İşte ülkemizin, halkımızın, vatanımızın en ağulu ABD yapımı yerli düşmanları…

Halkımıza ve vatanımıza en düşman üç odak…

İşte bizi mahveden, ülkemizi tarumar eden, halkımızı kuru soğana, kuru ekmeğe, patatese, salatalığa muhtaç eden, üçü de yüzde yüz Amerikan yapımı, Amerikan güdümünde üç hain odaktır, arkadaşlar, bunlar…

Birincisi:

21 yıldan bu yana halkımıza kan ağlatan, Laik Cumhuriyet’in bütün kazanımlarını bir bir çökertip ortadan kaldıran ve dünyanın en büyük mafyatik, çıkar amaçlı, Amerikan yapımı suç örgütü olan Tayyipgiller iktidarıdır. Ve bunların Bohçalı’sından, Destici’sinden, Çömlekçisinden oluşan aynı hainlikteki amigolarıdır.

Bu parti görünümlü mafyatik suç örgütünü devşirip partileştiren, iktidara taşıyan ve orada 21 yıldır tutan, ABD Emperyalist Haydudu, İngiltere Emperyalist Çakalı ve Siyonist İsrail’dir. Bu tespitimizin tanıkları, Merkez Parti Başkanı Prof. Abdürrahim Karslı, Tayyipçi Abdurrahman Dilipak ve yine eski FETÖ’cü, yeni Tayyipçi İlahiyatçı Ali Bulaç’tır.

Abdürrahim Karslı; “AKP Çamlıca’da bizim evde kuruldu. Amerikalılar, İngilizler ve İsrailliler kurdu. O anda Abdurrahman Dilipak ve Ali Bulaç da ve daha birkaç kişi daha evimizdeydi ve kuruluş toplantısına katılmışlardı”, diyerek net bir şekilde anlatmıştı bunu. İsteyen arkadaşlar, “AKP Nasıl Kuruldu?” ibaresini yazıp aratırlarsa Google’a, videosu hemen karşılarına çıkar. Abdurrahman Dilipak ve Ali Bulaç da Abdürrahim Karslı’nın anlattıklarını bire bir kanıtlamışlardır yazılarıyla.

AKP’ye kurucuları ve efendileri tarafından verilen görev; “Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)”ta kendilerine verdikleri görevi yapması, İsrail’in düşmanlarının ortadan kaldırılmasında kendilerine verilecek görevi yerine getirmesi ve İslam’ın içinin boşaltılarak bir CIA-Pentagon-Washington Dini haline dönüştürülmesidir.

Tayyip ve Abdullah Gül, bu görevleri harfiyen yerine getireceklerine dair söz verirler kurdurucu efendilerine, daha açığı sahiplerine. Çünkü bunlar, makam, ün, poz, koltuk ve küp doldurma karşılığında ruhlarını ya da insanlıklarını satmışlardır. Dolayısıyla da ABD’nin kuklaları haline gelmişlerdir. İnsan olmaktan çıkmışlardır yani…

21 yıllık icraatlarını izlediğimiz zaman, bu hainlerin ABD’ye, İngiltere’ye ve Siyonist İsrail’e verdikleri sözü kesinkes tuttuklarını görürüz.

İkincisi:

TESEV’ci, Sorosçu Kemal’in yine Amerika, İsrail ve FETÖ tarafından tertiplenen kaset kumpasıyla CHP’nin başına çöktürülmesi operasyonuyla başlayan, CHP’nin CHP olmaktan çıkarılması ve tam tersine, bir ABD kuklası hainler topluluğu haline getirilmesiyle oluşan odaktır. Bunun adı “Yeni CHP” olarak konulmuştur. Zaten Kılıçdaroğlu da; “Biz 30’ların, 40’ların CHP’si değiliz”, diyerek bu yeni hainler örgütünün Mustafa Kemal’lerin, İnönü’lerin CHP’siyle hiçbir ilgisi olmadığını açıkça itiraf etmiştir.

Bunun nasıl olduğunu, Eski CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen çok açık biçimde anlatır, internette dolaşan bir videoda. Der ki; “Amerikalılar Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başına getirmek için 2008’den itibaren çalışma başlattılar, 2010’da da getirdiler.” Somut kanıtlarıyla anlatır Onur Öymen, bu işin nasıl yapıldığını…

Yine bu konuda göstereceğimiz ikinci tanık olan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve 2012-2015 yılları arasında da sözcüsü olan Samsun Milletvekili Haluk Koç’tur.

Bu şahıs da der ki; “Ben CHP Genel Başkanlığına adaylığımı koymuştum. Kılıçdaroğlu ile yarışıp başkanlığın belirlenmesini düşünüyordum. Amerikalılar, kendilerinin çıkardığı adayın yani Kılıçdaroğlu’nun karşısına onunla yarışmak için çıktığımdan dolayı beni öldürmek istediler. Kurdukları suikasttan belim kırılarak ağır yaralı olarak kurtuldum. Mesajı aldım ve adaylıktan çekildim.” Haluk Koç’un bu anlatımını CHP üyelerinden Mustafa Kemal Tığcıoğlu aynen nakleder.

CHP’nin bir zamanlar İletişimden Sorumlu İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, CIA’nın Ankara’nın göbeğinde, Kızılay’da “Mühendislik Bürosu” görünümünde istasyon kurduğunu tespit eder. Der ki Sorosdaroğlu Kemal’e; “Durum böyle. Hiç değilse gidip bürolarının önünde bir protesto eylemi yapalım. Adamlar Büyükelçilikle yetinmiyorlar, bir de ayrıca CIA istasyonu kurup Türkiye’yi yönetiyorlar.”

Sorosçu Kemal’in verdiği cevap şöyle olur:

“Hayır, böyle bir şey yaparak Amerikalıları karşımıza alamayız. Amerikalılarla işbirliği içinde olmak ve birlikte çalışmak istiyoruz.”

TESEV’ci, Sorosçu Kemal’in “Dış Politikadan Sorumlu Başdanışmanı” vardır bildiğimiz gibi ABD tarafından devşirilip hainleştirilmiş bir ajan olan Ünal Çeviköz. Aynen şunu diyor bu satılmış:

“Mavi Vatan, tarifine baktığınız zaman, bu aslında egemenlik haklarının ötesinde bir alanı kapsayan ve bu şekilde egemenliğin daha geniş bir alana yayılmasını öngören bir kavram gibi. Mavi Vatan diye 200 mile kadar uzanan alanı da kendi egemenlik alanınız olarak görürseniz, o zaman biraz saldırgan ve yayılmacı bir algı yaratırsınız.”

Yani ne diyor, hain, arkadaşlar?

Ege ve Akdeniz’deki Mavi Vatan’ımızdan vazgeçelim. Ege’de Tayyipgiller tarafından Yunanistan’a peşkeş çekilmiş 20 Ada’mızdan, 2 Kayalığımızdan vazgeçelim. Hatta Kıbrıs’tan ve onun çevresinde oluşan Mavi Vatan’ımızdan da vazgeçelim, diyor. Eğer vazgeçmezsek saldırgan bir politika izlemiş oluruz, diyor. Namussuz hain, yiğit devrimci ozanımız merhum Aşık İhsani’nin deyişiyle; “Kahpe düşmanın ağzıyla”, ötüyor. Sorosçu’nun çevresinde topladığı insanlar da aşağı yukarı, Oğuz Kaan Salıcı’sından Erdoğan Toprak’ına kadar vb. hep aynı kategoriye dahildir.

Tayyip, bildiğimiz gibi, IŞİD’den, El Kaide’den, Taliban’dan zerrece farklı bir ideolojiye sahip olmayan ve aynı onlar gibi canavarca yüzlerce insanı boğazlayıp, kurşunlayıp domuz bağlarıyla ve işkencelerle öldüren Hizbullah’ın partisi HÜDA PAR’la ittifaka girdi, değil mi arkadaşlar?

Yani Hizbullah’ı da Meclise taşıyacak…

Sorosçu Kemal ne yaptı?

FETÖ’nün damardan adamı ve bir zamanlarki bakanı Sadullah Ergin’i Ankara 1. Bölgeden ve FETÖ’nün Taraf’ının yazarı, CIA yönetimindeki Ergenekon, Balyoz Kumpaslarının heveskâr savunucusu Yüksel Taşkın’ı İzmir 1. Bölgeden aday göstererek Meclise taşıyacaktır.

Zaten Sorosçu Kemal’in dünyada bir örneği daha olmayan “Altılı Masa” diyerek oluşturduğu ihanet ve ahlâksızlık ittifakının bileşenlerinin tamamı FETÖ’den de, IŞİD’den de, Taliban’dan da, Hizbullah’tan da farklı değildir özünde.

Gelelim üçüncü hain odağa:

Bu da Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi PKK’nin siyasi plandaki örgütleri olan HDP, YSP ve onların yörüngesindeki “piç edilmiş”-“deepfake”-“Sevrci Soytarı Sahte Sol”, özetçe CIA Solu ya da CIA Sosyalizmi olarak adlandırılabilecek partilerden oluşmaktadır.

Hatırlanacağı gibi bu hareket, 1991’de Sovyetler’in ve Sosyalist Kamp’ın çöküşüyle birlikte kendini Amerika’nın ve onun casus örgütlerinin kucağına atmıştır. Ve 1991’den bu yana bu Amerikancı Kürt Hareketi’nin PKK’sini de, Kandil’ini de, HDP’sini de, YSP’sini de, PYD’sini, YPG’sini de, SDG’sini de hep ABD Emperyalist Haydudu, onun casus örgütleri ve Pentagon’u yönetmektedir.

