Partimiz Geri Dönüşüm Emekçileri Çekçekcilerin hayata tutundukları dalları koparanlar hakkında suç duyurusunda bulundu

Hep söylediğimiz gibi AKP’giller’de vicdan teşekkül etmemiş. İnsan sevgisi yok, doğa, hayvan sevgisi yok. Alınteri döken, onuruyla yaşayan, ekmeğini taştan, çöpten çıkartan herkese düşman. Çünkü kendileri, bu insana özgü şeylerden uzaklar. Onlar rantla, kamu malını yağmalamakla, soygunla, hırsızlıkla var ediyorlar kendilerini. O yüzdendir ki kendilerini çöpten ekmeklerini çıkartarak var eden emekçilere saldırıyorlar. Sureta insanların emekçi insanlara saldırısıdır bu. Başkasına yapılan saldırıyı, başkasına yapılan haksızlığı, adaletsizliği kendine yapılmış gibi hisseden Partimiz, onurlarıyla çalışan bu insanlara karşı yapılan saldırıyı da Yargıya taşıdı. Gerçek hesabın sorulacağı Halkın İktidarında hesabı sorulacak bir suça daha iddianame hazırladı.

Suç duyurumuz sonrası Partimiz MYK Üyesi Adnan Okur Yoldaş’ın yaptığı açıklama aşağıdadır:

***

Değerli Halkımız;

Bugün, çöplerden ekmeklerini çıkartan insanlara yapılan saldırıları Yargıya taşıdık. Herkes çöplerden bir yaşam yaratan bu emekçileri “Çekçekçi” olarak biliyor. Onlar; Atık Kâğıt Toplayıcıları, Geri Dönüşüm İşçileri. Üst başları kirli, yürekleri tertemiz insanlar. Onlar aynı zamanda doğa, çevre koruyucuları. Onlar kamu malını yağmalamıyorlar. Onlar kamu varlıklarına çökmüyorlar. Onlar hırsızlık yapmıyorlar, kimseye avuç açmıyorlar. Onlar onurlarıyla, alınteri dökerek yaptıkları bu işi, uçuruma düşerken tutundukları tek dal olarak adlandırıyorlar.

İşte ülkemizin en Haksever, en Vatansever Partisi Halkın Kurtuluş Partisi olarak, bu onurlu insanların tutundukları tek dalı kesmeye çalışanlar hakkında suç duyurusunda bulunduk. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş ve diğer sorumlular hakkında Görevi Kötüye Kullanma ve Zor Kullanma Yetkisine İlişkin Sınırın Aşılması suçlarını işledikleri için İstanbul Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduk.

Çekçekçilere, Geri Dönüşüm Emekçilerine yapılan saldırı aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına da aykırı bir eylemdir. Çünkü Devlet; kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamak göreviyle Anayasal olarak yükümlü kılınmışken, Devletin Bakanı ve yerel bazdaki temsilcileri Geri Dönüşüm Emekçilerinin maddi ve manevi varlıklarını devam ettirecek koşulları ortadan kaldırmaktadırlar.

İçişleri Bakanlığı, İstanbul Valiliği, Emniyet Müdürlüğü, Geri Dönüşüm Emekçilerine yapılan saldırı ile işçilerin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme haklarını da ellerinde almaktadırlar.

Yine Devlet; Yurttaşlarının hayat seviyesini yükseltmek, çalışmalarını desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri almak Anayasal Yükümlülüğüyle görevli kılınmışken, şüpheliler, Geri Dönüşüm Emekçilerini, bütün kötülüklerin anası işsizliğe mahkûm ederek, çöplerden kazanılan hayatları yok etmekte, çalışma barışını değil, huzursuzluğu, açlığı, yokluğu, kavgayı tesis etmektedir.

Halkın Kurtuluş Partisi’nin bu suç duyurusu; çalıp çırpmayan, haksız kazanç peşinde koşmayan, el etek öpmeyen, alınteri dökerek hayatlarını idame ettiren, ellerinin kiri sadece çöp toplamaktan ibaret olan binlerce onurlu insanın, işsizliğe, açlığa, yokluğa mahkûm olmasını, karınlarını doyuracak kadar bile olsa ekmeklerinden olmasını önlemek için Savcıları görevlerini yapmaya davettir.

26 Ekim 2021

HKP Genel Merkezi

Suç Duyurusu Dilekçesini aynen yayımlıyoruz:

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

 

SUÇ DUYURUSUNDA

BULUNAN : HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ GENEL BAŞKANLIĞI

Karanfil Sokak No:24/15 Kızılay/ANKARA

VEKİLLERİ : Av. Metin BAYYAR – Av. Ayhan ERKAN – Av. Ali Serdar ÇINGI – Av. Tacettin ÇOLAK – Av. Sait KIRAN – Av. Azime Ayça OKUR -Av. Halil AĞIRGÖL – Av. Pınar AKBİNA – Av. Doğan ERKAN

Atatürk Bulvarı Emlak Bankası Blokları B Blok No. 146 Kat:3

     Daire 11 Fatih/ İSTANBUL

ŞÜPHELİ : 1- Süleyman Soylu (İçişleri Bakanı)

2- Ali Yerlikaya (İstanbul Valisi)

3- Zafer Aktaş (İstanbul İl Emniyet Müdürü)

4- İstanbul Vali Yardımcıları

5- İstanbul İlçe Emniyet Müdürleri

6- Suça karıştığı tespit edilecek diğer kişiler

7- Kanuna aykırı emri yerine getiren kolluk güçleri

SUÇ :

  • Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması (TCK m. 256)
  • Görevi Kötüye Kullanma (TCK m. 257)

SUÇ TARİHİ : 04.10.2021

AÇIKLAMALAR :

Halk arasında “Çekçekçi” olarak biliniyorlar. Onlar; Atık Kâğıt Toplayıcıları, Geri Dönüşüm İşçileri. Üst başları kirli yürekleri temiz emekçiler. Ekmeğini çöplerden çıkaran doğa, çevre koruyucuları. Çöplerden bir yaşam yaratıyorlar.

İçişleri Bakanlığı, İstanbul Valiliği, İstanbul Emniyet Müdürlüğü bu insanların canlarını hiçe sayarak, elleriyle, dişini tırnağına takarak yarattıkları yaşama saldırıyorlar. Tek sahip oldukları, yaşamı yarattıkları çekçek adı verilen araçlarına el koyuyorlar, onları yok ediyorlar. Binlerce insan açlığa mahkum ediliyor, ekmeğinden ediliyor.

Onlar kamu malını yağmalamıyorlar. Onlar kamu varlıklarına çökmüyorlar. Onlar hırsızlık yapmıyorlar. Onlar:

Bizim insan olduğumuzu kabul ediyorsanız sesimize kulak verin. Ancak bizi insan yerine koymaz ve bu çağrımıza kulak vermezseniz siz hakkımızda ne düşünürseniz düşünün biz insanız. İnsan olduğumuz için de ne ekmeğimizden ne de onurumuzdan asla vazgeçmeyeceğiz.

Biz bu ülkenin yoksullarıyız, ne doğduğumuz yerleri, ne milliyetimizi, ne de yoksul ailelerin çocukları olmayı biz seçmedik. Dünyaya böyle geldik. Yaşadığımız tüm çilelere ve zorluklara rağmen doğduğumuz topraklarla da, yoksul ama namuslu ailelerimizle de gurur duyuyoruz. Çalıp çırpmadan, kimseye avuç açmadan onurumuzla yaşamak için bulabildiğimiz tek iş olan bu işi yapıyoruz. Valiliğin iddia ettiği gibi bizim kazancımız haksız kazanç değil, alınteridir.” Diyorlar.

Müvekkil Partinin işbu suç duyurusu; çalıp çırpmayan, haksız kazanç peşinde koşmayan, kimseye avuç açmayan, alınteri dökerek hayatlarını idame ettiren, ellerinin kiri sadece çöp toplamaktan ibaret olan binlerce onurlu insanın, işsizliğe, açlığa, yokluğa mahkum olmasını, karınlarını doyuracak kadar bile olsa ekmeklerinden olmasını önlemek için Savcıları görevlerini yapmaya davettir.

İşte suç duyurumuza konu olan olay ile ilgili kamuoyuna yansıyan haberler:

  • Ümraniye’de İstanbul Valiliğinin aldığı kararın ardından polis ve zabıta ekipleri, Esenkent Mahallesi’nde bulunan Kadosan Oto Sanayi Sitesi’nin yanındaki geniş alana kurulu atık toplama alanına baskın düzenledi.

https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/umraniyede-atik-kagit-iscilerine-baskin-1874092)

  • İstanbul Valiliği’nin kâğıt toplayıcılığını yasaklaması sonrası Ümraniye Dudullu’daki Kadosan Oto Sanayii’nde bulunan depolarına bir kez daha polis ve zabıta ekipleri tarafından baskın düzenlenen atık kâğıt işçileri dün bir basın açıklaması yaptı.

Önceki günkü polis müdahalesinde gözaltına alınan 3 kişi dün tutuklandı.

‘PROJELER ÜRETİN’

Basın açıklamasını okuyan kâğıt işçisi, atanmamış biyoloji öğretmeni Mahmut Aytar belediyelere, valilik ve Çevre Bakanlığı’na seslenerek, “Bir an önce bu baskınlardan vazgeçin. Bir sorun varsa bu sorunu konuşarak çözmek için kâğıt toplayıcıları muhatap alın. Daha yasal mevzuatlar bile yokken bu işin cefasını çeken kâğıtçıları yok etmek için değil, sisteme entegre etmek için projeler üretin” diye konuştu.Medyada kendileri hakkında “şehir eşkıyası” şeklinde haberler yapılmasının kendilerini üzdüğünü belirten işçiler, “Biz şehir eşkıyası değiliz, asıl eşkıya emeğimize göz dikenlerdir. Biz bu vatanın evladıyız” tepkisini gösterdi.

Kadosan’daki atık kâğıt depoları İstanbul’un en büyük depolarından biri. İşçiler, 80 deponun bulunduğunu ve yaklaşık 3 bin işçinin buradan ekmek yediğini belirterek, depoları kapanırsa binlerce kişinin işsiz kalacağını söylüyor.  İşçilerin büyük bir çoğunluğunu Urfa Siverek’ten gelenler, Afganlar, Suriyeliler ve diğer göçmenler oluşturuyor. İşçiler ayda 2 bin- 2 bin 500 TL arasında bir gelirleri olduğunu belirtiyor. (https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/atik-kagit-iscileri-polis-baskinlarina-karsi-umraniyede-basin-aciklamasi-duzenledi-1874556)

C-    Çekçek yasağı: Çöpten yarı aç yarı tok hayatımızı kazanıyoruz, buna da engel olmasınlar

Yüzlerce geri dönüşüm işçisi, Ümraniye ve Bakırköy’de aniden alınan atık toplama yasağı kararıyla işsiz kaldı. Barındıkları depo da yıkılan işçilerin bir bölümü sokaklarda yaşamaya başladı. (https://www.gazeteduvar.com.tr/umraniye-ve-bakirkoyde-cekcek-yasagi-copten-yari-ac-yari-tok-hayatimizi-kazaniyoruz-buna-da-engel-olmasinlar-haber-1533860)

  • İstanbul Ataşehir’de polis ve zabıta ekipleri, kağıt toplayıcılarının kaldığı ev ve kağıt toplama alanlarına eş zamanlı baskın yaptı. 49 ayrı adrese yapılan baskınlarda 200’e yakın kağıt toplayıcısı gözaltına alındı.

Baskınlarda kağıt toplama depolarında bulunan çekçek arabalarına ve diğer malzemelere belediye tarafından el konuldu. Kağıt toplayıcılarının Tuzla’da bulunan İstanbul İl Göç İdaresi Geri Gönderme Merkezi’ne götürüldüğü belirtildi. Kağıt toplayıcılarının buradaki işlemlerin ardından sınır dışı edileceği belirtildi.

NE OLMUŞTU?

İstanbul Valiliği, 23 Ağustos’ta yaptığı açıklamada “Şehrimizde izinsiz-ruhsatsız atık toplama ve ayırma faaliyetleri; başta çevre ve halk sağlığı sorunları olmak üzere, kayıt dışı ve sağlıksız koşullarda istihdama yol açmakta, ayrıca kamu zararı ve haksız kazanca sebebiyet vermektedir. Bütün bu olumsuzlukları gidermek amacıyla denetimlerimiz devam ediyor, devam edecektir” ifadeleri kullanılmıştı. (https://www.gazeteduvar.com.tr/kagit-toplama-depolarina-gece-baskini-200e-yakin-gozalti-haber-1537556)

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasanın “Devletin temel araç ve görevleri” başlıklı 5’inci maddesinde “kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır” ifadesi de yer almaktadır.

Ayrıca “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17’inci maddesi “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” ifadesine yer vermektedir.

Yine Anayasa madde 49 “Çalışma hakkı ve ödevi” başlığında “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.” Demektedir.

Yukarıdaki linklerde yar alan haberlerde görüleceği üzere şüphelilerin suç duyurumuza konu eylemleri yukarıda sayılan Anayasa hükümlerine da aykırılık teşkil etmektedir. Devlet; kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamak göreviyle Anayasal olarak yükümlü kılınmışken, Devletin Bakanı ve yerel bazdaki temsilcileri Geri Dönüşüm Emekçilerinin maddi ve manevi varlıkları devam ettirecek koşulları ortadan kaldırmaktadırlar.

Şüpheliler Geri Dönüşüm Emekçilerine yapılan saldırı ile işçilerin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme haklarını da ellerinde almaktadırlar.

Yine Devlet; Yurttaşlarının hayat seviyesini yükseltmek, çalışmalarını desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri almak Anayasal Yükümlülüğüyle görevli kılınmışken, şüpheliler, Geri Dönüşüm Emekçilerini, bütün kötülüklerin anası işsizliğe mahkum ederek, çöplerden kazanılan hayatları yok etmekte, çalışma barışını değil, huzursuzluğu, açlığı, yokluğu, kavgayı tesis etmektedir.

SUÇ NİTELEMELERİ:

1- Suç duyurusuna konu olan eylemle kişiler mağdur edilmişlerdir. Geri dönüşüm işçilerinin Çekçek adı verilen araçlarına el konulmuş, ekmek tekneleri batırılmıştır. İşçilerin barınakları yıkılmış, sokağa, açlığa mahkum edilmişlerdir. Dolayısıyla şüpheliler ve hiçbir kanun maddesine dayanmayan emri yerine getiren görevliler TCK 257’de tanımlanan “Görevi Kötüye Kullanma” suçunu işlemişlerdir. Dolayısıyla Şüphelilerin bu eylemlerine uyan:

“Görevi kötüye kullanma

“Madde 257- (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

“(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

hükümleri gereğince cezalandırılmaları gerekmektedir.

2- Geri Dönüşüm Emekçilerine saldırı TOMA’larla, plastik mermilerle, gaz bombalarıyla, yüzlerce Çevik Kuvvet eşliğinde yapılmıştır. Ellerindeki tek “silahı” çekçekleri olan bu savunmasız insanlara yapılan bu orantısız saldırı sonucu işçiler yaralanmış, onlarca işçi gözaltına alınmıştır. Bu orantısız, gaz bombalarıyla, plastik mermilerle yapılan saldırı zor kullanma yetkisi ile açıklanamaz. Bu artık kasten yaralamaktır. Dolayısıyla şüpheliler TCK 256’da “Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması” başlığında tanımlanan:

Zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlisinin, görevini yaptığı sırada, kişilere karşı görevinin gerektirdiği ölçünün dışında kuvvet kullanması halinde, kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır” hükümleri gereğince cezalandırılmaları gerekmektedir.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıkladığımız ve Cumhuriyet savcılığınca re’sen araştırılacak sebeplerle, şüphelilerin eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu, m. 256, m. 257 ve ilgili diğer kanunlarda belirtilen suçlarından yargılanıp cezalandırılması amacıyla haklarında gerekli soruşturmanın yürütülerek Kamu Davası açılmasını müvekkil Parti adına talep ediyoruz. 26/10/2021

Suç Duyurusunda Bulunan Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı

Vekilleri

Print Friendly, PDF & Email