Partimizden; kendi genelgelerine uymayan AKP’giller hakkında suç duyurusu

Halka gelince cenazenizi 30 kişi ile kaldırın, yoksa ceza keseriz;

AKP’giller’e gelince cenaze törenleri kalabalık yüzlerce, her şey serbest.

İçişleri Bakanlığı bir genelge yayınlıyor. Sokağa çıkmak yasak, ceza. Parkta yalnız dolaşmak yasak, ceza. Ekmeğini çöp toplayarak çıkarmak yasak, ceza. Denize girmek yasak, ceza. Cenazene 9 kişi izin belgesi alabilir, toplamda 30 kişiyi geçemezsin, ceza.

Ama söz konusu AKP’giller olunca her şey serbest. AKP’gillere Anayasa, yasa, genelge, yönetmelik işlemiyor. Utanmasalar aslında bütün yasalara, genelgelere bir madde ekleyecekler. AKP üyeleri, yöneticileri bu yasaların, genelgelerin kapsamı dışındadır. Yazılı hale getiremiyorlar ama fiili uygulamaları bu yönde.

Kendileri Lebalep adını verdikleri kongreler yaparken böyle değil miydi? Sendikaların, baroların genel kurullarını pandemi nedeniyle iptal et, 23 Nisanları, 19 Mayısları, 30 Ağustosları, 29 Ekimleri, 10 Kasımları kalabalık oluşur, virüs yayılır diye yaptırtma, ama iş kendi genel kurullarını yapmaya gelince, iş kendi düğünlerini yapmaya gelince, iş kendi cenaze törenlerini yapmaya gelince, orada virüs “yayılmıyor”. İşte AB-D Emperyalistleri tarafından efsunlanınca AKP’giller, virüs onlara dokunmuyor.

Ama bir gerçek bugün kendi saklayamadıkları rakamlarda bile korkunç diyeceğimiz, vaka sayılarında 5 milyona yaklaşılması, vefat sayısında 41 bini aşmamız, AKP’gillerin lebalep kongreleri sonrasıdır. AKP’gillerin Koranavirüs Salgınına bilim dışı bakış açısı korkunç pikleri yaşamamıza neden olmuştur.

Kendilerinin bilim dışı, yasa dışı, hukuk dışı yaklaşımları devam ediyor. Krizi fırsata çevirme, bu salgından da bir rant çıkartmak demek olan Halka kesilen yüksek cezalar, AKP’gillere gelince ceza değil ödüle dönüşüyor. En son Ümraniye Belediye Başkanının Babasının vefatı üzerine tertiplenen kalabalık cenaze töreni tüm kamuoyunun gözü önünde gerçekleşmiştir. Halka karşı getirilen sayı sınırlaması burada yok. Sadece yakınlarınla cenazeni kaldırabilirsin kuralı burada yok.

AKP’giller Reisi yanına alıyor Bakanlarını, bürokratlarını, olmazsa olmaz binlerce korumasını cenaze töreninde. Herkes seyrediyor.

Partimiz HKP hariç.

Partimiz işte bu çifte standardı yargıya taşıdı. AKP’giller Reisi, bir gün dediğini ertesi gün kendi yalanlayan Sağlık Bakanı, işi sadece Saraydan gelen genelgeleri yayımlamak ve Halka ceza kesmek olan İçişleri Bakanı, bütün bu olan yasa dışılıkları dizi film izler gibi izleyen İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü hakkında suç duyurusunda bulundu.

Kısa vadede: Sonuç belli. Ya soruşturmaya yer olmadığına ya da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar.

Uzun vadede: Elbette bu devran böyle dönmeyecek. O hesaplaşma günü geldiğinde bu suç duyurularımız, açmış olduğumuz davalar, gücünü hukuktan ve vicdanlarından alan savcılar ve hakimler için ellerinde hazır belgeler olacak. Bu suç duyuruları ve davalar onlara delil olacak.

AKP’giller bir parti değil bildiğimiz gibi, çıkar amaçlı organize bir suç örgütü. Onlar karakterleri gereği suç işlemeye vurgunlarına, talanlarına devam edecekler.

HKP Halkın, işçilerin, gençliğin partisi. HKP Halkın, Vatanın çıkarlarını her şeyin önüne koyan, Halkın İktidarı için her türlü cefaya katlanan bir Halk Örgütü. HKP karakteri gereği, tarihin kendisine yüklediği, İkinci Kurtuluş Savaşına önderlik etme ve bu savaşı zaferle taçlandırma görevi gereği, Halk düşmanlarının, vatana düşmanlarının peşinde olmaya devam edecek.

Eninde sonunda Partimiz, dolayısıyla Halk kazanacak. Yerli satılmışlar kaybedecek.

Suç duyurusu sonrası Partimizi Avukatlarından Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Ayça Okur’un yaptığı açıklama aşağıdadır:

Değerli Halkımız, Basın Emekçileri;

Bugün Halkın Kurtuluş Partisi olarak bir suç duyurusunda daha bulunduk.

Bugünkü suç duyurumuzun konusu da 2 Mayıs 2021 tarihinde düzenlenen AKP’li Ümraniye Belediye Başkanının babasının Lebaleb Cenaze Töreni. Bu Cenaze Törenine bilindiği üzere AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı.

O halde şimdi soruyoruz.

Sağlık Bakanı, İçişleri Bakanı, İstanbul İl Emniyet Müdürü, İstanbul Valisi neredesiniz?

Vatandaşa cezalar keserken, rızkını çıkarmak zorunda olduğu için çalışmak durumunda olan vatandaşa uyduruk gerekçelerle cezalar kesilirken işte AKP Genel Başkanı cenaze töreninde yüzlerce kalabalığın içerisinde ne maske ne mesafe. Cezalarınız nerede?

Yaptırımlarınız nerede?

Sorarlar insana; bu ne perhiz bu ne lahana turşu diye.

Bilim İnsanlarının 28 günlük tam kapanma önerdiği bu süreçte devletin kasasının içini boşalttıkları için ve bu nedenlerle ülkemiz ekonomik açıdan zor günlerde olduğu için bu kapanmayı gerçekleştiremiyorlar. Adına tam kapanma deseler de milyonlarca insanın muaf tutulduğu bir kısıtlama gerçekleştirebiliyorlar ancak. O kısıtlamada turistlere muafiyet söz konusu, onlar denize girebilirken, vatandaşı denize sokmuyorlar.

Evet, bu yaptırımlar doğru. O halde TCK’nin 3. maddesi gereğince Kanun Önünde Eşitlik İlkesini uygulayın. Herkese yapın bunu. Türkiye Cumhuriyeti içerisinde kanunlar herkes için uygulanır. Yerli-Yabancı fark etmez. Neden bunu uygulamıyorsunuz? Yapamazsınız, eliniz varmaz.

İşte biz sizin ipliğinizi pazara çıkarmak için buradayız. Çelişkili uygulamalarınızı ortaya çıkarmak için buradayız. Ve bu mücadelemiz devam edecek. İşte bu nedenle TCK’nin 3. Maddesi Kanun Önünde Eşitlik İlkesi’ne aykırılıktan, suç ihbar etmekle görevli kişinin suçun gereklerini, yaptırımlarını uygulamaması nedeniyle suç duyurusunda bulunuyoruz. Çünkü İçişleri Bakanı, Sağlık Bakanı, İstanbul Valisi, İstanbul İl Emniyet Müdürü görevlerini kötüye kullanıyorlar, görevi ihmal ediyorlar.

Hıfzıssıhha Kanunu’na göre Devlet pandemi koşullarında vatandaşları için tam kapanma gerçekleştirir, gerekli tedbirleri alır. Devlet Vatandaşların günlük iaşelerini karşılamakla mükelleftir. Ancak AKP İktidarı, Devletin kasasını öyle boşalttı ki kendi yedi sülalesinin zengin etti ki vatandaşa bunlardan herhangi bir hayır söz konusu değil.

İşte biz bu nedenle Halkın Kurtuluş Partisi olarak buradayız, varız.

Bağımsız mahkemeler önünde elbette onlar hesap verecekler.

Tek tek ifşa etmekten vazgeçmiyoruz.

04.05.2021

Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi

Suç Duyurusu dilekçesini aynen yayınlıyoruz:

 

İSTANBUL ANADOLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

 

SUÇ DUYURUSUNDA

BULUNAN                           : HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ GENEL BAŞKANLIĞI

Karanfil Sokak No:24/15 Kızılay/ANKARA

VEKİLLERİ                                    : Av. Metin BAYYAR – Av. Ayhan ERKAN- Av. Ali Serdar ÇINGI –  Av. Tacettin ÇOLAK – Av. Sait KIRAN- Av. Azime Ayça OKUR – Av. Halil AĞIRGÖL- Av. Pınar AKBİNA – Av. Doğan ERKAN

Atatürk Bulvarı Emlak Bankası Blokları B Blok No: 146 Kat: 4 D: 16 Fatih/İstanbul

ŞÜPHELİLER                     : 1. RECEP TAYYİP ERDOĞAN (AKP Genel Başkanı sıfatıyla)

  1. FAHRETTİN KOCA (SAĞLIK BAKANI)
  2. SÜLEYMAN SOYLU (İÇİŞLERİ BAKANI)
  3. ALİ YERLİKAYA (İSTANBUL VALİSİ)
  4. ZAFER AKTAŞ (İSTANBUL İL EMNİYET MÜDÜRÜ)
  5. SUÇA KARIŞTIĞI TESPİT EDİLEN DİĞER KİŞİLER

 

SUÇ                                       : 1. Görevi Kötüye Kullanma (TCK m. 257)

  1. Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma

(TCK m. 195)

  1. Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi (TCK m. 279/ 1-2)

SUÇ TARİHİ                                   : 02.05.2021

AÇIKLAMALAR               :

Bilindiği üzere Aralık 2019’da başlayan Covid-19 Korona salgını nedeniyle resmi açıklamalara göre ülkemizde ilk vaka 11.03.2020 tarihinde görüldü ve Covid-19 kaynaklı ilk ölüm haberi de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından 18.03.2020 tarihinde açıklandı. Aradan geçen 1 yılda gelinen durumu, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı 02 Mayıs 2021 tarihli turkuaz tablo ortaya koymaktadır.

Geçen 1 yıllık süreçte uygulamalardaki yanlışlıklar, karar alma mekanizmalarında bulunan etkili ve yetkili kamu görevlilerin eksiklikleri, bilim insanlarının uyarılarına kulak tıkamalar, Covid-19 Pandemisinde bugünlerde üçüncüsü yaşanan dalgalara neden olmuştur. Vaka sayısı, vaka sayılarındaki artışa oranla vefat sayısı da hızla artmıştır. Alınan önlemlere en başta önlemi alan görevliler tarafından uyulmamış, önlemler sadece halkın maske-mesafe-hijyen üçüzüne ve düğün-dernekte, lokantada, kafede vb. kaç kişi olacağına indirgenmiştir. Diğer taraftan namuslu bilim insanlarının önerdiği, gelinen aşamada 28 günlük tam kapanmanın gerçekleştirilmemesi salgını kontrolden çıkarmıştır. Tabip Odaları’ndan, alanda çalışan Sağlık Emekçilerinden ve namuslu bilim insanlarından gelen bilgiler, vaka ve vefat sayısının resmi açıklamalardan çok daha fazla olduğu yönündedir.

Şüphelilerce salgının ilk başlarında alınmayan/alınan yetersiz tedbirler gevşetilip “yeni açılım” adı altında önlemler terk edilince, özellikle de son aylarda yapılan AKP İl ve İlçe Kongreleri salgını kontrolden çıkarmış, 24 Mart 2021 tarihinde yapılan AKP Genel Merkez Genel Kurulu ise, virüsün Türkiye’nin neredeyse bütün illerine yayılmasına, dolayısıyla vaka sayılarında ve ölümlerde artışa neden olmuştur. Bununla ilgili de Müvekkil Parti 26 Mart 2021 tarihinde başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere diğer ilgililer hakkında Ankara Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuştur.

Vaka ve ölüm sayılarında ki yüksek artış; AKP Hükümetini, bilim insanlarının 28 günlük tam kapanma önerilerinin altında da olsa, yine bilim insanları bu tür bir kapanmayı tam kapanma kabul etmeseler de, 29 Nisandan 17 Mayıs tarihine kadar 17 günlük tam kapanma kararını almak zorunda bırakmıştır. İçişleri Bakanlığı da 14.04.2021 tarihinde yayımladığı 6638 sayılı Genelge ile tam kapanma tedbirlerinin nasıl olacağını 81 İl Valiliğine bildirmiştir.

Ama suç duyurumuza konu olan olay göstermektedir ki; AKP Hükümetinin Genel Başkanı başta olmak üzere, Bakanlar, Emniyet Müdürler, Yerel Yöneticiler AKP Kongrelerinde olduğu gibi bu tam kapanma sürecinde de kendi koydukları yasaklara uymamışlar, kendi çıkardıkları genelgelere aykırı hareket etmişlerdir. Suç duyurusuna konu olay tam da “Ele verir talkını kendi yutar salkımı” atasözünün kapsamı içerisine girmektedir. Anlaşılan odur ki, yasaklar, yasaklara uymayanlara, uyamayanlara kesilen cezalar Halkımız içindir.

Oysa ister yönetici olsun isterse en yüksek devlet görevlisi herkesin uymak zorunda olduğu yasalar vardır. AKP’li olmak, AKP Üyesi, Yöneticisi olmak veya AKP Genel Başkanının katıldığı bütün törenlere katılıyor olmak, yasalardan, cezalardan muaf olmak anlamına gelemez. Buna repmen suç duyurusunda bulunduğumuz şahıslar dünya çapındaki salgın döneminde ve ölümlerin en fazla yaşandığı süreçte Anayasayı, kanunları ve en vahimi de kendi aldıkları güvenlik tedbirlerini yok saymış, kuralları açık şekilde çiğnemişlerdir. Bu nedenle söz konusu suç duyurusunda bulunma zorunluluğu doğmuştur.

Şöyle ki:

Haber 1) Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni tip Koronavirüs’le mücadele kapsamında ilan edilen tam kapanmada Covid-19 tedavisi gördüğü hastanede 88 yaşında yaşamını yitiren Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım‘ın babası Ahmet Galip Yıldırım’ın cenaze namazına katıldı.

Yıldırım için Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camisi’nde cenaze namazı kılındı. Namaza, Yıldırım’ın ailesi ve yakınlarının yanı sıra Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, milletvekilleri ve ilçe belediye başkanları katıldı. Ahmet Galip Yıldırım’ın cenazesi, Çengelköy Mezarlığı’nda toprağa verildi.

İçişleri Bakanlığı’nın tam kapanma genelgesinde cenaze törenine ilişkin olarak şunlar kaydedilmişti:

“Kendisi veya eşinin, vefat eden birinci derece yakınının ya da kardeşinin cenazesine katılmak için veya cenaze nakil işlemine refakat etmek amacıyla herhangi bir cenaze yakınının e-Devlet kapısındaki İçişleri Bakanlığına ait e-BAŞVURU veya ALO 199 sistemleri üzerinden yapacakları başvurular (yanında akraba konumundaki 9 kişiye kadar bildirimde bulunabilecektir) sistem tarafından vakit kaybetmeksizin otomatik olarak onaylanarak cenaze yakınlarına gerekli seyahat izin belgesi oluşturulacaktır.

Cenaze nakil ve defin işlemleri kapsamında başvuru yapacak vatandaşlarımızdan herhangi bir belge ibrazı istenilmeyecek olup Sağlık Bakanlığı ile sağlanan entegrasyon üzerinden gerekli sorgulama seyahat izin belgesi düzenlenmeden önce otomatik olarak yapılacaktır.” (https://t24.com.tr/video/erdogan-tam-kisitlamada-kalabalik-bir-grupla-umraniye-belediye-baskani-nin-babasinin-cenaze-namazina-katildi,38494)

Haber 2) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kovid-19 tedavisi gördüğü hastanede 88 yaşında vefat eden Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım’ın babası Ahmet Galip Yıldırım’ın cenaze namazına katıldı.

Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım’ın babası Ahmet Galip Yıldırım için İstanbul’da cenaze töreni düzenlendi. Cenaze töreni Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii’nde yapıldı. Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım ve ailesi taziyeleri kabul etti.

ERDOĞAN TÖREN SONRASI VATANDAŞLARLA SOHBET ETTİ

Cenaze törenine, Yıldırım’ın yakınları ve sevenlerinin yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Erdoğan, namazın ardından cami dışında bekleyen vatandaşlarla bir süre sohbet etti.

(https://www.haberler.com/cumhurbaskani-erdogan-umraniye-belediye-baskani-14105863-haberi/)

Suç duyurusuna konu olan olaya ilişkin fotoğraf kareleri:

02 Mayıs tarihli neredeyse bütün haber sitelerinde yer alan bu haberler ve bu fotoğraflar göstermektedir AKP’liler lebalep kongreleri ve lebalep cenaze törenleriyle, içinde bulunduğumuz tam kapanma sürecinde yasalara ve genelgelere aykırı hareket etmekte, dolayısıyla Koranavirüsün yayılmasına neden olmaktadırlar.

Oysaki İçişleri Bakanlığının 14.04.2021 Tarih ve 6638 sayılı Genelgesi cenaze ile ilgili şu ifade yer almaktadır:

“Kendisi veya eşinin, vefat eden birinci derece yakınının ya da kardeşinin cenazesine katılmak için veya cenaze nakil işlemine refakat etmek amacıyla herhangi bir cenaze yakınının e-Devlet kapısındaki İçişleri Bakanlığına ait e-BAŞVURU veya ALO 199 sistemleri üzerinden yapacakları başvurular (yanında akraba konumundaki 9 kişiye kadar bildirimde bulunabilecektir) sistem tarafından vakit kaybetmeksizin otomatik olarak onaylanarak cenaze yakınlarına gerekli seyahat izin belgesi oluşturulacaktır.

Halka gelince 9 kişiye kadar bildirimde bulunabilme ve en fazla 30 kişi ile cenazeyi kaldırmayı kural olarak koyulmuş ama bu kuralı koyan şahıslar cenaze kendi partilerinden birinin yakınına ait olursa tıklım tıklım törenler yapmaktan geri durmamaktadırlar.

Çöp toplayan denizde tek başına yüzen vatandaşa kahvede oyun oynayan 17 kişiye,  cezalar yazılırken, sanki yukarıda ki fotoğraf karesinde yer alan yüzlerce insana sanki suç işleme özgürlüğü varmış gibi davranılıyor, yasalar, genelgeler işletilmiyor, görmezden geliniyor, cezalar kesilmiyor.

(https://www.gazeteduvar.com.tr/coplerden-karton-toplayan-ramazan-bulut-sokaga-cikmaya-mecburum-haber-1521108),

(https://tr.sputniknews.com/turkiye/202105011044402656-datcada-turistleri-gorerek-denize-girdigini-soyleyen-kisiye-ceza-kesildi/),

(https://www.sondakika.com/haber/haber-tam-kapanmada-kahvehanede-oyun-oynayan-17-kisiye-14106646/),

Kendilerini bütün suçları işleme özgürlüğüne sahip ayrıcalıklı insanlar olarak gören şüpheliler adalet duygusunu incitiyorlar, kamu sağlığını tehlikeye atıyorlar. Bu durum Anayasanın; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Kanun önünde eşitlik başlıklı 10. Maddesinin 4 ve 5’inci fıkralarına aykırıdır.

Buna göre “Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar”

 SUÇ NİTELEMESİ

  1. 1930 tarih ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu alınması gereken tüm tedbirleri, kimlerin, nasıl alması gerektiğini gösteren bir kanundur. Kanunun 3. Maddesinin 3 ve 4’üncü fıkraları ile 23 ve 27’inci maddeleri yapılması gerekenleri saymıştır:

Madde 3 – Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti bütçeleriyle muayyen hatlar dahilinde olarak aşağıda yazılı hizmetleri doğrudan doğruya ifa eder:

f.3 – Memlekete sari ve salgın hastalıkların hulülüne mümanaat.

f.4 – Dahilde her nevi intani, sari ve salgın hastalıklarla veya çok miktarda vefiatı intaç ettiği görülen sair muzır amillerle mücadele.

“Madde 23 – Her vilayet merkezinde bir umumi hıfzıssıhha meclisi toplanır. Bu meclis mahalli sıhhat ve içtimai muavenet müdürü, nafıa mühendisi, maarif, baytar müdürü, mevcutsa sahil sıhhiye merkezi tabibi, bir hükümet ve belediye tabibi ve hastane baştabibi ile garnizon ve kıt’a bulunan yerlerde en büyük askeri tabip ve serbest sanat icra eden bir tabip ve bir eczacıdan ve belediye reisinden mürekkeptir. Meclis valinin veya valiye bilvekale sıhhiye müdürünün riyaseti altında içtima eder. Valinin tensip edeceği bir zat kitabet vazifesini ifa ve zabıtları tanzim eder.

Madde 27 – Umumi hıfzıssıhha meclisleri mahallin sıhhi ahvalini daima nazarı dikkat önünde bulundurarak şehir ve kasaba ve köyler sıhhi vaziyetinin ıslahına ve mevcut mahzurların izalesine yarayan tedbirleri alırlar. Sari ve salgın hastalıklar hakkında istihbaratı tanzim, sari ve içtimai hastalıklardan korunmak çareleri ve sıhhi hayatın faideleri hakkında halkı tenvir ve bir sari hastalık zuhurunda hastalığın izalesi için alınan tedbirlerin ifasına muavenet eylerler.”

Kovid-19 kalabalık ortamlarda yayılım gösterirken, bütün toplumsal hareketlilikler sınırlandırılmıştır. Suç duyurusuna konu olan cenaze töreni yasaklar kapsamındadır. İçişleri Bakanlığının 27.04.2021 tarihli 7576 sayılı Genelgesinde açıklanan tedbirlere göre İstanbul Valiliği İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisi 27.04.2021 tarihinde tedbirler belirlemiştir. İl Hıfzıssıhha Meclisi 36 numaralı Kararına göre; hafta içi hafta sonu ayrımı olmaksızın 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 19.00’da başlayıp 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat 05.00’de bitecek şekilde tam zamanlı sokağa çıkma kısıtlaması uygulanmasına karar verilmiştir. Bu yasağa uymayanlar hakkında da Umumi Hıfzıssıhha Kanununun ilgili maddeleri gereğince idari işlem tesis edilmesine ve konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195 inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemlerin başlatılmasına karar verilmiştir. Cenazeler ile ilgili olarak da yalnızca cenaze defin işlemlerinde görevli olanlar (din görevlileri, hastane ve belediye görevlileri vb.) ile birinci derece yakınlarının cenazelerine katılacaklar olanlar sokağa çıkma yasağından muaf tutulmuşlardır.

Ancak söz konusu cenaze töreninde bu kurallar ve kişi sınırlaması göz ardı edilmiştir. Suç duyurusunda bulunduğumuz kişiler muafiyet kapsamında da olmadıkları halde genelgede belirtilenden daha fazla kişiyle cenazeye katılıp TCK md 195’te belirlenen “Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma” suçunu işlemişlerdir. Ayrıca haber resimlerinde de görüleceği üzere; vatandaşlar için söylenen maske ve mesafe kurallarına da uyulmamıştır bu törende.

Bu Cenaze törenine katılan, tedbirleri almayan, denetimleri yapmayan ve böyle bir kalabalık etkinliğe izin veren şüpheliler toplum sağlığını tehlikeye düşürecek ve salgını daha da yaygınlaştıracak bir uygulamaya izin vererek ve gerçekleştirerek topluma karşı da suç işlemişlerdir. Bu suçun işlenmesiyle belli kişilerin de il toplumundaki tüm fertlerin zarara uğraması olasılığı vardır.  Hatta bu olasılık bile değildir; toplumdaki neredeyse bütün fertlerin zarara uğrayacağı kesindir.

Bu nedenle İl Hıfzıssıhha Meclisi kararlarına aykırı olarak bu cenazeye katılan herkesin TCK Md 195 gereceğince yargılanması gerekmektedir.

  1. Salgın hastalıkla ilgili alınan kararlara uymayan vatandaşlara cezai işlem uygulanıp, kamu davası açılırken bu yasağa uymayan AKP’liler hakkında bu işlemleri yapmayan valilik ve il emniyet müdürlüğü makamındaki kişiler de Görevi Kötüye Kullanma (TCK m. 257) suçunu işlemektedirler. 17 günlük tam kapanma sürecinde yasaklanan törenler, sokağa çıkma yasakları, seyahat yasakları ve uyulmaması durumunda yapılan cezai uygulamalar, söz konusu iktidar partisi yöneticileri, bakanlar, milletvekilleri, üst düzey bürokratlar olunca geçerli olmamaktadır. Oysa bu kamu görevlisi kişiler karşılarında kim olursa olsun görevlerini yerine getirmeli ve yasal düzenlemeleri uygulamalıydılar.

  2. AKP’li Ümraniye Belediye Başkanının yakınının cenaze törenini neredeyse bütün televizyon kanalları ve haber siteleri haber olarak yayınlanmıştır. Suç duyurusunda bulunduğumuz kamu görevlileri, böyle kalabalık bir cenaze töreni için İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisi kararında belirtildiği şekilde suç duyurusunda bulunmamışlardır. Bu durum TCK 279’un kapsamında da değerlendirilmelidir. Çünkü haklarında suç duyurusunda bulunduğumuz kişiler, “Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi”dirler.

SONUÇ VE İSTEM                        :Yukarıda açıkladığımız ve Cumhuriyet savcılığınca re’sen araştırılacak sebeplerle, şüphelilerin eylemlerine uyan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ve Türk Ceza Kanunu ile ilgili diğer kanunlarda belirtilen suçlardan yargılanıp cezalandırılması amacıyla haklarında gerekli soruşturmanın yürütülerek Kamu Davası açılmasını Müvekkil Parti adına talep ediyoruz. 04.05.2021

Suç Duyurusunda Bulunan Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı

Vekilleri

Av. Ayhan Erkan-Av. Ali Serdar Çıngı-Av. Pınar Akbina

Print Friendly, PDF & Email