Hayvanı ayağından insanı sözünden asarlar!
Taksim İsyan-Direnişimizin 15’inci günü sabah saat 07.30’da polis Taksim’e ve Gezi Parkı’na saldırdı.
Sabah saat 07.30’da polisin Taksim Meydanı’na girişinden itibaren Vali Hüseyin Mutlu, hem basına hem de twitter üzerinden Gezi Direnişçilerine sadece Taksim Alanı’ndaki (Atatürk Kültür Merkezi’ndeki ve Taksim Anıtı’ndaki) pankart ve flamaları temizlemek için geldiklerini, Taksim Alanı’na ve Gezi Parkı’na herhangi bir müdahaleyi amaçlamadıklarını, tekrar tekrar söyledi. En son saat 11.00’daki basın toplantısında bunu bir kez daha tüm Türkiye’nin ve dünyanın gözlerinin içine baka baka tekrarladı: “Gezi Parkı’na saldırı olmayacak, söz veriyorum”, dedi.
Aradan daha birkaç saat geçmeden polis Gezi Parkı’ndaki Partimizin standına ve diğer stantlara saldırdı. Standımızda asılı bulunan tüm pankartlarımızı ve posterlerimizi yırtmak, indirmek istedi. Direnmemiz üzerine bu saldırısını tamamlayamadı. Sadece Deniz, Mahir, Che posterlerimizi kısmen yırtabildi.
Polisin Taksim Alanı’na çıkışından kısa bir süre sonra devrimciler küçük gruplar halinde direnmeye çalıştılar. Onlara polis vahşice saldırdı. Tazyikli su sıktı, gaz bombaları, ses bombaları attı. Polis vahşeti bir kez daha sahne almıştı. Ve bu vahşet saatlerdir sürüyor.
Haklı davaları uğruna polisle çatışmak durumunda kalmış insanların savunma amacıyla taş atmaları, barikat kurmaları, Tayyip’in kara çalmak amacıyla söylediği gibi, “Vandalizm” diye isimlendirilemez. Buna olsa olsa ancak meşru nefis savunması denebilir.
Fotoğraflarda da görüleceği gibi polis, devrimci önderlerin posterlerinden bile korkmakta; onları saldırılacak ilk hedef olarak seçmektedir.
Tüm Türkiye, “Her Yer Taksim Her Yer Direniş” sloganına şu ana kadar sahip çıkmıştır; bundan sonra da sonuna kadar sahip çıkacaktır.
AB-D uşağı Tayyipgiller’in Taksim Vatanımıza, doğamıza, parkımıza saldırmasına, değerlerimizi çiğnemesine asla izin vermeyeceğiz! 11.06.2013, Saat: 15.51
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi