“Herkes biliyor, zarların hileli olduğunu.
“Herkes yine de şans dileyerek atıyor zarları.
“Herkes biliyor, savaşın bittiğini.
“herkes biliyor, iyi adamların kaybettiğini.
“Herkes biliyor, dövüşün hileli olduğunu,
“fakirler fakir kalır, zenginler zenginleşir.
“hep böyle gider,
“herkes biliyor.
“Herkes biliyor, geminin su aldığını,
“herkes biliyor, kaptanın yalan söylediğini.
“herkeste bu buruk duygular,
“sanki babaları ya da köpekleri ölmüş gibi.
“Herkes ceplerine konuşur,
“herkes bir kutu çikolata
“ve uzun bir gül ister.
“herkes biliyor.” (Everybody knows – Leonard Cohen)
Yetti gari ülen!
Danışmanı Diploma Sahtekârı-Hemi de dört maaşlı!
Ortaokul mezunu bir Pelvan ama Vakıfbank Yönetim Kurulu Üyesi!
Kaçak Saray’da mukim Reyizi Diploma Sahtekârı. Aylık olarak da 750 milyon TL gideri var 1165 odalı, 600 metrekare mutfaklı sarayının.
Vekili çıkar TBMM Kürsüsüne; “Gurur duyuyorum ve başarılarının (yani sahtekârlıklarının) devamını diliyorum,”, der hiç utanıp arlanmadan.
Bunların ar damarı çatlamış be yahu! Ahlâki, vicdani ve insani değerler alanında tersine bir seleksiyon var bunlarda. En ahlâksız ve sahtekâr olanı en tepeye çıkıyor…
Ne ülen bu?
Devleti hırsızlar, sahtekârlar, haramiler ve hainler devleti haline getirdiniz…
Hırsızlar İmparatorluğu kurduğunuz. Ortaçağcı Yezid Dincisi bir devlet oluşturdunuz…
Buna bir dur demek, yetti ülen artık sahtekârlıklar, hırsızlıklar, kanunsuzluklar demek lazım!
Bu Tayyip nam Hafız’ın diplomasızlığı da Türkiye Noterler Birliğinin kararıyla sabittir…
Tayyip’in sahte diplomasına gerçekmiş gibi suret veren İstanbul 15’inci Noterine, Türkiye Noterler Birliği, yaptığı bu kanunsuzluğundan, görevi kötüye kullanmasından dolayı ceza vermiştir.
Bunun daha lamı cimi kaldı mı?
Tartışılacak bir tarafı kaldı mı?
Bu Tayyip, Resmi Evrakta Sahtecilik suçu işlemiştir. Nitelikli Dolandırıcılık suçu işlemiştir. Bu yüz kızartıcı suçlarından dolayı asla kamu görevi yapamaz…
Ayrıca da Yüksek Okul Diploması olmadığı için asla CB seçilme yeterliliğine sahip olamaz. O, sadece İstanbul İmam Hatip Okulu’nu bitirmiştir. Hem de zor kötek. Arapça ve Kur’an gibi en baba iki dersten ikmale kalmıştır. Bütünleme sınavlarında geçirivermişlerdir öğretmenleri bunu… Oradan da böyle mezun olmuştur…
Kameralar karşısında prompter bozulunca kekemeler ya da konuşmayı yeni söken bebeler gibi kekeleyip durması ya da dilini yutuvermesi bundandır…
Ey Meclisteki Muhalefet Rolü Oynayan üç Amerikancı Partinin temsilcileri…
Nedir ülen bu “Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Erdoğan” söyleminiz?..
Eğer Tayyip “Sayın”sa, Türkiye’de “Sayın” olmayan tek kişi kalmaz…
Meşru-yasal bir CB mi var ki ortada? Binbir suça batmış kriminal bir tip var…
Hiç utanmıyor musunuz, korkunuzdan ya da başka sebepten böyle hitaplarda bulunmaktan?
Gerçek-uygun olmadığını bildiğiniz bir sıfatı ona yakıştırmaktan?
Millet size, böyle yamukluk yapın, yüreksizlik edin diye mi oy verip Meclise gönderdi?
Hangi yüzle seçmenlerinizin ya da eşlerinizin, çocuklarınızın, yakınlarınızın yüzüne bakabiliyorsunuz? Hiç insanlık yok mu sizde?
İçinizden hiç mi delikanlı çıkmayacak ülen!..
Yanlış anlaşılmasın; delikanlılıkta kadın erkek ayrımı olmaz…
Bakın, bu satırların yazarı İhtiyar Dayı, azgın, kanunsuz, işkenceci cellatların tarifsiz işkencelerine de uğradı, sarhoş Parababası veletlerinin saldırılarına da, hayvan düşmanı zalimler sürüsünün demir borulu, labutlu saldırılarına da…
Kurşun yağmurlarına da tutuldu, 12 Eylül Faşist Diktatörlüğünün idam talepli yargılamalarına da uğradı. Ama hiçbirinde zerre miktarda korkuya kapılmadı…
Eğer bir tek kavgada korkuya kapılıp başı öne eğik çıkmış olsaydık, bir ömür eşimizin, çocuklarımızın, yoldaşlarımızın yüzüne bakamazdık…
Ve ayrıca da; ben erkeğim diyerek eşimizi kucağımıza basamazdık.
Şövalye yani Gazi-Alp ya da Delikanlı ya da Efe asla korkmaz. Ölür, öldürür. Fakat korkmaz, başı öne eğilmez. Yüksek Şövalyelik Ahlâkına zerrece toz kondurmaz…
Bu yüce Ahlâkın değerleri ölçütünde, savunamayacağı hiçbir söz ve eylemde bulunmaz…
Ülen Tavşan Yürekli Burjuva Muhalefet!
Meşru olmadığını adınız gibi bildiğiniz Kriminal Tayyip’e niye hâlâ “Sayın CB, Sayın Erdoğan” diyorsunuz?..
AKP’li Cahit Özkan, Meclis Kürsüsünde yaptığı utanç verici, ahlâki düşkünlük sergileyen konuşmasında sadece Pelvan Hamza’yı savunmamıştır. Aslında-esas olarak Kaçak Saray’da mukim, Çıkar Amaçlı Organize Suç Örgütü’nün başı olan Tayyip’i savunmuştur.
Tabiî Cavit Özkan’ın bu konuşması suç ve suçluyu övmek, suçunu oluşturmaktadır açık ve kesin biçimde. Hukukçu Yoldaşlarımız, bu kişi hakkında da gerekli suç duyurusunda bulunacaklardır herhalde. Sahtekârlar cirit atacak Mecliste, devletin tepelerinde; onların yardakçıları da onlara övgüler düzecek Meclis kürsüsünden. Biz kanun manun takmayız havalarında…
Karşınızda ahmak mı var sizin?
Göreceksiniz kanunlarla dalga geçmenin ne olduğunu. O zaman FETÖ itirafçıları gibi “ben ne ettim” diyerek “eyvah” çekeceksiniz ama iş işten geçmiş olacak o zaman.
Fakat parti görünümündeki bu suç örgütü de Hamza’yı savunmaya mecbur hatta mahkum…
Çünkü adları gibi biliyor ki onlar; Hamza diploma sahtekârlığından kuyruklandı mıydı, sıra kime gelecek?
Herkes diyecek ki, yahu Tayyip de sahte diplomalı, onu da götürelim…
İşte böyle bir ihtimale karşı ön alıyor onlar… Hamza’yı cansiperane savunuyorlar…
Fakat artık kabak gibi ortadadır gerçek…
Tayyip sahte diplomalıdır. Ağır suç ve suçlar işlemiştir. Gayrimeşrudur. Bu nedenle de attığı bütün imzalar yok hükmündedir. Verdiği bütün fetvalar, çıkardığı bütün fermanlar hep yok hükmündedir.
Satışları, ihaleleri hep kanunsuzdur, iptaldir. Olmamış sayılır. Bunlar da tüm avaneleri ve takım taklavatlarıyla, vurguncu müteahhitleriyle birlikte organize bir suç örgütüdür. Tüm suç örgütleri gibi eninde sonunda yakayı ele verecekler ve çelik bilezikle tanışacaklardır. Ve şu anki TCK kapsamında, tarafsız ve bağımsız gerçek mahkemeler karşısında yargılanacaklar ve hak ettikleri cezalara çarptırılacaklardır…
Sadece merkez yöneticilerinin değil; il, ilçe yöneticilerinin ve onların yakınlarının bile mal varlıkları gözden geçirilecek, haksız hukuksuz edindikleri tüm varlıkları kamuya iade edilecektir.
Saygıdeğer Hukukçu Yoldaşlarım; bir dilekçe de Tayyip için verelim TBMM’ye.
Tayyip’in diploma sahtekârı olduğu da Türkiye Noterler Birliğinin kararıyla sabittir. Ayrıca zaten bu utanç verici gerçeği, Leonard Cohen’in şarkısında dendiği gibi, “Herkes biliyor!”
Hatta Tayyip vekili-AKP’li vekil Metin Külünk; “Peygamberin de diploması yoktu”, diyerek dolaylı yoldan, tevil yoluyla itiraftan çekinmemiştir.
Tayyip meşru CB değildir. Ayrıca da yığınla suç işlemiştir. Meclis gereğini yapsın, diyelim.
Yani Tayyip’in CB’liği de yok hükmündedir. Düşürülsün, attığı imzalar geçersiz kılınsın, aldığı maaşlar da geri alınsın, diyelim…
En azından Tarihe not düşmüş oluruz…
YSK’ye de, sizin uygun göreceğiniz başka yerlere de bir kere daha dilekçeler verebiliriz… İşin teknik yönünü siz daha iyi bilirsiniz…
Sizin de çok iyi bildiğiniz ve kesinkes emin olduğunuz gibi bu Ortaçağcı Hırsızlar İmparatorluğu yıkılacak. Bu azılı suç örgütünün tüm üye ve yöneticileri de yargı önüne çıkarılacak.
Bunu bir an önce yapalım ki, bunların durup dinlenmeden Halkımıza ve Vatanımıza yaptığı kötülükler, ihanetler çok daha tahripkâr-yıkıcı sonuçlar doğurmasın…
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
29 Aralık 2020
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı