Partimiz, Limanlarımızın yerli-yabancı Parababalarına peşkeşini yargıya taşıdı

AKP’giller, tarlaya akın eden kımıl sürüleri gibi ülkenin bütün ekonomik değerlerine iktidara taşındıkları günden bugüne akın ediyorlar. Özellikle Laik Cumhuriyet’in mirası bütün değerlere karşı seferberlik ilan ettiler, saldırıyorlar, yağmalıyorlar, peşkeş çekiyorlar. Kısacası ülkenin hazinelerini yok ediyorlar. En başta kendilerini iktidara taşıyan AB-D Emperyalistlerine, sonra yerli-yabancı Parabalarına, sonra kendi avenelerine, babalarının malı gibi dağıtıyorlar.

AKP’giller ekonomiyi çökerttiler, Türk Lirasını pula döndürdüler, hiçbir alanda istikrar (vurgunda, soygunda, peşkeşte, kamu malını yağmalamada, emekçi düşmanlığında istikrar hariç) bırakmadılar. Hazineyi tam takır bırakınca gözlerini Limanlarımıza diktiler. AKP’gilller; öncesinde zaten “Özelleştirme”, “Kiralama”  adı altında yerli-yabancı şirketlere onlarca küsur yıl peşkeş çektikleri ve her biri amiyane tabirle para basan limanları, yeni çıkardıkları kanunla kira sürelerini 49 yıla uzatarak, katmerli peşkeş çekmiş oldular.

İşte partimiz; 11 Ocak 2022 Salı tarihli 31716 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 7350 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un birinci maddesiyle; Kamunun kullanımında olması gereken Limanlarımızın 49 yıllığına yerli-yabancı şirketlerin kullanımına sunulmasını yargıya taşıdı. Bu peşkeşin kanunlaşma sürecinde sorumlu olan bütün AKP’giller avanesi hakkında suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurumuz sonrası Partimiz MYK Üyesi Adnan Okur Yoldaş’ın yaptığı açıklama aşağıdadır:

***

Saygıdeğer Halkımız;

Limanlarımız AKP’giller tarafından yerli-yabancı şirketlere, Parababalarına peşkeş çekildi.

“Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.

“Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir” şeklindeki Anayasa hükmü çiğnendi. Artık kıyılarımızda, sahil şeritlerimizde, Katarlıların, dünyada devletten en fazla ihale alan ilk 10 şirket arasında yer alan Beşli Çetenin yararı gözetiliyor.

Ne diyordu Mustafa Kemal Gençliğe Hitabesinde?

“Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.”

Mustafa Kemal önderliğinde Kuvayimilliyeci atalarımız işte bu gaflet, dalalet ve hıyanete karşı Kurtuluş Savaşı verdiler. Ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran bu yiğitler, yurtseverler, “bağımsızlık savaşıyla yeniden vatan yaptıkları bu toprakların dağına, taşına, ormanına büyük bir kıskançlıkla sahip çık”tılar, “Osmanlı’nın yabancı şirketlere tanıdığı ayrıcalıklara son ver”diler; “demiryollarını, limanları, madenleri, ormanları, her şeyi millileştir”diler.

Saygıdeğer Halkımız;

AKP’giller; Laik Cumhuriyet’in kuruluşuna hâkim olan kamulaştırma, millileştirme anlayışını tümden ortadan kaldırarak, Kamunun kullanımında olması gereken Limanlarımızı 49 yıllığına yerli-yabancı şirketlerin kullanımına sundular.

Yiğitlikler, Doğruluklar, Dürüstlükler Hareketi, Türkiye’nin Eneski İdeoloji Partisi Halkın Kurtuluş Partisi olarak;

Her biri Laik Cumhuriyet’in kazanımı olan,

Her biri Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal ve arkadaşlarının mirası olan,

Onların özverisi, mücadelesiyle kamuya mal edilen ulusal değerlerimize sahip çıkıyoruz. Bu ulusal değerlerimizi koruma, gelecek kuşaklara kamu malı olarak aktarma mücadelesinin bir parçası olarak, AKP’giller’in bu suçunu da yargıya taşıyoruz. Ülkenin ekonomisinin, geleceğinin ipotek altına alınması anlamına gelen bu kanunu hazırlayan, Meclisten el kaldırarak geçmesini sağlayan Milletvekilleri ve onaylayarak yasalaştıran AKP’giller’in Reisi hakkında, “Görevi Kötüye Kullanma”, “Nitelikli Dolandırıcılık” suçlarını işledikleri için bugün itibarıyla suç duyurusunda bulunduk.

Partimizin bu suç duyuruları;

Kuvayimilliyeci Atalarımızın, Ninelerimizin onurları dışında her şeylerini feda ederek yeniden vatan yaptıkları bu toprakların, dağına, taşına, ormanına, limanlarına büyük bir kıskançlıkla sahip çıkma mücadelesidir.

Şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edenlerin, Halkımıza, Tarihimize, Vatanımıza karşı suçlarını kayıt altına aldırma, Tarihe not düşme çabasıdır.

16 Ocak 2022

HKP Genel Merkezi

Suç Duyurusu Dilekçesini aynen yayımlıyoruz:

 

ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

SUÇ DUYURUSUNDA

BULUNAN                           : HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ GENEL BAŞKANLIĞI

Karanfil Sokak No:24/15 Kızılay/ANKARA

VEKİLLERİ                                    : Av. Metin BAYYAR – Av. Ayhan ERKAN- Av. Ali Serdar ÇINGI – Av. Tacettin ÇOLAK – Av. Sait KIRAN – Av. Azime Ayça OKUR – Av. Halil AĞIRGÖL – Av. Pınar AKBİNA – Av. Doğan ERKAN

Korkut Reis Mah. Sezenler Cad. No:4/15 Sıhhiye/ANKARA

ŞÜPHELİLER                      : 1- Recep Tayyip Erdoğan

                                        2- TBMM Başkanlığına geliş tarihi 13 Aralık 2021, Esas No’su 2/4018 Olan “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nde imzası olan Milletvekilleri

3- Yukarıdaki Kanun Teklifinin Kanunlaşması için TBMM’de

Yapılan oylamada evet oyu veren Milletvekilleri

SUÇ                                       : 1-Anayasa’nın 43’üncü maddesine aykırılık

                                                 2- Görevi Kötüye Kullanma (TCK. Md. 257)

                                                 3- Nitelikli dolandırıcılık (TCK. Md. 158/1-d/e)

SUÇ TARİHİ                                   : 13 Aralık 2021 ve sonrası

AÇIKLAMALAR               :

“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar, bağımsızlık savaşıyla yeniden vatan yaptıkları bu toprakların dağına, taşına, ormanına büyük bir kıskançlıkla sahip çıkmışlar, Osmanlı’nın yabancı şirketlere tanıdığı ayrıcalıklara son vermişler; demiryollarını, limanları, madenleri, ormanları her şeyi millileştirmişlerdi.” (Sinan Meydan)

11 Ocak 2022 Salı tarihli 31716 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 7350 sayılı BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN’un birinci maddesiyle AKP Hükümeti, Laik Cumhuriyetin kuruluşuna hakim olan kamulaştırma, millileştirme anlayışını tümden ortadan kaldırmış oldu. Kanunlaşan bu maddeyle, Kamunun kullanımında olması gereken Limanlarımız 49 yıllığına yerli-yabancı şirketlerin kullanımına sunulmuş oldu.

Müvekkil Parti’nin işbu suç duyurusu; her biri Laik Cumhuriyetin kazanımı olan, her biri Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal ve arkadaşlarının mirası olan, onların özverisi, mücadelesiyle kamuya mal edilen ulusal değerlerimize sahip çıkıp, onları koruma, gelecek kuşaklara kamu malı olarak aktarma mücadelesinin bir parçasıdır.

Suç duyurusuna konu olay ile ilgili haberler ve linkleri:

Yukarıda linkleri incelediğimizde anlatılanlar özetçe aşağıdadır:

  1. 7350 Sayılı Kanunun 1’inci maddesi ile kendi varlıklarımız olan limanlarımızın bazı imtiyazlı gruplar ve yabancılar tarafından çok uzun süre daha kullanılması sağlanıyor. “Muhtemel bir konvansiyonel veya ticaret savaşında hayati önem taşıyacak bu stratejik limanların rekabet şartları dışında yabancılara ve kökü nereye dayandığı bilinmeyen yandaş şirketlere peşkeş çekilmesi bir güvenlik sorunudur.”
  2. TBMM’de kabul edilen ve Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kanun ile Katarlı firma QTerminals ihalesiz bir biçimde Antalya Limanını 19 yıl daha işletme hakkını elde edecek.
  3. “İhalesiz, rekabetsiz, rakipsiz bir şekilde limanları 49 yıllığına işletme sürelerini uzatarak özelleştiren 7350 Sayılı Kanunun 1’inci maddesi aynı zamanda rekabet koşullarına, teşebbüs özgürlüklerine aykırıdır. Limanların işletmesi özelleştirilirken ihaleye giren firmalar ihale şartlarında Kanunla değişiklik yapılacağını önceden öngöremezlerdi ki, tekliflerini buna göre sunsunlar. Diğer firmalar da bu ihalelere girmiş, yirmi dokuz yıllığına, otuz dokuz yıllığına yarışmışlar ve ihaleyi kaybetmişler. Şimdi ihaleyi alan firmaya ihalesiz bir şekilde tekrar sözleşmeyi uzatma imkanı veriliyor. Bu haksızlıktır, rekabete aykırıdır ama en çok da kamu yararını ihlaldir.”
  4. Bu işletme devirleri aynı zamanda doğanın tahribatına da yol açmaktadır. Sadece kar güdüsüyle hareket eden şirketler doğayı da katlederek bulundukları bölgeyi betona kesmektedirler. Derince’deki Safi Port Limanı bunun en yalın örneği. “Bu liman 2015 yılında özelleştirildi. Şimdi, 39 yıllığına özelleşmiş bu limanın işletme devri hakkını, 49 yıla uzatıyorsunuz. Bu şirket ‘yatırım yapıyoruz’ diyerek Kocaeli Körfezi’ni beton yığınına çevirdi. Ne balıkçılar kaldı, ne de balık kaldı”.

Suç duyurusuna konu olan Kanunun Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle ve yukarıda linkleri verilen haberlerde de görüleceği üzere; kamu ihalelerinin gözde şirketleri olan LİMAK, AKFEN, CİNER Grubu, Albayrak, Çelebi ve Doğuş Grubu’nun aralarında olduğu şirketler ile Antalya Limanı’nın işletmesini devralan QTerminals isimli Katar şirketine; daha önce belirlenen sürelerin 49 yıla çıkarılmasıyla 10, 13 ve 19 yıla ulaşan ilave işletme süreleri verilmiştir. Bu; limanlarımızın, ekonomimizin, ülkenin geleceğinin ipotek altına alınması demektir.

Programına; “Mukadderatımıza tek yabancı karıştırmayacağız”, “Özelleştirme adı altında yerli-yabancı Parababalarına yeyim ettirilen kamu mallarını sömürgenlerin elinden geri alacağız” ifadelerini koyan, Müvekkil Parti açısından, en kamucu Parti sıfatıyla, ülkenin geleceğini ipotek altına alan bu kanun maddesini hazırlayanlara, kanunlaştıranlara karşı bu suç duyurusunu yapmak bir zorunluluktur ve bir görevdir.

SUÇ NİTELEMESİ                        :

  • Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 43’üncü maddesi şöyle düzenlenmiştir:

“A- Kıyılardan yararlanma

“Madde 43 – Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.

“Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.

“Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir.”

Şüphelilerin, limanları kamunun kullanımından çıkarmaları, yerli ve yabancı şirketlere 49 yıllığına devreden düzenlemeyi hazırlayıp kanunlaştırmaları öncelikle Anayasaya aykırıdır.

  • Anayasal olarak kamunun kullanımında olması zorunlu olan Limanları; yerli-yabancı şirketlere devredecek düzenlemelerin yapılarak, iktidar olmanın verdiği güçle kanunlaştırılması; TCK 257’de tanımlanan “Görevi Kötüye Kullanma” suçunu oluşturmuştur. Şüpheliler Limanların 49 yıllığına devredilmesini sağlayacak düzenlemeleri yaşama geçirmekle, kamunun çok büyük oranda zarara uğramasına ve ayrıca ülke ekonomisinin de geleceğinin ipotek altına alınmasına neden olmuşlardır. Ayrıca bu düzenlemelerle, yerli-yabancı kişilere-şirketlere haksız bir menfaat sağlamışlardır. Dolayısıyla şüphelilerin TCK 257 madde hükümlerine cezalandırılmaları gerekmektedir.
  • Şüpheliler; bir kamu kurumu olan, yasama faaliyeti yürüten Meclisi ve onay merci olan makamlarını araç olarak kullanarak, kamunun zararına, yerli-yabancı kişilerin ve şirketlerin yararına Nitelikli Dolandırıcılık suçunu işlemişlerdir. Dolayısıyla TCK 158’in 1-d ve e hükümleri doğrultusunda haklarında soruşturma açılıp cezalandırılmaları gerekmektedir.

SONUÇ VE İSTEM                        Yukarıda açıkladığımız ve Cumhuriyet Savcılığınca re’sen araştırılacak sebeplerle, şüphelilerin eylemlerine uyan suçlarından yargılanıp cezalandırılması amacıyla haklarında gerekli soruşturmanın yürütülerek Kamu Davası açılmasını Müvekkil Parti adına talep ediyoruz. 16/01/2022

Suç Duyurusunda Bulunan Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı

Vekilleri

Av. Metin Bayyar       Av. Sait Kıran       Av. Azime Ayça Okur       Av. Doğan Erkan

Print Friendly, PDF & Email