Demek FETÖ’yle “aynı menzile giden” iki harekettiniz, öyle mi Kaçak Saraylı!..

Demek FETÖ’yle “aynı menzile giden” iki harekettiniz, öyle mi Kaçak Saraylı!

Peki, o zaman derdiniz neydi de kapıştınız FETÖ’yle?

Alıp veremediğiniz neydi yani?

Bu Ortaçağcı karanlık ihanet oyununda esasoğlan kim olacak, değil mi?

Ya da, elbirliğiyle yıktığınız Laik Cumhuriyet’in mirasından aslan payını kim kapacak?

İşte, 17-25 Aralık da, 15 Temmuz 2016 kapışması da aranızdaki bu Ganimet Paylaşım Savaşından başka hiçbir şey değildir!

Her ikiniz de Laik Cumhuriyet düşmanısınız, vatan millet, halk düşmanısınız, Amerikan devşirmesi, yapımı ve işbirlikçisisiniz, hainsiniz ve de Ortaçağcı Din Devleti özlemcisisiniz!

Aranızdaki tek farksa, birinizin “tarikatçılık” denen din derebeyliği kurmuş olması; birinizinse siyasi parti kisvesi altında çıkar amaçlı bir suç örgütü kurmuş olmasıdır. Her ikiniz de Anayasa ve kanunlar dışına düşmüş mücrimler güruhusunuz. Her ikiniz de bu halka, bu millete ve bu vatana karşı yüzlerce suç işlediniz. İhanetler ettiniz. Aslında her ikinizin de onlarca kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış olup Silivri, Sincan vb. cezaevlerinde yatıyor olmanız gerekir şu anda…

Eninde sonunda da olacak bu, bak bugünden söylemiş olalım…

 

Konuyu bizden önce ele alıp, kendince işleyenler olduğu için; onlara karşı bir haksızlık etmemiş olmak için, isterseniz ilkin bu kişilere söz verelim. Yeniçağ Yazarı Aslan Bulut’un 18 Ağustos 2016 tarihli yazısını aktaralım:

***

Türk dilinin günümüzdeki en yetkin uzmanı Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, 14 Ağustos 2016 tarihli Yeniçağ’da yayınlanan yazısında “Cumhurbaşkanının ‘Rabbim de milletim de bizi affetsin’ dediği açıklamada hiç kimse ‘menzil’ sözü üzerinde durmamıştır. Oysa o açıklamadaki en önemli nokta, ‘Bir ortak yanımız vardı. İnanın bana, aynı menzile giden farklı yollardan biri olarak gördüğümüz bu yapının…’  ifadesindeki ‘aynı menzil’ sözleridir. Cumhurbaşkanı, yollarının, yani metotlarının FETÖ’den farklı olduğunu, fakat ‘ortak yan’larının ‘aynı menzil’e gitmek olduğunu açıkça beyan etmiştir. Bence son zamanlardaki bütün olaylar buna göre değerlendirilmelidir” diye önemli bir değerlendirme yaptı.

Menzilin iki anlamı var; birincisi varmak istediğin yerle bulunduğun yer arasındaki yoldur, ikincisi ise iki konak arasında yol aldıktan sonra daha önce kararlaştırılmış, dinlenmek için durulan yerdir.

Erdoğan, kendi siyasi yapısını ve cemaati aynı menzile farklı yollardan giden iki organizasyon olarak gördüğünü söyledi ama bugün FETÖ adı konulan Gülen Cemaati tasfiye edilirken, “Menzil tarikatı”na yol veriliyor!

Biliyorsunuz Fetullah Gülen’e “Hocaefendi” diyorlardı, şimdi “terörist” diyorlar!

***

Hepimizin çok sevdiği Aşık İsmail Daimi’nin “Menzil Almak İster İsen, Gönül Sabreyle Sabreyle, Dostu Bulmak İster İsen, Gönül Sabreyle Sabreyle” diye başlayan ünlü şiiri şöyle biter: “Daimi Coş Edip Çağlan, Pervan Olup Nare Dağlan, Tevekkül Ol Pire Bağlan, Gönül Sabreyle Sabreyle.”

