Kamu İşçilerine reva görülen zam oranı belli oldu: “Porsiyonlar daha da küçülecek”

AKP’giller’in ve Reisinin Kamu İşçilerine “zam” teklifi belli oldu. 3 bin 577 ile 3 bin 750 lira ücret alanlara 100 lira seyyanen zam, 3 bin 750 ile 4 bin liraya kadar 60 lira seyyanen zam ve birinci 6 ay yüzde 9, ikinci 6 ay yüzde 5, enflasyon yüzde 5’i geçerse artan kısmın tamamı…

Buna zam denebilir mi?

Buna, “Kamu İşçilerinin ücretlerinde artış sağladık” denebilir mi?

Doğru soru, buna insanlık denebilir mi?

Nasıl böyle teklifte bulunulabilir?

Ama yüzleri kızarmadan AKP’giller bu teklifte bulunabiliyorlar. Ar duygusu kırıntı halinde bile olsa kalanın, vicdanı olanın, yani insan olanın yüzü kızarır, bu teklifi masaya getirirken. Bu teklif, yüzbinlerce Kamu İşçisine teklif olarak sunulurken, az da olsa vicdan teşekkül etmiş olan “insan” utanır, sıkılır. Ama AKP’giller sureta insan, onlar birer nükleer atık. Onlar vicdan yoksunu. Onlar Emekçilerin düşmanı. Onlar alınteri dökerek üretenin düşmanı. O yüzden onlarda insani olan hiçbir duygu bulunamaz.

AKP’giller ne yapıyorlarsa kendilerini iktidara taşıyan, insan soyunun en büyük düşmanları AB-D Emperyalistlerinin emirleri doğrultusunda yapıyorlar.

O kuklacılarından kuklalarına emirleri belli: Emekçiye verme, emekçinin yarattığı değerlerin en büyüğünü bana ver, geriye kalanın çoğunu da yerli sermayene aktar, kendine de yalayacak bir kemik ayır.

Peki, bunlar böyle de masanın karşısında, tabiî ki görünürde karşısında oturan Sarı Gangaster, CIA Sendikacısı TÜRK-İŞ ve AKP’giller’in sendika cenahı Hak-İş farklı mı?

Yok birbirlerinden farkları, hepsi de emekçi düşmanı, hepsi de sureta insan, hepsi de nükleer atık.

Utanmadan bu teklifi yapabiliyor AKP’giller. TÜRK-İŞ ve Hak-İş yöneticileri de utanmadan o masada oturabiliyorlar. Bakanın sözcülüğüne soyunmuşlar:

Bakanımızın söylediğini söylemiş olayım, ‘Bu da bizim bir talebimiz ancak bu son talebimiz değil, mutlaka bizim de kafamızda bir rakam var’ diye söyledi kendisi. ‘Amacımız bu toplu iş sözleşmesinin masa başında çözülmesidir’ dedi.

Hak-İş Genel Başkan Vekili Yıldız da bakanlığın sunduğu teklifi müzakerenin başlangıcı olarak gördüklerini, bu müzakere sürecinde, Türk-İş ile bu birlikteliğin önemli yarar getireceğini umduklarını söyledi.” (https://www.ntv.com.tr/ekonomi/son-dakika-haberi-kamu-iscilerine-zam-teklifi,bdjh9IQxK0STqtsHza6NYw)

El insaf be!

2021 yılının Haziran ayında, üstelik bütün istatistik hilelerine, oyunlarına rağmen enflasyon oranı yüzde 17,53. Getirilen zam teklifinin neresini tartışacaksın?

Resmi olarak açıklanan enflasyon oranına bile yanaşmayan bir zam teklifinin neresini müzakere edeceksin?

AKP’giller ve Reisi, yanlarında sendikalar, emekçilerimizin porsiyonlarını ortaklaşa küçültecekler anlaşılan.

TÜRK-İŞ ve Hak-İş’in arzu ettikleri rakam da 4800 TL imiş ve bunda da pazarlık payları varmış. Ya ne diyelim bunlara?.. İşçi düşmanı, sarı sendikacılar dediğimiz zaman da bozuluyorlar.

Türk-İş’in, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay yaptığı “Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması”nın 2021 yılı Haziran ayı sonuçları açıklandı.

“Araştırmaya göre, bu ay 4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden ‘açlık sınırı’ 2 bin 865 lira olarak belirlendi.

“Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen ‘yoksulluk sınırı’ ise 9 bin 332 lira oldu.” (https://www.haberturk.com/turk-is-haziran-2021-aclik-ve-yoksulluk-siniri-arastirmasini-acikladi-3117606-ekonomi)

Az biraz namus, az biraz tutarlılık, az biraz vicdan be…

En azından kendinizin açıkladığı yoksulluk sınırına yaklaştırın işçileri, görünüşte de olsa buna yakın bir teklif sunun. Ama yok, kendiniz işçilerin aidatlarıyla bu dünyada cenneti yaşıyorsunuz, anlamazsınız açlık sınırında yaşayan, ay sonunu zor getiren emekçinin halinden. Arpalıktır sizler için sendikalar, tek derdiniz arpalığınız son bulmasın. O yüzden emekçi düşmanı AKP’giller ile müthiş bir uyum içerisindesiniz. Onlar kendilerini iktidara taşıyan AB-D Emperyalistlerine iktidardan düşmemek, lağım deliğine süpürülmemek için bütün değerlerimizi, vatan topraklarını satarken, siz sarılar da geçim kapınızdan olmamak için emekçinin alınterini İktidara taşınanlara gözünüzü kırpmadan satarsınız.

Boşuna da demeçler vermeyin karşılıklı. Eninde sonunda teklif edilen rakamın az biraz yukarısında anlaşacaksınız. Ve bugüne kadar ne yaptıysanız bugün de aynısını yapacaksınız. Sarı sendikacılar diyecek, “Mücadele ettik, şu rakamı kopardık”, AKP’giller diyecek “Bütçe olanakları elverdiği ölçüde çalışanımıza en iyisini verdik”. Karşılıklı hayırlaşmalar, tokalaşmalar. Bu işçi düşmanı güruha sefalar, üreten emekçiye cefalar…

Ey emekçi Halkımız, ey işçiler; tanıyın artık bunları. Bunlar senin lokmanı çalanlardır, bunlar iki ekmek götürüyorsan evine, birine göz dikenlerdir, bunlar seni geçim derdine düşürüp başka hiçbir şey düşünemez hale getirenlerdir. Ozanımız Ahmed Arif’in dediği gibi:

Bunlar,

   Engerekler ve çıyanlardır,

   Bunlar,

   Aşımıza, ekmeğimize

   Göz koyanlardır,

   Tanı bunları,”

Ey emekçi Halkımız, Ey İşçiler; tanıyın düşmanlarınızı, tanıyın bu dünyada size açlığı, yokluğu, yoksulluğu dayatanları. Ama düşmanınızı tanımak yetmez, dostunuzu, Gerçek İnsanları, Gerçek Devrimcileri de tanıyın. Bu yerli satılmışlara karşı, yerli satılmışları besleyen, yaratan insan soyunun en büyük düşmanları AB-D Emperyalistlerine karşı, bıkmadan, usanmadan, yılmadan, bilinçlice, kararlıca mücadele edenleri de tanıyın. Halkın Kurtuluş Partisi’ni tanıyın. Bakın, HKP’nin önderliğinde verilen İkinci Kurtuluş Savaşı’mızın zaferiyle kurulacak Halkın İktidarında neler olacak:

Asgari ücret normal geçim endeksinden (şu andaki rakamla günlük net 311-TL’den) aşağı düşmeyecek. Günümüzde uygulanmakta olan asgari ücretin böylece 4 mislinden fazla bir artış sağlanmış olacak. Normal geçim endeksi de üretimimizin verimindeki artışa paralel olarak yükseltilecek. Kişi emeğinin, sağlığının ve ulusal verimliliğin zararına olan prim usulü kaldırılacak. Ücretler, her hafta başı muntazam ödenecek. Genel tatil günleri tam ücretli olacak. Zorunlu haller ve işin niteliğinden dolayı o günler çalışana çift gündelik verilecek. Kadın, çocuk, din, ırk, farklarına bakmaksızın: AYNI İŞİ görene AYNI ÜCRET verilecek.”

“GELİR POLİTİKASI: Memleketin her bölgesi için özel GEÇİM ENDEKSLERİ çizilecek. Endeksleri, yalnız bakanlık ya da ticaret odaları değil, işçi, memur, esnaf, aydın ve köylü örgütleri de hazırlayacak. Herkesin EN AZ GELİRİ o geçim endekslerine göre uygulanacak.”

 “SENDİKA: Devletin ve işverenlerin emrinde sarılaşmış aristokrat işçilerin başını tuttuğu sahte işçi örgütleri olmayacak. İşçi Sınıfımızın kültür ve bilincini yücelten bir HAYAT OKULU, Halk Kurtuluş Örgütü olacak. İşçi Sigortaları başta gelmek üzere, iş ve işçi hayatımızı ilgilendiren bütün kurumları kontrol edecek. Ücret kesintileri, tazminatları, süre uzatmaları ve işten çıkarmalar, sendikaların rızası dışında yapılmayacak.

“Sendika yöneticilerinin ücretleri, işkollarındaki işçilerin ücret ortalamasının üstünde olamayacak.” (https://www.hkp.org.tr/program/)

Ey emekçi Halkımız, Ey İşçiler; sizin cebinize, lokmanıza, sofranıza göz dikenlerin sürdükleri sefa, sizlerin çektiği cefanın nedenidir.

Gelin hep birlikte son verelim bunların sefasına.

Gelin son verelim çektiğimiz cefalara.

Gelin hep birlikte sürelim, eninde sonunda kuracağımız Halkın İktidarının sefasını.

İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek!

Halkız Haklıyız Yeneceğiz!

10 Temmuz 2021

Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi

Print Friendly, PDF & Email