Kinden, nefretten, zulümden, ihanetten, hırsızlıktan ve din tacirliğinden beslenen Amerikan yapımı hain!

Kurbanlarını, kendisine teşekkür etmeye mecbur bırakacak denli korkunç bir zulüm uygulayan Büyük Zalim!

Büyük Hırsız, Büyük Vatan Satıcı, Büyük Amerikan Uşağı!

Kin, nefret, kan ve halk düşmanlığından beslenen İblis’in, insan suretinde vücut bulmuş hali!

Sanma ki yaptıkların ve çaldıkların yanında kalacak!

Günler geceler boyu ettiğiniz hakaretler, hücre cezaları, polisler tarafından koltuklanarak oradan oraya sürüklenmeler, ev, mahalle ve şehir hapislikleri yetmedi; bir de elektronik kelepçe taktınız, ömürleri boyunca vatanı ve milleti sevmekten, ona hizmet etmekten başka hiçbir düşünce ve davranışları olmamış olan Amirallerimize, öyle mi?

Aklınızca bir de böyle aşağılayacaksınız emekli askerlerimizi, he?

Yaparsınız, yaparsınız… Sizde vicdanın, merhametin, ahlâki ve insani değerlerin zerresi yok çünkü… Geçelim…

Hücrelerine kadar gidip söyledik Amirallere… Bunlara karşı başarılı biçimde mücadele etmenin, yani karşı karşıya oldukları hayâsızca saldırıyı püskürtmenin tek yolunun, hukuk diliyle konuşursak “Kopuş Savunması” olduğunu…

Bu konuda bilgi ve deneyime sahip olan biz Halkçı Hukukçular ve YARSAV Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun hiçbir ücret talep etmeksizin yol göstericilik yapabileceğini söyledik… Başta kabul ettiler, “Onur duyarız”, dediler. Fakat duruşma salonunda Bin Kalıplı Doğu Perinçek ve Tekkesinin yetiştirmesi Şule Nazlıoğlu Erol’un iğvasına uyup kendilerine uzatılan bu gerçek dost elini, tek kurtarıcı eli ittiler. Beş dakika içinde görüş değiştirip düzen avukatlarının kollarına attılar kendilerini… Bu ibiş avukatlar da “Uyum Savunması” yaptırdı Amirallere… Sonuç bu oldu…

İçeride ufukları öylesine daralmıştı, öylesine dağılmışlardı ki ufuklarını sadece tahliye edilmeyle sınırlamışlardı.

Tahliye oldular. Fakat şimdi de “Elektronik Kelepçe”nin verdiği aşağılamanın acısı sardı yüreklerini…

Eee, vuruşmadan teslim olur, uzatırsan boynunu zalimlere, bu hazin durumla karşılaşırsın…

Bunu önceden gösterdik size. Fakat kapıldığınız korku yüzünden görmek istemediniz.

Leonardo Da Vinci kaça ayırıyordu insanları?

1- Kendiliğinden görenler,

2- Gösterilince görenler,

3- Hiç görmeyecek olanlar.

Neyse, geçelim…

Tahliye gecesi “adli kontrol şartıyla” salıverilmiş olmasına rağmen, düşmüş bulunduğu panik girdabından hâlâ çıkamamış olan Amiral Cem Gürdeniz ne dedi?

“Haklı tarafta, doğru tarafta olmak bunlar önemli. Bu kadar basit bir basın açıklamasından bu aşamaya gelmek de tam anlamıyla bir iletişim kazası. Ama bu kazanın nedenini bizde aramayın. Metin çünkü çok net, iyi niyetle hazırlanmış bir metin ama bu… Yine de hukuk sistemine, adalet sistemine ve polis teşkilatına kendi adıma teşekkür ediyorum.” (https://tr.euronews.com/2021/04/13/montro-sorusturmas-nda-serbest-b-rak-lan-cem-gurdeniz-hakl-tarafta-olmak-onemli)

Ne demiş oluyor Paşa?

“Mesajı aldım. Artık ben bir şey etmeyeceğim, siz de etmeyin. Yani teslimim…”

Biz yaştakiler ve Tarihe meraklı olanlar bilir:

27 Mayıs 1960 Politik Devrimi’nin Önderi ve zamanın Cumhurbaşkanı; sevimli, halkçı Orgeneral Cemal Gürsel, rahatsızlığı-hastalığı nedeniyle 2 Şubat 1966 tarihinde, ABD Başkanı Johnson’ın “Mavi Kuş” adlı özel makam uçağıyla ABD’ye götürülmüştü. Gürsel Paşa giderken yürüyerek bindiği Amerikan uçağından, koma halinde geri getirilmiş ve uzun bir komanın ardından hayatını kaybetmişti. Paşamız, Amerika’da ölümcül komaya sokulmuştu…

Bu gidişe tepki gösteren namuslu, Mustafa Kemalci Ozanımız Fazıl Hüsnü Dağlarca, şu efsane şiiri yazmıştı:

***

Yas Çağrı

Binme onların uçağına necek mavi olursa olsun,

Kara topraklarda kal be.

 

Görmedin mi neler yazdı apacı

Ne güzellikler aldı çorak bayırlarından yıllardır.

Olma artık kul be.

 

Yıldızlar da, Tanrılar da çok uzak,

Yurttan ötesi el be.

 

Anadolu’nun ak güvercinleri var ya kırk bin köy,

Seni nereye istersen iletebilir,

Anadolu dağlarınca ol be.

 

Varlıkla yokluğun arası gece gündüz,

Bir ince kıl be.

Kalmasa bile, bir tek başka umut kalmasa bile yiğidim,

Kişi bir kez ölür ölümsüzlüklere doğru,

Öl be!

 ***

Biz de Cem Gürdeniz Paşa’ya aynısını diyoruz:

Etme onlara teşekkür,

Öl be!

Paşalarımıza yapılan bu zulümler ve aşağılamalar, onlardan fazla bizi üzmektedir…

Çünkü biz Şövalyeyiz… Ve bir ömür;

“Onur Yaşamdan Önemlidir” şiarını bayrak edinerek yaşamışız.

Ve de Amerikan devşirmesi BOP Eşbaşkanı ve takım taklavatından bunların hesabı sorulacaktır…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

17 Nisan 2021

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı

Print Friendly, PDF & Email