HKP İzmir İl Örgütü olarak Hikmet Kıvılcımlı’yı andık

HKP İzmir İl Örgütü olarak Usta’mız Türkiye Devrimi’nin Önderi Hikmet Kıvılcımlı’yı bedence aramızdan ayrılışının 52. Yıldönümünde İzmir’de yaptığımız bir eylemle andık. 11 Ekim Çarşamba günü saat 18.30’da partili yoldaşlarımızla Karşıyaka İlçe Örgütümüzün önünde toplandık. Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’nın portresinin arkasında oluşturduğumuz kortejle, sloganlarımızla yürüyüş başlattık. Sloganlarla eylem yapacağımız Karşıyaka Çarşı girişine kadar halkımızın yoğun ilgisi altında yürüyüşümüzü yaptık.

Burada Genel Sekreter Yardımcımız ve İzmir İl Başkanımız Av. Tacettin Çolak bir konuşma yaptı. Hikmet Kıvılcımlı’nın mücadelesinden, yaşamından kesitler vererek güncel meseleleri değerlendirdiği konuşmasında şunları söyledi;

Saygıdeğer İzmir Halkı;

Türkiye Devrimi’nin Önderi, Marksizm-Leninizme yaptığı katkılarla Ustalık mertebesine ulaşmış, ömrünün 22,5 yılını Parababaları devletinin yarı derebeyi zindanlarında geçirmiş olan Usta’mızın bedence aramızdan ayrılmasının üzerinden tam 52 yıl geçti.

Ünlü yazar William Shakespeare, Hamlet adlı eserinde şöyle diyor;

Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu!

Düşüncemizin katlanması mı güzel,

Zalim kaderin yumruklarına, oklarına,

Yoksa diretip bela denizlerine karşı

Dur, yeter! demesi mi?

Kıvılcımlı bela denizlerine dur yeter diyenlerdendi.

“Görev başında ömür merdiveninin son basamaklarına geldik. Kimsenin kara yahut mavi yahut yeşil, ela gözü için yaşamadık Kimseden proletarya doğruluğu ve yoldaşlığı dışında bir şey beklemedik. Kimsenin de bizden başka şey istemesine göz yummadık. GÖREV yapıyorduk, muhallebi değil… Görev yapmada çok iyi biliyoruz; vurmak ta vardır, vurulmakta. Hepsi vız gelir ve de gelmelidir.” diyordu, Kıvılcımlı.

İşte bu anlayış ve cesaretle yaşadı Hikmet Kıvılcımlı.

Saygıdeğer İzmir halkı, Türkiye Devrimi’nin Önderi, Marksizm-Leninizme yaptığı katkılarla Ustalık mertebesine ulaşmış, ömrünün 22,5 yılını Parababaları devletinin yarı derebeyi zindanlarında geçirmiş olan Usta’mızın bedence aramızdan ayrılmasının üzerinden tam 52 yıl geçti.

Usta’mız en iyi nasıl anlatılır?

Bunun yanıtını, Usta’mızla omuz omuza mücadele etmiş, onun teorik ve pratik mücadelesini geliştirerek sürdürmüş, kaydı hayat şartıyla kendisini devrim mücadelesine vakfetmiş olan Genel Başkan’ımız Sayın Nurullah Efe Ankut’tan dinleyelim. Genel Başkan’ımız şu ifadeleri kullanmıştı, düzenlediğimiz bir salon anmasında:

“Kimmiş yoldaşlar, Kıvılcımlı?

“Kendini devrim alevinin kalbine atan, orada yanan ve kaybolan ama gerçek devrimciliğin ne olduğunu sadece o anlayan gerçek devrimciymiş!”

Kıvılcımlı Usta’nın bedence aramızdan ayrılmasının üzerinden geçen yarım asırlık zaman diliminde, onun mücadele bayrağını sadece Gerçek Proletarya Sosyalistleri, Halkın Kurtuluş Partililer dalgalandırıyor. Onun teorik ve pratik mücadele mirasının üzerine titreyenler yalnızca Kurtuluş Partililerdir.

Kıvılcımlı’dan devraldığı pratik ve teorik mirası daha da geliştirerek Türkiye’ye ilişkin tüm güncel olayları Gerçek Bilimin ışığında aydınlatan Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut’un net bir şekilde ortaya koyduğu gibi, bugün Türkiye’yi yok etmekle görevli üç hain güç vardır.

Bunlardan birincisi, İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’ndan sonra dünyanın jandarmalığını İngiliz Emperyalizminden devralmış olan ABD Emperyalist Haydut Devletidir. Ülkemizi yok etmek isteyen bir başka yabancı güç, ABD Emperyalist Haydudunun Avrupa’daki müttefikleri olan Avrupa Birliği Emperyalist Haydut Devletleridir.

Ülkemizi yok etmekle görevlendirilmiş üçüncü hain güç ise ABD Emperyalist Haydutları tarafından devşirilmiş, projelendirilmiş, partileştirilmiş ve iktidara getirilmiş olan, efendilerine yaptığı hizmetler karşılığında 21 yıldır iktidarda tutulan AKP’giller adlı Ortaçağcı çıkar amaçlı suç örgütüdür. Bu suç örgütü, ABD Emperyalistlerinin Türkiye’yi BOP cehennemine ve Ortaçağ karanlığına sürüklemek için ürettiği politikaları hayata geçirmekle görevlendirilmiştir.”

Konuşmasında Filistin meselesine Hikmet Kıvılcımlı’nın “Filistin Kaynayan Petrol Kazanı”, adlı yazısından alıntıyla değinen Tacettin Çolak şunları söyledi;

Türkiye yakın doğudan bir parçadır. Aslına bakılırsa Yakındoğu demek: Türkiye demektir. Dünkü Türkiye (Osmanlı imparatorluğu) bugünkü Yakındoğu dedikleri şeydir. Bugünkü yakınlığı, dünkü Türkiye tesbihinin ipini koparmış taneleridir. Tarihçe durum budur.

Ekonomice Yakındoğu: Petrol demektir. İran’dan, Cezayir’e, Fas’a dek uzanan dünkü Türkiye toprakları kim derdi ki, yeryüzünün damarlarında dolaşacak eşsiz kan: Petrol yatıyormuş. Düne dek Türkiye, Batı kapitalizminin Uzak Ana Sömürgelere yolu üzerinde bir köprü engeldi. Emperyalizm, Türkiye’yi muazzam Arap dünyasından koparıp şimdiki Cumhuriyet yol kıyısına iteleyip dondurdu… dondurdu, bir de bakıldı ki bakıldı ki Türkiye’nin atıldığı yerler petrol hazinesidir.

Emperyalizm bir yerde hazine gördü mü, onu aşırıp metropolüne taşıyamazsa  “böl ve güt “ prensibi ile hazinenin yerini yangın yerine çevirir. Çünkü kapitalizmin can damarı, kan damarı, petrol damarı Yakındoğu’dadır. Bu can damarının böğrüne Emperyalizm tuttu tuttu, hiç yoktan İsrail kamasını soktu.

Ne vardı bu Filistin’de? 1,5 milyonluk Yahudi’yi getirip o nalla mıhın arasına sokmanın ve her gün ölümle göz göze getirmenin alemi var mıydı?

Vardı. O alem petroldür.

New York milyonlarca Yahudi dolu. Bunların hepsi zengin milyoner. Yerlerinden kıpırdamazlar. Türkiye’deki 50 bin Yahudiden bile kalkıp giden yok Filistin’e.  Hem Yahudilik ne? Bir din. Bu dindekilerin ortak bir dilleri, yoktu. Yahudilik bir millet değil olsa olsa bir ümmet. İçine yetmiş yedi buçuk millet karışmış, İslamlar, yahut Hristiyanlar, yahut Budacılar ayrı ayrı yurt istiyorlar mı? NATO’lar yurtları belli onlarca milletin sınırlarını eritirken, o bir avuç Yahudi züğürdü, müzeden “İbranice” dil çıkararak ayrı bir devlet kurmayı nereden aklına getirdi?..”Petrol”den.”

Görüldüğü gibi, Emperyalizm Ortadoğu’nun  “kara altını” petrole konmak için Filistin topraklarını işgal etmiş ve bu topraklarda 1948’deb beri mazlum Filistin Halkının direnişi sürmektedir.”

Konuşmasında ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik duruma da dikkat çeken Tacettin Çolak şunları söyledi;

“AKP’giller aynı zamanda insanlarımızı kuru ekmeğe muhtaç hale getirmişlerdir. Bugün ülkemizde tam anlamıyla bir ekonomik felaket yaşanmakta, devasa boyuttaki hayat pahalılığı ve zamlar insanlarımızın üzerine bir karabasan gibi çökmektedir.

Son günlerde, emeklilere sadaka kabilinden bir defa verileceği söylenen 5 bin lirayı bile ( çalışan emeklilere vermeyerek) ayrımcılık yapıyorlar. Çalışan emeklileri yok sayıyorlar.”

Parti olarak ABD-AB Emperyalizmine ve onların yerli maşaları Ortaçağcı gericiliğe karşı cesaretle mücadele ettiklerini söyleyen Tacettin Çolak konuşmasını şu sözlerle bitirdi;

Ancak şartlar ne olursa olsun Usta’mızdan devraldığımız ve bir an olsun yere düşürmediğimiz mücadele bayrağını en yükseklerde, tereddütsüzce ve korkusuzca taşımaya devam edeceğiz. Hiçbir güç Kurtuluş Partilileri korkutamaz, insanlığın en yüce davası için savaşmaktan alıkoyamaz!

Usta’mıza sözümüzdür:

Cesaret Vatanını kuşanan Kurtuluş Partililerin gözlerindeki ışık hiçbir zaman sönmeyecektir. ABD-AB Emperyalistlerine ve yerli hainlere karşı verdiğimiz mücadeleyi, İkinci Kurtuluş Savaşı’mızı eninde sonunda başarıya ulaştırıp Devrimci Demokratik Halk İktidarını kurarak Tam Bağımsız Türkiye’yi inşa edeceğiz. Ve eninde sonunda bu ülkenin burçlarına Sosyalizmin yüce bayrağını dikeceğiz.”

Eylem sırasında sık sık “Kıvılcımlı Yaşıyor HKP Savaşıyor”, “Kızıl Savaş Bayrağı Hikmet Kıvılcımlı”, “Örgütsüz Halk Köle Halktır, Örgütlü Halk Yenilmez”, “İsrail ABD’dir”, “Katil ABD Ortadoğudan defol”, “Kahrolsun ABD-AB Emperyalizmi”, “Kahrolsun İsrail Siyonizmi”, “Gün Gelecek devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek”, “Emperyalistler İşbirlikçiler Geldikleri Gibi Gidecekler”, “Halkız Haklıyız Yeneceğiz”, sloganları atıldı.

11.10.2023

               HKP İzmir İl Örgütü

Print Friendly, PDF & Email