Kaçak Saray’da İstifa Tiyatrosu

Bilindiği gibi Tayyipgiller avanesi geçen Cuma gecesi saat 21:50’de yeni bir felakete imza attı. O gece 00.01’den itibaren 48 saat sürecek (Cumartesi ve Pazarı kapsayan) sokağa çıkma yasağı ilan etti, 30 büyükşehirle Zonguldak’ta (toplam 31 ilde).

Karar, Anadolu Ajansı (AA) aracılığıyla duyuruldu ilkin. Sonrasında da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bir TV kanalına bağlanarak kararı açıkladı.

Her iki açıklamada da çok kesin ve açık biçimde ortaya koyulduğu gibi, bu işin başrolünde Kaçak Saraylı Hafız’ın olduğu belirtiliyordu. Şöyle deniyordu aynen:

“İçişleri Bakanlığınca, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında, bu geceden itibaren 12 Nisan saat 24.00’e kadar 30 büyükşehir ve Zonguldak’ta il sınırları içerisinde uygulanacak sokağa çıkma yasağına ilişkin valiliklere genelge gönderildi.

“Genelgede, Kovid-19 salgınının görüldüğü andan itibaren, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulunun önerileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda, salgının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme, sosyal izolasyonu temin, sosyal mesafeyi koruma ve yayılım hızını kontrol altında tutma adına birçok tedbirin hayata geçirildiği hatırlatıldı.”  (https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/icisleri-bakanligindan-31-il-icin-hafta-sonu-sokaga-cikma-yasagi-karari/1800484)

“Soylu, CNN Türk’e telefonla bağlanarak, “Gelinen noktada, tüm verileri göz önüne alarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla birlikte Sağlık Bakanlığı ile değerlendirerek, hafta sonu için 30 büyükşehir ve Zonguldak’ta sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini” belirtmişti.

“Soylu, “İşin başından itibaren sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla gerçekleşen bir süreç yönetimi ortada. Akşamüstü sayın cumhurbaşkanımızın talimatı çerçevesinde hafta sonu itibariyle 30 büyükşehir ve Zonguldak’ta sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Vatandaşlara çağrım şudur, bir telaşa gerek yok.” diye konuşmuştu. (https://tele1.com.tr/suleyman-soylu-cuma-gecesi-erdoganin-talimatiyla-demisti-150875/)

Görüldüğü gibi açıklamalarda; “Cumhurbaşkanımızın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda Sağlık Bakanlığımızla birlikte bu kararı aldık”, deniyor.

Yani iğneden ipliğe her konuda, başta Hafız olmak üzere Kaçak Saray avanesi hep tek belirleyicidir. Bu hazin gerçek, namuslu aydınlarımızın tamamının ortak kanaati olmuştur artık.

Fakat yaşayarak görüldü ki, Korona salgınında yapılan önceki yanlışlara ilaveten yeni bir faciaya yol açtı bu karar.

Yasağın başlamasına iki saat on dakika vardı. İnsanlarımız panik halinde bu kısa süre içinde 48 saatlik gıda ihtiyaçlarını tedarikleyebilmek için açık buldukları marketlere koştu. Biliniyordu ki onların da çoğu saat 23.00’te kapanıyordu. Yani önlerinde çok kısa bir süre vardı.

İşte bu ruh haliyle marketlerin önünde uzun kuyruklar oluştu, içleri de bütünüyle doldu. Bu dönemde insanlar arasında bulunması gerekli 1,5 metrelik mesafe kuralı da hiçe sayıldı İnsanlar yan yana, omuz omuza gıda raflarının önünde dizilerek içlerini boşalttılar. Kasa başlarında da o vaziyetteydiler. Ve pek çoğunda maske filan da yoktu. Bazı yerlerde itiş kakışlar, hatta yumruklu tekmeli kavgalar bile görüntüye geldi.

Tabiî bu durum, Covid-19 hastalığını belirtisiz ya da ufak tefek şikâyetlerle atlatmakta olan insanların, virüsle hiç karşılaşmamış on binlerce kişiye virüsü bulaştırmasına sebep oldu.

O gece marketlere koşanların sayısını 250.000 olarak kabaca tahmin etti bazı gözlemciler, haberciler.

Ve uzmanlar dediler ki, hiç yasak uygulanmasaydı bile bu iki gün içinde bu sayıda kişiye virüs bulaşmazdı…

Hatta bu bilim insanları, o gece sokaklara ve marketlere akın eden insanların tümünün karantinaya alınması gerektiğini bile öne sürdü.

Bazı bilim insanları da o geceki düşüncesizce yapılmış olan yasakçılığın faturasının bir ay sonra ortaya çıkacağını belirtti. Doğrudur bu görüş bizce de.

250.000 olarak tahmin edilen o insanlar neden panikle bu davranışlara girdi?

Bu derin mevzu…

Fakat bunun önde gelen nedenlerinden biri de halkımızın en az yüzde altmışının bu Tayyipgiller iktidarına güvenememesidir.

O iki günlük yasak daha da uzayabilir, diye düşündü insanlarımızın ezici çoğunluğu. Çünkü bu iktidarın şefi ve avanesi bugün ak dediğine yarın kara der. Hem de hiç duraksamadan ve rahatsızlık duymadan. Bunların ustalıkla becerebildikleri tek iş, ABD piyonluğu, din alıp satarak insanları “Allah’la aldatmak” ve durup dinlenmeden yolsuzluk, hırsızlık ve talan yapmaktır. Yani kamu malı lüplemek ve küplemektir. Onun dışındaki bütün işleri; “Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça”dır.