İşte 15 Temmuz’da Türkiye’nin içeriden işgal edilmesi girişimi olarak karşımıza çıkan olayın asıl sebebi, halk kültürümüzde var olan, Daimi’nin de can verdiği “Tevekkül et, pire bağlan” anlayışıdır. Sünni olmuş Alevi olmuş hiç fark etmiyor! Esasen, İslâmi zannedilen bu anlayış, eski Mısır ilâhlarından kalma bir sapkınlıktır… İnsanların pir veya şeyh diye birilerine bağlanması ile Mısır’da veya eski Yunan’da olduğu gibi bazı insanları yaratıcı yerine koyması arasında bir fark yoktur. Heredot, insanların kendilerini tanrı olarak göstermesini, 2500 yıl önce “sahtekârlık” olarak belirtmiştir. İslâm, bu aldatmacayı ortadan kaldırmak için gelmiştir ama tanrı olmak iddiasının hatta peygamberlik iddiasının artık tutmayacağını gösteren uyanıklar, bu defa işi şeyhliğe, dervişliğe, evliyalığa, seyyitliğe, pirliğe dökmüştür.

***

Atatürk, boşuna mı “Birtakım şeyhlerin, dedelerin, seyyitlerin, çelebilerin, babaların, emirlerin arkasından sürüklenen, kaderlerini ve hayatlarını falcılara, büyücülere, üfürükçülere, muskacıların ellerine bırakan insanlardan meydana gelmiş bir topluluğa bir millet gözüyle bakılabilir mi?” diye sormuştu?  Üstelik bu sözlerin bir kısmını saklayanlar da var! Meselâ “seyitlerin, dedelerin, babaların” kısmını sansür ederler! Neden? Aldatmak ve insanları aidata bağlamak, Aleviler arasında da devam etsin diye!

***

CHP Ankara Milletvekili Dr. Murat Emir ise Menzil tarikatının, devlet kadrolarındaki etkinliği ve “tarikat-siyaset-ticaret” bağlantısı üzerinden Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere Türkiye genelinde önemli bir nüfuza ulaştığı yönündeki iddiaları bir soru önergesi olarak, Başbakan Binali Yıldırım’a yöneltti.

Emir, “Menzil tarikatının, iktidar ile Gülen Cemaati’nin karşı karşıya gelmesinin ardından devlet kurumlarında referansı daha geçerli bir tarikat haline geldiği doğru mudur? Doğruysa, bir tarikatın ‘demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti’ olan Türkiye Cumhuriyeti’nde devlet kadroları için referans yapılması Anayasa’ya ayrı değil midir?” diye sordu..

Kısacası, AKP, hâlâ akıllanmış değil! (http://www.yenicaggazetesi.com.tr/erdoganin-menzil-itirafi-39395yy.htm)

***

Aslan Bulut, burjuva medyasının en ayık yazarları arasındadır bizce. Ama, dikkat ederseniz o bile son cümlesinde beyan ettiği fikirle bütün yazı boyunca savunduğu fikrin çeliştiğini görememektedir.

Ne diyor son cümlede?

“AKP, hâlâ akıllanmış değil!”

Tam tersine; AKP, kendi stratejik hedefi açısından son derece akıllı ve tutarlı hareket ediyor. FETÖ’yle birlikte yürüdükleri günlerde olduğu gibi, tutarlı bir biçimde “Menzil-i Maksuduna” yani stratejik hedefine doğru kararlılıkla yürüyor. FETÖ, esasoğlan rolünü kapmak istediği için aralarında kapışma çıktı ve ABD’nin desteğiyle Tayyipgiller galip getirildi. FETÖ tasfiye edildi. Şimdi onun yeri, aynı yolun yolcusu olan Menzil, İsmailağa vb. tarikatlarla doldurulmuş oluyor. Olay bu…

Aslan Bulut, aşağı yukarı 1 yıl önce bu yazıyı yazdığında Menzil Tarikatı 1 Bakanlığı ele geçirmiş durumdaydı. Fakat bugün öğreniyoruz ki, 3 Bakanlığı birden ele geçirmiştir.

CHP Milletvekili Mahmut Tanal’ın KRT’de Çağlar Cilara’nın programında yaptığı açıklamalarda da bu gerçeklik açıkça ortaya konmaktadır:

“CHP’li Tanal’dan ürküten iddia: Üç bakanlık Menzil tarikatının elinde

“CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, İçişleri, Adalet ve Sağlık Bakanlığı’nın Menzil tarikatının elinde olduğunu iddia ederek “Emniyet mensupları tayin terfi alabilmek için Menzil’den referans alıyor” dedi.

“(…)

“Yeni FETÖ’ler çıkacak’

“Tanal, Kuran kurslarına kamu arazilerinin ücretsiz verilmesi kararıyla ilgili, “Geçmişte FETÖ’ye nasıl okullar arsalar tahsis ettiyse, güçlendiyse, kuvvetlendiyse, darbe girişimine kadar geldilerse aynı şekilde yeni FETÖ’ler çıkacak” diye konuştu. Ayrıca bazı bakanlıkların Menzil tarikatının elinde olduğunu kaydeden Tanal, şöyle devam etti:

“Şu anda İçişleri, Adalet, Sağlık Bakanlıkları Menzil tarikatının elinde. Emniyet mensupları tayin terfi alabilmek için Menzil’den referans alıyor. Devlet böyle cemaat kültürüyle idare edilemez. Sizin referansınız liyakat olacak. Liyakatın olmadığı ülkede kayırmacılık vardır, eşitlik olmaz, hukuk devleti olmaz, insan hakları olmaz.” (http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/789417/CHP_li_Tanal_dan_urkuten_iddia__Uc_bakanlik_Menzil_tarikatinin_elinde.html)

Saygıdeğer Halkımız;

Açıkça görüldüğü gibi Tayyipgiller, bir yandan adım adım ABD desteği ve yönlendirmesiyle Din Devleti kuruyorlar, bir yandan da ülkemizi BOP denen Yeni Sevr cehennemine götürüyorlar. Bu iki ihaneti atbaşı birlikte yürütüyorlar.

BOP Eşbaşkanlığı ederek yaptıkları ihaneti, Ortaçağcı Din Devleti oluşturarak, meczuplaştırılmış, aç, yoksul, cahil insanlarımıza kabul ettirmeye çalışıyorlar. Ya da onların gerçeği bütün açıklığıyla görmesini engellemeye çalışıyorlar. Böylece cahil ve yoksul insanlarımız diyecek ki; “Yahu bakın adamlar ne iyi işte bize şeriat devleti kuruverecek. Bunu niye desteklemeyelim? Bu sebeple de Reis’imize karşı çıkanlar “Laikçiler” denen din düşmanlarıdır. Biz sonuna kadar Reis’imizin yanındayız.”

İşte bunu dedirtmeye çalışıyor ABD işbirlikçisi hainler, arkadaşlar, zavallı insanlarımıza…

Bir de küçükburjuva ve burjuva yazarlar, sözümona eleştiriyorlar Tayyipgiller’i, “Devlet kadrolarına atamalar yapılırken liyakat gözetilmiyor”, diye. Bu zavallılar kime, neyi önerdiklerini bilmiyorlar.

Yahu Tayyipgiller Ortaçağcı ve çıkar amaçlı bir suç örgütüdür. Onlar için liyakatın birincil şartı Ortaçağcı olmak, yani Muaviye-Yezid Şeriatını savunmak; ikinci şartı da Amerikan hizmetkârlığı ederek kamu malı hırsızlığı etmektir. Yapıp ettiklerinde gözettikleri en önemli ölçüt budur.

Bakın, Tayyip’in eski şoförü ve bugünün AKP Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı ne diyor ve neyi savunuyor?

“Cihat bilmeyen çocuğa matematik öğretmenin faydası yok.”

İşte Türkiye ne yazık ki bunların elinde, arkadaşlar…

Ne kara günlerde olduğumuz biraz olsun anlaşılabiliyor mu?

İnanın Mütareke Günlerinden çok daha ağır ve karanlık günlerden geçiyoruz. Öyle görünüyor ki büyük felaketlerle yüz yüze geleceğiz, büyük bedeller ödeyeceğiz ve büyük acılar çekeceğiz.

Antiemperyalist İkinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mız, Birincisinden çok daha zorlu geçecek. Çok daha büyük fedakârlıkları göze almak zorunda kalacağız. Bütün bunlara hazırlıklı olmalıyız.

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

1 Ağustos 2017

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı