İŞÇİLER, EMEKÇİLER, KARDEŞLER! KIDEM TAZMİNATI HAKKIMIZ GASPEDİLİYOR SAHİP ÇIKALIM!

İŞÇİLER, EMEKÇİLER, KARDEŞLER!

KIDEM TAZMİNATI HAKKIMIZ GASPEDİLİYOR

SAHİP ÇIKALIM!

Tayyipgiller, iktidar edildikten bu yana işçi düşmanlığı yapmaya devam ediyor. Kazanılmış haklarımızı bir bir ortadan kaldırdıkları yetmezmiş gibi, şimdi de Kıdem Tazminatımızı ortadan kaldırmak istemektedirler. Ve ne yazık ki TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ gibi sarı-gangster sendikaların da desteğini almaktadırlar. Bu sarı-gangster sendikalar diğer birçok hak kayıplarında da (emeklilik yaşının yükseltilmesi, prim gün sayının yükseltilmesi gibi) aynı satışı yaptılar.

İşçiler;

Şimdi de Kıdem Tazminatlarımızı “Fon” adı altında kuşa çevirecekler, ardından da bir punduna getirip, (bundan önceki benzer fonlardaki gibi) iç edecekler. Parababaları örgütleri TÜSİAD, TİSK, MÜSİAD bu teklife balıklama atladılar. Çünkü onlar, yıllardır kendileri için sıkıntı olan kıdem tazminatlarının ortadan kaldırılmasını istiyorlardı.

İşçi Sınıfımız ve Emekçi Halklarımızın düşmanı AKP, 12 Eylül Faşizminin dahi doğacak tepkilerden dolayı cesaret edemediği Kıdem Tazminatımızı gasp etmeye çalışıyor. Vehbi Koç, 12 Eylül döneminde yazdığı mektupta, “Kıdem tazminatının kendilerine yük olduğunu bunun bir fona devredilmesi gerektiğini” belirtmişti. Koç’ların bu dileklerini şimdi Tayipgiller iktidarı hayata geçirmek istiyor. Buna izin vermeyelim.

 

Nedir kıdem tazminatı biz çalışanlar için?

1936 yılından beri uygulana gelen bir kazanımdır. Dönemlere göre değişik oranlarda uygulanmıştır. 27 Mayıs 1960 Politik Devrimi’nden sonra kabul edilen 1961 Anayasasıyla çalışanlara önemli ekonomik-demokratik haklar getirilmişti. Kıdem Tazminatı Hakkı bu dönemde daha da genişlemişti. O zamanki iş yasalarında, kıdem tazminatında tavan yani üst sınır uygulaması yoktu. Böylece sendikalar yaptıkları toplusözleşmelerle bu hakkı genişletiyorlardı. Yani kıdem tazminatı, işverenlerin işçileri kolayca kapı dışarı etmesinin önünde kısmi de olsa bir engel teşkil etmekteydi.

Ancak 12 Eylül Faşist Darbesiyle bu kazanımlarımız, her yıl için “en yüksek devlet memuru maaşını geçemez” şeklinde sınırlandırıldı. Yani İşçi Sınıfımızın sendikal mücadeleyle bileğinin hakkına elde ettiği hakları tırpanlanmış oldu. Şimdi de Tayyipgiller, hem yasadaki “her yıl için 30 günlük ücret” düzenlemesini kaldırmakta hem de “Fon” aldatmacasıyla en az 10 yıl çalışmadan işçilerin bu haktan yararlanmasını engellemek istemektedirler. Oysa Kıdem Tazminatı, çalışanların yıllarca çalışmaları sonucu biriktirdiği alın terleridir. Her ne kadar tavan sınırı getirilmişse de işçi kardeşlerimiz emekli olduğu zaman eline geçen bu toplu parayı az da olsa bir yarasına merhem yapmaktadır.

Tayyipgiller’in hazırladığı Kıdem Tazminatı Fonu düzenlemesiyle yerli-yabancı Parababaları ve onların ekonomik örgütleri, Kıdem Tazminatını ortadan kaldırarak ülkemizi “ucuz işgücü cenneti”ne, dikensiz gül bahçesine çevirmenin hesabını yapmaktadırlar.

Çalışma yaşamının esnekleştirilmesinin bir parçası olarak kolay işçi alıp kolayca çıkarmak; insanları işsizlik, pahalılık cehennemine atmak istemektedirler.

Ücret ve sosyal hakların toplamından oluşan Kıdem Tazminatı hesabını, çıplak ücrete indirgeyerek ve Fona devrederek, 20 yıl çalışan işçi 6 maaş tutarında kıdem tazminatı alsın, denmektedir.

Gençler;

Bana ne demeyin, sizler yarının çalışanlarısınız. Gasp edilen sizin geleceğinizdir. Çalışma yaşamına atıldığınızda, zar-zor da olsa bulduğunuz bir işte kolayca kapı önüne koyulacaksınız patronlar tarafından. Kıdem Tazminatının şu andaki kötü uygulaması bile kısmi de olsa iş güvencesidir. Onun için geleceğinize sahip çıkın.

Emekçi, cefakâr, yiğit halklarımız;

Tayyipgiller’in IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi Emperyalistlerin ekonomik örgütleri eliyle yaptıkları ihanetler saymakla bitmez. “Sağlıkta Reform” adı altında sağlığı paralı hale getirdiler. Özelleştirme adı altında Cumhuriyetin kazanımlarını yerli yabancı Parababalarına peşkeş çektiler. Emeklilik yaşını ve prim gün sayısını yükselterek yeni nesil için emekliliği hayale dönüştürdüler; Mezarda Emekliliği dayattılar. 4857 Sayılı İş Yasasıyla Esnek Çalışma modelini getirdiler. İşsizliği büyüttüler. Sınavlarda emek hırsızlığı yaparak çocuklarımızın geleceğini çaldılar. Ülkemizi Emperyalistler için yolgeçen hanı yaptılar. Saymaya devam etsek sayfalar yetmez Tayyipgiller’in ihanetlerine…

İşçiler, emekçiler, kardeşler!

AB-D Emperyalistleri ve Yerli Satılmışlar Cephesinin, Tayyipgiller’in bu hayâsızca gidişine, sınır tanımaz ihanetlerine ne kadar seyirci kalacağız? Geleceğimizi karartmalarına ne kadar daha sessiz kalacağız?..

Yerli yabancı Parababaları için yapılan bu düzenlemelere karşı her yerde sesimizi yükseltelim. İşyerlerimizde, semtlerimizde, sendikalarımızda, derneklerimizde halklarımızı aydınlatalım, mücadeleye katalım. Unutmayalım ki Örgütlü, Birleşik Bir Halkı, Hiçbir Güç Yenemez!

Halkın Kurtuluş Partisi, ABD-AB Emperyalistleri ve Yerli Satılmışlar Cephesine Karşı Halk Kurtuluş Cephesini Örmek için mücadele etmektedir. “Vatan Aşkını Söylemekten Korkar Hale Gelmektense Ölmek Yeğdir” şiarıyla hareket etmektedir.

 

Er geç bu satılmışlar cephesi Demokratik Halk İktidarıyla yıkılacak, bu hayâsız zulüm ve soygun düzeni sona erecektir. Buna inancımız tamdır. 23.09.2011

 

KIDEM TAZMİNATI HAKTIR GASPEDİLEMEZ!

İŞÇİLERİN BİRLİĞİ SERMAYEYİ YENECEK!

HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ

İZMİR İL ÖRGÜTÜ