Hırsızlık, soygun ve vurgun düzeninizin yarattığı cehennemi “Kamuda Tasarruf” demagojisiyle perdeleyemezsiniz! Bu cehennemin sorumluluğunu Emekçi Halkımıza yükleyemezsiniz!

ABD Emperyalist Haydudu tarafından 22 yıldır iktidar koltuğunda oturtulan AKP’giller, sınıf yapıları gereği yaptıkları kamu malı hırsızlıklarının, soygunların, vurgunların, yolsuzlukların ekonomik alanda yarattığı facianın üzerini “Kamuda Tasarruf” adlı demagojiyle örtmeye çalışmakta, bu facianın sorumluluğunu Emekçi Halkımızın sırtına yüklemektedir.

Bilindiği gibi AKP’giller iktidarı, bir taraftan kamu malı hırsızlığıyla, diğer taraftan uyguladıkları akla ziyan ekonomi politikalarıyla insanlarımızı kuru ekmeğe muhtaç hale getirmişlerdir. Hayat pahalılığı almış başını gitmekte, toplumumuzun ezici çoğunluğu büyük bir yoksulluk içinde yaşam mücadelesi vermektedir. İşçilerimiz ay sonunu getirememekte, Köylülerimizin ürünleri tarlada kalmakta, Kamu Çalışanlarımız geçinememekte, Öğrencilerimiz eğitimi masraflarını karşılayamamakta, hatta sağlıklı bir şekilde beslenememektedir. Emeklilerimizin durumu ise tam anlamıyla içler acısıdır. AKP’giller tarafından 10 bin liralık sefalet ücretine mahkûm edilen Emeklilerimiz adeta ölüme terk edilmişlerdir.

Birleşik Metal İş Sendikası’nın Sınıf Araştırma Merkezi BİSAM’ın yaptığı araştırmaya göre; 2024 yılının Mayıs ayında Açlık Sınırı, adına “Asgari Ücret” denilen 17 bin 2 liralık Sefalet Ücretinin yaklaşık 750 TL üzerine çıkarak 17 bin 756 liraya ulaşmıştır. BİSAM’ın aynı dönem için hesapladığı Yoksulluk Sınırı ise tamı tamına 61 bin 418 TL’dir!

AKP’giller bugünlerde, yukarıda çok kısa bir şekilde özetlediğimiz, bizzat kendi harami düzenlerinin yarattığı ekonomik facianın sorumluluğundan kaçmak için “Kamuda Tasarruf” demagojisine sarılmaktadır. AKP’giller’in İngiliz vatandaşı Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sanki hayat pahalılığı kendilerinin eseri değilmiş gibi, gökten zembille inmiş gibi “Önceliğin hayat pahalılığını bir sorun olmaktan çıkarmak” olduğunu söyleyerek çilekeş Emekçi Halkımızla tam anlamıyla dalga geçmektedir.

AKP’giller’in “Cumhurbaşkanı Yardımcısı” Cevdet Yılmaz, sözde Kamuda Tasarruf ve Verim Paketini açıklarken hiç utanıp sıkılmadan şu ifadeleri kullanabilmektedir:

“Cumhurbaşkanımız kamuda taşıtlar, binalar, haberleşme giderleri, cari harcamalar, hizmet içi eğitim, yurt dışı seyahat, kamu istihdamı gibi alanlarda tasarruf kültürünü güçlendirileceğini belirtmişlerdir. Yapılacak idari düzenlemelerden hiçbir kurumumuz istisna değildir.”

Gördüğümüz gibi Cevdet Yılmaz, sözde tasarruf paketinin uygulanmasını “Cumhurbaşkanımız” dediği AKP’giller’in Reisi’nden aldıkları talimatla uygulamaya koyacaklarını söyleyerek insanlarımızla açıkça alay etmektedir. Çünkü halkımızın yaşadığı ekonomik facianın bir numaralı sorumlusu Kaçak Saray’da mukim, Diplomasızlığından dolayı Cumhurbaşkanı sıfatı taşımayan zattın bizzat kendisidir!

Neden mi?

Sadece birkaçını sıralayalım:

Sadece Kaçak ve de Haram Saray’ın Nisan ayındaki bir günlük masrafı yaklaşık 53 milyon 466 bin TL’dir. Yani Kaçak Saray’ın bir günde halkımızın alınterinden gasp ettiği değer, Asgari Ücretle geçinmek zorunda olan 3 binden fazla insanımızın aylık toplam gelirinden daha fazladır. AKP’giller’in Reisinin kullandığı diğer saraylar, yine onun kullanımındaki en az 15 uçak, sayısız otomobil, motorsiklet filosu, neredeyse bir tugay büyüklüğündeki koruma ordusu ise zaten kamuoyunun malûmudur.

AKP’giller’in din sömürüsünün merkez üssü olan, insanlarımızı CIA-Pentagon Diniyle afyonlamaktan başka hiçbir işlevi olmayan Diyanetin bir yıllık bütçesi tamı tamına 3 milyar dolardır. Yani bugünün kuruyla hesaplandığında, yaklaşık 96 milyar 660 milyon TL, her yıl halkımızın cebinden çalınarak AKP’giller’in Diyanet’ine aktarılmaktadır.

Her yıl milyarlarca liralık kaynak; geçiş garantili köprülerle, hasta garantili hastanelerle, müşteri garantili otoyollarla, dövize endeksli ihalelerle halkımızın cebinden çalınarak yerli yabancı Parababalarının kasalarına aktarılmaktadır. Bilindiği gibi dünya genelinde devletten en çok ihale alan firmalar sıralamasında AKP’giller’in Beşli, Yedili, Onlu Çeteleri en üst sıralarda yer almaktadır.

AKP’giller döneminde semirtilen “bürokrat” görünümlü işbirlikçiler;  üç beş yerden aldıkları yüz binlerce liralık maaşlarla her yıl kamuyu milyarlarca lira zarara uğratmaktadır. Örnekler çoğaltılabilir ancak biz bu kadarla yetinelim; zira AKP’giller’in halkımızdan çaldıklarının haddi hesabı yoktur.

Kamu malı hırsızlığında işte böylesine pervasız olan AKP’giller iktidarının temsilcileri, hiç utanıp sıkılmadan “Kamuda Tasarruf”tan söz edebilmektedirler.

Peki sözde “tasarruf tedbirleri” arasında yukarıda sadece küçük bir bölümünü sıraladığımız giderlerin, daha doğrusu AKP’giller’in kendilerine ve yerli-yabancı Parababalarına çektikleri peşkeşlerin en ufak şekilde azaltılması var mıdır?

Zinhar yoktur.

Peki neler vardır?

“Temsil ve tanıtma ödeneklerinde yüzde 25’lik kesinti”, “gezi ve kokteyl düzenlenmemesi”, “mobilya, ofis donanımı gibi demirbaş alımlarının dondurulması” türünden sade suya tirit sözde tedbirler vardır. AKP’giller bir de utanıp sıkılmadan, sanki yarattıkları ekonomik felaketin nedeni kamu çalışanlarıymış gibi “tedbir” demagojisiyle kamu çalışanlarımızın servis hakkını da ellerinden almış, üstelik toplu taşıma araçları kullanmaya mecbur ettikleri kamu çalışanlarımıza yol ücreti yardımı da yapmamıştır.

Namuslu bir ekonomistimizin ifadesiyle “Sarayın bir tane ışığının söndürülmesini bile öngörmeyen” sözde tasarruf paketi, aynı zamanda kamuya yönelik istihdamı da dondurmakta, sınırlamaktadır. Yani AKP’giller’in sayısı bilinmeyen “Bankamatik Memurları” hiçbir şey yapmadan maaş almaya devam ederken, gerçek anlamda kamuda çalışma yeterliliğine sahip insanlarımızın istihdamı bu yolla engellenmektedir.

Kısacası AKP’giller, “Kamuda Tasarruf Paketi” dedikleri kandırmacayla, bizzat kendi yarattıkları cehennemin sorumluluğunu emekçi halkımızın üzerine yıkmayı planlamaktadır. Ekonomist Aziz Çelik’in son derece doğru biçimde tespit ettiği gibi, AKP’giller’in ‘“Kamuda tasarruf’ dedikleri, kamu harcamalarını ve hizmetlerini kısmak, kamuya yeni çalışan almamak, yeni kadro açmamak, memura ve emekliye zam vermemektir.”

Her zaman söylediğimiz gibi AKP’giller; Türkiye’nin boynuna ABD Emperyalist Haydudu tarafından dolanmış “Yüzyılın Felaketi”dir. Bu felaketten kurtulmadığımız sürece insanca bir yaşam sürmemiz mümkün değildir.

Tüm Halkımızı bu “Yüzyılın Felaketi” olan AKP’giller’e karşı Halkın Kurtuluş Partisi’nde örgütlenmeye, bu Hırsızlar İmparatorluğu’na karşı mücadele etmeye davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki Örgütsüz Halk Köle Halktır, Örgütlü Halk Yenilmez!

16 Mayıs 2024

HKP Genel Merkezi