Nakliyat-İş Proletarya Enternasyonalizminin temsilcilerini Türkiye’de buluşturdu

DSFNakliyat-İş Proletarya Enternasyonalizminin temsilcilerini Türkiye’de buluşturdu

Türkiye’de İşçi Sınıfımızın hak arama mücadelesinin gerçek önderliğini yürüten Nakliyat-İş Sendikası aynı zamanda enternasyonal dayanışmanın da en güzel örneklerini sergiliyor.

Uluslararası planda Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF) üyesi olan Nakliyat-İş Sendikası her fırsatta Türkiye’deki İşçi Sınıfı mücadelesini dünyayla buluşturuyor, aynı zamanda da dünya genelindeki İşçi Sınıfı mücadelesiyle dayanışma içerisinde hareket ediyor.

Bilindiği gibi, 126 ülkeden 92 milyon işçiyi temsil eden Dünya Sendikalar Federasyonu’na bağlı Taşımacılık İşçileri Enternasyonali’nin (TUI Transport, Fisheries and Communication) geçen yıl Santiago-Şili’de yapılan genel kurulunda, Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, Taşımacılık İşçileri Enternasyonali Genel Başkanı seçilmişti. Bu kongreyle ilk kez, milyonlarca işçiyi temsil eden bir Enternasyonal’in başkanı ülkemizden seçilmiştir. Bu, Türkiye Devrimci Sendikal Mücadelesi ve Dünya İşçi Sınıfı Mücadelesi açısından son derece önemli bir gelişmedir.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye, dünyadaki gerçek sınıf temelli sendikal hareketin temsilcilerine üç gün boyunca ev sahipliği yaptı.

DSF’ye bağlı TUI-Transport Başkanlar Kurulu Toplantısı, Nakliyat-İş ve TUI Transport Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu başkanlığında 20 Mayıs’ta, DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Sapanca’daki sosyal tesislerinde gerçekleştirildi. Toplantıda İşçi Sınıfının dünya ölçeğinde yaşadığı problemler masaya yatırıldı, çözüm yolları arandı, bu çözümlere yönelik çeşitli kararlar alındı.

21 Mayıs’ta yine Sapanca’da Taşımacılık İşçileri Enternasyonali Avrupa Bölgesel Konferansı gerçekleştirildi. Uruguay’dan Mısır’a, Portekiz’den Kıbrıs’a, Yunanistan’dan İtalya’ya, Rusya’ya kadar birçok ülkeden katılımcıyla gerçekleşen Konferans yaklaşık dört saat sürdü. Farklı ülkelerden gelen katılımcılar, kendi ülkelerindeki sınıf mücadelesinin seyriyle ilgili bilgiler verdi. DSF ve TUI Transport’un, sınıf mücadelesini nasıl daha etkin bir biçimde sürdürebileceğine yönelik değerlendirmeler yapıldı, çeşitli kararlar alındı. Bölgesel ve sektörel bazda dayanışmanın arttırılması ve mücadelenin güçlendirilmesi kararlaştırıldı.

Konferansta Nakliyat-İş öncülüğünde 201 gündür devam eden Zet Farma Direnişi’ne, yine Bursa’daki otomotiv işçilerinin grevine, Portekiz’deki özelleştirme karşıtı kitlesel eylemlere, Almanya ve İngiltere’deki demiryolu işçilerinin grevlerine destek ve dayanışma mesajları gönderildi. Ayrıca 2013 yılında tarihin en büyük işçi katliamlarından birinin yaşandığı Soma’daki mağdur ailelere yönelik de dayanışma mesajı gönderildi. Konferansın sonunda ise bir sonuç bildirgesi hazırlandı.

TUI Transport Avrupa Bölge Konferansı’ndan bir gün sonra, 22 Mayıs’ta dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılar Sapanca’dan İstanbul’a döndü. Saat 11.30’da Türkiye ve dünya İşçi Sınıfı temsilcileri, Dünya Sendikalar federasyonu Genel Sekreteri George Mavrikos’un da katılımıyla Galatasaray Lisesi önünden Fransız Konsolosluğuna kadar yürümek üzere bir araya geldi. Burada çevik kuvvet polisleri kitleyi engellemeye çalıştı fakat başaramadı. Yapılan tartışmaların ardından Ali Rıza Küçükosmanoğlu tarafından kısa bir basın açıklaması yapıldı ve sonrasında DSF’nin kuruluşunun 70. yıldönümü vesilesiyle Fransız Konsolosluğuna kadar planlanan yürüyüş gerçekleştirildi.

