avuç parababasının dışında tüm emekçi halklar tam bir eşitlik içinde mutlu bir aile olarak yaşayacaktır. Bizi yutmak isteyen batılı emperyalist çakalların planları da tıpkı Birinci Kuvayımilliyeci atalarımızın Sevr’de yaptıkları gibi tarihin çöplüğüne gömülecektir.

Yeter ki, bilimli, bilinçli, örgütlü olalım.

Çünkü örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez. 03.06.2017

Son söz; Nazım’ın olsun;

İnsan olan vatanını satar mı?                                               Eli kolu zincirlere vurulmuş,
Suyun içip ekmeğini yediniz.                                              vatan çırılçıplak yere serilmiş.
Dünyada vatandan aziz şey var mı?                                    Oturmuş göğsüne Teksaslı çavuş.
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?                                          Beyler bu vatana nasıl kıydınız?

Onu didik didik didiklediler,                                                Günü gelir çarh düzüne çevrilir,
saçlarından tutup sürüklediler.                                            günü gelir hesabınız görülür.
götürüp  kâfire : "Buyur…" dediler.                                      Günü gelir sualiniz sorulur :
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?                                          Beyler bu vatana nasıl kıydınız?

HKP İzmir İl Örgütü

 

Print Friendly, PDF & Email