“Lütfen, nefes alamıyorum, beni öldürmeyin…”

Saniyesi saniyesine izledi tüm dünya vahşeti. İnsanlığını terki diyar eylemiş polis, o kadar rahat ki elleri cebinde,  Siyahi George Floyd’u yere yatırmış, şah damarına ayak dirseğini dayamış nefessiz bırakıyor. Bu şekilde, bu rahatlıkta öldürünceye kadar tutuyor. Gözünü kan bürümüş ırkçı polisler ne gelip geçenlerin, ne de inleyen George Floyd’un feryadına kulak veriyorlar.

George Floyd can çekişiyor, yalvarıyor yaşamak için, “Lüften” diyor ,“Lütfen”“Nefes alamıyorum!”

Ama dinlemedi George Floyd’un bu feryadını insanlıktan çıkmış Amerikan polisi. Oysa hangi yürek dayanır neredeyse yalvaran bu feryada? Son anlarında annesini, “Anne, Anne” diyerek çağıran bu sese hangi vicdansız tıkayabilir kulaklarını?

Ne diyordu Kahraman Gerilla Che?

Dünyanın neresinde olursa olsun, haksız yere birisinin suratına atılan tokadı kendi suratında hissetmeyen kişinin insanlığından şüphe ederim.”

Bu vicdansızlığa karşı gözlerinden yaşlar süzülmeyen, içi burkulmayan ve bir kez daha ABD Emperyalistlerine karşı kinini bilenmeyenin insanlığından şüphe ederiz.

İnsan soyunun en büyük düşmanı ABD Emperyalistleri kendi soysuz, zalim kanser düzenlerinin bekçilerinde ne vicdan bırakmış, ne ahlâk, ne de insani bir değer. Tüm dünyaya kanser düzenlerini metastaz yaptırtan ABD Emperyalistleri, dünyanın her yerinde olduğu gibi Amerika’da da ırkçılığı besliyor. Farklı etnik kökenlere sahip halkları birbirine düşürerek, birbirine düşman ederek egemenliğini devam ettiriyor.

Ve bir kez daha bizim yıllardır umutsuzluğun panzehiri olarak dile getirdiğimiz, özellikle gericilik rüzgârlarının alabildiğine sert estiği günlerde durmadan, bıkmadan tekrarladığımız sözümüz, Amerikan Halkları nezdinde doğrulanmış oldu: “İnsan isyan huyludur. İnsanlık sürgit hayvan yerine konamaz. Eninde sonunda yapılan haksızlığa, zulme isyan eder.”

ABD Halkları bu kadarına artık dayanamadı. Nasıl bizim Şanlı Gezi İsyanı’mızda AKP’giller’in ağaç katliamı bardağı taşıran son damla olup, o damla Türkiye Tarihinin gördüğü en büyük Halk hareketine dönüşüp, sel olup düzenin bekçilerine korku saldıysa; George Floyd’un canavarca katledilmesi, ABD Halklarını harekete geçirdi. Neredeyse bütün Amerika’ya yayıldı protestolar. Ne sokağa çıkma yasakları, ne Covid-19, ne de orantısız zalim polis terörü durduramıyor artık, Emperyalist Anavatanlarının, tüm dünya Halklarının boğazına dayadığı kanlı bıçağı şah damarında hisseden Amerikan Halklarını.

Halkın bu haklı isyanına karşı alınan önlemler bize hiç yabancı değil. ABD tarafından Halka karşı uygulanan orantısız güç; ABD Emperyalistlerinin okyanus ötesindeki, yine Kanlı Zalim ABD tarafından iktidarlara taşınan işbirlikçi versiyonlarının, bu Halk Düşmanı taktikleri de kimlerden aldığını ortaya çıkardı.

“Donald Trump, siyah Amerikalı George Floyd’un polis tarafından gözaltına alınırken öldürülmesini protesto için dün gece Beyaz Saray önünde gösteri yapanları da sert biçimde uyardı.

“Trump Twitter üzerinden paylaştığı mesajda, protestocular için, “Beyaz Saray’ın çitlerini aşsalardı hayatımda gördüğüm en saldırgan köpeklerle ve en uğursuz silahlarla karşılaşacaklardı” ifadesini kullandı.

“Trump ayrıca, destekçilerini Cumartesi akşamı Beyaz Saray önünde toplanarak karşı gösteri düzenlemeye çağırdığı şeklinde yorumlanabilecek bir ifade de kullandı. Mesajında Amerika’yı Yeniden Harika Yap anlamına gelen Make America Great Again (MAGA) sloganına atıfta bulunan Trump, büyük harflerle, “Bu gece, anladığım kadarıyla Beyaz Saray’da MAGA gecesi” diye yazdı.

“Trump Twitter’da paylaştığı bir mesajında da, eyaletler ve kent yönetimlerinin polisi hedef alan protestolara karşı “çok daha sert” olması gerektiği, aksi takdirde federal hükümetin devreye gireceğini belirtti.

“Başkan Trump, ‘Liberal valiler ve belediye başkanları çok daha sert olmalı yoksa Federal Hükümet devreye girecek ve yapılması gerekeni yapacak. Buna ordumuzun sınırsız gücünü kullanmak ve çok sayıda tutuklama da dahil’ dedi.

“ABD Adalet Bakanı William Barr, (…) yaptığı yazılı açıklamada, ‘barışçıl ve meşru’ göstericilerin seslerinin radikal gruplar tarafından bastırıldığına dikkati çekerek, ‘Radikaller ve provokatörler, kendi şiddet içerikli ve aşırılıkçı ajandaları için protestoları istismar ediyor. Şimdi bu şiddeti izlemeyi bir kenara bırakıp, buna karşı çıkma ve olanları durdurma zamanı’ diye konuştu.”

Ve en sonunda Bunak Manyak Faşist Trump bombayı patlattı. Halkın isyanın arkasındaki “gücü” ortaya çıkarttı: Çin.

Halkın bu haklı tepkisini aşağılamaya, küçültmeye, provoke etmeye yönelik aşağılık çabalarına sanatçı Mahsun Kırmızıgül de dayanamadı, tepkisini de “Kilisede şarap da içmişler mi?” diyerek dile getirdi. Malum; Şanlı Gezi İsyanı’mızda da gençlerimiz; “Camide bira içmişlerdi”(!)

Demek ki kanlı zalimin, halkların başına bela ettiği zalimlere öğrettiği daha doğrusu zorunlu kıldığı yöntemler hiç mi hiç değişmiyor.

Bizdeki versiyonundan biliyoruz biz bu yöntemleri. Şanlı Gezi İsyanı’mızı da orantısız polis gücü kullanarak bastırmadılar mı? Halkın haklı isyanını gözden düşürmek için, bu isyanımızı “örgütleyen güç” olarak, yıllardır kendilerinin işbirliği yaptıkları FETÖ’yü, ortaklıkları bozulunca ortaya sürmediler mi? Gezi Şehitlerini suçlu, şehitlerimizi katledenleri mağdur ilan etmediler mi? Ve artık insanlıktan çıkmışlıkta son nokta olan 14 yaşında katledilen Berkin’in Annesini “hülooğğ”cularına yuhalatmadılar mı?

Ölmek üzere olan bir insanın son sözleri olan “Anne Anne” feryadını duymama vicdansızlığı, demek ki ABD Emperyalistleri tarafından tüm dünyanın zulmedenlerine ve kanser düzenlerinin bekçilerine ihraç edilen bir zalimlikmiş.

Amerikan Halklarının Gezi İsyanı’nda çoğunluğu Siyahi Halktan olmak üzere bu vahşete tepki gösteren insanlar; “Beyazların susması şiddettir”, “George Floyd için adalet”, “Adalet olmadan barış olmaz” “Siyahilerın hayatı önemlidir” ve “Susmak seni suç ortağı yapar” şeklinde dövizler ile George Floyd’un fotoğraflarını taşıdılar.

Evet, bu olay bir vahşettir, Halkların tepkisi de son derece haklıdır, meşrudur. Bu gösteriler içinde provokatörler vardır, dikkatli olmak lazımdır, barışçıl olmalı, devletin aşırı şiddetiyle aynılaşmamak lazım gibi ifadelerle isyanı küçültmemek gerekiyor. Halkın bu isyanı önemlidir. Beyaz Saray’ın önünün günlerdir eylem alanına çevrilmiş olması, taşlanmış olması, “Dünyanın En Güçlü Liderinin” korkudan yeraltı barınaklarına bir fare gibi sığınması önemlidir.

Bu İsyan, Amerikan Halklarının en azından kendi gücünü görmesi, bir araya geldiğinde de yenilmez, aşılmaz güç olarak gördüklerinin aslında birer kâğıttan kaplan olduklarını anlamaları açısından önemlidir. Sonuçta bu isyanın nasıl sonuçlanacağı bellidir. Birkaç polis, o da belki, cezalandırılır göstermelik olarak. Tamam, belli yasaları da çıkartıyoruz, denir. Katledilen George Floyd’un ailesine tazminatlar belki ödenir. Ve olay yavaş yavaş sönümlenir. Sonra hiç ara vermeden ve hız kesmeden Amerika’da ve dünyada yağmaya, katliama devam…

ABD Halkının bu isyanını Gerçek Marksist-Leninistler örgütlemiyor. Marksist-Leninist bir parti tarafından güdülmüyor bu isyan. Ama bu hep böyle sürecek değil. Eninde sonunda ABD’de bile böyle bir devrimci parti kurulacak. İşte o zaman gerçek devrimcilerin önderliğinde örgütlenecek isyanlar için bu isyanlar birer ön hazırlık. Bu isyana böyle bakılmalı.

Amerikan Halklarının şunu da görmesi çok önemlidir:

Kendilerinin yaşadıkları bu vahşeti, kendi Emperyalist Anavatanları, Dünya Halklarına dünyanın neredeyse bütün bölgelerinde, günümüzde özellikle Ortadoğu’da her saniye, her an yaşatıyor. ABD Tarihi; katliamlar, soykırımlar ve dünya halklarının yağmalanması üzerine kuruludur. Şu anda bile ABD Halkının “özgürlük götürüyoruz” diye dünya halklarını kandırıldığı Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Afganistan’da, Küba/Guantanamo’da insanlar, ABD Conileri tarafından nefessiz bırakılarak öldürülüyor. İşkencelere uğratılıyor. Kadınların ırzına geçiliyor.

Evet, artık ABD Halkları dünyanın diğer ucundaki kendi Anavatanları tarafından boğazlarına çökülerek öldürülen insanların nefes alması içinde ayaklanmalı.

Bilmeliler ki, dünyanın diğer ucundaki insanlara karşı yapılan haksızlığa karşı susmak kendilerini de suç ortağı yapar!

ABD Halkı şunu da bilincini çıkartmalıdır:

ABD Halkının gerçek özgürlüğe kavuşabilmesi, ABD Emperyalist haydudunun dünya halklarını yağmalamasının sona ermesine bağlıdır. Bu nedenle her fırsatta ABD Halkları Mazlum Dünya Halklarının yanında olmalı, onlara karşı yapılan her türlü haksızlığı yüreklerinin derinliklerinde duyabilmelidirler.

Sözlerimizi, sosyal medyada en çok izlenen video olan Aktivist Tamika Mallory’nin Minneapolis’te protestoculara hitaben devlet güçlerine ve polise yönelik yaptığı ajitatif konuşma ile sonlandıralım:

“Bu, tüm ülkede gerçekleşen koordineli bir eylemdir. Olağanüstü haldeyiz. Siyahlar olağanüstü halde ölüyorlar. Bu duruma münferit bir olaymış gibi bakamayız. Binaların yanması sadece kardeşimiz George Floyd için değil, yanıyorlar çünkü Minnesota Halkı New York’taki, Kaliforniya’daki, Memphis’teki, tüm ülkedeki insanlara şunu anlatmaya çalışıyor: Yeter artık!

“Amerikan Yönetimi, kurumları ve gücü elinde tutan herkesin halkımıza acı çektiren ruh hastalığından biz sorumlu değiliz.

“Eğer Target’ı (süpermarket) yaktılarsa umurumda değil. Target bizimle birlikte sokakta olup haklarımızı savunmalıydı. AutoZone (otomobil parçası perakendecisi), Philando Castile arabasında vurulduğunda neredeydi? Neredeydiler? Eğer siz insanların savunmasına gelmiyorsanız, gençler ve diğer insanlar sizin para ödediğiniz kişilerce hüsrana uğratılıp kışkırtılırken, bize meydan okumayın. Taş atan, camları kıran ve binaları yakan insanların arasında olmak için kışkırtıcılara para ödüyorsunuz.

“Gençler bu duruma yanıt veriyor. Öfkeliler! Bunu durdurmanın kolay bir yolu var. Polisleri tutuklayın, Polisleri cezalandırın. Bütün polisleri cezalandırın. Bazılarını değil… Sadece Minneapolis’te olanları değil. Halkımızın öldürüldüğü Amerika’nın tüm şehirlerindeki polisleri cezalandırın. Onları her yerde cezalandırın.

“Son sözümüz budur.

“Polisleri cezalandırın. Görevinizi yapın. ‘Bu ülkenin herkes için özgür topraklar olması gerektiğini’ savunduğunuz şeyi yapın. Siyahlar için özgür bir yer olmadı ve artık yorulduk.

“Bize yağmalamadan bahsetmeyin. Yağmacı sizlersiniz. Amerika siyah halkı yağmaladı. Amerika, buraya ilk geldiğinde Amerikan Yerlileri’ni yağmaladı. O nedenle yağma sizin işiniz. Biz sizden öğrendik. Biz şiddeti sizden öğrendik. Şiddet bizim sizden öğrendiğimiz şey.

“Eğer bizim daha iyi olmamızı bekliyorsanız lanet olsun, önce siz iyi davranın!”

1 Haziran 2020
HKP Genel Merkezi