Kutlamayın 30 Ağustos’u! 19 Mayıs’ı da, 23 Nisan’ı da, 29 Ekim’i de… Siz 31 Mart’ı kutlayın! Menemen İsyanı’nı kutlayın!

15-görsel-300x228Eğer böyle yaparsanız, daha dürüst davranmış olursunuz. Çünkü siz, Mustafa Kemal’e, Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mıza, Laik Cumhuriyet’e, tüm ulusal değerlere düşmansınız.

Demedin mi sen, Kurtuluş Savaşı’mızın Önderi Mustafa Kemal’e ve İsmet İnönü’ye “İki Ayyaş”, diye?

Dedin. Ve Tarih kaydetti bunu.

Senin içtenlikli düşüncendi bu. Ve ne yazık ki sadece senin değil. AKP’giller’in tamamının ve de Pensilvanyalı İmam’ın tarikatının tamamının ortak düşüncesidir bu.

Daha bir ay kadar önce kadim dostun ve Meclis Başkanınız İsmail Kahraman demedi mi, “Cumhuriyeti kuranlar dinsizdi.”, diye?

Ve sen demedin mi bu Kuvayimilliyeciler için, “Camileri ahır yaptılar!”, diye?

Dedin, dedin. Daha pek çok böyle Şeytanın bile aklına gelmeyeceği yakıştırmalarda, iftiralarda bulundunuz, bu kahramanlar hakkında.

Siz, bu Kurtuluş Savaşçılarına düşmansınız. Bunu binlerce kez ortaya koydunuz.

Siz, Milli Kurtuluş’a düşman; tıpkı sizin gibi, İngiliz emperyalistlerinin kuklası, Amerikan, İtalyan, Fransız Emperyalistlerinin kuklası olan Vahdeddin, Damat Ferit ve İstanbul Hükümetlerine ise dostsunuz. Saltanatçısınız, Hilafetçisiniz.

Siz, Batılı Emperyalistlerin maşası ve onların savaş gemileriyle İzmir’e çıkartılıp kan dökerek, ırza geçerek Batı Anadolu’yu işgale girişen İşgalci Yunan Ordusu’nun ve onun arkasındaki emperyalistlerin dostusunuz.

“Ulu Hakan Vahididdün Han”, diyerek ululadığınız, başta İngilizler gelmek üzere tüm Batılı Emperyalistlerin ve işgal güçlerinin kuklası hain Sultan Vahdeddin’in ve İstanbul Hükümetlerinin yanındasınız, safındasınız.

Ne diyordu yayımladığı fetvada Vahdettin, işgalci Yunan Ordusu için:

“Sakın karşı çıkmayın. Bu gelen Halife Ordusu’dur. Onun size bir zararı olmaz.”

Böylece o hain, bu işgal ordusuna karşı ölüm kalım savaşı veren Kuvayimilliye Savaşçılarını caydırmak istiyordu kutsal davalarından. Ve ne yazık ki kısmen de başarılı oldu. Vahdeddinci, Saltanatçı, Kuvayimilliye düşmanı, satılmış çeteler türedi. Onlara karşı da savaşmak zorunda kaldı Kuvayimilliye Savaşçıları.

Yani Önderimiz Hikmet Kıvılcımlı’nın dediği gibi “iki hain ve zalim güç”e karşı savaştı:

1- Emperyalist Batı’nın işgal odrularına karşı savaştı. Onları Misak-ı Milli ile sınırları belirlenen vatan topraklarından atmak için.

2- Bu Emperyalist Batı’yla işbirliği eden hain güçlere karşı savaştı. Yani, Çökkün Saltanata, onun sembolü Vahdeddin’e ve İstanbul Hükümetlerine, onların beslemesi satılmış çetelere ve feodalizme karmış Tefeci-Bezirgân Sermayeye karşı savaştı.

İşte bu iki hain gücü yenerek elde ettik biz Birinci Milli Kurtuluşumuzu. Ve onun zaferi üzerine kurduk Laik Cumhuriyet’i.

Sen de geçmişteki benzerlerin gibi, aynen ABD ve AB Emperyalistlerinin işbirlikçisisin, dostusun, yandaşısın.

Birinci Kuvayimilliye’nin, onun kahramanlarının, Laik Cumhuriyeti’nin, tam bağımsızlıkçılığın, yurseverliğinin ve zaferlerinin düşmanısın.

Geçmişte ata bellediğin bu İngiliz muhiplerinin (dostlarının) aynen izinden gidiyorsun.

Vahdeddin ve onun hain Şeyhülislamı Dürrizade, idam fetvaları yazıp imzalamışlardı, Mustafa Kemal, silah arkadaşları ve birinci Kuvayimilliyeciler için.

İşte sen de onların hainane işlerini sürdürerek Mustafa Kemal’in, Birinci Kuvayimilliyecilerin ve onların halkımıza armağan ettiği tüm değerlerin ve bayramların düşmanısın.

Bu sebeple, açık oyna artık. Münafıklık etme. Takiyye yapma. Parti binanıza, düşmanı olduğunu ilan ettiğin “Laik Yüzde Elli”yi kandırarak, şimdilik durumunu kurtarmak amacıyla, tarihinde ilk defa görülen Mustafa Kemal posteri asma.

Tam tersine, Sultan Vahdeddin’in resmini as!

31 Mart’ın Önderi Derviş Vahdeti’nin resmini as!

Onlardan yanasın ya; 31 Mart İrtica Ayaklanması’nın kışlası olan Topçu Kışlası’nı Taksim Gezi Parkı’na yeniden yapmak için durup dinlenmeden uğraşmıyor musun?

Menemen İsyanı’nızda namuslu, yurtsever, Mustafa Kemalci genç asteğmen Kubilay’ın kafasını keserek bir sırığın ucuna takıp şehrin sokaklarını zafer naraları ve tekbir sesleriyle dolaşan Derviş Mehmet’in resmini as!

Size bu yakışır.

Hem korkmayın artık. Biraz cesaretli olun. Nasıl olsa Türk Ordusu’nun işini bitirdiniz artık. Gördüğünüz gibi, o, kışlalarında hapis. Çöp kamyonlarıyla, iş araçlarıyla çıkamaz ettiniz kışlalarından.

2013 öncesi, bir ömür ortaklık ettiğiniz, yandaşlık ettiğiniz Pensilvanyalı İmam’ın tarikatıyla el ele vererek başardınız bu işi. Aslında ikinizin ortak zaferi bu.

İkinizin de ortak düşmanı değil miydi Türk Ordusu?

Öyleydi, değil mi?

Hadi, inkar etmeyin. Azıcık da olsa dürüst olun. İşte sonuç hasıl oldu sizin için. Türk Ordusu şu an bir enkaz yığını halinde. Ve ikinizin elbirliği ederek vurduğunuz bu darbenin yol açtığı yarasını onaramayacak durumdadır.

O bakımdan, siz istediğiniz gibi atınızı oynatın. Ne Mustafa Kemal’i, ne İsmet Paşa’sı deyin, ne Kurtuluş Savaşı deyin… Bitti bu işler. Biz, Saltanatçıyız, Hilafetçiyiz, Vahdeddinciyiz, Amerikancıyız, Avrupa Birlikçisiyiz, deyin.

Ne diyor sizin geçen dönemki Diyarbakır Milletvekiliniz Abdurrahman Kurt?

Bakın videosu da var internette. İsterseniz izlersiniz. Şöyle:

“AKP’li Kurt, ‘O dönem cemaatle görüşmeler yaptık. Bir sürü eşimiz, dostumuz, akrabamız var bu konuda çevremizde. Burada yadırganacak bir şey de yok. Bu da ülkenin bir gerçeğiydi. Ve biz askeri vesayete karşı mücadele verirken, onlar yanımızdaydı. Biz bir şeyi karıştırdık. Onların bizim yanımızda olması, askeri vesayetin ilk defa Rusya’nın yanında yer alması nedeniyle görevlendirilmelerindenmiş. Amerika ile beraber, cemaat de bizim yanımızda yer aldı. Bunun sebebi, askeri vesayetin darbeyi Rusya’ya yaslanarak yapmaya çalışması.’ diyerek yapılan işbirliğini açıkça itiraf etmişti.

“İşte hafıza tazelemek isteyenler için o sözler:” (http://www.abcgazetesi.com/akpli-eski-vekil-itiraf-etmisti-tskya-karsi-abd-ve-cemaatle-isbirligi-yaptik-22868h.htm)

Apaçık bir şekilde görüldüğü gibi, AKP milletvekili Abdurrahman Kurt, “ABD, Cemaat, biz; üçümüz el ele vererek Türkiye’de askeri vesayeti bitirmek için Ergenekon Operasyonu’nu yaptık.”, diyor.

Zaten bu, ay ve güneş kadar kesin bir gerçek. Binlerce kanıt ortaya konur buna. Zaten pek çoğu da ortaya çıkmıştır ve namuslu her aydın tarafından bilinmektedir.

“Askeri vesayet” dediğiniz, Türk Ordusu’nun işini bitirmekti. Bitirdiniz de işte. Ve yine elbirliği halinde. 15 Temmuz’da da ABD çatıştırdı sizi ve olan da Türk Ordusu’yla Türkiye’ye oldu.

Zaten hep söylediğimiz gibi; sizi de, Pensilvanyalı İmam’ın tarikatını da projelendirip ortaya çıkaran ve her yaptığınız işi size geri planda emreden, yani sizi birer kukla olarak oynatan o emperyalist haydut devlet ABD’dir.

Onlar böylece Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızın öcünü almış oldular, Türk Ordusu’ndan ve Türkiye’den.

Türk Ordusu’nu, artık hiçbir caydırıcı gücü olmayan lalettayin sömürge orduları durumuna düşürdüler. Onurunu ayaklar altına aldırttılar size.

İşte ondan diyoruz biz, korkmayın, açık olun artık. İşte, 100 yıldan bu yana karnınızda bir günah çocuğu gibi sakladığınız kininizi, nefretinizi saçın ortaya artık. Serbestsiniz. Bugünün kazananı sizsiniz.

Fakat, uyaralım sizi: Erken bayram etmeyin!

Bakın 2013’e kadarki kadim dostunuz, müttefikiniz Pensilvanyalı İmam’ın savcı ve hakimleri de, polisleri de, medyanın köşe başlarını tutmuş satılık aydınları da bayram ediyorlardı bir zamanlar. Pervasızca Türk Ordusu’nun namuslu, yurtsever, laik, Mustafa Kemalci subaylarını en iblisçe iftiralarla gece baskınları yapıp topluyorlardı zindanlarda. Fethullah’ın polis şefleri, babaları hatta dedeleri yaşındaki generalleri kafalarından bastırarak bindiriyorlardı polis arabalarına. Sıradan gaspçılar, kapkaççılar gibi koltukluyorlardı generalleri, amiralleri aşağılamak için.

Fethullah’ın gözde savcısı Zekeriya Öz, senin methiyeler düzerek kahraman payesiyle birlikte altına zırhlı Mercedes’ini verdiğin günlerde, küçük dağları ben yarattım havasında dolaşıyordu ortalıkta. Kendisine soru sormak için yaklaşan gazetecileri bile; “şunları uzaklaştırın.”, diyerek sokmuyordu yanına. Kapkara ajan gözlükleriyle boy veriyordu ekranlara, kameralara. Bakın şimdi ne hallere düştüler…

Lağım fareleri gibi kaçıp gizlenecek delik arıyorlar.

Bir teki olsun dik duramadı. Savunamadı o güne dek kavgasını verdiği sözde davasını. Hepsi pervaneler gibi döndü.

Siz de aynı yolun yolcususunuz. Yani sizin de derdiniz Türkiye’yi Ortaçağ karanlıklarına götürmek. ABD’nin elinize verip uygulamanızı istediği BOP Haritası’nı-Yeni Sevr’i hayata geçirmek. Göreviniz bir. Patronunuz bir. Yolunuz, her şeyiniz bir. Kaliteniz de bir. Aynı toptan kesmesiniz siz de. Aynı okullardan geçip aynı Muaviye-Yezid-CIA-Pentagon İslamı’yla dinlendiniz. İkinizin de Hz. Muhammed ve Kur’an İslamı’yla zerre ilginiz yok.

Sonunuz da aynı olacak. Hiç tereddüt yok bunda. Muhakkak ki aynı olacak.

Biz soracağız sizlerden gerçek hesabı.

Biz farklıyız tabiî ki sizlerden. Biz başka bir dünyanın insanlarıyız. O bakımdan bizde yalan, hile, iftira, zalimlik asla olmaz. Biz sizi gerçek suçlarınızla yargılayacağız. Siz en az bizim kadar, hatta bizden çok daha fazlasıyla bilirsiniz suçlarınızın ne olduğunu. İşte onlardan hesaba çekileceksiniz. Ve mahkemeler de sizinkiler gibi göstermelik, yandaş, bağımlı olmayacak. Hukuka ve insan vicdanına bağlı savcılardan, yargıçlardan oluşacak bizim mahkemelerimiz. Onların önünde mutlaka boy göstereceksiniz…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

2 Ağustos 2016

Nurullah Ankut

HKP Genel Başkanı

Print Friendly, PDF & Email