Daha sonra Makine Mühendisleri Odası’nın konferans salonunda DSF’nin 70. yılını kutlama etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlik Ali Rıza Küçükosmanoğlu’nun açış konuşmasıyla başladı. Küçükosmanoğlu konuşmasında, dünyanın her yerinde İşçi Sınıfının yaşadığı problemlerin ortak olduğunu, bu nedenle mücadelenin de enternasyonal dayanışma içerisinde ortak yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Daha sonra DSF Genel Sekreteri George Mavrikos konuşmasını gerçekleştirdi. Mavrikos, DSF’nin 126 ülkeden 92 milyon işçiyi temsil eden dünyanın en eski uluslararası işçi federasyonu olduğunu dile getirdi. Özellikle Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla birlikte dünyadaki sendikal hareketin de ivme kaybettiğini, bundan DSF’nin de belli oranda etkilendiğini ama son 15 yılda bu durumun yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladığını vurguladı. İşçilerin birlikte mücadele etmesinin önemine dikkat çeken Mavrikos Nakliyat-İş Sendikası’na ve Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu’na bu üç günlük etkinlik serisini başarılı bir şekilde gerçekleştirdiği için teşekkür ederek konuşmasını bitirdi.

Mavrikos’tan sonra söz alan uluslararası katılımcılar da yine Proletarya Enternasyonalizminin önemine dikkat çektiler. Son sözü alan Ali Rıza Küçükosmanoğlu katılımcı konuklara teşekkür ettikten sonra “Yaşasın Proletarya Sosyalizmi”, diyerek etkinliği noktaladı.

***

DÜNYA SENDİKALAR FEDERASYONU’NA BAĞLI

TAŞIMACILIK, DENİZCİLİK VE İLETİŞİM İŞÇİLERİ ENTERNASYONALİ TUI’NİN

AVRUPA BÖLGESEL KONFERANSI SONUÇ BİLDİRGESİ

20-21 MAYIS 2015 TÜRKİYE

Taşımacılık, Denizcilik ve İletişim İşçileri Enternasyonali Avrupa Bölgesel Konferansı, DİSK üyesi Birleşik Metal İş Sendikasının Sapanca’daki sosyal tesislerinde 20 Mayıs tarihinde gerçekleştirildi. Konferansa Uruguay, Portekiz, İtalya, Yunanistan, Rusya, Mısır, Bahreyn, Kıbrıs ve Türkiye’den TUI üyesi sendikaların temsilcileri katıldı.

Konferansta şu noktaların altı çizildi:

  • Katılımcıların ülkeleri farklı olsa da dünyanın dört bir yanında işçi sınıfının karşılaştığı sorunların aynı, mücadelenin ortak olduğu tespiti yapıldı.
  • ABD, AB ve diğer emperyalist ülkelerin öncülüğündeki uluslararası finans kapitalist sistemin işçi haklarına yönelik saldırıları devam etmektedir. Sistem bunu özelleştirmelerle, kuralsız ve esnek çalışmayla, düşük ücretlerle ve işçileri kölelik koşullarına mahkum ederek yapmaktadır. Kapitalistler daha fazla kâr elde etmek amacıyla hayati derecede önemli ve son derece basit önlemleri bile hayata geçirmemektedirler. Güvenli ve insana yaraşır çalışma koşullarının sağlanmamasından ötürü her geçen gün daha fazla sayıda işçi hayatını kaybetmektedir.
  • Bugün dünyadaki ekonomik düzen gittikçe daha adaletsiz hale gelmektedir. 2008’de gerçekleşen emperyalizmin dönemsel krizinin sonucu olarak büyük tekeller, finans-kapitalistler daha da zenginleşirken İşçi Sınıfı giderek daha da yoksullaşmaktadır.
  • 2010 yılı Küresel Servet Raporuna göre hane halkı toplam gelirinin %85’ine nüfusun sadece %8,6’sı sahiptir. Bu %8’lik dilim içinde bulunan ABD’li 35 dolar milyarderi toplam servetin %44’üne sahiptir. ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinin nüfusu, dünyanın toplam nüfusunun sadece %8’lik bir bölümünü oluşturmasına rağmen dünyadaki toplam servetin %66’sına sahiptir.
  • Yaklaşık bir milyar kişi her gün aç yatarken ultra zenginler Picasso’nun “Cezayirli Kadınlar” adlı tablosuna 179 milyon dolar ödeyebilmektedirler. Yine 34 modern tablo için tam 706 milyon dolar ödeyebilmektedirler. Aynı kişiler bir kilosuna tam 13.000 sterlin ödeyerek beluga havyarı tüketebilmektedirler. Financial Times’a göre İngiltere’deki sterlin milyarderleri 2014 ve 2015 yıllarında servetlerini 301 milyar dolardan 325 milyar dolara yükseltmişlerdir. Ayrıca 1000 milyoner 2009 yılından bu yana krizi bahane ederek servetlerini katlamışlardır.
  • Emperyalistler kendi ekonomi politikalarını bazen IMF, Dünya Bankası gibi ekonomik örgütleriyle, bazen AB, bazen de uluslararası anlaşmalar aracılığıyla Dünya İşçi Sınıfına dayatmaktadırlar.
  • Taşımacılık İşçileri Enternasyonali İşçi Sınıfının yaşadığı ortak sorunlar için ortak bir mücadelenin verilmesi gerektiğini vurgular.
  • İşçi Sınıfının ortak sorunları, bu yıl 70. yılını kutlayan Dünya Sendikalar Federasyonu’nun sınıf temelli ilkelerinin belirleyeceği bir mücadeleyle ortadan kaldırılabilir.
  • Avrupa Bölgesel konferansı katılımcılarının kendi ülkelerinden verdikleri örneklerden de netçe gördüğümüz gibi, emperyalist tekeller, kapitalistler, bazı devletler ve hükümetler İşçi Sınıfına sarı-işbirlikçi sözde sendikaları dayatmaktadırlar. Bu sözde sendikaların uluslar arası bağlantıları da ortadadır. İşte bu yüzden DSF’nin ilkeleri çerçevesinde işçi haklarını korumak için etkin bir mücadele yürütmek bugün daha önemli hale gelmektedir. Bugün çok açık bir biçimde görülmektedir ki bu sarı-işbirlikçi sözde sendikalar emperyalist ve neo liberal politikaların bir parçası haline gelmiştir.
  • Avrupa Bölgesel Konferansı dünyanın dört bir yanında çalışan taşımacılık işçilerinin mücadelesini desteklemektedir.
  • TUI Başkanlık Kurulu ve Avrupa Bölgesel Konferansı olarak Portekiz’deki kardeşlerimizin özelleştirmelere karşı mücadelesini sonuna kadar desteklemekteyiz.
  • TUI Başkanlık Kurulu ve Avrupa Bölgesel Konferansı Kolombiya, Paraguay, Tacikistan ve Kazakistan’daki politik ve sendikal tutukluların derhal serbest bırakılmasını talep etmektedir.
  • 15 yıldan fazla bir süredir adaletsizce ABD zindanlarında esir alınan 5 Kübalı kahramanın özgürlüğüne kavuşmasını selamlıyoruz. Bu, uluslar arası dayanışma hareketinin önemli bir başarısıdır.
  • Uruguay’daki diktatörlük döneminde ortadan kaybolan aktivistler anısına yapılan “Sessizlik Yürüyüşü’nün 20. yıldönümünü selamlıyoruz.
  • Sao Paulo Metro Sistemi işçilerinin ve sendikalarının, 42 işçinin yeniden işe alınması için verdikleri mücadeleye yönelik desteğimizi ve dayanışmamızı deklare ediyoruz.
  • Şili-Santiago’daki Metro İşçileri Sendikası’nın özelleştirme (metro işletmelerinin yeni bayiliklere verilmesi) karşıtı mücadelelerine ve grev haklarının ellerinden alınmasına karşı yürüttükleri mücadeleye yönelik destek ve dayanışmamızı ilan ediyoruz.
  • TUI Başkanlık Kurulu ve Avrupa Bölgesel Konferansı ayrıca 2013 yılında Soma’da katledilen resmi rakamlara göre 301 işçi kardeşimizin ailelerine yönelik dayanışma duygularını ifade eder.
  • Avrupa’da, sınıf temelli sendikal hareketin ilkelerini benimseyen katılımcılarla daha geniş katılımlı toplantılar düzenleme ve düzenlenecek olan toplantılara çağrı yapma görevini üstlenecek küçük bir çekirdek çalışma grubunun oluşturulmasına öncelik verilmelidir.
  • Taşımacılık Enternasyonal’ine üye sendikalar arasındaki bağları ve dayanışmayı güçlendirmek için sektörel ve bölgesel çalışma grupları oluşturulmalıdır.
  • Ayrıca, farklı ülkelerde DSF ofislerinin açılması daha iyi bir iletişim kurulması için faydalı olacaktır.
  • Şüphe duymaksızın inanıyoruz ki İşçi Sınıfı eninde sonunda emperyalist-kapitalist sistemi yenecek ve sömürücülerin boyunduruğundan kurtulacaktır.

