Şanlı 15-16 Haziran Direnişimizin 55. Yılı Kutlu Olsun!

15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin bayrağı biz Proletarya Sosyalistlerinin elinde dalgalanıyor,  bu büyük direniş mücadelemize yol göstermeye devam ediyor!

15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi ABD Emperyalist çakalına, onun yerli- yabancı parababası işbirlikçilerine ve siyasi partilerine karşı verilmiş büyük bir mücadeledir. Bu direnişin nasıl başladığını, geliştiğini ve büyüdüğünü anlamamız için 1950-60-70′ li yıllara bakmamız gerekir.

Sarı – gangster Türk-İş Konfederasyonu 1952 yılında ABD-CIA eliyle kurulmuş ve uzun bir süre maddi olarak desteklemiş, yöneticileri CIA tarafından eğitilmiştir.

Türk-İş’ in kurulmasındaki amaç ülkemizde gelişen işçi sınıfı hareketini sarı-gangster sendikacılığa teslim etmektir.

Ordumuz içerisindeki Mustafa Kemal’ci, devrimci subayların gerçekleştirdiği 27 Mayıs 1960 Politik Devrimi İşçi Sınıfımıza grev ve toplu sözleşme hakkı getirmiş, 1961 Anayasası ile örgütlenmesinin önünü açmıştır.1961 Anayasasının yürürlüğe girmesi, ayrıca sarı-gangster Türk-İş Konfederasyonunun içyüzü ve gerçek amacının ne olduğunun ortaya çıkması ile birlikte Türk-İş’ten ayrılan 3 sendika ve Türk-İş dışından 2 sendikanın da katılımıyla 13 Şubat 1967 tarihinde DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) kurulmuştur.

Partimizin ilk genel başkanı, ustamız Hikmet KIVILCIMLI DİSK’in kuruluşu için:

“DİSK olayı sarı sendikacılıktan çok aşağılara düşmüş ajan Türk-İş sendikacılığına inen bir tokat oldu” demiştir.

DİSK’in kurulmasıyla birlikte 1967-70 yılları arasında işçi sınıfımız DİSK’e akın etmiş, üye sayısı 3 yılda yüzbinlere ulaşmıştır. Özellikle DİSK üyesi işçilerin ekonomik, sosyal ve demokratik haklarında önemli kazanımlar elde edilmiştir. Ayrıca ülke genelinde işyeri işgali ve grevlerde gözle görülür artışlar olmuştur.

DİSK’in büyümesinden ve mücadelesinden, İşçi Sınıfımızın bilinçlenmesinden korkan yerli- yabancı parababaları dönemin Adalet Partisi iktidarı aracılığıyla 274 sayılı Sendikalar Kanunu ve 275 sayılı Grev ve Lokavt Kanunlarında değişiklik yapmak istemişler, yapmak istedikleri değişikliğe de “Sendikaların güçlenmesi için hazırlandığı” yalanını söyleyerek kılıf uydurmuşlardır. Ancak Adalet Partili Çalışma Bakanı Seyfi Öztürk Türk-İş’in Erzurum’da yapılan kongresinde yaptığı konuşmada “yakında DİSK’in çanına ot tıkayacağız” diyerek gerçek amaçlarının DİSK’i kapatmak olduğunu göstermiştir.

DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler  “Değişiklik DİSK’i kapatmayı hedeflemektedir. Tasarı Anayasaya aykırıdır. İşçi Sınıfımız DİSK’in kapatılmasına izin vermeyecektir” diyerek son sözünü söylemiştir. DİSK örgütlü gücünü göstermiş ve İşçi Sınıfımızı harekete geçirmiş, İşçi Sınıfımız yapılmak istenen güya “yasal” değişikliğe karşı “Anayasa çiğnenemez, DİSK kapatılamaz” sloganları ile 168 fabrikada şanlı bir direniş başlatmıştır.15 Haziran 1970 sabahı başlayan büyük direnişe yüzellibine yakın işçi katılmıştır. İşçiler İzmit ve Gebze’den Kadıköy’e, Levent’ten Mecidiyeköy ve Taksim’e, Bakırköy’den Topkapı ve Edirnekapı’ya yürümüşlerdir. Öyle ki İstanbul’un iki yakasındaki işçilerin bir araya gelmemesi için vapur seferleri iptal edilmiş, Galata köprüsü tarihinde ilk defa her iki kanadı birbirinden ayrılarak geçişe kapatılmıştır.

15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişine en ön saflarda katılan, ustamız Hikmet Kıvılcımlı’nın “Başta işçi sınıfımız gelmek üzere” sözünü şiar edinen, direnişin örgütlenmesi için oluşturulan direniş komitelerinde yeralan Genel Başkanımız Nurullah Efe Ankut bu büyük direniş sırasında işkenceli sorgulamalardan geçmiş, tutuklanmıştır. Ayrıca Galata köprüsünün ikinci kez birbirinden ayrıldığı 2013 1 Mayısı’nda da mücadelenin en ön saflarında yer almıştır Genel Başkanımız Nurullah Efe ANKUT.

İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği (İPSD) yönetici ve üyeleri de 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin en ön saflarında yer almıştır. Bu büyük direnişte üç işçi kardeşimiz; Mehmet Gıdak, Yaşar Yıldırım ve Mustafa Bayram polis kurşunları ile şehit olmuşlardır.

Şanlı 15-16 Haziran  İşçi Direnişinin sonucunda yerli- yabancı parababaları yapmak istedikleri değişiklikleri gerçekleştirememişlerdir. Anayasa Mahkemesi yapılan değişiklikleri iptal etmiştir. İşçi sınıfımız DİSK’e, sendikalarına, Anayasal haklarına sahip çıkmışlardır. Bu büyük direniş o dönemin devrimci ortamında “Türkiye’de militan bir işçi sınıfı varmıdır, yokmudur” tartışmalarına bir cevap niteliğindedir.

Şanlı 15-16 Haziran İşçi Direnişinden bu yana 55 yıl geçmiş durumdadır. DİSK 1970’li yıllarda çok daha büyümüş, İşçi Sınıfımızın biricik örgütü olmuştur. Amerikan emperyalist çakalının “our boys (bizim çocukları)” olan faşist generallerin yaptığı 12 Eylül faşist darbesi DİSK’i kapatmıştır. Halkımıza dayatılan 1982 Anayasası ile örgütlenmenin, sendikalaşmanın önüne işkolu ve işyeri barajları getirilmiş, kıdem tazminatında tavan ücret uygulaması ile işçi sınıfımızın bir hakkı daha sınırlanmıştır. Ayrıca yapılacak toplu iş sözleşmelerinde ikramiye hakkına da sınırlama getirilmiştir. Bu yasaklar, sınırlamalar ve hak gaspları o tarihten bugüne kadar ülkemizi yöneten bütün iktidarlar tarafından sürdürüldü.

Günümüze geldiğimizde işçi sınıfımız ve emekçi halkımız çok zor şartlarda yaşam mücadelesi vermektedir. Adeta feleğin çemberinden geçmektedir halkımız. AKP’gillerin 23 yılda ülkemizi getirdiği yer Büyük Ortadoğu Projesi(BOP) kapsamında parçalanması, ABD-AB Emperyalist çakallarının ülkemize yönelik Yeni

Sevr’i uygulamaya çalışmasıdır. İşsizlik ve pahalılık önü alınamaz biçimde her geçen gün artmakta, halkımızın alım gücü her geçen gün düşmektedir. Ülkemizde asgari ücret (22.104 TL) açlık sınırının (25.092 TL) altındadır. En düşük emekli maaşı (14.469 TL) açlık sınırının altındadır. Yoksulluk sınırı ise 81.734 TL’dir. Parababaları ise her geçen gün kârlarına kâr katmaktadır. Halkımız maaşlarından kesilen ağır vergiler yüzünden açlık sınırına yakın ücretlere mahkum edilmiştir. Parababaları ise vergiden muaf tutulmuşlar, günlerini gün etmektedirler.

Ülkemizde çalışan sayısına oranla sendikalı çalışan sayısı çok düşük durumdadır. Sendikal örgütlenme dibe vurmuş, hak arama yolları tıkanmıştır. Grev yasaklamaları, 3-5 yıl süren sendikal yetki davaları, bir sendikaya üye olduğu için işten çıkarılan işçiler sürekli gündemdedir.

Tüm bu sorunlarla mücadele etmesi gereken başta DİSK olmak üzere diğer sendikalarda bu sürece sessiz kalmaktadır. Şanlı 15-16 Haziran  İşçi Direnişi DİSK’in kapatılmasına karşı bir direniş olmasına rağmen bugünkü DİSK yönetimi DİSK’in o dönemki yönetim anlayışından, mücadele geleneğinden ve tarihinden çok uzaklaşmıştır. Bu duruma verilecek örnek 2025 1 Mayısı’nda Taksim mücadelesinden kaçmasıdır.

Bugün yalnızca yoldaşlarımızın önderlik ettiği  DİSK/Nakliyat-İş sendikası DİSK’in kuruluş ilkelerine, adına, tarihine ve geleneklerine sahip çıkıyor, işçi sınıfımıza grevler, direnişler ve örgütlenmeler armağan ediyor. Nakliyat-İş her 1 Mayıs’ta Taksim mücadelesi veriyor. Yine bu şanlı direnişin yıldönümünde kurulan Partimiz bulunduğu her alanda bıkmadan, yılmadan kararlıca mücadele ediyor.

Bütün bu sorunlardan kurtulmanın tek yolu Halkın Kurtuluş Partisi’nde örgütlenmekten ve birlikte mücadele etmekten geçer. Partimiz, düşmanın çokluğuna ve sayısının azlığına bakmadan Devrimci Demokratik Halk Devrimini gerçekleştirmek ve Demokratik Halk İktidarını kurmak için mücadele ediyor. Çok iyi biliyoruz ki tam bağımsız bir ülkede yaşayabilmemiz ancak Demokratik Halk İktidarı’nda mümkündür.

15-16 Haziran şehitleri ölümsüzdür!

Şan olsun 15-16 Haziran’ı yaratanlara

Şan olsun 15-16 Haziran’ı yaşatanlara

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

HKP MERKEZİ İŞÇİ ÖRGÜTLERİ KOMİTESİ