Gayrı ne Ayasofya ayakta tutabilir Kaçak Saray’ınızı ne de başka bir şey…

Bre Yunancı hainler!

Bre “Keşke Yunan galip gelseydi” diyen hain oğlu hainler!

Bre Kuvayimilliye düşmanları!

Bre Ege’de 18 Adamızı bile isteye Yunanistan’a peşkeş çekenler!

Bre; “Biz BOP Eşbaşkanlarından bir tanesiyiz, biz bu görevi yapıyoruz”, diyerek Ortadoğu’da ABD Haydudunun taşeronluğuyla övünenler!

Bre Siyonist İsrail’i İran füzelerinden korumak için Malatya Kürecik’e görevlileri ve komutası ABD’li olan Radar Üssü yerleştirenler!

Bre Irak’ta camileri, içinde ibadet eden Müslümanlarla birlikte bombalayarak yerle bir eden, orada Müslüman kadınların ırzına geçen ABD Conilerini; “Ben Amerikan askerlerinin sağ salim evlerine dönmeleri için Allah’ıma dua ediyorum”, diyerek kutsayan!

Bre Türk ve Türkiye dostu Şehid Muammer Kaddafi’nin ABD ve AB Emperyalistlerince linç ettirilerek öldürülmesinde o canavarlara suç ortaklığı eden!

Bre din cambazı, siyasi hayatın boyunca sığındığın ve sömürdüğün Kur’an emrini, zinayı suç olmaktan çıkararak açıktan reddettin AB-D’li efendilerin öyle istedi diye,!

Bre trilyonlarca dolarlık kamu malını yağmalayıp iç ederek durup dinlenmeksizin “Gulül” suçu işleyenler!

Bre başta Kanada gelmek üzere emperyalist devletlerin maden şirketleri ülkemizin madenlerini talan etsin diye yüz binlerce ağacımızı kestirenler ve topraklarımızı zehirletenler!

Bre “Bakara Makara” diyerek Kur’an sureleriyle dalga geçenler!

Bre bütün ideolojik ve siyasi sermayesi ABD, AB ve Siyonist İsrail uşaklığıyla, “İnsanları Allah’la Aldatmak” olan Allah, Kitap ve Müslüman düşmanı hain kere hainler!

Siz hangi yürekle kalkıp Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın Başkomutanı Mustafa Kemal ve Silah Arkadaşlarını “Tarihe ve hukuka ihanet”le suçluyorsunuz?

Sizde hiç mi utanma arlanma yok!

Mustafa Kemal ve Silah arkadaşları olmasaydı, sizin dediğiniz gibi; “Keşke Yunan galip gelseydi”, ortada bugünkü Türkiye mi olacaktı? İstanbul mu olacaktı, Ayasofya mı olacaktı?

1918’le 1923 arasında İstanbul ve Türkiye’nin büyük bölümü kimlerin işgali altındaydı?

Sevr Haritası’nı hiç görmediniz mi siz?

Gördünüz, gördünüz… Adınız gibi biliyorsunuz o haritada ülkenin nasıl parçalanıp emperyalist haydutlarca pay edildiğini… Paylaşıldığını…

Eğer bugün bile özlemini içinizde bir günah çocuğu gibi taşıdığınız Yunan’ın galip gelmesi gerçekleşseydi, hemen meydanlara çıkıp onu alkış yağmuruna tutacaktınız, değil mi?

Boynunuza takacaktınız Haç’ı; “Biz zaten Hristiyan’ız. İsa Mesih’in yolundayız. Zalim Osmanlı dinimizi yaşamamıza izin vermedi. Biz de yaşayabilmek için Müslüman görünümüne girmeye mecbur kaldık”, diye meydanlarda sevinç gösterilerinde bulunacaktınız, değil mi?

Ey Kaçak Saray hainleri…

Bir de diyorsunuz ki; “1934’teki tek parti iktidarı hukuka ihanet etti.”

Bre hain ve de cahiller…

Sizin hukuktan da, Tarihten de zerre haberiniz yok. Bu konulardaki bilginiz sıfır düzeyinde.

Biz ya da Birinci Kuvayimilliyeciler bu ülkeyi Osmanlı’dan devralmadık.

Osmanlı, Batılı Emperyalist Haydutlar (İtilaf Devletleri) tarafından yıkıldı. Yok edildi. Teslim alındı.

Sevr’i kim imzaladı?

Sizin Vahideddin Han dediğiniz korkak hain, İngiliz’in etekleri altına sığınarak ülkeden kaçan zavallı.

İşte o antlaşmayla Çökkün Osmanlı boynuna kendi elleriyle ölüm ilmiği taktı. Ve öldü.

Biz, Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı kadar uzun süren bir Kurtuluş Savaşı vererek vatanımızı, ülkemizi o işgalci alçakların elinden zorla-silah gücüyle aldık.

Bu sebeple ülkenin tüm maddi ve manevi varlıkları Türkiye Halkının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin malıdır. Yani mülkiyeti kamuya-halka aittir her şeyin.

Dolayısıyla da Fatih’in Vakfı fiilen yoktur ortalıkta. Osmanlıya ait olanlar Sevr’le birlikte tarih olmuştur. Yani yok olmuştur…

Ey ABD devşirmesi ve yapımı hainler; laf cambazlığı, kuru gürültü ve bayağı demagojik safsatalarla; “Ayasofya Fatih’in Vakfıydı”, filan diyerek saf insanlarımızı kandırmaya çalışmayın.

Vakıf yağmacılığına gelirsek, ya da vakfa ihanete gelirsek; onun kallavisini yapan sensin, avanendir.

Mustafa Kemal, Atatürk Orman Çiftliği’ni milletimiz modern tarım yapma usul, teknik ve biçimini öğrensin diye vakfetti. Üstelik de kendi parasıyla kurmuş olduğu çiftliği.

Sen ne yaptın onu?

Tarumar ettin…

Ortasına Kaçak ve de Haram Saray’ını diktin. O Kaçak Saray’ın ki ayda halkımızın alınterinden çaldığın 750 milyon lirayı yutmaktadır.

Bununla da yetinmedin, hain!

Oranın 53 bin metrekarelik bölümünü de, devşiricin, yapımcın, iktidara getiricin ve seni orada tutucun ABD Emperyalist Çakalı’nın Büyükelçilik binasını yapması için o çakala peşkeş çektin.

İhanette, hainlikte, vatan millet ve halk düşmanlığında Türkiye’de pek az kişi sizinle yarış edebilir. Onlar da zaten senin doğrudan ya da dolaylı yandaşlarındır, amigolarındır, “hülooğğ”cularındır.

Aslında sizin din iman umurunuzda değil. Ve siz, hep söyleyegeldiğimiz gibi, sadece Para Tanrısı’na taparsınız.

Sizin Kâbe’niz de Washington ve White House’tur…

Yiyip bitirdiniz memleketi, Konya Ilgınlı yiğit Hakkı (Çallı) Dayımızın söylediği gibi. Hem de Dayı, AKP Milletvekilinin yüzüne karşı söylüyor bu sözleri. Ve yine Dayımızın dediği gibi sizde Allah korkusu da yok Ahiret inancı da…

Halkımızı işsizliğe, pahalılığa, açlığa mahkûm ettiniz…

Yaşam sevinci ve yaşama umudu bırakmadınız insanlarımızda. Yarattığınız İşsizlik ve Pahalılık Cehenneminde hiçbir çıkış yolu bulamayan insanlarımız intihara yöneldi. Hatta bazen toplu intiharlara…

18 yıldır “Allah’la aldattığınız” insanlarımızı artık aldatamaz duruma gelmekte olduğunuzu gördünüz.

İnsanlarımıza iş ve aş veremeyeceğinize göre; “alın size daha fazla din vereyim”, diyerek kandırıcılığınızı sürdürmek istiyorsunuz…

İşte o sebepten, sadece o sebepten Ayasofya’yı cami yaptınız…

Fakat şunu adınız gibi bilin ki sizi, Kaçak Saray Saltanatınızı, Ayasofya da kurtaramayacak… Ettiğiniz bunca ihanetin ve işlediğiniz binbir suçun hesabını vereceksiniz!..

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

12 Temmuz 2020

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı

Print Friendly, PDF & Email