Her işlerinde olduğu gibi burada da ihanet ve vurgun iç içe

Kaçak Saraylı Reis’in AKP’giller İktidarının, üzerinde yükseldiği iki ayak vardır:

Birincisi ihanet;

İkincisi vurgun, kamu malı hırsızlığı…

İhanetin gerekçesi, onların devşiricisi, yapımcısı ve iktidara taşıyıcısı ABD Emperyalist Haydutlarının hizmetinde ve buyruğunda olmalarıdır. Bunu en veciz şekilde, Kaçak Saraylı kendi ağzıyla dile getirmişti defalarca, “Biz Büyük Ortadoğu ve Genişletilmiş Afrika Projesinin eşbaşkanlarından bir tanesiyiz ve bu görevi yapıyoruz”, diyerek…

Bu projeye göre, bilindiği gibi, Türkiye de; Kürdistan, Ermenistan ve Türklere bırakılan bölge olmak üzere üç parçaya bölünmektedir.

İşte bu sebepten, AKP’giller İktidarı bir ihanet iktidarıdır ve ABD’ye çalışmaktadır.

Vurgunları-talanlarıysa, onların Antika Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfının siyasi plandaki temsilcileri olmalarından kaynaklanmaktadır.

Bu sınıf üretimle ilgilenmez. Üreticilerle tüketiciler arasında aracılık yapar, fahiş kâr elde eder; her iki tarafı da haraca bağlayarak ürünlerini yok fiyatına ele geçirir, onları borçlandırır, yüksek faiz alır.

Kamu mallarını, kitabına uydurarak durup dinlenmeden yağmalar, küp doldurur…

Bütün bu ihanetlerini ve hırsızlıklarını, yolsuzluklarını gizleyebilmek için de, üzerlerine “Din Şalı” örtünürler. Yani Dindarlığın ve Kindarlığın temsilciliğine soyunurlar. Bilinçsiz, cahil insanlarımızı sürekli Allah’la aldatırlar yani…

İhanet ve hırsızlıklarıyla atbaşı gitmek üzere, Camiler, Kur’an Kursları yaptırıp açarlar, İmam Hatipler açarlar, Tekkeler, Medreseler açarlar; sürekli Dinden, İmandan, Allah’tan, Kitaptan, Namazdan, Oruçtan Hac’dan söz ederler.

Bütün dertleri, hain ve hırsız içyüzlerini halktan gizleyebilmektir. Böylece de karanlık iktidarlarını, zulüm düzenlerini sürgit devam ettirebilmektir.

AKP’giller’in vatanımıza, milletimize ve halkımıza karşı giriştiği binbir ihanetin güncel olanı da, onların paralı askerlik uygulamasıyla Türk Ordusu’nun savaşçı ruhunu, motivasyon gücünü, moral gücünü ortadan kaldırmayı amaçlamak olmuştur.

Oysa, bu vatanı vatan yapan Alparslan’ların, Kılıç Arslan’ların, Sultan Mesud’ların, Ertuğrul ve Dündar Bey’lerin, Osman Gazi’nin, Orhan Gazi’nin, Fatih’lerin orduları; halkın tamamının eli silah tutan insanlarından oluşmaktaydı.

Çanakkale Savaşı’nı hatırlayınız…

13-15 yaşındaki vatan evlatları bile savaşmıştır, kanlarını akıtmıştır, canlarını vermiştir o zaferin elde edilmesi ve Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızın ilk kıvılcımının çaktırılabilmesi için.

Birinci Kurtuluş Savaşı’mız da yine aynı şartlarda savaşılarak zafere ulaşmıştır ve bu vatan toprakları bize atalarımızdan yadigâr olarak bırakılabilmiştir. Onların emanetidir bu vatan ve o emaneti gelecek kuşaklara devretmek, bizlerin boynunun borcudur.

Tüm Harp Tarihi uzmanları şu ortak kanaattedirler ki; en etkili savaş silahı, en yüksek motivasyon gücüyle donatılmış insandır.

Askerleri moral değere sahip olmayan bir ordunun savaş kazanması çok zordur, imkânsıza yakındır…

Zaferin teminatı için, askerlerin ortak moral değerlerle dolu olmaları gerekir. Başlarındaki komutana sonsuz güven duymaları gerekir.

Tabiî haklı bir dava için savaşıyor olduklarına yürekten inanmaları gerekir.

Ve çağın gerektirdiği modern savaş araç gereçlerini kullanmakta son derece deneyimli olmaları gerekir.

