Limak’ın, Akbelen Ormanları içinde yer alan zeytinlik alana saldırısı üzerine HKP İzmir İl Örgütü olarak İkizköy direnişçileri ile dayanışmaya gittik

İkizköylüler, başta Kadınlar olmak üzere tam 260 gündür direniyorlar. AKP’giller’in Yandaş şirketi Limak’ın, yaşam alanları olan Akbelen Ormanı talanına karşı kararlı bir mücadele sürdürüyorlar.

31 Mart 2022 sabahı vurguncu Limak, AKP’giller’in 1 Mart 2022 tarihinde çıkarttığı ve Partimizin de iptali için Danıştay’a başvurduğu, zeytinlik alanların maden şirketlerine peşkeş çekilmesinin yolunu açan maden yönetmeliğini fırsat bilerek, Akbelen Ormanı’na yeni bir saldırı gerçekleştirdi. Akbelen orman arazisi içinde yer alan zeytinlik alana iş makinalarıyla girerek zeytin ağaçlarını katletmeye başladı. Bunu duyan direnişçiler, katliam alanına giderek doğanın 80-120 yıllık emeğinin ürünü olan zeytin ağaçlarının, Parababalarının kâr hırsı uğruna katledilmesine karşı koydular. Katliamı şimdilik durdurdular.

Biz de Halkın Kurtuluş Partisi İzmir İl Örgütü olarak, İkizköylülerin başından beri destek verdiğimiz haklı mücadelelerinde bu kez de yanlarında olmak ve yapılan doğa katliamını yerinde gözlemlemek üzere 2 Nisan 2022 tarihinde direniş alanına gittik.

Katledilen zeytin ağaçlarının bulunduğu bölgeyi görmek isteğimizi İkizköylü dostlarımıza bildirdiğimizde, bölgeye giriş alanının Limak şirketinin özel güvenlik birimlerince kapatıldığını, o nedenle dağ yolundan gizlice gidilebileceğini, dilersek bize rehberlik ederek götürebileceklerini söylediler. Genç köylü arkadaşımızın rehberliğinde bölgeye ulaştık. Gördüğümüz manzara can yakıcıydı. Köklerinden koparılmış, tüm dalları kesilmiş asırlık zeytin ağaçları, köylülerin kararlı karşı koyuşu üzerine yeniden dikilmişti. Ama bu bir aldatmacaydı. Tüm dileğimiz bir asır boyunca Akbelen toprağına kök salan zeytin ağaçlarının yaşaması olmasına karşın, acı gerçeklik bu ağaçların yeniden toprağa tutunma şanslarının olmadığıydı.

Direniş alanına geri dönerek, direnişin önder ismi Necla Işık bacımız, direnişçi köylü kadınlarımız ve alanda bulunan halk ile söyleştik. Direniş sürecinde kurulan KARDOK Derneği’nin başkanlığını da yürüten Necla Işık, “Akbelen Ormanına kıymasınlar diye 260 gündür burada 50 derecenin altında o sıcakta kavrulduk, -9 derecede burada uyuyamadık sabaha kadar, ellerimiz ayaklarımız buz kesti.

Niçin?

Bir tane ağaç kesilmesin diye. Zengin, zengin olacak diye artık biz toprağımızdan olmayacağız. Biz zeytinimizden olmayacağız. Biz köyümüzü terk etmek zorunda kalmayacağız. Nasıl ben bu topraklarda doğduysam, büyüdüysem, benim bu topraklara, benim bu ormana, benim bu büyüdüğüm, hâlâ karnımı doyurduğum zeytin ağacına vefa borcum var. Bunu ödemek için buradayım. Gerekiyorsa boynum da kıldan ince. Atacaklarsa da atsınlar içeri. En azından birilerine örnek olur, korku yok artık. Bastıramazlar artık bizi.” dedi.

Partimiz adına konuşan kadın çocuk komitesi üyesi Prof. Dr. Özler Çakır da şunları söyledi:

Biz Halkın Kurtuluş Partisi İzmir İl Örgütü olarak Direnişinizin başından beri can-ı gönülden yanınızdayız. Bu mücadeleyi mücadelemiz biliyoruz çünkü bu bir vatan mücadelesi. Sadece İkizköy Akbelen Ormanı mücadelesi değil. Vatanımızın doğal güzellikleri, üretim kaynakları, yaşam alanları.

Başımızda, 1919’da kapıdan kovduğumuz ama özellikle 1950’li yıllarla birlikte bacadan giren ABD-AB Emperyalistlerinin işbirlikçisi bir iktidar var. Hem de bu iktidar Ortaçağcı bir iktidar. Hz. Muhammet İslamı’nı değil, Muaviye-Yezid, efendilerinin CİA-Pentagon İslamı’nı savunan bir iktidar.

Sadece doğa katliamı sürmüyor, kadın katliamı, çocuk katliamı, işçi katliamı sürüyor ülkemizde.

Bu anlamda bu Direniş çok önemli. Necla bacımın önderliğinde ama buradaki kadınlarımızın birlikteliğiyle yürüyen bir direniş. Çünkü tek kişi bir şey yapamaz. Birlikteysek, örgütlüysek güçlüyüz. Burada yürüyen Direniş, öncelikli olarak bir Kadın Direnişi ve 2022 Türkiye’sinde çok önemli. Çünkü ülkemizdeki Ortaçağcı-gerici gidişatta en çok mağdur olanlar kadınlarımız, bunun ceremesini en çok çeken kadınlarımız.

Dolayısıyla bu Direniş sadece İkizköy Akbelen Ormanı talanına karşı bir başkaldırı değil, AKP’nin Ortaçağcı iktidarına da Kadınlarımızın bir Direnişi. 1919 ruhunun Akbelen Ormanı için İkizköylü kadınlarımızda vücut bulmuş hali.

Şerife Bacı’ların, Gördesli Makbule’lerin mirası bu dağlarda hüküm sürüyor. Bunun ruhunu taşıyor buradaki kadınlarımız bu Direnişleriyle. Bu nedenle ben buradaki Direnişçi Kadınlarımızı Halkın Kurtuluş Partisi adına, Merkezi Kadın Çocuk Komitemiz adına bir kez daha yürekten kutluyorum.

Mücadelenizin sonuna kadar yanınızdayız.

Ülkemizin en vatansever, en doğasever, en insansever, en hayvansever partisi olarak, yapılan tüm hukuksuzluklara karşı yüzlerce suç duyurusunda bulunmuş bir parti olarak, sonuna kadar sizlerle omuz omuzayız.

Çıkarılan hukuksuz zeytin yönetmeliğine karşı da iptali için de başvuruda bulunduk. Ancak yargı da AKP’giller’in hukuk bürolarına dönüştürülmüş durumda. Vatansever hâkimlerimiz, savcılarımız ne yazık ki parmakla sayılacak duruma geldi. Ama bu durum bizlerin burada olduğu gibi hukuki alanda vereceği mücadelenin önünde engel değil.

Bunlar o kadar çok suç işliyorlar ki biz HKP olarak her gün bir suç duyurusu yapıyoruz. Çünkü ortada meşru bir iktidar yok. Organize bir suç örgütü var. Bu suç duyurularını Tarihe not düşmek adına yapıyoruz ve adımız gibi eminiz, işledikleri tüm suçlardan eninde sonunda yargılanacaklar.

Ziyaretimizde hep birlikte coşkuyla alkışlar eşliğinde “Havama, Suyuma, Zeytinime Dokunma”, “Halkız, Haklıyız, Kazanacağız” sloganlarını attık.

02.04.2022
HKP İzmir İl Örgütü