Hain ve zalim iktidar ve destekçisi olan sahte muhalefet

Öyle görünüyor ki bu hainler haini çete, iktidarda kaldığı son güne kadar ihanetlerine, zalimliklerine hiç ara vermeksizin ve hiç hız kesmeksizin devam edecek.

Öyleyse yapılması gereken ilk ve en önemli şey, bu ihanet çetesini, bu çıkar amaçlı suç örgütünü iktidardan tekerlendirip kanunlarla çalışan bağımsız ve tarafsız bir mahkemenin önüne çıkarmaktır.

Bu çetenin 17 yıldan bu yana işlediği binbir suçun tek faili kendilerinden ibaret değildir aslında. Meclisteki Beşli Çete’nin diğer ayaklarını oluşturan ve muhalefet rolü oynayan Amerikancı Hainler Güruhu da bu zulümkâr hırsızlar örgütünün, hainler örgütünün, vatan satıcıları örgütünün suç ortakları arasındadırlar.

Somut ve kesin bir örnek verelim:

Bu hainler çetesinin şefi Kaçak Saraylı Hafız’ın diplomasız olduğunu yani en son mezun olduğu okulun, ikmalde Kur’an ve Arapça derslerini zor bela vererek diploma aldığı okulun Fatih İmam Hatip Lisesi olduğunu, Meclisteki bu sahte muhalefeti oluşturan Amerikancı partilerin tamamı bilmektedir. Hem de adları gibi.

Yine muhalif rolü oynayan burjuva ve küçükburjuva entelektüellerin, yazarçizerlerin, medyacıların, akademisyenlerin tümü bilmektedir bunun diplomasızlığını.

Şu anki, bu Kaçak Saraylı ve avanesi tarafından anayasa olmaktan çıkarılmış, yok hükmündeki Anayasada bile, Cumhurbaşkanlığına seçilme yeterliliğine sahip olabilmek için bir yüksek okul mezunu olmanın şart olduğu yazar.

İşte maddesi:

“Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir.” (https://www.tccb.gov.tr/cumhurbaskanligi/gorev_yetki/)

Gerçek bu iken ve Tayyip evrakta sahtecilik suçu işleyerek 82 milyonu ahmağın da ötesinde eşek yerine koymuş iken, bu sahte muhalefet ve bu sahte aydınlar niye eşek yerine konulmayı kabul ederek bu adama yıllardan beri “Cumhurbaşkanı” diyorlar, “Sayın Cumhurbaşkanım” diyorlar?

Namussuzluklarından ve korkaklıklarından…

Bunlar bırakalım AKP’giller’e karşı olmayı, onun şefinin Kaçak Saray’ına tıpış tıpış giderek ve yeri geldiğinde Yenikapı’ya yine aynı şekilde gidip arz-ı endam ederek iktidara biat etmeyi marifet diye, demokrasicilik diye yutturdular taraftarlarına.

Hatta onlardan bazıları; “Biz AKP’ye iktidarı altın tepsi içinde sunduk”, diyerek İmralı’da mukim Apo gibi bu aşağılık işi yapmakla övündü.

Yine bazıları; “Gezi’de AKP’ye karşı bir darbe yapılıyordu, biz buna izin veremezdik”, diyerek ihanetini ve namussuzluğunu demokrasicilik diye yutturmaya yeltendi, Bağlamacı Selocan gibi.

Kaset tutsağı, Kaçak Saray’ın Arka Bahçeli’sinin durumu ise zaten mide bulandırıcı ve içler acısı…

İşte Meclis içi ve Meclis dışındaki böyle bir muhalefet sayesinde bu ABD yapımı, vatan topraklarını satmak dahil bin bir suçu işlemiş iktidar 17 yıldan bu yana ayakta kalabilmektedir.

Bütün bu katliamlarda, ihanetlerde, vatana, halka, yeşile ve doğaya yapılan bu hayasızca saldırılarda AKP’giller birinci planda suçlu ise; o suçun ikinci plandaki failleri de Meclis içi ve dışındaki bu namus, ahlâk ve cesaret yoksunu Amerikancı sahte muhalefettir, sahte muhaliflerdir.

Bu Kaçak Saraylı ve avanesinin iktidara gelişinden bu yana yaptığı doğa katliamlarına ilişkin, dünün Sözcü Gazetesi’nde yer alan şu görüntülere ve Sözcü Yazarı Yılmaz Özdil’in köşesindeki şu yazısına bir göz atalım:

***

Dört ay önce…

Asrın liderimiz, Çanakkale’ye gitti.

Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünde konuştu.

*

“Çanakkale’de neler yaşandığını bilmeyen, verilen mücadeleyi anlamayan hiç kimseye bu ülkenin havası da, suyu da, ekmeği de helal olmaz.

“Çanakkale Savaşı’nı savaşlardan bir savaş zannedenin, bu topraklarla da bu milletle de bu ülkeyle de ilgisi yok demektir.

“Çanakkale’yi ruhunun derinliklerinde yaşatmayan hiç kimsenin bu ülkeyle ve bu milletle ilgili tek cümle dahi kurmaya hakkı yoktur.

“Fetih heyecanını duymayan, üç kıta yedi iklimde inşa ettiğimiz medeniyetin derinliğini göremez, bunu göremeyenler Çanakkale’de nasıl olup da yüz binlerce kahramanın gözleri kapalı şehadete yürüdüğünü anlayamaz.

“Çanakkale’yi hazmedemeyen, İstiklal Harbi’mizin kodlarını çözemez.

“Bu toprakların önemi ancak böyle derin tefekkürle kavranabilir.

“Allah bir daha bu milleti Çanakkale’deki gibi bir imtihana tabi tutmasın. Şayet böyle bir durum ortaya çıkarsa, emin olun ki tıpkı 104 yıl önce olduğu gibi Çanakkale’nin denizini de topraklarını da o düşmanlara mezar etmekten asla çekinmeyiz.

“Türkiye’nin sabrını ve kararlığını aradan geçen bir asra aşkın zamana rağmen hâlâ sınamaya devam ediyorlar.

“Çanakkale’den 104 yıl sonra bir kez daha sesleniyor ve diyoruz ki, mesajınızı aldık, hislerinizi de niyetinizi de anladık, kininizin, nefretinizin canlı olduğunu anladık.

“Biz buradayız.

“Biz Çanakkale’deyiz.

“Trakya’sıyla, Anadolu’suyla, Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Çerkez’iyle, Boşnak’ıyla, Roman’ıyla buradayız, Çanakkale’deyiz.

“İnşallah kıyamete kadar da burada olacağız.

“Dedeleriniz geldiler ve sonra kimileri ayakları üzerinde, kimileri tabutla geri döndüler. Şayet aynı niyetle gelecekseniz sizi de bekleriz.

“Sizleri de dedeleriniz gibi uğurlayacağımızdan hiç şüpheniz olmasın!

“Çanakkale bizim için, namusunu çiğnetmeyen ve çiğnetmeyecek olan Asım’ın neslinin sembolüdür.

“Biz tarihi Çanakkale’de kanımızla yazdık.

“Bugün yine yazarız.”

*

Dört ay sonra…

*

Kanadalı maden şirketinin ceo’su konuştu.

“Parasını ödedik, Çanakkale’deki ağaçları sizin hükümetiniz kesti” dedi,

*

Çanakkale ruhu, fetih heyecanı, şehadet,

derin tefekkür, namus,

Asım’ın nesli öyle mi? (https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/breh-breh-breh-5273989/)

***

Bu hazin ihanete ilişkin gerçeklerle yüz yüze gelince insan, öfkeden tir tir titriyor, değil mi?

Şunların yaptığına bir bakın, arkadaşlar. Şu ihanetin boyutlarına bir bakın…

200 bin kilometrekarelik vatan toprağını yabancı emperyalist tekellere peşkeş çekmiş bu hainler haini iktidar yahu…

Yılmaz Özdil’in de dediği gibi Türkiye’nin dörtte birini emperyalist efendilerinin emrine sunmuş yahu…

Onların talanına, vurgununa teslim etmiş vatan topraklarını…

Zaten ABD Emperyalist Çakalı da bu hainleri, bu ihanetleri yapsın diye devşirip, partileştirip iktidara taşımadı mı? Ve 17 yıldır da iktidarda tutmakta değil midir?

Hain BOP Eşbaşkanı ve avanesi, iktidar olmadan ve hatta partileşmeden önce ABD Büyükelçisi Morton Abromowitz’e verdikleri, ihanete dair sözlerin tamamını tutmuşlar ve tutmaya da devam etmektedirler, ne acıdır ki…

Hiç kaçarları yok!

Bunlar, daha önce de söylediğimiz gibi, Kaz Dağları’nda 200 bin ağacı keserek çöle çevirdikleri o çorak topraklar üzerinde kurulacak bir mahkemede de yargılanacaklardır tüm takım taklavatlarıyla birlikte!

En tepedeki Kaçak Saraylı’dan, Saray Avanesinden ve AKP İl ve İlçe Yöneticilerine varıncaya değin…

İhanetleri yanlarına kalmayacak!..

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

9 Ağustos 2019

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı

Print Friendly, PDF & Email