Halkımız da onların kimliğini iyi bilmektedir.

Sonuç olarak bu yasak faydadan fazla zarara yol açmıştır. Olay fiyaskoyla sonuçlanmıştır…

Tabiî bu hezimet de en çok Kaçak Saray’da mukim büyük Şefi madara etmiştir…

AKP’giller, hep söylediğimiz gibi çıkar amaçlı bir suç örgütüdür. Kriminal bir yapılanmadır. Ve her suç örgütü gibi bir şef kişiliğine bağlıdır. Şefin çizik yemesi, yapının tamamının çizilmesi anlamına gelir. Şef yok olursa yapı dağılışa uğrar…

İşte bu durumun farkına varan Tayyipgiller, hemen bir senaryo kurguladılar ve sahneye koydular…

Yapının sağa sola küfür, hakaret ve tehditler savurmaktan ve tetikçilikten başka bir marifeti olmayan İçişleri Bakanı, hafta sonu faciasının sorumluluğunu tümüyle üstlenecek, yanlışından dolayı görevinden istifa etmiş olacaktı. Tabiî yalnızca görünüşte…

Böylece de Şef Hafız olayda dahli olmadığı için yıpranmayacak, İçişleri Bakanı SS de devlet adamı tavrı koymuş olacaktı, sorumluluğu üstlenip istifa etme erdemini gösterdiği için.

Sonrasında da Büyük Şef istifayı kabul etmeyecek, Tayyipgiller yalakaları da Bakan SS’ye sahip çıkarak övgüler düzme yarışına girecekti. Böylece de Bakan SS, görevde kalmayı lütfen kabul etmiş olacaktı. Bu yıkama yağlama ve yalama kervanına insan sefaleti Binbir Surat Doğu Perinçek ve şürekâsı da katıldı, görüldüğü gibi…

İçişleri Bakanı SS, bu Saray Tiyatrosundaki rolünü oynayarak istifa etti, bilindiği gibi. İstifasını da şu açıklamayla duyurdu:

“Gayretle ve titizlikle yürütülen bir süreçte, tamamen salgının önlenmesine yönelik hafta sonu sokağa çıkma kararının uygulanmasının sorumluluğu, her yönüyle şahsıma aittir.

“Başlangıçta kısıtlı saatlerde de olsa ortaya çıkan görüntüler, mükemmel yönetilen bu süreçle uyuşmadı.

“Yaşadığım onca tecrübe, sorumluluk kısmı üzerimizde olan bu olayda, böyle görüntülere yol açmamalıydı.

“İyi niyetle, hafta sonunda salgını ve bulaşı bir nebze durdurabilmek adına atılan bir adımdı.

“Hiçbir zaman zarar vermek istemediğim Aziz Milletimiz, hayatımın sonuna kadar da sadık olacağım Sayın Cumhurbaşkanım beni bağışlasın…

“Onurla yürüttüğüm İçişleri Bakanlığı görevimden ayrılıyorum…

“Tüm dostlara, mesai arkadaşlarıma Allahaısmarladık.

“Allah Milletimizi korusun…” (https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/dikkat-ceken-detay-mesaj-yerinde-5743956/)

Oyun, Tayyipgiller’in kullanmayı çok sevdikleri bir terimle basit bir “kazan kazan oyunu”ydu.

Oyun sonunda Tayyip de, Bakan SS de kazanmış olacaktı. Ve şimdilik öyle kabul gördü, Amerikancı Satılmışlar Medyasında…

Saygıdeğer Halkımız;

Oyun çoktur bu Antika Tefeci-Bezirgânlıktan Finans-Kapitalistliğe geçmiş-sıçramış, ABD işbirlikçisi-piyonu, halk düşmanı, Vatan Millet düşmanı kriminal iktidarda.

Fakat bunların da bir sonu gelecek…

Korona, alınteriyle geçim sağlayan yoksul halkımızı çarptığı kadar olmasa da, siyaseten Amerikancı hainler iktidarını da çarpacaktır bir ölçüde. En azından onların sonlarını biraz daha yaklaştıracaktır.

Umursamazlıkları, ihanetleri, öngörüsüzlükleri, bilim düşmanı zihniyetleriyle ve çapsızlıklarıyla halkımıza yaşattıkları felaketlerin, yok oluşuna sebep oldukları canların ve çektirdikleri her türden acıların bedelini ödeyeceklerdir…

Saygıdeğer Halkımız;

Koronavirüs belası her geçen gün yayılarak, bize saldırarak varlığını sürdürmeye devam etmektedir.

Yapabildiğimiz oranda virüsle karşılaşmamaya çaba gösterelim…

Ve en önemlisi de beden ve ruh direncimizi, özetçe Bağışıklık Sistemimizi güçlü tutalım.

Panik yok! Endişe yok! Korku asla yok!

Dikkat var, özen var, sağlıklı beslenme ve yaşama var, namuslu bilim insanlarımızın, hekimlerimizin önerilerine uymak var…

Sporla yaşamak var. Hiç unutmayalım: Spor sağlıktır, hayattır…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

14 Nisan 2020

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı