İktidarını da muhalefetini de aynı casus örgütleri oynatıyor… Bu sebeple de yaptıkları, kayıkçı kavgasından ibarettir…

Yeni CHP’nin başına CIA, MI6, Mossad ve FETÖ Kumpas Kasetiyle getirilmiş TESEV’ci, Sorosçu Kemal!

Sen ne çapsız, ibiş adamsın ya!.. Çok sinsi ve ikili oynayıcısın da aynı zamanda…

Diyorsun ki, 12 Ocak’taki Parti Meclisi Toplantısında; “Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Yeminine sadık kalsın.”

Tayyip için; “Seni Halk seçti,” gibi bir yığın saçmalamada bulunuyorsun da, hadi bunları geçelim, şöyle diyerek özetçe:

Oğlum 1950’den beri Türkiye’deki iktidarları sadece Amerikan Emperyalist Haydutları seçer… Gerisi işin kandırmacası, aksesuarı. Bu, en kesin ve en acı siyasi gerçekliğimizdir…

Konuya gelelim: Ülen nerede meşru Anayasa; nerede meşru, en azından kanuni Cumhurbaşkanı?..

Hadi sen hukuktan anlamazsın, okuyup araştırman da yok, fakat mebzul miktarda avukat var avanen arasında, Meclise taşıdığın benzerlerin arasında… Malum ya; Partinden milletvekillerini sadece sen ve yanına aldığın iki amigon seçiyormuş. Yani üç kişilik bir ekip seçiyormuş. Kimse de buna itiraz edemiyormuş malum nedenden dolayı.

Neyse… O avukat ordusundan hiç kimse de mi uyarmadı seni, ortada Anayasa filan olmadığı, Anayasa diye Tayyipgiller tarafından öne sürülen metnin bir sahtekârlıktan, bir kandırmacadan ibaret olduğu konusunda?..

O sahtekârlık belgesini kimler hazırladı?

Kaçak Saray’ın hukuk başdanışmanlarından Burhan Kuzu ve Avanesi…

Kuzu kim?

Zindaşti’nin rüşvet aracılığını yapan ahlâk ve namus yoksunu…

Malum ya; Kuzu’nun ayarladığı Hâkim, 3,5 milyon dolar para alarak Zindaşti’yi tahliye etti. Zindaşti de pırrr diye uçup gitti. Ortadoğu’nun en önde gelen, en ünlü uyuşturucu baronu, Kuzugiller’in adamıydı…

Tabiî Kuzu ne karşılığında yaptı bu aracılığı?

Sanırız bunun tahminini her arkadaş yapabilir. Kuzugiller, Zindaştigiller, ne kadar yasalsa, hukukla ilişkisi varsa bunların; bu Anayasa da işte o kadar yasaldır, o kadar hukukla ilişkilidir.

Yani arkadaşlar; Kaçak Saray Avanesi, Tayyipgiller, Kuzugiller, Zindaştigiller hep başla tarak gibidir.

Hatırlayacaksınızdır; namuslu gazeteciler soruyorlar Kuzu’ya birkaç yıl önce; “Hocam akademisyenliğiniz döneminde yazdığınız kitapta Başkanlık Sistemine karşı çıkıyorsunuz ama şimdi Başkanlık Sistemini savunuyorsunuz, bu ne iştir?”, diye.

Kuzu aynen şu ahlâk, vicdan ve namus yoksunluğunu belgeleyen cevabı veriyor:

“Kitabımda savunduğum akademik görüşümdü, bugün savunduğumsa siyasi görüşümdür.”

İşte Kuzu böylesine düşmüş bir insan sefaletiydi… Bunların birbirlerini bulmaları rastlantısal değildir…

Bak Sorosdaroğlu; o sahte metnin oylatılmasından çok önce, Gerçek Yurtsever Bilim İnsanı Profesör Kemal Gözler, “Elveda Anayasa” adlı bir kitap yazdı. Eğer bu sahte metin kabul edilirse, Türkiye’nin bir kanun devleti olmaktan tümüyle çıkacağını, yönetimin tam anlamıyla diktatörlüğe dönüşeceğini feryat ederek anlattı. Biz de bu saygıdeğer hukukçunun değerli eserini Çağlayan Adliyesinin kitap satış odacığında görüp aldık. Tayyip’in açtığı altı adet “Cumhurbaşkanına hakaret” duruşmalarından dolayı sık sık gidip geliyoruz ya adliyelere… Bu davalardan ikisi şu anda sürmektedir. 48’inci Asliye Ceza Mahkemesinde…

Tabiî 7 adet de hayvan düşmanlarıyla mücadelemiz nedeniyle açılmış ve şu anda bir tanesi sürmekte olan Kedi-Köpek Davalarımız da var. İşte bunlar dolayısıyla sık sık gidip gelmekteyiz oralara…

Sizin avukatların filan hiç gözüne çarpmamış mı bu kitap? Yoksa onlar da mı sen gibi okumayla yazmayla ilişkiyi kesmişler?

Yoksa bile bile mi böyle davranıyorsunuz?.. Yani Tayyip’in Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal edişini ve onların Sahte Anayasasını meşru kabul ediyorsunuz?

Fazla uzatmadan sözü Kemal Gözler Hoca’ya bırakalım. Biz, Hoca’nın kitabından uzun aktarımlarda bulunarak Tayyip’in kendisinin de, anayasasının da bir sahtecilikten ibaret olduğunu anlattık, ortaya koyduk. Hem de bizi yargılama teşebbüsünde bulunan Tayyipgiller’in savcıları ve mahkemeleri önünde. Yani gerçeklikte biz onları yargıladık.

Kısa bir bölüm aktaracağız Kemal Gözler Hoca’nın kitabından:

“Anayasa Değişikliği Teklifi kabul edilirse, şüphesiz içinde pek çok temel hak ve hürriyetin sayıldığı ve başlığı ‘Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ olan ‘2709 sayılı Kanun’ Türkiye’de yürürlükte kalmaya devam edecektir. Ancak bu ‘Kanun’, gerçek anlamda bir ‘anayasa’ değil; iktidarı sınırlandırmayan, vatandaşların temel hak ve hürriyetlerini devlet karşısında korumayan bir kâğıt parçasına, anayasa hukuku literatüründe ‘görünüşte anayasa (façade constitution)’ veya ‘sahte anayasa (fake constitution)’ ve hatta ‘tuzak anayasa (trap-constitution)’ denmektedir.” (Kemal Gözler, age, s. 25.)

Demek ki neymiş, Sorosdaroğlu Kemal Efendi?

Tayyipgiller’in “Anayasa” diye ortaya sürdükleri bu kâğıt parçası, Anayasa Hukuku Literatüründe “görünüşte anayasa” veya “sahte anayasa” ve hatta “tuzak anayasa” diye adlandırılmaktaymış. Yani sadece bir kandırmacadan, hileden, düzenden ibaretmiş bu nesne…

Ve siz de bu hileyi yemiş oluyorsunuz ya da yemiş görünüyorsunuz Sorosdaroğlu…

Ülen hangi birinizle uğraşalım?

Nereye dönsek, nereye baksak hain, sahtekâr, Kuvayimilliye, Mustafa Kemal, İnönü ve Laik Cumhuriyet düşmanı dolu…

Boşuna hiç çekinmeden, hem de övünerek itiraf etmiyor CIA Şefi Nelson Letsky“Biz Türkiye’de Meclisin her yerindeyiz”, diye…

Yani işin özeti, Meclisteki Beşli Çete’nin her biri Amerika’ya çalışıyor. Bunların alayını CIA, Mossad, MI6 oynatıyor… Ortak paydaları bire bir aynı bunların.

Hepsi de ABD’nin kendilerine verdiği rolü oynuyor bu İhanet Tiyatrosunda…

Gelelim Tayyip’in diplomasızlığına…

Ülen Sorosçu; yüksekokul diploması olmayan biri nasıl Cumhurbaşkanı olur?

Bu gerçeği eşekler bile biliyor ülen!..

Sen nasıl bilmezlikten geliyorsun!..

Tayyip’in diplomasızlığını da dünya âlem biliyor artık. Tayyip bu konuda da ağır suçlara batmıştır. “Resmi Evrakta Sahtecilik” ve “Nitelikli Dolandırıcılık.” Bunlar nedeniyle de yargılanacaktır ileride…

Ha, bu vesileyle şunu söyleyelim Hukukçu Yoldaşlarımıza, Tayyip askerliğine karar aldırırken Askerlik Şubesine ne şekilde bir sahte diploma verdi acaba?..

MSB’yi nasıl kandırdı?

Bir de bunu soralım MSB’ye… Bakalım ne cevap verecekler…

Daha önce de söylediğimiz gibi Tayyip ortaöğretim mezunu olduğu için askerliğini er olarak yeniden yapmalıdır…

Gelelim bir başka mevzuya:

Tayyip şimdi hem AKP Genel Başkanı, hem de Cumhurbaşkanı (tabiî sadece görünüşte).

Durum bu olunca nasıl tarafsız olacak Tayyip?

O muhakkak ki CIA Şefi Morton Abromowitz devşirmesi hain kere hain bir BOP Eşbaşkanıdır. Ve kendi itirafıyla da sabit olduğu üzere; o görevi yapıyor sadakatle… Ve bu sebepten 18 yıldan beri iktidarda tutuyor onu ABD…

Fakat bir an için varsayalım ki Tayyip’in yerine-onun koltuğuna son derece dürüst, iyi niyetli biri oturdu. Öyle bir kişi tarafsız olabilir mi bu statü içinde?

Kesinlikle hayır…

Çünkü adam, tarafsızı oynamaya kalktığı anda AKP Genel Başkanlığı gümbürtüye gider. Partisinin çıkarlarını, hak ve menfaatlerini savunamaz. Partisinin programını, siyasetini uygulayamaz.

AKP Genel Başkanlığını oynamaya kalktığı anda da tarafsızlığı ortadan kalkar; Cumhurbaşkanlığı Yemini güme gider…

Yani iki konum, birbirini dıştalar…

Hani Holywood filmlerinde zombiler var ya… “Yaşayan Ölü” deniyor ya bunlara… Zombiler ölü mü ölü, yaşıyor mu-canlı mı; yaşıyor, canlı… İşte öyle bir durumdur Tayyip’in şu anki durumu.

Fakat unutmayalım ki böyle safsatalar, uydurmacalar yalnızca Holywood filmlerinde olur, görülür, yer alır.

Gerçek hayatta olmaz böyle bir şey…

Korkmayı, eğlenmeyi, kandırılmayı baştan kabullenen insanlar sinemalara gidip izlerler böyle filmleri…

Kılıçdaroğlu nam Sorosçu Hafız; işte bu zırva-saçma, insan aklıyla alay eden “Anayasa” adlı kâğıt parçasının bir hukuk garabeti olduğunu, beş paralık bir değer taşımadığını ve bunun bir eşi benzerinin dünyada olmadığını öne sürüyorlar, tüm namuslu hukukçular. Başta Prof. Kemal Gözler, Ömer Faruk Eminağaoğlu ve Hukukçu Yoldaşlarımız gelmek üzere…

Tayyipgiller, bu akla ziyan metni ve onun uygulamasını halkımıza dayatarak 83 milyon insanımızı aptal yerine koymuşlardır.

Adamlar sırtlarını Amerika’ya dayamanın verdiği güvenle; “Biz Yersen Lokantası açtık”, diyorlar…

Yargıyı, bir zamanlar FETÖ’nün yaptığı gibi ele geçirmiş adamlar… Yargı, artık Kaçak ve Haram Saray Avanesinin bir Operasyon Silahı durumuna getirilmiş veya düşürülmüş bulunmaktadır…

Ve Türkiye’nin bu vahim ve elim duruma düşürülmüş olmasında, Ana Muhalefet Partisi olarak senin, amigolarının ve Yeni CHP’nin de, yukarıda bir bölümünü gösterdiğimiz gibi, payı vardır, dahli vardır, sorumluluğu ve suçu vardır. Tabiî Meclisteki Amerika’nın belirlediği Beşli Çete’nin diğer bileşenlerinin de…

Bugünleri de aşacağız. Geçmişteki benzerleri gibi bu hainler güruhunu da yeneceğiz…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

20 Ocak 2021

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı