Her yıl olduğu gibi Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’nın düşünce oğulları ve kızları olan biz Halkın Kurtuluş Partililer, 2015’in 1 Eylülü’nde de 3 kızıl karanfilimiz: Mahmut-İbo-Sadi Yoldaşlar ve Engin Yoldaş’ımızın mezarı başındaydık.
Sloganlarla, parti bayraklarımızla, pankartlarımızla uğruna yaşamlarını feda ettikleri mücadelelerinin bizlere yol gösterdiğini, bu mücadelenin, Halkın İktidarı kuruluncaya kadar durmayacağını haykırdık.
Üç Şehitler’imizin mezarı başındaki konuşmayı Kıvılcım Yoldaş’ımız yaptı.
Yoldaş’ımız konuşmasında özetçe şunları söyledi:
Parababalarının aylıklı faşist cellâtları sandılar ki, bedence yok edersek bu üç yiğidi, ışıklarını söndürürüz. Yanıldılar. İnsanlığın kurtuluş mücadelesine kendi vücutlarını vakfeden Devrimciler, insanlığın gönlünde, kavgasında yaşamaya ve yol göstermeye devam ederler. Karanlık günlerde mum ışığı olurlar, Devrim Mücadelesinde şehit düşenler. Halkların Kurtuluş mücadelesinde düşenler ölümsüzlüğe koşarlar.
Mahmut-İbo-Sadi Yoldaşlarda kısacık ömürlerine örnek mücadeleler sığdırdılar. İçinden çıktıkları Şentepe’nin, Faşist Tosuncuklardan temizlenmesi için Devrimci Derleniş Bayrağı altında, hareketimizin önderlerinin talimatları doğrultusunda en önde kavgayı başlattılar.
Şentepe Halkı kucakladı, kendi içinden çıkan Mahmut-İbo-Sadi’yi. Sahiplendi Kıvılcımlı Usta’nın düşünce evlatlarını. Devletin unuttuğu, faşist terörün kol gezdiği Şentepe artık kurtulmuştu. Artık özgürdü, artık devrimciydi.
Halkın özgürlüğü tehlikeliydi Parababaları için. Yapılması gereken belliydi. Halka önderlik eden devrimcilerin katledilmesi gerekirdi. Ve davranışa geçtiler. 1978’in 1 Eylül şafağında, kuş olsa uçamayacakları saz evinde katlettiler üç yiğidi. Bedence aramızdan ayırdılar Mahmut-İbo-Sadi’yi. Üç Şehitler’imiz, bugün Partimizin mücadelesinde yaşamaya ve ışık olup yol göstermeye devam ediyor. Üç Şehidimiz ve bütün şehitlerimiz Gezi İsyanı’mızda bizimleydi. AB-D Emperyalistlerine ve yerli satılmışlara karşı verilen bütün mücadelelerde de hep bizimleydi yoldaşlarımız.
Gerçek Devrimcilerin önderliğinde yoksul Halk Örgütlenirse neler olacağının kanıtıdır Üç Şehitler Tepesi. O yüzden Yoldaşlar; Soma Halkı, Ermenek Halkı bizi bekliyor, yani Gerçek Devrimcileri. Artvin Halkı bizi bekliyor, Parababalarının dizginsiz talanına, doğa katliamına karşı. Halklarımız bizi bekliyor işsizliği pahalılığı zammı zulmü yaratan Parababalarının bu kanser düzenini son vermek için.
Sözümüzdür: Geleceğiz, yıkacağız bu kanser düzenini. Kuracağız Halkın İktidarını.
Üç Şehidimizin mezar başı anmasından sonra Engin Yoldaş’ımızın mezar başına sloganlarımızla yürüdük. Buradaki konuşmada Sezer Yoldaş’ımız özetçe şunları söyledi:
Burada Gerçek bir devrimci yatıyor. Adı Engin Yüzbaşıoğlu. Gerçek bir insan. Daha 16’sında devrimci inanca, Devrimci bilince, Devrimci bilime inanmış, kendini adamış Devrimci Derleniş Neferi.
3 Eylül 1979 günü faşist katiller tarafından kahpece arkasından vurulduğunda sırtındaki kurşunlara rağmen yıkılmadan önce “Kahrolsun Faşistler!” diye haykırdı cesaret anıtı Yoldaş’ımız.
Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut’un deyimiyle; cesaret vatanına sahip bir yoldaştı Engin.
Engin Yoldaş’ımız, o kadar inandı ki Kıvılcımlı Usta’nın ideolojisine ve pratiğine, o kadar inandı ki önderliğe, yoldaşlarına, son nefisinde vasiyet ediyordu yoldaşlarına: “Yoldaşlar mücadelemi devam ettirsinler”.
Engin Yoldaş’ın vasiyeti bugün Halkın Kurtuluş Partisi saflarında vücut buluyor. Şanlı Gezi İsyanı’mızda, 1 Mayıs Taksim Mücadelesinde bayrak yere hiç düşmüyor, hep önde dalgalanıyor. Bayrak, AB-D Emperyalistlerinin ve yerli satılmışların burçlarına dikilecek. İşte o zaman rahat uyuyacak Engin Yoldaş’ımız ve tüm şehitlerimiz.
Ankara’dan Kurtuluş Partililer