Partimizin Kurucularından Hasan Semerci Yoldaş’ımızı unutmadık, unutmayacağız!

Bugün İsçi Sınıfına, İşçi Sınıfının Devrimci Mücadelesine, İşçi Sınıfının Kurtuluş Bilimi Sosyalizme, omuzlarına bu ülkede devrim yapma görevi yüklenmiş partisine ve önderliğine olan inancını son nefesine kadar asla kaybetmemiş, alçakgönüllü, güler yüzlü, Hasan Semerci Yoldaş’ımızın bedence aramızdan ayrılışının yıldönümü.

Hasan Semerci Yoldaş; Türkiye Devrimi’nin Önderi Hikmet Kıvılcımlı’ya, onun teorik ve pratik mirasçısı ve de devamcısı olan Hareketimize 12 Eylül 1980 Faşizmi öncesinde bağlanmış, 12 Eylül Faşizminin zindanlarında da bu bağlılığını, mücadele azmini, uğradığı en ağır işkencelere rağmen en ufak bir sarsılma göstermeden devam ettirmiştir. Yiğitlikler, dürüstlükler hareketi Halkın Kurtuluş Partisi’nin Kurucu Üyesi olmuş, sinsi kanser hastalığına yenik düşerek aramızdan bedence ayrıldığı son güne dek nöbet yerini bir saniye bile terk etmeksizin savaşmıştır.

Ölüm acıdır… Bir insanın Türkiye Devrimi’ne en verimli olabileceği çağda, kanser denilen illet yüzünden ölümü daha acıdır… Hele Hasan Yoldaş’ınki gibi henüz 45 yaşında gelen bir ölüm daha da acıdır… “Yiğit iken ölen” Hasan Yoldaş’ımızın ölümü “gök ekini biçmiş gibi” gelir arkasından mücadelesini devam ettiren biz yoldaşlarına.

Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut, Hasan Semerci Yoldaş’ımızı mezarı başında şöyle anlatmıştı:

Saygıdeğer arkadaşlar, 18 gün önce, biraz önce bahçesinde oturduğumuz evin balkonunda Hasan Yoldaş’ımızla birlikteydik. Neşeliydi, konuştuk. Hocam, gecikti iyileşmem, dedi. Üç Şehitlerin Anmasına yetişebilseydim çok iyi olacaktı ama görünen o ki yetişemeyeceğim…

“Yani yoldaşımız o denli davasına, arkadaşlarına, mücadelesine bağlıydı ki bu alçak, sinsi, namussuz hastalığın kendisine verdiği acıları düşünmüyor, Şentepe’de alçakça katledilen üç yoldaşının anmasında bulunmayı arzuluyordu. İyileşemediği için, ondan dolayı üzgündü.

“Arkadaşlar, her insan şöyle ya da böyle ölecek. Ölüm mukadder, ondan kaçmak beyhude, o zaman ondan kaçmanın anlamı yok, akmakça, saçma bir şey ölümden kaçmak.

“Ne yapmamız gerekir?

“İnsanca yaşamamız gerekir. İnsanlığımızın hakkını vermemiz gerekir. Bildiğiniz gibi yoldaşlar, her kişi insan olarak doğar ama insan olarak yaşayamaz, insan olarak ölmez. Hani en gelişkin teknik, donanım malzemelerinden kurulu bir bilgisayara programlar yüklemezseniz, işletim sistemi yüklemezseniz o aptal bir makineden başka bir şey değildir. Hiçbir iş yapmaz. Ona iş yaptıran o programlar, yazılım programlarıdır.

“İnsan da eğer insanca yaşayabilmesi için, toplumsal, ahlaki, siyasi, ideolojik değerler yüklenmesi gerekir ve o değerler uğrunda mücadele etmesi, cesurca, kararlılıkça, fedakârca mücadele etmesi gerekir. Yani insan sevgisi taşıması gerekir. İnsanları sevmesi gerekir. Yurdunu sevmesi gerekir. Davasını, ideolojisini sevmesi gerekir arkadaşlar.

Yoldaşımız Gerçek İnsana yaraşır bir şekilde sürdü ömrünü, gerçek bir insana yaraşır şekilde sona erdi bu dünyadaki yaşamı. İnsanı sevdi, yurdunu sevdi, davasını, ideolojisini, Türkiye Devrimi’ni gerçekleştirme görevi omuzlarında olan Partisini, yoldaşlarını çok sevdi.

Hasan Semerci Yoldaş’ımız gibi bir insan Sosyalist olarak ömrünü geçirmiş ve son nefesini verirken de Halkın Kurtuluş Mücadelesinde ödediği bedellere dair en ufak bir pişmanlık duymamış ve geride kalanlara miras olarak inandığı değerlerden başka bir şey bırakmamışsa ne mutlu öyle ölüme…

Hasan Semerci Yoldaş’ın, alçakgönüllü, temiz, fedakâr, moral gücü yüksek, inançlı kişiliği,  sonsuz insan sevgisi, yılgınlık bilmeyen gözü pekliği, cesaret vatanına sahip yüreği mücadelemize ışık olacaktır.

İnsanlığın Kurtuluşu Davasına ömrünü adayanlar unutulmazlar. Halkların yüreğinde ve bilincinde yaşamaya devam ederler.

Partimizin Kurucularından Hasan Semerci Yoldaş’ımız, AB-D Emperyalistlerine ve yerli satılmışlara karşı mücadelemizde yaşamaya devam ediyor.

Unutmayacağız, unutturmayacağız.

12 Eylül 2022

Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi

Print Friendly, PDF & Email