Halkın Kurtuluş Partisi Olarak Türkiye’nin çeşitli illerinde meydana gelen orman yangınlarıyla ilgili Tayyip Erdoğan…

Halkın Kurtuluş Partisi Olarak Türkiye’nin çeşitli illerinde meydana gelen orman yangınlarıyla ilgili Tayyip Erdoğan, Bakanlar, Valiler, Türk Hava Kurumu Yöneticileri hakkında “Kamu Görevini Kötüye Kullanma”, “Kamu Görevinin İhmali” ve “İhaleye Fesat Karıştırma” suçlarından suç duyurusunda bulunduk

Ülkemiz günlerdir alev alev yanıyor. Ormanlarımızdan yükselen alevlere, o alevlerin içinde acı çeke çeke, bağıra bağıra yanan hayvanlara, yerleşim yerlerinde naçar kalan insanlarımızın feryatlarına can dayanmıyor. Halkımızın evi, tarlası, bahçesi, hayvanları, samanı yanmış; evinden, barkından geriye savrulan küller kalmış. İnsanlarımız ciğerlerinin yangısı ile çaresizlikle seslerini duyurmaya çalışıyorlar, orman işçilerimiz, itfaiyecilerimiz cansiparene çalıyor, yaşamlarını yitiriyor ama iktidardaki zalim AKP’giller’den tek bir önlem, tek bir insani davranış yok.  Halkımızla alay ediyorlar, çay dağıtıyorlar bu vicdansızlar, insanlıktan nasibini almamış bu dördüncü tür yaratıklar.

Türkiye’nin en halksever, en insansever, en doğasever, en yurtsever, en hayvansever partisi olan Halkın Kurtuluş, Parababaları düzeninin halkımıza çektirdiği bu acılara, doğada yaptığı bu tahribata ve işledikleri suçlara bu kez de sessiz kalamazdı. Hep yaptığımız gibi, tarihe not düşmek amacı ile 2 Ağustos 2021 Salı günü, HKP Genel Sekreter Yardımcısı, İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak tarafından Tayyip Erdoğan, Bakanlar, Valiler, Türk Hava Kurumu Yöneticileri hakkında “Kamu Görevini Kötüye Kullanma”, “Kamu Görevinin İhmali” ve “İhaleye Fesat Karıştırma” suçlarından İzmir Cumhuriyet Savcılığı kanalıyla Ankara Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuştur.

Yapılan suç durusunun ardından, HKP İzmir İl Örgütünün katılımı ile İzmir Bayraklı Adliyesi önünde parti bayraklarımız, “THK Uçaklarına Ne Oldu?”, “Yangın Bölgesi Olan Ülkemizde Niçin Acil Yangın Söndürme Önlemleri Alınmadı?” dövizlerimiz ve “Yangın Tekbirle Sönmez. Akılla, Bilimle ve Her Türlü Devlet Olanağının Seferber Edilmesiyle Söndürülür” pankartımızı açarak basın açıklaması gerçekleştirdik. Basın açıklamasını HKP Genel Sekreter Yardımcısı, İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak yaptı. Çolak, konuşmasında şunları dile getirdi:

“Saygıdeğer Halkımız;

Halkın Kurtuluş Partisi bugün bir suç duyurusunda daha bulundu. 6 gündür Manavgat, Marmaris, Bodrum başta olmak üzere, arkasından Milas, Köyceğiz, Mersin hatta Tunceli Hozat’ta olmak üzere ormanlarımız cayır cayır yanmakta. Ormanlarımızın üzerindeki tüm canlılar cayır cayır yanmakta. Halkımız evsiz, barksız kalmakta. Ürünleri tamamen kullanılamaz hale gelmiş durumda. Dolayısıyla 6 gündür Türkiye Halkının yüreği cayır cayır yanıyor.

Peki, bu sıcakların bu kadar yoğun olduğu meteorolojik bilgilere göre önceden tahmin edildiği halde, ülkemizin aynı zamanda bir yangın kuşağında olduğu bilindiği halde ve yangın çıkan bölgelerimizde de hava sıcaklığının her zaman daha yüksek olduğu bilindiği halde bu devlet ne yapmaktadır?

Tek kelimeyle devlet uyumaktadır, devlet kendi halkına yalan söylemektedir.

Çünkü gerçekten bütün kurum ve kurallarıyla işlemiş olan bir devlette yangına önlemler alınır. Yangınla ilgili örgütlenmiş yangın kurtarma ekipleri, Orman Bakanlığının diğer personelleri dâhil olmak üzere, bu konuyla ilgili Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri çıkartılmış yönetmelikler ve kanunlar çerçevesinde, hatta Valilerin bile yangın söndürmek amacıyla sivil ve resmi kurumların araçlarını seferber etme yetkileri olduğu halde 6 gündür maalesef havadan müdahaleler, o da 2’inci günün sonunda, sadece 3 tane Rus uçağına bırakılmıştır.

Oysa değerli Halkımız;

Bu ülkenin Cumhuriyet yadigârı Türk Hava Kurumu var. Mustafa Kemal’in bu ülkeye armağan ettiği köklü bir kurum var. Türk Hava Kurumunun yangın söndürme uçakları var. Eski Başkanının verdiği bilgiye göre 12 tane Türk Hava Kurumunun yangın söndürme uçağı şu an hangarlarda bekletilmektedir. Bunun üstüne bir de kalkıp devletin en tepesindeki kişi, kendinden talimat gelmedikçe, kendinden emir gelmedikçe bakanının da, bürokratının da hiç kimsenin adım atmadığı, çok affedersiniz ama tuvalete giderken dahi onun talimatını beklediği kişi ne diyor?

“Türk Hava Kurumunun böyle bir uçağı yok, yalan söylüyorlar” diyor.

Öbür taraftan Bakan ne diyor, Tarım Orman Bakanı? Efendim hangarlardaki uçaklar 60 yıldan beri kalmış antika uçaklarmış. Onların yangın söndürmede işlevleri yokmuş. Yani birisi yalan söylüyor. Biri diyor ki uçak yok, biri diyor uçak var ama hareket etmiyor.

Peki, Bekir Pakdemirli sen orada bostan korkuluğu musun? Niye o uçakları tamir ettirmiyorsun? Hatalı olduğunu, arızalı olduğunu kabul ettiğimizde dahi. Yani bunlar yıllar önce Türk Hava Kurumunu kayyuma teslim ederek de Mustafa Kemal gelenekli kurumun bu süreçteki etkili müdahalesinin önüne geçmek istediler. Dolayısıyla tedbirsizlik. Bu davranışlarıyla kamu görevini kötüye kullanmışlardır, en hafifinden bu görevi ihmal etmişlerdir. Bu ikisi de suçtur.

Değerli Halkımız;

Yangın süreci ilerledikçe bakın ne diyorlar; son gün Orman Bakanı, “yangınların olduğu bölge belediyelerin sorumluluğundadır” diyor. Ya sen belediyeleri yangına müdahaleye karıştırmıyorsun ki. Belediyeleri yok sayıyorsun ki. Bakın dün Tunceli’de Hozat’ta çıkan yangında, Tunceli Belediye Başkanı, Hozat Belediye Başkanı müdahale etmek istiyor, önüne polis barikatı kuruyorsunuz. Peki, bu memleketten siz ne istiyorsunuz? Bu ormanların yanmasından sizin ne çıkarınız var? Bu yangınlarla birlikte eş zamanlı olarak meclisten çıkardıkları 7334 Sayılı Kanun’da yaptıkları değişiklik de dikkat çekmektedir. Turizmi Teşvik Kanunuyla bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanundur bu. Burada orman vasfı olsun olmasın ya da turizm bölgesinde olsun olmasın, Cumhurbaşkanına yetki verilerek bu ormanların turizme açılması kanunlaştırıldı değerli Halkımız.

İşte bu nedenle, doğaya, çevreye, tarihe, hayvana ve Türkiye Halkına karşı suç işlemektedir bu siyasi iktidar. Ve hepsinden acısı değerli halkımız, insanlar acılarıyla boğuşurken bir gece yarısı Marmaris’e onlarca konvoyuyla giderek oradaki trafiği de kestirerek o yangına müdahale edecek olan itfaiyeleri ya da yangın araçlarını da durdurarak konvoy geçişleri yapan Tayyip Erdoğan insanların acılarıyla alay edercesine çay fırlatıyor. Ya arkadaş siz kimsiniz? Nesiniz? Duygusuz musunuz? Allah için bir duygulanın, insanların acısına ortak olun. Koyun can derdinde, insanlar can derdinde bizimki çay derdinde. Olmaz olsun senin böyle yöneticiliğin.

Değerli arkadaşlar;

Dün akşamın haberi, Avrupa Birliği 3 tane uçak göndermeye karar vermiş. 2 tane İspanya’dan 1 tane Hırvatistan’dan. Açıklanan karar: “Türkiye Devleti’nin talebi üzerine 3 uçak gönderdik” diyorlar. Yani bizimkiler o kadar itibarlı ki tırnak içinde söylüyorum, 3 tane uçak istiyor. Niye 13 tane istemiyorsun? Niye 30 tane istemiyorsun? Niye 6 gün bekliyorsun? Cayır cayır yandı bu güzelim memleket, ondan sonra 3 tane istiyorsunuz ve işin trajik yönü de ne biliyor musunuz? Avrupa Birliğinin gönderdiği uçaklar da, bunların Türk Hava Kurumu hangarlarında beklemeye aldıkları, devreye sokmadıkları uçaklarla aynı uçaklar. Dolayısıyla demek ki Türk Hava Kurumu’nun uçakları da bu yangının söndürülmesinde çok ciddi görev alabilirdi ama siz vermediniz bu görevi. Kaldı ki o kurumun eski yöneticileri de açıklama yapıyor, eğer uçaklar devreye sokulsaydı yangın şimdiye kadar söndürülürdü diyorlar. Dolayısıyla siz bu ülkeye, bu halka niye düşmanlık yapıyorsunuz?

Anayasanın 169’uncu maddesi çok açık, Anayasanın 169’uncu maddesi, ormanların korunması, geliştirilmesi, mülkiyet hakkında devlete büyük sorumluluklar vermiştir. Orman Kanunu bu ülkedeki en katı kanunlardan bir tanesidir. Orman suçlarında af mümkün değildir. O zaman bunlarda Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Orman Bakanı, İçişleri Bakanı, Valiler, Türk Hava Kurumu’nun ne diyelim emanetçi başkanı, diğer yöneticileri bu suçu işlemiştir. Bir şey daha belirtmek istiyorum, kusura bakmayın içimiz yanıyor, çok konuşuyorum, biliyorum. Halkın Kurtuluş Partisi niye bu suç duyurularında bulunuyor? Çünkü sizlerin içinizden geçenlere tercüman olmak için. Biz tarihi sorumluluklarımızı yerine getirmek için bu suç duyurusunda bulunuyoruz.

Meclistekiler uyuyor. Onlar yarın, Salı günü geyik muhabbeti çevirecekler göreceksiniz. Onları televizyondan izleyin. Bizi burada ancak görebilirsiniz.

Bu ülkede organize olmuş bir Türk Silahlı Kuvvetleri var. Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda da doğal afetlerde TSK’nın devreye sokulacağı yazılmaktadır ve TSK deprem, sel, yangın gibi geçmişteki tüm doğal afetlerde ciddi görevler almıştır. O zaman şimdiye kadar TSK niye devreye sokulmuyor? Deniz Kuvvetleri Komutanlığının emrindeki gemiler niye devreye sokulmuyor? O işi bilen insanlar açıklama yapıyor, Deniz Kuvvetleri kontenjanındaki bütün gemilerin yangına karşı tertibatlı oldukları da söyleniyor. Size bunları kim anlatıyor? Size bunları kim söylüyor? Buyurun biz söylüyoruz ama bunlar bildiklerini okumaya devam ediyorlar, yani itibarlılar ya. İtibarlarından tasarruf etmiyorlar, halka kan kusturuyorlar.

Bakın bir utanmaz açıklama daha yayınlandı sosyal medyada. TOKİ çok büyük bir iş yapmış gibi bunlarla dalga geçercesine hala yangınlar devam ederken, sözde o yöresel mimariye uygun projeler hazırlamışlar. Ya alın başınıza çalın, zaten bu ülkeyi beton cennetine çevirdiniz. O hiçbir mimari estetiği olmayan beton yapılarıyla yandaşlarınıza bir sürü rant elde ettirdiniz. Buradan da rant elde edeceksiniz. Lanet olsun sizin projenize be!

Değerli Halkımız;

Bunlar bakın polis bunu bile çekemiyor, halkımızın bize ilgi duymasını bile çekemiyor, bu da görev suçu işliyor aslında. Aslında polisin de derdine tercüman oluyoruz, onun da eminim akrabaları, tanıdıkları vardır o bölgede. Niye, bırak insanlar izlesin. Yani itiraz etmezsek, mücadele etmezsek, örgütlenmezsek, Halkın Kurtuluş Davasında kendimiz nefer olarak yer almazsak, Halkın Kurtuluş Partisine üye olmazsak daha çok ıstıraplar çekeceksin Halkımız.

Bitirirken şunu söylüyorum;

Ey Bekir Pakdemirli o uçaklar 60’lı yıllardan kalan antika, demode uçaklar filan değil. Senin kafan antika, senin en küçük bir Ulusal değer taşımayan, ümmetçi kafan yani Ortaçağ özlemi ile dolu olan kafan antika. Onun için, sizin için yeşilin bir önemi yok, doğanın bir önemi yok, siz sadece yeşili dolarda ararsınız, doların yeşilini ararsınız.  O kadar hayvanların evsiz kalması, cayır cayır yanmasının bir önemi yok. O nedenle Ortaçağcı Tefeci-Bezirgân iktidarı 19 yıldır aynen toplumu Ortaçağın karanlığına götürebilmek için; eğitimde, sağlıkta, sanatta, kültürde, bilimde, edebiyatta olduğu gibi yangın söndürme işinde de en küçük bir akılcı, mantıklı ve bilimsel çaba göstermemiştir.

Bazı şerefsizler çıkmış, tekbir getirin diye insanlarla dalga geçmektedir. Tekbirle yangın sönmez aklı ve bilimi kullanarak, eldeki teknolojiyi sonuna kadar kullanarak bu yangınlar söndürülür. Bu nedenle bunların Antika Ortaçağcı kafasını bu ülkede yerle bir etmezsek, Ortadoğu’nun birbirini boğazlayan halklarına çevirecekler bizi.

Ne olursunuz Halkımız uyanalım, toparlanalım, örgütlenelim. İşte Halkın Kurtuluş Partisi bunun için can siperane mücadele ediyor.

Saygılar sunarım.”

Tüm devrimci inancımız ve mücadele kararlılığımız ile gerçekleştirdiğimiz basın açıklamamıza “Sorumlular Halka Hesap Verecek”, “Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek”, “Davamız Halkın Kurtuluş Davasıdır”, “Halkız Haklıyız Yeneceğiz” sloganlarımız ve bizleri ilgi ile izleyen halkımızın alkışları eşlik etti. 

                                                                                     02.08.2021    

HKP Genel Merkezi

 

Print Friendly, PDF & Email