KÖLE DEĞİL MESLEK LİSELİYİZ!
Merhaba,
Bizler; Turizm’den Ticaret’e, Sağlık’tan Elektronik’e Motor’a, çok farklı alanlarda eğitim öğretim yapılan dört binden fazla Meslek Lisesi’nde okuyan, Meslek Liseli Öğrencileriz. Birçoğumuz ailelerimizin içinde bulunduğu maddi zorluklar nedeniyle, “hiç olmazsa bir meslek sahibi olurum” diyerek meslek liselerini tercih ettik. Biz Meslek Liselerini seçerken yaşadığımız ekonomik zorluklara ve bunların sonucu olan birçok sıkıntıya çözüm bulmayı amaçlamıştık. Ama hiç de öyle olmadı. Okullarımızda gördüğümüz eğitimin teknik ve akademik eksikliklerinin yanısıra, staj sırasında uğradığımız birçok haksız uygulama ve gördüğümüz insan onurunu ezen muamelelerle, sorunlarımıza yeni sorunlar eklenmiş oldu.
Her şeyden önce meslek liselerinde verilen eğitim nitelikli ve bilimsel bir eğitim değil. Müfredatlar diğer liselere göre farklı olduğu halde üniversite sınavlarında aynı sorularla sınanıyoruz. Bu yüzden birçoğumuzun ailesi zaten eşit olmayan bu yarışta biraz da olsa iddialı olabilmemiz, üniversiteye girebilmemiz için dersanelere binlerce lira para dökmek zorunda kalıyor.
En önemli sorunumuz okullarda haksız yere köle gibi çalıştırılmamız ve stajlarda yaşadıklarımızdır. Kimi meslek liselerinde “uygulama” adı altında ücretsiz ve güvencesiz çalıştırılmaktayız. Okullarımızda öğrenci-öğretmen ilişkisini değil, patron ya da ustabaşı-işçi ilişkisini yaşıyoruz. Çalışma saatlerinde piyasaya mal ya da hizmet üretiyoruz. Yani ürettiklerimiz bir değer içeriyor ve insanların kullanıma sunuluyor. O zaman soruyoruz: Ürettiklerimiz değerli de, üreten bizlerin emeği değersiz mi? Üstelik bu çalışma saatleri günde 14–15 saati bulabiliyor. İnsan doğal olarak soruyor: Biz bu meslek lisesine okumaya mı geldik yoksa kölelik yapmaya mı?.
Staj uygulamalarında yine ücretsiz ya da çok komik ücretlerle çalıştırılıyoruz. Staj süresi boyunca emeklilikte geçerli olacak uzun vadeli sigorta primlerimiz (malullük-yaşlılık ve ölüm sigortaları) ödenmemekte, sadece iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası primlerimiz ödenmektedir. Yani öğrencilik dönemindeki sigortaların emekliliğimize herhangi bir etkisi yoktur. Bu durumda önemli bir hak gaspına uğruyoruz. Binbir zorluklarla staj yapıyoruz. Staj yaptığımız yerlerde kendi alanımızla ilgili eğitim görmüyor, deneyim elde etmiyor, patronun-işyerinin angaryalarına, temizliğe, yük taşımaya koşturuluyoruz. Sürekli hakaretler, küfürler işitiyor yeri geliyor dayak bile yiyoruz. Hiçbir denetim ve değerlendirme kriteri olmadığı için patronun “stajını yakarım” cümlesinin eziciliği altında kölece muamele görüyoruz. Staj yaptıkları işyerinde sakatlanan, hayatını kaybeden arkadaşlarımız bile oluyor. Meslek liselerinde bunlar yaşandığı için bazı arkadaşlarımız okullarını değiştiriyor. Bazen de işyerlerindeki stajer öğrenciler diğer çalışanlara karşı; işçilerin örgütlü-sendikal mücadelelerine, bazen de tek-tek işçilere karşı kullanılıyor.
Asıl sorun, bunlar olurken bizlerin her türlü hak arama olanağından mahrum olmamız.
Devletin yaratması gerekirken, yaratmadığı teknik olanakları; “Kaz Gelecek Yerden Tavuk Esirgenmez” diyerek, Parababaları şirketleri okullarda laboratuvar, atölyeler açarak yaratıyor. Buralarda yine stajda gördüğümüz muameleden farklısını görmüyoruz. Hatta daha kötüsünü görüyoruz. Şirketler tarafından yapılan bu atölyelerde, uygulama laboratuvarlarında iş garantisi vaadiyle, asgari ücretin çok çok altında ücretlerle çalıştırılıyoruz. Okul bitince iş başvurusuna gidiyoruz, “şanslı” olan birkaçımız dışında kimseye dönüp de bakmıyorlar. Niye? Çünkü bizle olan işleri bitti, sömürecekleri kadar sömürdüler ve asgari ücretin çok altında çalışacak yeni meslek liseliler geldi doldurdu yerlerimizi de ondan. Bizi işe alsalar en az asgari ücret ödemek zorunda kalacaklar. Liselerde kurdukları atölyelerde-laboratuvarlarda, bizi kendimize ve bizden önce işçi, teknik eleman olmuş abilerimize, ablalarımıza ihanet ettirmiş oluyorlar. Bizim gibi asgari ücetin altına çalışacak liseliler olduğu sürece asgari ücreti de artırmazlar, istihdamı da. Asgari ücretin sefalet ücreti olmasının tek nedeni bu durum değil elbette ama parababalarının elindeki kozlardan biri de bu. İnsan durup bir düşünüyor zaten. Bu Parababaları, şirketler, holdingler eşeği sağlam kazığa bağlamadan iş yaparlar mı? Yapmazlar. Olan yine biz meslek liselilere oluyor. Evet “meslek lisesi memleket meselesidir” ama memleket parababalarına ve onların çıkarlarına emanet edilemez.
Eğer meslek lisesinde okuyorsan bu sorunları yaşıyorsundur ya da bir gün mutlaka yaşayacaksın ve ne kadar haklı olduğumuzu görüyorsun ya da göreceksin. Amacımız bu gidişe bir dur demek ve bir şeyleri değiştirebilmek. Bu, biz meslek liseliler için artık bir onur meselesi. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Ve er ya da geç biz kazanacağız. Sen de gel bu çağrımıza kulak ver. “Bana ne” deyip geçme. Unutma ki hep birlikte hareket edersek bir şeyleri başarabiliriz. Yoksa bu sorunlar katlanarak devam eder ve olan bize olur.
Biz, öğretimin üretimle iç içe olduğu, bizlere çok yönlü teknik beceri sağlayan politeknik bir eğitimi savunuyoruz. Ama sömürülmek istemiyoruz. Tekniğin ve bilimin son olanaklarını öğrenmek ve onlardan faydalanmak istiyoruz. Ama bunu parababalarının ihtiyacını gidermek için değil; vatanımız ve halkımız için istiyoruz.
Sen de gel bize katıl.
Kölece değil insanca bir eğitim için
Sömürüsüz ve zulümsüz bir eğitim için
Onurumuzu ezmeyen, yücelten bir eğitim için
Mücadele edelim!
Köle Değil Meslek Liseliyiz!
Staj Sömürüsüne Hayır!
Meslek Liselilerin Sömürülmesine Hayır!
Stajda angarya yasaklansın!
Eğitimde Sömürü İstemiyoruz!
Ucuz İşgücü Olmayacağız!
Stajda mesleğimiz dışı işlerde çalıştırma yasaklansın!
www.koledegilmeslekliseliyiz.org
www.facebook.com/koledegilmeslekliseliyiz
KÖLE DEĞİL MESLEK LİSELİYİZ