HALKIN KURTULUŞ DAVASINDA DÜŞEN DENİZ – YUSUF – HÜSEYİN YOLDAŞLAR ÖLÜMSÜZDÜR!

HALKIN KURTULUŞ DAVASINDA DÜŞEN DENİZ – YUSUF – HÜSEYİN YOLDAŞLAR ÖLÜMSÜZDÜR!

Deniz Gezmiş kendi sesinden savunma…

Günler ağır.
Günler ölüm haberleriyle geliyor.
En güzel dünyaları
                             yaktık ellerimizle
ve gözümüzde kaybettik ağlamayı:
bizi bir parça hazin ve dimdik bırakıp
                                  gözyaşlarımız gittiler
ve bundan dolayı
                 biz unuttuk bağışlamayı…

Varılacak yere
                kan içinde varılacaktır.
Ve zafer
          artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar
                                   tırnakla sökülüp
                                               koparılacaktır…

 

     Diyor ünlü ozanımız Nazım Hikmet 1941 yılında. Bu sözler söylendiği zaman Deniz, Yusuf, Hüseyin hayatta yoktular. Fakat bu şiirin yazgısını paylaştılar. 25 Temmuz 1968’de Vedat Demircioğlu’nun öldürülmesiyle kanlı yüzünü bir kez daha ortaya çıkaran emperyalist düzene karşı Deniz, Yusuf ve Hüseyin hiç durmadan, bıkmadan, yılmadan savaştılar genç yaşlarında.

     27 Mayıs Politik Devrimi’nin getirdiği nispi de olsa özgürlük ortamı, işçilerin, köylülerin, öğrencilerin bir parça da rahat nefes almasına yol açmıştı. Sosyalist Kültür genç kuşaklarda yeşermeye başlamıştı.  Yaşadıkları dönem, dünya ve Türkiye’de “68 Kuşağı” diye adlandırılan ve gençliğin düzene tepkilerini ortaya koyduğu dönemdi aynı zamanda. Bu ikisi birleşince, Jön Türk Gelenekli Aydın Gençliğimiz; Deniz-Yusuf-Hüseyin ve Mahirler şahsında, Halk Kurtuluş Savaşında en öndeki yerini almıştır korkusuzca. Bildiğimiz gibi, Türkiye Devrimi’nin orijinalitesidir gençliğin devrimci niteliği.

     İşte Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan bu ortamda bulundukları üniversitelerde kararlılıkları, devrime olan inançları, cesaretleriyle bir adım öne çıkmışlardı.

     Deniz Gezmiş çevresinde gözü pek, şakacı kişiliğiyle, Yusuf Aslan cesareti, dayanıklılığıyla, Hüseyin İnan da ağırbaşlılığı az ve öz konuşmasıyla tanınırdı.

     Bu üç devrim neferi, 6’ncı Filo’yu protesto eylemlerini, işçi-köylü eylemlerini, Tam Bağımsızlıkçı Mustafa Kemal Yürüyüşlerini gerçekleştirdikleri gibi ölüme de beraber gittiler.

     Bu üç kızıl karanfilin ölüme giderken son sözleri şöyle oldu hatırlayacağımız gibi.

     “Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın Türk ve Kürt Halklarının kardeşliği! Yaşasın İşçiler, Köylüler! Kahrolsun Emperyalizm!”diye haykırdı Deniz.  

     “Ben, halkımızın bağımsızlığı için bir defa ve şerefle ölüyorum. Fakat bizi asan sizler, şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz! Biz halkımızın hizmetindeyiz. Sizler Amerika’nın hizmetindesiniz. Yaşasın Devrimciler! Kahrolsun Faşizm!” diye haykırdı Yusuf.

     “Ben, hiçbir şahsi çıkar gözetmeden, halkın mutluluğu için savaştım. Bu bayrağı bu ana kadar şerefle taşıdım, bundan sonra da bu bayrağı Türkiye halkına emanet ediyorum… Yaşasın işçiler ve köylüler! Kahrolsun Faşizm” diye haykırdı Hüseyin.

     Gencecik yaşlarına rağmen ölümden korkmadılar, ölümü; “hoş geldi sefa geldi” diyerek kabul ettiler. Çünkü uğruna öldükleri davanın ne kadar yüce olduğunu biliyorlardı.

     Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan; 1920’de kurulan ve Lenin’in ve Komünist Enternasyonal’in şubesi olan Gerçek TKP’nin, O’nun önderi Hikmet Kıvılcımlı’nın ve bugün de Partimizin ödün vermeden kararlılıkla savunduğu üç ilkenin de savunucularıydılar. Onlar sapına kadar; Antiemperyalist, Antifeodal, Antişovenisttiler.

     Bu ilkelere son derece bağlıydılar. Ki zaten yaptıkları fiili eylemler ve yazdıkları yazılarda bu bağlılığın göstergeleriydi. Şimdi onların devamcılarını olduklarını ileri süren ardılları ne Deniz’in, ne Yusuf’un, ne de Hüseyin’in ideolojisine, savundukları değerlere sahip çıkmıyorlar. Hatta üç kızıl karanfilin savundukları değerlerin tam tersini savunuyorlar. Yeni Sevr’i (Emperyalizmi), Türbanı (Şeriatı), ikinci İsrail’i (Kürt Sorunu’nda emperyalist çözümü) savunuyorlar. Kısacası bugün onlar, ABD’nin “Project Democracy” sini savunuyorlar.

     Fakat biz Halkın Kurtuluş Partisi olarak, Kurtuluş Partisi Gençliği olarak; Denizler’in, Yusuflar’ın, Hüseyinler’in, Mahirler’in yücelttiği davayı zafere ulaştırmak için omuzlarımıza almış durumdayız. Onların idealleri bugün bizim mücadelemizde vücut buluyor.

     Onların mücadelelerine sonuna kadar sahip çıkmaya ve zafere ulaştırmaya hazırız!

 

Ölülerimiz…
Sesleri dünyamız kadar bilge.
Birazdan kalkacaklarmış gibi
uzanıp bir sipere
koyulaşan…
Ölülerimiz…
Bakışları
uçmaya hazırlanan bir kartal kadar çevik,
vurgunum
gizleyemem.

Sen bağrımı amansızca zorlayan siyahlık
unutma
öldürmekten daha kuvvetlidir ölebilmek.

     Şan olsun Deniz-Yusuf-Hüseyin’e!

     Devrim şehitleri ölümsüzdür!

 

 

HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ

GENEL MERKEZİ

Print Friendly, PDF & Email