Parababaları Düzeni işçi katliamına devam ediyor

 

Parababaları Düzeni işçi katliamına devam ediyor

 

Kara kuyular derindir

Burda kalır madenciler

Ücreti bir aferindir

Zehir solur madenciler

Bir de kara yüzleri var

Yaşamdan hayli uzak

Kömür gibi kadere bak

Bilmem n’olur madenciler

Der Mahsuni kuyu dardır

Bize kolay O’na zordur

Bir onurlu teri vardır

Bunu bilir madenciler

                  Mahsuni Şerif

 

Burası Türkiye… Her şeyin pahalı, insan yaşamının ucuz olduğu Türkiye… Açlık sınırının 985 TL, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu” denilen ortaoyuncuları tarafından belirlenen asgari ücretin 774 TL olduğu Türkiye… On binlerce lira maaş aldıkları halde milletvekillerinin “geçinemediği”, milyonlarca emekçinin ise aldıkları sefalet ücretiyle, binbir güçlükle yaşamını devam ettirmeye çalıştığı Türkiye… Başbakanının İsviçre bankalarında üç ayrı hesapta 8 milyar dolardan fazla servetinin bulunduğu, sıradan insanının ise sefaletten başka hiçbir şeye sahip olmadığı güzelim Türkiye…

Cennet vatanın dört bir köşesinde gariban emekçinin canını alıyor Parababaları düzeni.

Tersane işçilerimizi taşeronun azgın kâr güdüsüne meze yaparak öldürüyor…

Parababalarının halkımızı tüketim hastalığına sürüklemek için yaptırdıkları AVM inşaatında çalışan işçilerimizi çadırlarda mahsur bırakarak öldürüyor…

Kaçak işyerlerinde onlarca işçinin hayatına mal olacak koşullarda insanlarımızı çalışmaya mahkûm ederek öldürüyor…

Parababaları düzeninin cellatları en son Zonguldak’ta gösterdi kanlı yüzlerini. Taşeron bir firma tarafından işletilen, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK)’ye bağlı Zonguldak Kozlu Müessesesinde 1 No’lu kuyuda ani gaz boşalması sonucu 8 işçimiz yaşamını yitirdi.

Yaşanan bu felaket de tıpkı diğerleri gibi bir cinayettir. Bu tür ölümlerin “iş kazası” olarak lanse edilmesi Parababalarının ve onların siyasi temsilcisi olan Tayyipgiller’in işledikleri cinayetlere utanmazca geçirdikleri bir kılıftır. İşçilere mezar olan kuyuda iş güvenliğine yönelik gereken tedbirler alınmamıştır.

Madencilik literatüründe “degajman enstantane” olarak geçen ani gaz boşalması, çilekeş maden işçileri için günümüzde bir ölüm sebebi olmaktan çıkmıştır. Bu olayı önlemek için sismik ölçümler yapılmakta ve özel geliştirilmiş jeofonlar ile olayın önceden tespit edilmesi mümkün hale gelmektedir. Ocaktaki kömürün özellikleri, arazi basınç durumu, gaz muhtevası etüt edilmekte ve bu olay önlenmeye çalışılmaktadır.

Tayyipgiller’in taşeronlara peşkeş çektiği Kozlu Maden Ocağında bu tedbirlerin hiçbiri alınmamaktadır. Neden iş güvenliği için tedbirler alsınlar ki?.. Onlar için önemli olan kâr, kâr, daha fazla kâr…

Bu cinayetlerin sorumlusu, insanî duygulardan arınmış olan Parababaları ve onların siyasi plandaki temsilcisi Tayyipgiller’dir. 03 Mart 1992’de madencilik tarihinin en büyük facialarından birine sahne olan ve 263 maden işçisine mezar olan Kozlu Maden Ocağı, bugün sekiz ailenin daha yaşamını karartmıştır. Kısacası, kör olası kahpe devran sürdüğü sürece Parababaları düzeni can almaya, ocaklar söndürmeye devam edecektir.

Halkın Kurtuluş Partisi olarak hayatını kaybeden işçilerimizin kederli ailelerine başsağlığı diliyoruz.

Ve bir kez daha tekrarlıyoruz:

Emekçi Halklarımızla omuz omuza vererek kuracağımız Demokratik Halk İktidarında bu cinayetlerin hesabını mutlaka soracağız. Halkın adaletinden kaçış yoktur. Eninde sonunda Kurtuluş Partisi saflarında birleşeceğiz, örgütleneceğiz, savaşacağız ve kazanacağız. 08.01.2013

 

Halkın Kurtuluş Partisi

Genel Merkezi