İşte böyle bir ordu, zaferden zafere koşar…

Kutsal bellediği ortak hedeflerine ulaşmak için, her bir asker gözünü kırpmadan ölümü göze alır ve canını verebilir.

Bedelli Askerlik ne demektir?

Parası olan, ense göbek keyif ve zevk yapacak, eline silah alıp cepheye gitmeyecek; yoksul halk çocukları, onların yerine de gidecek, savaşacak, ölecek, öyle mi?

Öyle…

İşte millet gençlerini böylesine iki zıt kutba yerleştirirseniz, onları birbirlerine karşı, hadi düşmanlaştırırsınız demeyelim ama, saygısızlaştırırsınız, sevgisizleştirirsiniz. Halk çocuklarını ahmak yerine koyarak, onların yüreğinde açtığınız yarayı asla onaramazsınız. Ruhlarını örselersiniz.

Vatan aşkı üzerine olan duygularını tahşis edersiniz. Yani bulanıklaştırırsınız…

Böylece de onlardaki ruh gücünü, motivasyon gücünü tahribata uğratırsınız…

İşte bu, Türk Ordusu’na yapılmış en etkili ihanetlerden biri olur.

Kaçak Saray’ın Sultanı Tayyip de bir zamanlar, bu derinlikte olmasa da, çok yüzeysel bir seviyede olsa da, bizim bu görüşlerimize benzer düşünceler ileri sürmekteydi.

Ama sonradan, hemen her konuda yaptığı gibi, bu konuda da önce savunmuş olduğu görüşünü terk edip onun yüz seksen derece karşısına geçti ve zıt bir görüş savunur ve daha da kötüsü, onu uygular oldu.

İşte videosu. Kendisi anlatsın bu fırıldak gibi dönüşünü:

https://youtu.be/Z1njgcYGHw8

Videonun Tapesi:

Mart 2011:

Tayyip Erdoğan: Şahsen böyle bir sorumluluğun altına Tayyip Erdoğan olarak giremem. Çünkü parası olan var parası olmayan var. Parası olan bastıracak parayı askerlikten kurtulacak, eee parası olmayan da gidecek askerlik yapacak. Kimlerle görüştüysem ben kenar köşedeki, izbe yerlerdeki vatandaşım; onlar hiç bu işe sıcak bakmıyor. Biz yola çıkarken kimsesizlerin kimi olarak çıktık, sessiz yığınların sesi olarak çıktık. O zaman sormamız lazım, ona göre adımımızı atmamız lazım.

Kasım 2011:

Tayyip Erdoğan: Bedelli askerlik yasa tasarısının ayrıntılarına girmeden önce şu hususu da vurgulamak durumundayım, heyecanlanıyorsunuz biliyorum!

Şu anda çalışmalarımızın sonuna gelmiş bulunuyoruz. Şöyle bu hafta içinde olmazsa bile önümüzdeki hafta bu işi tamamlayıp hemen adımı atacağız ve bedelli askerlikle ilgili inşallah yasayı çıkarmış olacağız.

***

Yukarıda da söylediğimiz gibi, arkadaşlar, Tayyip’in her iki ucunu da savunmadığı hiçbir görüş olmamıştır bugüne kadar. O, durup dinlenmeden fırıldak gibi döner. Rüzgâr gülü gibi döner. Öyle de oynar, böyle de… Tersini de oynar, yüzünü de…

Onda tutarlılık diye, sözünün eri olmak diye, içtenlikli olmak diye bir durum asla söz konusu olmamıştır.

Dikkat edelim, yukarıdaki videonun son cümlelerine:

En koyu ihanet içindeyken bile, “inşallah” diyerek din sömürüsü yapmaktan elini çekmemektedir, dilini çekmemektedir.

Dedik ya; din, onlar için ihanet ve hırsızlıklarını örten bir maskedir, bir zırhtır, bir peçedir, bir örtüdür…

Düşünün bir kere…

Bu din alıp satmak suretiyle insanları Allah’la aldatmış olmasalardı, bunca ihanetinden dolayı, hırsızlığından dolayı, halkımız bunları, Tayyip’in yıllar önce binme gafletinde bulunduğu beygir gibi çoktan sırtından atardı…

Fakat Muaviye-Yezid Dini’nin ya da CIA-Pentagon Dini’nin afyonuyla uyutulmuş, meczuplaştırılmış kitleleri Allah’la aldatmak çok kolaydır.

Onları defalarca aldatırsınız Allah’la ve ihanet ve vurgunlarınızı ara vermeksizin sürdürüp gidersiniz.

Bu sahte dinin, Kur’an ve Hz. Muhammed’le zerrece ilgisi olmayan dinin afyonu, en güçlü uyuşturuculardan bile daha uzun süren bir etkiye sahiptir. Yediniz mi o afyonu, zihin hasarına uğratılırsınız. Artık ayılmanız, gerçek dünyayla, olaylarla, toplumla bağ kurup gözlem yapmanız mümkün olmaz.

Tayyipgiller İktidarı, Türk Ordusu’na ettikleri bu ihanetle de yetinmemişler, medyadan edindiğimiz haberlere göre.

Pilavüstü döner gibi ihanet üstü vurgun yapmışlar üstelik de…

Birkaç gün önce yasal kılıf giydirdikleri bu son Bedelli Askerlik ihanetiyle kaç insandan para toplayacak bunlar?

Ve o insanların üzerine giydirdikleri elbiseyi nereden alacaklar?

İşte onlarla ilgili de insanı isyan ettiren gerçekler, arkadaşlar:

***

“AKP’nin bedelli askerlikteki temel eğitim ısrarının arkasında Albayraklar grubuna ait Ereğli Tekstil firması var”
CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım, TBMM Genel Kurulu sırasında yaptığı konuşmasında AKP’nin temel eğitim ısrarının arkasında Konya’da üretim yapan Albayraklar grubuna ait Ereğli Tekstil firmasının olduğunu iddia etti.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda verilen önergeyle bedelli askerlikten yararlanmak için öngürülen şartlarda değişikliğe gidildi. Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişikli Yapılmasına Dair Kanun Teklifi kapsamında TBMM Genel Kurulu’nda yapılan görüşmelerde 28 gün olarak öngürülen temel eğitim süresi 21 güne çekildi.

Yaş 25, gün 21, ücret 15 bin lira

Teklifin ikinci maddesinde ise daha önce 28 gün olarak belirlenen 25 yaş sınırlı bedelli askerlik süresinin 21 güne indirilmesi için AKP imzasıyla önerge verildi. Kabul edilen önerge ile bedelli askerlik eğitim şartı 21 güne indirilirken, ücret 15 bin lira olarak belirlendi.

Bedelli askerlik yapacaklardan gelen tepkilere ve ittifak ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin temel eğitimin verilmesine gerek olmadığını söylemesine karşın AKP, önerisini geri çekmedi. İleri Haber’den Merve Akbaş’ın haberine göre, AKP ’nin temel eğitim süresindeki ısrarı üzerine çok önemli bir iddia ortaya atıldı. Söz konusu haber aynen şöyle devam ediyor:

CHP Uşak Milletvekili Yalım TBMM Genel Kurulu sırasında yaptığı konuşmasında AKP’nin temel eğitim ısrarının arkasında, Konya’da üretim yapan Albayraklar grubuna ait Ereğli Tekstil firmasının olduğuna dikkat çekti.

TSK’nin elbise ihtiyacının yüzde 40’ını tek başına karşılıyor

Bedelli askerlik düzenlemesine yaklaşık 1 milyon 324 bin vatandaşın başvuracağı düşünüldüğünde TSK’nin elbise ihtiyacının yüzde 40’ını tek başına karşılayan yandaş Albayraklar Ereğli Tekstil’in servetine servet katması bekleniyor.

CHP’li Yalım’ın konuya ilişkin olarak Meclis’teki konuşmasının ilgili kısmı şöyle:

“Diğer bir taraftan değerli arkadaşlarımız, biliyorsunuz, konu bitmiyor, çok sayıda vatandaşımız… Özellikle bu konunun altını çizerek belirtmek istiyorum. Neden yirmi bir günde ısrar ediyor Cumhurbaşkanı? Bu benim kendi fikrim değil ancak gelen talepleri de biz halkın Meclisinde, milletin vekili olarak dile getirmek zorundayız. Bakın, bir tane firma var Konya’da Ereğli Tekstil. Türk Silahlı Kuvvetlerinin elbise ihtiyacının yüzde 40’ını tek başına karşılıyor. İşte, bu firmanın yönetim kurulu benim dikkatimi çekti, sizlerle paylaşmak istiyorum. Yönetim Kurulu: Faruk Albayrak, Muzaffer Albayrak, Mesut Muhammed Albayrak. Takdiri yüce Türk milletine bırakıyorum. Bunu sosyal medyada birçok vatandaşımız, genç kardeşimiz gönderdi. Acaba yirmi bir gün temel mecburiyeti bir yerlere mi dayanıyor? Takdir sizlerin diyorum.”

“21 günlük askerliğin arkasında rant var”

Yalım’ın bu sözleri AKP’nin 21 günlük bedelli askerlik ısrarının arkasında bir rant arayışı olduğu tartışmalarını başlattı.

İddiaların merkezinde yer alan Ereğli Tekstil 1997 yılında Albayraklar grubu tarafından satın alındı. 1937 yılında Sümerbank tarafından kurulan Ereğli Entegre Tekstil Fabrikası, Bakan Berat Albayrak ’ın ailesinin sahibi olduğu Albayrak Grubu tarafından 1997 yılında satın alındı.

Yönetim Kurulu Üyeleri :

Faruk Albayrak – İBB Spor Yönetim Kurulu ve Albayraklar Holding Yönetim Kurulu Üyesi

Muzaffer Albayrak– Albayraklar Holding Yönetim Kurulu Üyesi

Mesut Muhammed Albayrak – Albayraklar Holding Yönetim Kurulu Üyesi

Ömer Bolat – AKP MYK üyesi ve Albayraklar Holding CEO’su (https://t24.com.tr/haber/akpnin-bedelli-askerlikteki-temel-egitim-israrinin-arkasinda-albayraklar-grubuna-ait-eregli-tekstil-firmasi-var,672179)

***

Gördünüz mü, ihanetin ve vurgunun boyutunu, arkadaşlar?

Kuvayimilliye yadigârı Sümerbank’ın halkımıza hizmet için kurmuş olduğu entegre tekstil fabrikasını yok fiyatına alıyorsunuz ve orada ürettiğiniz kumaşlarla Türk Ordusu’nun üniforma ihtiyacının yüzde 40’ını sağlıyorsunuz…

Ne tatlı vurgun, değil mi?

Kaç kişinin başvuracağı öngörülmüş bu son Bedelli Askerlik uygulamasına?

Yukarıdaki haberden öğrendiğimize göre 1 milyon 324 bin.

Bu kadar insanın yüzde 40’ının üniformasını kim tedarikleyecekmiş?

Damat Berat’ın sülalesine ait olan tekstil fabrikası…

Bedelli Askerlik için başvuran her insandan Tayyipgiller 15 bin lira alacaklar. Damat Berat’ın akrabaları da o insanların yüzde 40’ı için sattıkları üniformadan milyarlar kazanacaklar…

Yani AKP’giller, her kademesiyle vurgundan pay alacak…

Yukarıda da dedik ya; ihanet ve vurgunun üstünü bunlar devamlı surette din çarşafıyla örterler, diye…

İşte evvelki gün Tayyip, Çamlıca Tepesi’ne sadece bu amaçla kondurduğu caminin önündeydi. İşte resmi:

Ne diyor Tayyip, bu görüntüleriyle?

“Görüyorsunuz işte, ben böyle görkemli camiler yaptırıyorum. Anlayın ki, çok dindarım. Bu sebeple de Müslüamın diyen bana biat etmeli. Bana oy vermeli, beni alkışlamalı. Bana Reis demeli, Başkan demeli, Dünya Lideri demeli, Asrın Lideri demeli, İslam’ın Savunucusu, Koruyucusu demeli; dolayısıyla da benim bir dediğimi asla ikiletmemeli.”

Bugüne kadar başarılı oldular, bu ihanetlerinde, vurgunlarında, din alıp satmalarında. Ama insanlarımızda da artık yavaş da olsa bir uyanış başladı. İşsiz, aç, yoksul insanlarımız, “Yahu biz bunca çile çekiyoruz, bunca sefalet çekiyoruz, bu adamların bütün sülaleleri dolar milyoneri be! Bu işte bir bit yeniği var. Galiba biz oyuna getiriliyoruz, aldatılıyoruz devamlı.”, diye bir düşünce içine girmeye başladı.

Bu düşünceye sahip olanlar giderek artacak. Ve görüşleri daha da berraklaşıp keskinleşecek. AKP’giller’in yukarıda anlattığımız içyüzlerini bütün çıplaklığıyla görmeye doğru ilerleyecek.

Ve bütün halk düşmanı, hain despotlar gibi, bunların da, iktidarlarının da sonu gelecek!

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

7 Ağustos 2018

Nurullah Ankut

HKP Genel Başkanı