Bu, en kör gözlere bile batacak şekilde apaçık ortadadır zaten…

Bu hareketin yeni şefi Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak ve Ahmet Türk’le birlikte yaptıkları ABD gezisi sonrası, ki orada sadakat tazelemişlerdir bir kez daha efendilerine, dönüşlerinde aynen şu açıklamayı yapmışlardır:

“Suriye’de işin çok zor olduğunun farkındalar. Beklentiler muhalefetin biraz güçlenmesi yönünde. Kürt muhalefetinin dışlanmamasını ve sürece dahil edilmesini talep ettik. Katkı yapmak istediğimizi, rol üstlenebileceğimizi söyledik.”[1]

Açıkça görüldüğü gibi, arkadaşlar; “Efendimiz, bize rol ver, sana hizmette bulunalım”, diyor Demirtaş, Kışanak ve yönettikleri hareket…

Bunların Kandil’deki şeflerinden Murat Karayılan da hatırlanacağı gibi Amerikan Newsweek dergisine verdiği bir röportajda aynen şunları söylemişti:

“Biz, Türklerin aksine Amerika’ya düşman değil, dostuz. Yedi bin silahlı savaşçımızı-gerillamızı ABD’nin emrine verebiliriz.”

Bunlar, bildiğimiz gibi, NATO’cudurlar da. NATO’nun Parlamanterler Asamblesine milletvekili (Ziya Pir) verdik diye övünen bir harekettir.

Suriye’de de zaten Amerikan Ordusu’yla ve onun ajan örgütleriyle iç içe bir Yeni İsrail kurmuşlardır, arkadaşlar. Amerika Haydudu bunlara 90 bin kişilik bir ordu kuruvermiş, ağır silahlar da dahil olmak üzere tüm harp araç gereçleriyle donatmıştır bu orduyu.

Bunlar Fidel Castro’nun deyişiyle, Amerika’nın Ortadoğu’daki yeni bir petrol bekçisidir. İsrail’le kardeştirler, Amerika’nın petrol bekçiliğinde.

Ne yazık ki ihanetleri kendileriyle sınırlı kalmamıştır bunların. Türk Solu’nu da havuç ve sopa yöntemiyle yörüngelerine çekmişler, onları da Amerikan işbirlikçileri, Amerikan uşakları, Amerikan kuklaları haline getirmişlerdir. Bunların da en önde geleni, bilindiği gibi, ikbal avcısı-arriviste TİP’tir.

Bu solucanları, tanık olduğumuz gibi, muhalif geçinen Amerikancı satılmışlar medyası, kanaldan kanala gezdirip reklamlarını yapmaktadır. Bunun tepesindeki dörtlüyü, deprem profesörlerini bile katbekat sollayacak oranda ekran ötülgeni yapmıştır, bu muhalifi oynayan Amerikancı medya. Öyle ki Haber Türk’ün Altay’lardan gelen haybeci yiğidinden tutun da Sözcü’nün Uğur Dündar’ına kadar, Halk TV, Tele 1, KRT’sine kadar, Babala’sına, Analasına kadar bunları parlatma görevinde birbirleriyle yarış halinde olmuşlardır.

“Sol mu arıyorsunuz? İşte makbul sol bu”, demek istemişlerdir saf, bilinçsiz insanlarımıza, özellikle de gençlerimize.

Sözü uzatmayalım, arkadaşlar. Bunların ortak özelliği ya da ortak paydaları Amerikancı oluşlarıdır. Onun hizmetindedirler. Asla Türkiye’nin çıkarlarını değil, ABD Emperyalist Haydudu ve onun müttefiki olan AB’nin, Siyonist İsrail’in çıkarlarını savunurlar, onlara hizmet ederler.

Tabiî bu ihanet görevlerini açıkça söylemezler ama bir günah çocuğu gibi hep karınlarında taşırlar ve uygulamalarıyla ortaya koyarlar.

Bunların tamamı Kuvayimilliye, Mustafa Kemal, İnönü ve Silah Arkadaşlarına düşmandırlar.

Bunların tamamı Türkiye’yi Ermeni, Pontus, Süryani Soykırımcısı olarak kabul ederler ve öyle tanıtırlar.

Ve bunların tamamı Laik Cumhuriyet düşmanıdır.

Ve de bunların tamamı bütünüyle ün, poz, makam, koltuk, cukka, ballı maaşlar ve küp doldurma derdindedir. Halkımızın, ülkemizin, vatanımızın sorunları, dertleri, acıları bunların zerrece umurunda olmaz.

Ve bunlar, “Tantanacılık” yaparak Türkiye’yi adım adım BOP’a yani Yeni Sevr’e taşımaktadır.

İşte ihanet cephesini, Emperyalizm Cephesini bunlar oluşturmaktadır, arkadaşlar…

Ey Halkımız!

Bunlara kandın mıydı, kuşlar gibi bunların tuzaklarına düştün müydü, “Ateşlere düştüğünün resmidir.”

Bağımsızlığın da elinden gider, ülken de, vatanın da. Yugoslavya, Irak, Libya, Suriye gibi olursun.

Anla bizi, uyan…

Senin gerçek dostun sadece biziz!..

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

12 Mayıs 2023

Nurullah Efe Ankut
HKP Genel Başkanı

[1] https://t24.com.tr/haber/abdliler-turkiyenin-demokratik-ozerklige-karsi-cikmasina-sasirdi,203034