Kızıldere Şehitleri İzmir’de Anıldı

IMG-20150329-WA001430 Mart 1972’de Tokat’ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere Köyü’nde 12 Mart Faşizminin gorilleşmiş generalleri tarafından katledilen Mahir Çayan, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna, Saffet Alp İzmir Karşıyaka’da Kurtuluş Partisi Gençliği tarafından anıldı.

29 Mart Pazar günü saat 14.00’te Karşıyaka İZBAN önünde toplanan gençlik “Kızıldere Şehitleri Ölümsüzdür”, “Onlar Halkın Bilincinde Yaşıyor”, “Yeni Sevr’e Karşı Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşımız”sloganları eşliğinde ve marşlar söyleyerek çarşı girişine yürüyüş yaptı.

Yürüyüşün sonunda Kızıldere şehitleri nezdinde tüm devrim şehitleri anısına saygı duruşunda bulunuldu ve ardından bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada Mahirler’in Antiemperyalist – Antifeodal – Antişovenist duruşlarına vurgu yapıldı. Mahirler’in ideallerinin bugün Halkın Kurtuluş Partisi tarafından savunulduğuna değinilen açıklama

“Biz Kurtuluş Partisi Gençliği olarak diyoruz ki;

Antiemperyalist-Antifeodal-Antişovenist İkinci Kurtuluş Savaşçıları Mahirler’in, Denizler’in, Türkiye Devrimi’nin Önderi Hikmet Kıvılcımlı’nın devamcıları olan biz Proletarya Devrimcileri, bu vatanı AB-D Emperyalistlerine ve onların satılmış uşaklarına bırakmayacağız.

 

Gezi Şehitlerimizin, Kızıldere’nin, Mahirler’in, Denizler’in hesabını soracağız!

Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşı’mız!

Yaşasın Sosyalizm!

Yaşasın Kürt ve Türk Halkının Kardeşliği!

Devrimciler Ölür Devrimler Sürer!” denilerek sonlandırıldı. Ardından eylem “Yaşasın Gençliğin Devrimci Mücadelesi”, “Devrim Şehitleri Ölümsüzdür” sloganlarıyla sonlandırıldı.

IMG-20150329-WA0000

Açıklamanın tam metni:

 

Kızıldere Şehitleri Ölümsüzdür

30 Mart 1972… Bundan 42 sene önce Mahir Çayan, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna, Saffet Alp 12 Mart Faşizminin gorilleşmiş generalleri tarafından Kızıldere’de katledildiler. Gök ekinler gibi biçildiler.

Yoldaşları Deniz GezmişHüseyin İnanYusuf Aslan’ın idamlarını engellemek için korkmadan, onurluca yaşamlarını feda ettiler. Fakat biz devrimciler için ölüm sadece maddi hayata veda etmektir. ON’ların düşünceleri her zaman yolumuzu aydınlatacak ve halklar yaşamlarını yoldaşları için feda eden namuslu, onurlu ON Devrim Şehidini unutmayacak.

Sosyalizm onlar için Dünya ve Türkiye Halklarının mutluluğu, eşitliği, kardeşliği demekti ve ne olursa olsun Sosyalizmden, Marksizm-Leninizmden vazgeçmediler. ON’lar son nefeslerinde bile haykırıyorlardı:

“Yaşasın Marksizm-Leninizm!

“Yaşasın İşçiler-Köylüler!

“Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye!”

ON’lar Ülkemizin Batılı Emperyalistlerin çıkarları uğruna parçalanması demek olan Sevr’e karşıydılar. Dev-Genç’in kontrolünde olan Ankara Basın Yayın Fakültesinin dış duvarına ve diğer fakültelerin, yurtların içlerine çizdikleri Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızın Başkomutanı Mustafa Kemal’in kalpaklı portresinin altına büyük harflerle kazımışlardı; “Ya İstiklal! Ya Ölüm!” şiarını.

 

Antiemperyalisttiler

Avrupa Topluluğu (AT) Emperyalizmine yani şimdiki AB’ye karşıydılar. “Onlar Ortak Biz Pazar” sloganını haykırıyorlardı. Birinci Kuvayimilliye’yle parçalayıp attığımız Sevr’i günümüzde tekrar dayatan ABD ve AB Emperyalizmine yani AB-D Emperyalizmine karşıydılar.

 

Antifeodâldiler

Şeriata karşıydılar. O zaman “türban” modası yoktu ama Şeriatın bu simgesinin yaratıcıları olan “Kanlı Pazar”ı yapan, 6. Filo önünde secdeye yatan din yobazlarını, emperyalizmin “Yeşil Kuşak”çılarını, devrim cephesinin değil, karşıdevrim cephesinin yok edilmesi gereken müttefikleri olarak değerlendiriyorlardı. Laikliği sonununa kadar savunuyorlardı.

 

Antişovendiler

Halkların kardeşliğinin, Türk ve Kürt Halkının kardeşliğinin, “Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı” ilkesinin samimi savunucusuydular.

Bildiğimiz gibi bu tezler, Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’nın ve Partimizin ana tezleridir. Usta’mızın 1954’te kurduğu Vatan Partisi’nin İkinci Kuvayimilliyeciliğimiz şiarına onlar da sahip çıkıyorlar ve biz İkinci Kurtuluş Savaşçılarıyız diyorlardı.

Yine aynı şekilde Usta’mızın Birinci Kurtuluş Savaşı, Mustafa Kemal, Ordu Gençliği’nin devrimci geleneği vb. konulardaki görüşlerine sonuna kadar katılıyorlardı. Bu konudaki görüşlerini, “Savunmalar”ında da açıkça yazıyorlardı. Bugün onların devamcısı olduklarını söyleyenler, artık ne yazık ki bu ilkelerden çok uzaktalar.

 

Kurtuluş Partisi Gençliği; Örgütlenmeye, Mücadeleye Çağırıyor

Türkiye Aydın Gençliğinin önünde 1945’ten beri iki seçenek vardır; Deniz Gezmiş’ in de savunduğu bu gerçekliği, Mahir Çayan 1970’lerde şu cümlelerle ortaya koyar:

“(…) Aydınlar iki alternatifle karşı karşıyadır.

“Ya, Türkiye’nin bugünkü içler acısı durumunu, mevcut düzeni, ülkenin “değişmez kaderi” olarak, olduğu gibi kabullenip, “böyle gelmiş böyle gider” “bana ne, ben kendi çıkarıma bakar hayatımı yaşarım” diyerek bu düzenin bir unsuru olacaklardır.

“(…) Bunlar için tek bir yüce yasa vardır. O da, kendi çıkarları ve kendi esenlikleridir. Bunlar hayâsızca, bir ulus için kutsal ne varsa, onu emperyalist pazarlarda açık artırmaya çıkarmış vatan hainleridir. Ve bunu da ağızlarından hiç eksik etmedikleri vatan-millet adına yaparlar!

“Gelelim ikinci alternatife: Bu alternatif, 20’nci Yüzyılın ikinci yarısı da dahil olmak üzere, her tarihî dönemde, ulusun tam bağımsız olarak yaşayabileceğine inananların, emperyalist boyunduruk altında yaşamaktansa ölmeyi yeğ tutanların alternatifidir. Bu ikinci yol, hayatı da dâhil olmak üzere her şeyini ortaya koyarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolasını kendisine şiar edip, “Tam Bağımsız Türkiye” için bitmemiş olan Anadolu ihtilali için savaşanların yoludur.

“Evet, bütün Türkiyeli aydınlar, bu iki alternatiften birisini seçmek zorundadırlar. Birinci alternatifte, rahat bir yaşantı, bu düzenin nimetleri vardır. İkincisinde ise, çeşitli zorluklar, kan, işkence ve ölüm vardır. Biz, yurtsever kişiler olarak, ikinci yolu seçtik. Seçtiğimiz yol, Gazi Mustafa Kemal’in açtığı yoldur. O’nun başlattığı Anadolu ihtilalinin yoludur.

Parolamız, “Ya İstiklal Ya ölüm!”

“Hedefimiz, “İstiklal-i Tam Türkiye”dir.”

Türkiye Devrimi’nin Önderi, Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı ise Aydın Gençliği Türkiye orijinalitesini de göze batırarak şöyle vurgular:

 “Aydın genç; Antika çağın ezik, cahil köylüsü değildir. Aydın genç, hiçbir zulmün sindiremeyeceği MODERN İŞÇİ SINIFI gibi bir yenilmez devrimci özgücün müttefikidir. Üstelik gençliğimizin tükenmez “GENÇ TÜRKLER” devrimci geleneği vardır. Yıldırılamaz gençlik.” (Hikmet Kıvılcımlı, Gençliğin Üç Alınyazısı)

 

“Yıldırılamaz gençlik’’ olarak ülkemiz üzerinde oynanan bu oyunlarla nasıl mücadele edeceğiz?

Çözüm birlik olmakta, çözüm örgütlü mücadele etmekte. Çözüm Demokratik Halk İktidarını kurup halkımızı Sosyalizme götürmektir.

 

Biz Kurtuluş Partisi Gençliği olarak diyoruz ki;

Antiemperyalist-Antifeodal-Antişovenist İkinci Kurtuluş Savaşçıları Mahirler’in, Denizler’in, Türkiye Devrimi’nin Önderi Hikmet Kıvılcımlı’nın devamcıları olan biz Proletarya Devrimcileri, bu vatanı AB-D Emperyalistlerine ve onların satılmış uşaklarına bırakmayacağız.

 

Gezi Şehitlerimizin, Kızıldere’nin, Mahirler’in, Denizler’in hesabını soracağız!

Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşı’mız!

Yaşasın Sosyalizm!

Yaşasın Kürt ve Türk Halkının Kardeşliği!

Devrimciler Ölür Devrimler Sürer! .

 

 

                                                                                              Kurtuluş Partisi Gençliği