HİLAFETİN KALDIRILMASININ 87’İNCİ YILDÖNÜMÜNDE ORTAÇAĞCILAR İKTİDARDA

HİLAFETİN KALDIRILMASININ 87’İNCİ YILDÖNÜMÜNDE ORTAÇAĞCILAR İKTİDARDA

3 Mart 1924 tarihi, Cumhuriyet Tarihimizde önemli bir gündür. Çünkü o gün, TBMM tarafından Hilafet kaldırılmıştır. Cumhuriyetin kurulmasıyla beraber Saltanata son verilmişti. Ancak hilafet kaldırılmamıştı. Hilafet makamının ve özlemcilerinin hareketlenmesi üzerine TBMM tarafından 3 Mart 1924 günü Laiklik kurallarına uygun olarak üç yasa çıkarılmıştır.

1- Şeriye ve Evkaf Vekâleti (Şeriat ve Vakıflar Bakanlığı) ortadan kaldırılmıştır. Vakıfların işleri Vakıflar Genel Müdürlüğüne bırakılmıştır.

2- Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanunu çıkarılmıştır. Öğretim birleştirilmiştir. Eğitim sistemi laikleştirilmiştir. Şeriye ve Evkaf Vekâletine bağlı ve özel vakıflarca yönetilen tüm medrese ve okullar Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmıştır. Bu okul ve medreselere ayrılan vakıf kaynakları ulusal eğitim bütçesine aktarılmıştır.

3- Hilafet kaldırılmış ve Osmanlı Hanedanı Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışına çıkarılmıştır.

Bu üç yasa da laiklik kuralının yaşama geçirilmesi için gerekli yasalardır. Mustafa Kemal, Türkiye Cumhuriyetini kurarken iki kahredici baş belası güce karşı mücadele vermişti. Bunlardan birincisi Emperyalizm, ikincisi ise Saltanattı.

“Emperyalizm neydi?

“Batıda, serbest rekabetçi tasını tarağını toparlamış ve iç çatışmalarını, dünya ölçüsünde kangrenleştirmiş olan tekelci kapitalizmdi.

“Saltanat neydi?

“Kadim Tefeci-Bezirgân Sermayenin her türlü gelişimi taşlaştırıp dondurakoymuş olan derebeylik biçimiydi.” (Hikmet Kıvılcımlı, Cumhuriyet Nedir?, Türk Solu, 29 Ekim 1968)

İşte Mustafa Kemal, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı Cumhuriyetle taçlandırırken domuz topu gibi kaynaşmış bu iki gücü yenmiştir.

87 yıl önce 3 Mart 1924’te çıkardığı bu üç yasayla da son noktayı koymuştur. Mustafa Kemal’in ve Cumhuriyet’in ortaya koyduğu Laiklik anlayışı gerçek bir laiklik anlayışı değil, eksik bir laiklik anlayışı ve uygulaması idi. O zamana göre olumlu, ilerici bir hamleydi.  Ama bunu bile içlerine sindiremeyen Ortaçağ özlemcileri o günden bugüne sinsice mücadelelerini sürdürmüş, Kur’an kurslarıyla, tarikat evleriyle, cemaat yurtlarıyla topraklarımızı örümcek ağı gibi sarmışlardır. Siyasi Partilerde örgütlenerek, AB-D Emperyalizmi ile bütünleşerek günümüzde iktidarı ele geçirmişlerdir. Devletin en üst makamlarında artık onlar var. Laik eğitime, zorunlu din dersi, müfredatın giderek daha da açık biçimde dinci anlayışa göre düzenlenmesi, dinci kadro oluşturulması, okul müdürlerinin ezici çoğunluğunun din dersi öğretmenlerinden oluşması ve Üniversitelerde Türbanın serbest bırakılmasıyla darbe vurulmuş, sözde demokratlar da gafilce onlara çanak tutmuşlardır.

3 Mart 1924, biz devrimciler için Laikliği bir yaşam biçimi ve vazgeçilmez bir ilke olarak gördüğümüz için önemlidir. Gerçek Laiklik, kişilerin özel alanlarını, inanç ve ibadet alanlarını ilgilendiren bir konudur. Yani kişilerin özel inanç ve ibadetleri serbesttir. İstediği gibi inanır, istediği şekilde inanır ve istediği şekilde de ibadet eder. İstediği gibi giyinir, ibadet eder ona karışılmaz.

Toplum düzeni, kamucul alan ise aklın, bilimin, insancıl değerlerin gözetiminde, rehberliğinde düzenlenmelidir. Eğer toplumsal kurallar, toplum düzeni, din kurallarıyla belirlenirse, toplum Ortaçağa gider. Ve iş bununla da kalmaz: Ne normal insan vicdanı teşekkül eder bizde, ne acıma duygusu oluşur, ne de başka dinlerle, dinlerden insanlarla aramızda bir diyalog birliği oluşur. Din savaşları alır başını gider. Ortaçağda böyle olmuştur: Avrupa’da Din Savaşları olmuş, Haçlı Savaşları da aynı nedenden yaşanmıştır.

Laiklik yoksa tanrı adına hükmeden diktatörlerden (dünya derebeylerinden) ve şıhlardan, Ayetullahlardan (din derebeylerinden) geçilmez olur. O tür devletlerde demokrasiden, insan haklarından söz edilemez. Çünkü Laiklik olmadan demokrasi, insan hakları olmaz.

Söz veriyoruz. Bu devrimci ilkeyi (Gerçek Laikliği) yaşama geçirmek ve Demokratik Halk İktidarını kurmak için kararlıca mücadele edecek, cendereyi kıracağız. Kurtuluş Partisi, Türkiye Halklarının güvenip bütünleşebileceği, örgütlü mücadele yürüteceği tek partidir. 03.03.2011

 

Halkın Kurtuluş Partisi

Genel Merkezi

Print Friendly, PDF & Email