Kurtuluş Partili Kadınlar olarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde alanlardaydık tüm coşkumuzla!

İstanbul

8 Mart, başta Ortadoğu Halkları olmak üzere Dünya Halklarına kan kusturan, milyonlarca masum kadın ve çocuğun katliam fermanını yazan, eli kanlı AB-D Emperyalistlerinin temsilcisi kadınların günü değildir.

8 Mart, 129 Amerikalı Tekstil İşçisi Kadının onurlu mücadelesidir, ve Tarihe ateşle, ölümle, kanla yazılmış bir gündür.

Parababalarının insafsız sömürü düzeninin, 129 Kadın işçinin bedenini kor ateşlerde, hiç acımadan katletmelerinin üzerinden tam 164 yıl geçti. Bu tarihi günün 164’üncü yılında Kadıköy İskele Meydanı’nda İstanbul’dan Kurtuluş Partili Kadınlar olarak bir basın açıklaması gerçekleştirdik.

Açıklamamızın başında 129 kadın tekstil işçisi ve onların nezdinde tüm devrim şehitleri için saygı duruşunda bulunduk.

Basın açıklamasını İstanbul Kadın-Çocuk Komitesi üyesi Semra Kalkan Yoldaş okudu.

Semra Yoldaş açıklamasında, kadınların genel olarak dünya çapında özelde ise Türkiye’de içinde bulunduğu durumu anlattı. Yoldaşımız açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Ülkemizde hem iktidarları hem de muhalefeti belirleyen AB-D Emperyalistleri tarafından 2002 yılında iktidar koltuğuna oturtulan AKP’giller, Tarihin en gerici ve asalak sermaye sınıfı Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfının temsilcileridir.

“Bu Ortaçağcı gerici sınıf, Ortaçağ’ın karanlık günlerinin özlemi içindedir. Fıtratında kadın düşmanlığı vardır. Bu yüzden ülkemizi, kadınları ve çocukları Ortaçağın karanlık günlerine götürmek, kadınları dört duvar arasına hapsetmek, Laikliği ortadan kaldırmak, kadını bir eşyadan daha değersiz, alınır satılır bir mal durumuna düşürmek isterler. Bunu yaparken de çok ince yollarla kadın bedenini bir cinsel obje aracı olarak kullanır ve sergilerler.

“Tek tapındıkları, Para Tanrısı’dır. Yeter ki saray ihtişamları devam etsin ve küpleri dolsun.. Bu uğurda her yol onlar için mübahtır. Kara Halk yığınlarını Muaviye-Yezid Dini ile afyonlarken Gerçek İslam’ı da kuşa çevirirler. İşte bu yüzden de yarasanın en küçük ışık süzmesinden korktuğu gibi bu Ortaçağcı gerici sınıf ve onları besleyen tüm gerici vakıf, dernek ve tarikatlar; kadın ve çocuklar başta olmak üzere İşçi Sınıfımız ve emekçi halkımızın yararına olabilecek, onlara az da olsa nefes aldırabilecek en küçük bir uygulamaya bile tahammül edemezler.”

Kadıköy’deki eylemimiz, “Kadınların Katili Sermaye Düzeni”“Kadın Erkek El Ele Kurtuluş Partisi’ne” , “Yaşasın Emekçi Kadının Devrimci Mücadelesi” sloganları ile sona erdi.

8 Mart basın açıklamamızın ardından haklarını almak için Nakliyat-İş önderliğinde 29 aydır eylemler yapan, 185 gündür Direniş Çadırında bıkmadan, yılmadan direnen yiğit Uzel Direnişçilerini ziyaret ettik.

Kurtuluş Partili Kadınlar adına söz alan Sema Olkun Yoldaş özetçe şunları dile getirdi:

“Uzel direnişçileri sadece onların haklarını gaspeden Uzel Parababasına değil, aynı zamanda Sarı Gangaster Sendikacılığa karşı da mücadele ediyorlar. Ve ne mutlu Uzel Direnişçilerine ki bugün Nakliyat-İş Sendikası gibi İşçi Sınıfının gerçek, biricik dostu Nakliyat-İş Sendikası gibi bir Sendikayla tanıştılar. Onun devrimci, yiğit, fedakâr Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu ve yöneticileriyle tanıştılar. Ve onların öncülüğünde bu mücadeleyi yiğitçe sürdürüyorlar ve zafere ulaşacaklarından eminiz.”

Ziyaretimiz sloganlarla ve alkışlarla sona erdi.

Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!

Şan Olsun 8 Mart’ı Yaratanlara ve Yaşatanlara!

İzmir

İzmir’den Halkın Kurtuluş Partililer olarak, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için geçekleştireceğimiz basın açıklamamızı yapmak üzere, 8 Mart günü saat 18:00’de, Karşıyaka Parti Örgütümüzde bir araya geldik.

“Selam Olsun 8 Mart’ı Yaratanlara-Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü”“Emperyalizme, Ortaçağcı Gericiliğe, Şovenizme, Kadına Şiddete ve Çocuk İstismarına Karşı Örgütlü Mücadeleye” ve “Kadının Kurtuluşu İşçi Sınıfının Kurtuluşundan Bağımsız Değildir” pankartlarımız, Parti bayraklarımız ve dövizlerimizle kadın ve erkek Kurtuluş Partililer olarak kortej oluşturduk ve eylem yapacağımız Karşıyaka Çarşı girişine doğru yürüyüşe geçtik. Yürüyüşümüz polis tarafından engellenmek istendi ancak kararlı tutumumuz üzerine geri adım atmak zorunda kaldılar.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne yönelik coşkumuzu ve mücadele inancımızı basın açıklamamızdan önce yürüyüş sırasında haykırdığımız “Yaşasın 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü!”, “Her Gün 8 Mart Her Gün Mücadele!”, “Kadına Şiddete Hayır!”, “Cinsel, Ulusal, Sınıfsal Sömürüye Son!” sloganlarımızla ifade ettik.

Basın açıklamamız açış konuşması ile başladı. Açış konuşmasında, 2021 yılında ülkemizde kadın sorununun, kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin, kadın işsizliğinin, çifte sömürünün en ağır biçimde sürdüğü dile getirildi.

Ardından, Partimiz adına basın açıklamasını HKP Merkezi Kadın Çocuk Komitesi Üyesi yoldaşımız Prof. Dr. Özler Çakır yaptı.

Özler Çakır, açıklamasına “Kadınlar Uyanın! Harekete Geçin! Savaşın!” diyerek başladı ve 2021 yılında Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün mücadele bayrağını, dünyamızı ve ülkemizi etkisi altına alan Koronavirüs salgını günlerinde dalgalandırdığımızı ifade ederek konuşmanı sürdürdü.

Çakır açıklamasının devamında, küçük bir virüsün dünya halklarına, buzdağının altında hep var olan ama Parababalarınca gizlenmeye çalışılan asıl büyük gerçekliği, Kadınlarımızı ve Çocuklarımızı çaresizlikler, yoksulluklar, acılar ve gözyaşları içinde bırakan; çalışan, üreten insanlarımızı İşsizlik ve Pahalılık cehenneminin kızgın alevlerinde cayır cayır yakan, İnsanlığı bir yük hayvanı haline getiren ve insan soyu için asıl öldürücü olan ve hayatın her alanında eşitsizlikler yaratan, içinde bulunduğumuz Sınıflı Toplum-Parababaları düzeninin olduğu gerçekliğini bir kez daha gösterdiğini, kadınların içinde bulunduğumuz sınıflı toplum düzeninde çifte sömürüye uğradığını dile getirdi.

Yoldaşımız sözlerinin devamında, Tefeci-Bezirgân Sermayenin temsilcisi AKP’giller’in Ortaçağcı gericiliğinin kadınları dört duvar arasına hapsetmek, Laikliği ortadan kaldırmak, kadını bir eşyadan daha değersiz, alınır satılır bir mal durumuna düşürmek istediğini söyledi.

Özler Çakır yoldaş basın açıklamamızı, Kadın sorununun sınıfsal bir sorun olduğunu, bu nedenle kadınların kurtuluşunun ancak ve ancak sınıfsız-sömürüsüz bir sosyal düzende mümkün olduğunu vurgulayarak ve Partimizin Programından kadın sorununun çözümü ile ilgili aktarımlar yaparak sonlandırdı.

Özler Çakır Yoldaş’ın açıklamasından sonra, Partimiz Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak da bir konuşma yaptı.

Tacettin Çolak konuşmasında şunları söyledi:

“Saygıdeğer arkadaşlar, aramızda turizm işçileri var, belediye işçileri, metal işçileri, kamu çalışanları var. Bizim gibi ülkelerde katmerli, çifte sömürüye maruz kalan kadınlarımız var. Maalesef Parababaları, emperyalistler, Amerikan İşçi Sınıfının kanıyla, canıyla dünya kadınlarına armağan ettiği, bedeller ödediği Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü de sahiplenmek, dejenere etmek peşindeler. Bir biçimiyle dejenere ediyorlar maalesef. Çünkü ülkemizde de dünyanın bir çok yerinde de 8 Mart kadınlara gül verilen, onlara şiir armağan edilen günlere dönüştürüldü.

“Hatta maalesef bizlerin bile diline yerleştiği haliyle, “8 Mart Kadınlar Günü Kutlu Olsun” diyoruz. Oysa 8 Mart kutlanacak bir bayram günü değildir. Yoldaş’ımızın da çok doğru bir şekilde, ayrıntılı bir şekilde anlattığı gibi 8 Mart, kadın işçilerin kanıyla yazılmıştır ve yeryüzünde İşçi Sınıfının mücadelesi devam ettiği sürece de mücadele günü olmaya devam edecektir.

“O nedenle Halkın Kurtuluş Partisi her 8 Mart’ta, Kadın Mücadelesini dejenere eden, içini boşaltan ve burjuvaziye yedeklemeye çalışan Fenimizme karşı ısrarla, inatla teşhir mücadelesi yürütüyor. Feministler, yarın tezgâh başına gidecek bu işçi kardeşlerimizin çektiğini bilmezler. Feministler, İşsizlik ve Pahalılık Cehenneminde inim inim inleyen ve aynen dediği gibi “çocuğuna yemek pişiremediği için intihar etmeyi düşünen” kadının acısını bilmezler. O nedenle Feminizme karşıyız. Feminizmin, “Sosyalist Feminizmi” de olmaz. Burjuva bir akımdır, teşhir edilmesi gerekir.

“Aynı zamanda kadınlarımız Ortaçağcı İrticacılar tarafından da toplum dışına itilen bir kesimdir. Ülkemizde son yıllarda bunun ciddi bir anlamda boyutlandığını da görmekteyiz. Artık yasalarımızda suç olduğu tanımlanan Hilafeti savunan alçaklar da çıktı piyasaya. Oysa bu ülke, bu topraklar, işte bu İzmir, emperyalistlere karşı verilen kahramanca mücadelenin yanında, aynı zamanda o emperyalistlere satılmış, Halkımıza ihanet etmiş; Ulusal Kurtuluş Savaşçılarını, Kuvayimilliyecileri gâvur ilan etmiş Ortaçağcılara karşı da verilmiş bir mücadeledir. O mücadelelerle kurtarılmıştır bu vatan toprakları. Onun için kahırlı mücadele her alanda, İşsizlik ve Pahalılık Cehenneminde bedel ödemeyi de gerektiriyor. İşte bu yoldaşlarımız, bu bedeli ödeyen yoldaşlarımızdır. Kendilerini kutluyorum, saygılar sunuyorum. Başarılar diliyorum.”

Eylemimiz sırasında “Laiklik Kadının Özgürlüğüdür”, “Kadının Kurtuluşu Devrimde, Sosyalizmde!”, “Kadınların Katili Sermaye Düzeni”, “Kadın Erkek El Ele Örgütlü Mücadeleye” sloganlarımızla ve “Kadın Erkek Kol Kola Sosyalist Kurtuluşa”, “Yaşasın Emekçi Kadının Devrim Mücadelesi”, “Ne Şeriat Ne Feminizm, Kadının Kurtuluşu Sosyalizmde” yazılı dövizlerimizle, Partimizin Kadın sorununa bakışını ve çözümünü en özlü biçimde İzmir halkı ile paylaştık.

Basın açıklamamızı, Hikmet Kıvılcımlı’nın deyimiyle Yarımız olan kadınlarımızı” ve İzmir Halkını Partimiz saflarında örgütlü mücadeleye çağırarak sonlandırdık.

Hatay

Hatay’dan Kurtuluş Partili Kadınlar olarak basın açıklamamızı, Hatay Samandağ İlçesi Abdullah Cömert Alanı’nda gerçekleştirdik.

Basına ve halkımıza seslendiğimiz açıklamamızda kadını ile erkeği ile el ele örgütlü mücadeleye çağrı yaparak kadına şiddeti, kadın sömürüsünü, kadını yok sayan, metalaştıran, bu sömürü ve vurgun düzenini ortadan kaldıracağımızı bir kez daha haykırdık.

Kadın Erkek El Ele Kurtuluş Partisi’ne!

8 Mart 2021

Kurtuluş Partili Kadınlar