Efendileri ve suç ortakları

Bütün yolların Roma’ya çıkması gibi, FETÖ ile ilgili yapılan her kovuşturma ve soruşturma, araştırma da doğrudan Tayyipgiller’in, onun eşdeğerde suç ortağı olduğunun doğrulanmasına, kanıtlanmasına, belgelenmesine çıkıyor.

FETÖ’nün HSYK’deki adamı diye nitelenen eski HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur, bakın FETÖ’nün siyasi ayağını, yani Tayyipgiller’le eşdeğer suç ortaklığında bulunuşunu nasıl kanıtlarıyla, yaşanan olaylarıyla ortaya koyuyor:

“Eski HSYK Başkanı: Nurcu listeyi Erdoğan onayladı

“Övgüleri hatırlattı

“İbrahim Okur, hayatı boyunca hiçbir illegal yapı içinde olmadığını ileri sürerek, şöyle konuştu:

“Devletin en üst makamında bulunanların destek verdiği, Pensilvanya’ya giderek ziyaret ettikleri, TBMM kürsüsünde övdükleri, MGK kararlarının Başbakan’ın talimatıyla kamuoyu ve kamu görevlilerinden gizli tutulduğu bu yapının 17/25 Aralık öncesi kriminalize olmuş bir eylemi de bilinmezken; bunların iç yüzünü, gizli amaçlarını bilmeden bu yapıdan bazı insanlarla arkadaş olmak ve/veya aynı işyerinde çalışmak, işin yürüyebilmesi için Bakan ve Müsteşarın bilgisi dahilinde görüşmeler yapmak suç mudur? Eğer böyle bir suç varsa başta ülkeyi yöneten siyasi iktidar olmak üzere, kamu görevlilerinin tümü bu suça iştirak etmiştir.”

“Övgüleri hatırlattı

“İbrahim Okur, hayatı boyunca hiçbir illegal yapı içinde olmadığını ileri sürerek, şöyle konuştu:

“(…)

“Cemaatle üye pazarlığı

“Dönemin Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman’ın talimatıyla cemaatçi üyelerle yapılan pazarlıklar sonucunda HSYK’nin 2011’de Yargıtay’a 160, Danıştay’a 51 üye ataması olayını anlatan Okur, “Müsteşar Ahmet Kahraman, hazırladığımız listeyi sayın Başbakan’a sundu, ‘liste biraz nurlu oldu’ dedi. Başbakan da olsun, alınları secdeye giden arkadaşlar değil mi’ demiş. Bu 160 kişiden 110’nun cemaatçi olduğunu o zaman düşünüyorduk” diye konuştu.

“Okur, Zekeriya Öz’ün görevden alınmasını kendisinin teklif ettiğini, müsteşar Ahmet Kahraman’ın bunu “Beyefendi’ye sorması gerektiğini” söylediğini kaydetti.

“O zaman kavga yoktu’

“Okur, şunları söyledi:

“Beyefendi ile görüştükten sonra beni telefonla arayıp ‘Kendisini kırmadan ve kamuoyunda tepki çekmeden süslü kaydırma ile alabiliyorsak almamızı’ istedi. Bunun üzerine ben de Bakan Bey’in isteğine uygun olarak Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği önerdim. 2’ye karşı 5 oyla CBS vekili olarak atadık. Bizim bu kararı aldığımız tarihte Öz’ün altına Mercedes araç verildiğini, hükümetin bu davanın savcısıyım diyerek tam destek verdiğini özellikle vurgulamak istiyorum. O zaman hükümet-cemaat kapışması yoktu.”(http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/1035185/Eski_HSYK_Baskani__Nurcu_listeyi_Erdogan_onayladi.html)

Eee, Tayyip?

Yargıtaya atadığınız 160 kişiden 110’unun FETÖ’cü olduğunu biliyorsun atarken. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman “Liste biraz nurlu oldu”, diyerek FETÖ ağırlıklı olduğunu anlatıyor sana.

Senin cevabın ne oluyor?

“Olsun. Bunlar alınları secdeye giden insanlar. Bunlardan kötülük gelmez…”

Danıştaya da 51 üye atıyorsunuz yeni. Maksadınız açık: Orada sayıca çoğunluğu sağlayarak Yüksek Yargıyı ele geçirmek.

Ne sinsice numaralar be…

Zekeriya’nın altına zırhlı Mercedes tahsis et, onu kahraman ilan et, üstüne üstlük de onun ve ekibinin açmış olduğu kumpas davaları için ekranlarda, meydanlarda höykür; “Ben bu davanın savcısıyım” diye…

Bülent Arınç başkanlığında heyetler gönder Pensilvanya’ya, onlar aracılığıyla mesajlar ilet, saygı ve sadakatinle birlikte…

Diyorsun ki Bülent’e; “Hocaefendinin bizden bir isteği var mı sorun bakalım.”

Hemen yerine getireceksin, değil mi FETÖ’nün isteklerini. Getirdin de zaten…

Devleti bu illegal, CIA-Pentagon Dincisi terör örgütüyle paylaştın. Ordu, yargı, eğitim ve polis başta gelmek üzere devletin tüm kurumlarına, hem de en kritik yerlerine yerleştirdin Feto’nun militan düzeyindeki müritlerini.

Apaçık kürsülerden söyledin be; “Cemaatçi kardeşlerimiz bugüne kadar bizden ne istediler de vermedik?”, diye.

Yahu bırakalım gerisini; sadece bu itiraf cümlen bile senin FETÖ ve ekibiyle eşdeğerde Anayasayı ihlal suçu işlediğini ortaya koyar.

Normal bir devlette böyle bir şey olabilir mi yahu?

15 Temmuz sonrasında da çıkıyorsun kürsülere; “Bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya dökmemiş olmanın üzüntüsü içindeyim. Bundan dolayı hem Rabbimize hem de milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de milletim de bizi affetsin.” diyerek işin içinden sıyrılmaya çabalıyorsun.

Hukukta böyle bir şey olur mu be?..

Devlet kurumlarının yarısını FETÖ müritlerine devret, elbirliğiyle Laik Cumhuriyet’i çökertin, “Milli Orduya kumpas kur”un, ülkenin önde gelen Mustafa Kemal’ci, laik, yurtsever, antiemperyalist bilim insanlarını, aydınlarını bu kumpas davalarıyla zindanlara tıkın, 15 Temmuz Ganimet Paylaşım Savaşı’nda 400’ü aşkın insanın canına kıyın, gencecik Hava Harp Okulu öğrencilerini Boğaz Köprüsü üzerinde IŞİD yöntemiyle, boğazını keserek katledin, er statüsündeki gariban vatan evlatlarını yine aynı canavarlıkla katledin; ondan sonra da; “Rabbim ve milletinden özür diliyorum”, de, işin içinden sıyrıl. Tüm suçlarından kurtulmuş say kendini…

Öyle bir dünya yok, Hafız!

Vurduğumuz zaman bir terazinin kefelerine FETÖ’yle sizi, tepenizden tırnağınıza dek batmış olduğunuz suçların ağırlığı bakımından birbirinize bir dirhem eksik ya da fazla gelmezsiniz.

Eşdeğer suçlularsınız siz. Başka türlü ifadelendirirsek; her ikiniz de Anayasayı İhlal ve vatan evlatlarının yüzlercesinin kanına girme olayında asli faillersiniz, aynı suç kapsamı içinde değerlendirilmeniz gerekir.

Bak, sözümüzdür, Tayyip!

Eninde sonunda FETÖ’nün önde gelenlerinin almış olduğu ağırlaştırılmış müebbet cezalarının aynısını sen ve avanen AKP’giller de alacaktır.

Bunu adınız gibi bilin ve belleğinize yazın!

25 Temmuz 2018

HKP Genel Başkanı
Nurullah Ankut