İçtenlikli CHP’li kardeş; Dikkatini çekerim…

İçtenlikli CHP’li kardeş;

Dikkatini çekerim…

Mustafa Kemal’in, Birinci Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın ilkeleri ve zaferi üzerine inşa ettiği Gerçek CHP, Emperyalist Batı Dünyasına düşman, Mazlum Doğu Dünyasına ise dosttu.

Sorosçu Kemal’in ve avanesinin iyice zıvanadan çıkardıkları Yeni CHP ise, tam tersidir. Yani Emperyalist Batı’nın (ABD ve AB’nin) hizmetkârı, onun emir ve komutasıyla oynayan, Mazlum Doğu Dünyasına ve halklarına karşı ise düşmanlık besleyen bir harekettir…

Sorosdaroğlu Kemal ve amigoları, Türk ve Türkiye dostu Şehit Muammer Kaddafi’ye, onun Libya’sına ve aynı özelliklere sahip Beşşar Esad’a ve onun Suriye’sine, Latin Amerika’da ise Bolivarcı Devrim’in yiğit önderleri Fidel’in, Che’nin Küba’sına, Chavez’in, Maduro’nun Venezuela’sına, Evo Morales’in Bolivya’sına düşmandırlar.

Ve bunlara ilaveten, insan soyunun başdüşmanı ABD Emperyalist Çakalına karşı Mazlum Dünya Halklarının kılıcı olarak ve sözcüsü olarak yiğitçe direnen ve pervasızca meydan okuyan Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin sevimli, yürekli önderi Kim Jong Un’a ve ülkesine düşmandırlar.

Özetçe; Sorosdaroğlu Kemal ve amigoları, emperyalist efendileri kime düşman ise, ona düşmandırlar… Kime dost ise, ona dostturlar.

Özetçe bunlar; tam anlamıyla “sahibinin sesi”dirler.

Dikkat edersek kardeşler; Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın zaferi, emperyalistlerin sömürgesi-yarısömürgesi ve bağımlı ülkesi biçiminde tutsak edilmiş, işgal edilmiş, yağmalanmış, zulüm altında inleyen Mazlum Doğu Dünyasına ışık olmuştur, umut olmuştur, moral olmuştur…

Dünyanın dev emperyalist ordularının bile Mazlum Ülkelerce yenilebileceğinin, hezimete uğratılabileceğinin somut örneği olmuştur.

Ve sonrasında art arda Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşları patlak vermiştir bu Mazlum Ülkelerde. Siyah Afrika’dan Ortadoğu’ya, Afganistan’dan Hindistan’a, tâ Uzak Doğu’nun Çin’ine kadar…

Mustafa Kemal ve Zaferimiz, bayrağı olmuştur Mazlum Ülkelerin. Çin Devrimi’nin Önderi Başkan Mao, 1925’ten itibaren Kurtarılmış Bölgelerdeki okullarda bizim Kurtuluş Savaşı’mızı ve Önderimiz Mustafa Kemal’i ders kitaplarına koymuştur. Öğrensinler genç nesiller, yürekleri umutla dolsun diye…

İşte o savaşın ve o önderin Gerçek CHP’sini, ABD devşirmesi Sorosdaroğlu ve tayfası tam tersine çevirmiştir. Geriye sadece adı kalmıştır, Gerçek CHP’nin.

Çanakkale’de Sorosçu Kemal’in koltuk pekiştirme eyleminden başka hiçbir şey olmayan “Adalet Kurultayı”na bir gündem de biz önerelim. Hem de Gerçek CHP’ye yakışan bir gündem…

Durduk yerde, Türkiye ve Türk dostu Muammer Kaddafi’ye ve onun Libya’sına saldırıyı öngören Tezkere’nin altına neden biz de ABD ve AB istedi diye imza attık da, o ülkede katledilen 100 bin civarında dost ve kardeş Müslüman Halkın ve Liderleri Şehit Muammer Kaddafi’nin canına kıyılmasında suç ortaklığı ettik?

Ellerimiz bunca masum Müslümanın kanına niye bulandı? diye sorsunlar ve tartışsınlar bu emperyalist işbirlikçiliğini…

Ve ayrıca da, 6 yıldan bu yana yine dost ve kardeş Suriye’yle ve onun lideri Beşşar Esad’la BAAS Yönetimiyle niye uğraşıyoruz, niye onlara karşı düşmanlık politikası güdüyoruz, ABD böyle emretti diye?

Bizim bu yaptığımız hangi “Adalet”e uyar?

Ve hatta insanlığa bile uyar mı hiç?

Biz nasıl bu hallere düşmüşüz?

Biz kimin hizmetkârıyız? diye sorsunlar, tartışsınlar. Vicdan muhasebesi yapıp nedamet getirmeye çağırsınlar, Sorosçu ve avanesini…

Gerçi onlar iflah olmaz. Onlar, “bilerek yoldan çıkmış”lardır.

Ancak bu gündemli bir tartışma, ülkemize ve halkımıza bir nebze de olsa fayda sağlar.

Yoksa, Sorosçu’nun ve tayfasının belirlemiş olduğu tartışma konuları ve tartışmacılar, sunucular, sadece boş teneke gürültüsü çıkarmış olacaklardır. Geyik çevirmiş olacaklardır. Ve Çanakkale’ye giden 10 binlerce içtenlikli, saf, ama o oranda gerçekleri görmekten alıkonumuş olan CHP’li kardeşlerimizin aldatılmasına ve oyuna getirilmesine vesile olmuş olacaktır…

Meclisteki, başta Kaçak Saraylı Reis’in AKP’giller’i olmak üzere Dört Amerikancı Burjuva Partisi de tepeden tırnağa ihanete batmışlardır, suça batmışlardır. Bunlar en sonunda kendilerini halkın adaletinin karşısında bulacaklardır. Yani, hukuka ve vicdanına bağlı, başka kimseden emir almayan gerçek mahkemelerin karşısında bulacaklardır kendilerini…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

28 Ağustos 2017

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı

Print Friendly, PDF & Email