İçinde yaşadığımız sınıflı toplum düzeninde hayvan olmak kolay değil

Bugün ilk kez 1931 yılında Floransa’da ilan edilen ve o tarihten bu yana her yıl çeşitli etkinliklerle gündeme gelen 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü!

Peki koruyabiliyor muyuz dünya hayvanlarını? Vahşi doğada yaşayanları ile evcilleştirdiklerimizle, börtüsüyle böceğiyle, yeryüzünün, yaşadığımız doğanın bir parçası olan tüm hayvanları koruyabiliyor, nesillerini sürdürebilme, kendi özel doğal çevrelerinde yaşama, beslenme, çoğalma olanağı tanıyabiliyor muyuz onlara?

Nasıl koruyalım ki?

Başta ABD Emperyalist çakalı olmak üzere AB Emperyalistlerinin bitmez tükenmez kâr hırslarıyla, dünya haklarına, onların yaşadığı coğrafyaya azgınca saldırdığı, talan ettiği bir dünyada hayvanları koruyabilmek mümkün mü?

Emperyalist-kapitalist sistemin yeryüzünün yeraltı yerüstü tüm zenginliklerini hayâsızca sömürdüğü, emperyalist tekellerin doğayı acımacısızca katlettiği, havayı solunamaz, toprağı kullanılamaz, suyu içilemez hale getirdiği, buzulların eridiği, ormanların yok edildiği, çöllerin genişlediği, denizlerin ısındığı, kısacası tüm ekosistemin bozulduğu bir dünyada hayvanları koruyabilmek mümkün mü?

Nesli tükenmekte olan hayvanların bile avlanmasına izin verildiği, zevk için hayvanların katledildiği, dövüştürülmelerinin eğlence sayıldığı, Parababaları kâr elde etsin diye ölümüne çiftleştirilip çoğaltıldığı, eğlence merkezlerinde çile çektirildiği bu insanlık dışı düzende, hayvanları koruyabilmek mümkün mü?

İçinde yaşadığımız rezil sınıflı toplum düzeninin insani olan her şeye saldırıp yok ettiği gibi, insan ahlâkını da yok ettiği, vicdanları körelttiği, sevgisizleştirdiği, bencilleştirdiği, acımasızlaştırdığı bir dünyada hayvanları koruyabilmek mümkün mü?

Mümkün olmuyor ne yazık ki!

Yayınlanan bilimsel raporlar, dünyada 1 milyon bitki ve hayvan türünün önümüzdeki birkaç on yılda yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu koyuyor.

Ya sokak hayvanlarının durumu?

ABD’de her yıl on bir milyon köpek, barınak benzeri ölüm yuvalarında katlediliyor. İngiltere’de bu sayı beş milyon.

Avustralya, 2015 yılında, 2-6 milyon civarında kediyi öldürme kararı alıp bunu da kararlılıkla yıllar içerisinde uyguluyor.

Putin, Rusya’da yapılacak futbol turnuvaları için, futbolseverleri rahatsız edeceği gerekçesiyle, Moskova başta olmak üzere maçların oynanacağı üç şehirde iki bin köpeği katlediyor.

Görüldüğü üzere, emperyalist devletlerde sokak hayvanlarına da zerre kadar değer verilmemektedir. Kendi yararına olamayacak, çıkarına hizmet etmeyecek hiçbir şeyin ufacık bir değeri yoktur emperyalizm için.

Ya tarihteki ilk Sömürgen Egemen Sınıf olan, Antika Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfının siyasi plandaki temsilcisi olan Ortaçağcı gerici AKP’giller’in 20 yıldır iktidar olduğu ülkemizde durum nedir?

Sınıf karakterleri gereği vurgundan, talandan başka hiçbir şey düşünmeyen bu sömürgenler, iktidarları süresince, ormanlarımızı yakarak, göllerimizi, akarsularımızı kurutarak, dağı-taşı, cennet vatanımızı yerli yabancı tekellere peşkeş çekerek ülkemizi başta işçi-emekçi halkımız olmak üzere, doğada yaşayan hayvanlarımız için de cehenneme çevirdiler. Yaktılar, yok ettiler, doğayla birlikte nice hayvanı. Beslenme kaynaklarını kuruttular nice canlının.

En ufak vicdan, sevgi, merhamet, namus taşımayan bu insanlık düşmanları hayvana da düşmandırlar. Her fırsatta sokak hayvanlarına ve o hayvanlara sahip çıkan hayvan severlere de saldırmaktadırlar. Nitekim kısa bir süre önce, AKP’giller’in Reisi, Gaziantep’te bir Pitbull köpeği ile ilgili olayı bahane ederek ağzı var dili yok, sokaklarda zaten aç bilaç yaşamaya çalışan, zaten her türlü şiddete açık olan masum sokak hayvanı köpeklerin toplatılarak katledilmelerine ferman çıkardı. Yaptığı konuşmalarla sokak hayvanlarını ve o hayvanları koruyan vicdan sahibi insanları kendi hülooğcularına hedef gösterdi. Toplumda bir de bu yolla şiddet ve saldırıların artması için elinden geleni yaptı. Çıkarılan uygulamalar nedeniyle, birçok hayvan sokaklara ve barınaklara terk edildi.

Değerli Halkımız,

Bu insani olan her şeye düşman Ortaçağcı din bezirgânı AKP’giller iktidarının hayvanlara da düşmanlığı yine onların sınıf karakterleri gereğidir, başka türlü davranamazlar. Sömüren sınıflar zalim olurlar.

İşte bu nedenle, hayvanları da kurtaracak, onları doğanın bir parçası olarak yaşamlarını engellenmeden, acı çekmeden sürdürmelerini sağlayacak olan düzen sınıfsız toplum düzenidir. Bu rezillikler ancak ve ancak insana dost, doğaya dost, hayvana dost bir düzenin kurulması ile son bulur.

Canlı-cansız tüm varlıkların birbirleriyle uyum içinde, insanlığın kardeşçe yaşadığı bir dünya mümkündür.

Ve biz Halkın Kurtuluş Partisi olarak böyle bir dünya için tüm samimiyetimiz, tüm gücümüz, tüm inancımızla mücadele ediyoruz.

Savunduğumuz her görüşte olduğu gibi hayvan sevgimizde de, onların da özgürce yaşadığı bir dünya kurma çabamızda da dürüst ve samimiyiz. Bunun en önemli kanıtı Gerçek İnsan, Gerçek Devrimci, yüreği insan ve doğa sevgisi ile dolu olan, kendi deyimi ile “militan düzeyde hayvan sever” olan Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanı Nurullah Ankut’a bu militan mücadelesi nedeniyle açılan “Kedi Davaları”dır. Hakkında AKP’giller’in açtığı onlarca davaya eklenen “Kedi Davaları”nda da Genel Başkan’ımız her zaman olduğu gibi yargılanan değil, yargılayan olmuş ve bu davalar “İnsan Kalmak Kolay Değil/Kedi Davaları Savunmaları” adı altında kitaplaştırılmıştır. Kaldı ki başka davaları da hâlâ devam etmektedir…

Değerli Halkımız,

İçinde yaşadığımız sınıflı toplum düzeninde hayvan olmak kolay değil. İnsan olmak ve insan kalabilmek ise hiç kolay değil.

Hayvana da insana da bu acıları çektiren sınıflı toplum rezilliği yok olup gidecek. Buna inancımız tamdır. Halkın Kurtuluş Partisi bunun için tüm kararlığı ile mücadele diyor.

4.10.2022 

HKP Genel Merkezi

Print Friendly, PDF & Email