Bursa’daki Metal İşçilerinin Direnişi ile Dayanışma Mesajı

TUI Başkanlık Kurulu ve Avrupa Bölgesel Konferansı ayrıca Türkiye’de, Renault, Tofaş, Mako ve Coşkunöz’de çalışan otomotiv-metal işçilerinin, insana yaraşır çalışma ve yaşam koşulları için işbirlikçi sarı sendikalara karşı verdiği mücadeleyi selamlıyor. Onların mücadelesinin bizim mücadelemiz olduğunu deklare ediyoruz.

Almanya’daki Grevci Demiryolu İşçileriyle Dayanışma Mesajı

Taşımacılık İşçileri Enternasyonali, daha iyi bir ücret ve çalışma koşulları ve sendikal örgütlenmenin özgür olması için, işverenler tarafından uygulanan engelleme çabalarına karşı şu anda grev yapmakta olan Alman demiryolu işçilerine yönelik desteğini ifade eder.

Avrupa Sendikal Hareketi içerisinde sarı sendikacılığın hâkim olması, işçi menfaatlerini korumak isteyen ve korumaya çalışan ve militan bir sendikal mücadele yürütmeyi amaçlayan sendikal örgütlenmenin önüne büyük güçlükler ve engeller çıkarmaktadır.

Tüm bu güçlüklere ve engellere karşı genelde Dünya İşçi Sınıfı ve özelde taşımacılık işçilerinin elindeki silah sınıf dayanışmasıdır. Bu bağlamda, sınıf temelli sendikal hareket Almanya’daki demiryolu işçilerinin mücadelelerini destekler.

25-26 Mayıs 2015’te İngiltere’de gerçekleşecek olan RMT Greviyle

Uluslararası Dayanışma

Bugün Türkiye’de toplanan Avrupa taşımacılık sendikaları, İngiltere’deki demiryolu işçileriyle ve RMT Sendikasıyla, 25-26 Mayıs’ta gerçekleştirecekleri grev vesilesiyle sınıf dayanışmasını ilan eder.

RMT ve TSSA demiryolu işçileri şu an, şirketin iş güvenliği için yeterince önlem almamasından ve yeterli bir ücret sunmamasından dolayı Network Rail ile anlaşmazlık içindedir. İngiltere demiryolu işçileri Avrupa Birliği tarafından teşvik edilen ticarileştirme ve özelleştirme politikasının cezasını çekmektedir. Halk için son derece pahalı hale getirilen demiryolları gibi stratejik bir sektör ticarileştirilmekte ve özelleştirilmektedir. Demiryolu işçilerinin iş yükleri artmakta, ücretlerine ve iş ilişkilerine yönelik saldırılar yapılmaktadır. Diğer taraftan Network Rail ise milyarlarca dolar kâr elde etmektedir.

Bugün Türkiye’de bir araya gelen DSF’ye bağlı Taşımacılık İşçileri Enternasyonali, RMT’nin İngiliz demiryolu işçilerinin haklarını korumaya yönelik mücadelesini sonuna kadar destekler ve grevlerinin başarıyla neticelenmesini temenni eder.

Sapanca-Türkiye, 21 Mayıs 2015

 

Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!

Yaşasın Dünya Sendikalar Federasyonu

Yaşasın Taşımacılık Enternasyonali

Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin!