CHP’li kardeş…

CHP’li kardeş…

Kılıçdaroğlu Kemal, “Ekmek için Ekmeleddin”i, bir başına aldığı bir kararla Cumhurbaşkanı adayımız diye açıklıyor.

O günün CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem İnce’ye soruyor medya; “Bu adayı nasıl belirlediniz?” diye.

Cevabı aynen şu:

“Ben de sizin gibi medyadan duydum, öğrendim, adayımızın kim olduğunu.”

Böyle bir parti olabilir mi yahu?..

Şimdi ne oldu, Yeni CHP’nin Merkez Yönetim Kurulu, Parti Meclisi vs.si?

Hikâye…

Hepsini at çöpe…

O kurulları dolduran zatı muhteremler de hiç alınıp kırılmıyorlar.

“Yahu Cumhurbaşkanlığı adayı gibi önemli bir konuda bile bize bir şey sorulmadığı gibi, haber dahi verilmeden aday belirleniyor, demek ki biz burada eşekbaşıymışız”, diyemiyorlar.

Hepsi amigolaşmış, kullaşmış.

Sprpsçu Kemal, bu kadarla da yetinmiyor. CHP seçmenini ahmak yerine de koyuyor. O konuda da hiç utanıp sıkılmadan aynen şunu söylüyor:

“Tıpış tıpış gideceksiniz, Ekmeleddin Bey’e oyunuzu vereceksiniz.”

Sorosdaroğlu Kemal diyor ki;

“Biz 1930’ların, 1940’ların CHP’si değiliz. Biz, demokrasi ve özgürlüğü savunuyoruz.”

Bu nasıl demokrasiyi savunmak, bu nasıl demokratlık, Sorosdaroğlu!

Sen, bırakalım ülkede demokrasiyi savunmayı, partin içinde bile demokrasinin esamisini okutmuyorsun.

CHP’li kardeş; Kılıçdaroğlu, apaçık ki Ekmeleddin’i hiçbir CHP’liye danışmadan, sormadan, adını çıtlatmadan “adayımız” diye açıklamada bulunuyor, medya karşısına çıkıp.

Fakat, muhakkak ki, birileri ona önerdi Ekmeleddin’i. Hatta, emretti. Bu da, belki tartıştı onlarla, belki de ona bile gücü yetmeyip, “emriniz olur”, dedi. İşin orası bizce meçhul.

“Ekmek için Ekmeleddin” ki, babası Mehmed İhsan Efendi, Laik Cumhuriyet Türkiyesi’nde yaşamayı hazmedemediği için kalkıp krallıkla yönetilen Mısır’a gidiyor, orada kendisi gibi din sapkını Ortaçağcılarla birlikte koloni kurup dincilik ediyor. Bu konuda, isterseniz, Odatv’de yayımlanan şu yazıyı alıntılayalım:

“CHP ve MHP’nin ortak cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun babası Mehmet İhsan Efendi, 1902 yılı Yozgat doğumlu. Babası, Ağvanlı (Ayan) oğullarından Molla Mehmed oğlu Hacı Abdülaziz Efendi. Annesi, Sultan Abdülmecid döneminde Yozgat’a yerleşen ve sultanın büyük iltifatına mazhar olan Şeyh Tayyib’in kızı Fatma Hanım.

“İhsan Efendi, ilk ve ortaokullarından sonra bir süre Yozgat’ta Mekteb-i Sultani’de ve medreselerde okudu. Önce İstanbul’a oradan da, Cumhuriyetin ilanından bir yıl sonra 1924 yılında, 22 yaşındayken Mısır’a “hicret etti.”

“CUMHURİYET’İ SİNDİREMEDİ

“Dinci yayınlarda İhsan Efendi’nin Mısır’a gitmesi “ilim tahsilini daha ileri seviyeye götürmek için” diye açıklanır. Bunun gerçekle ilgisi yoktur. O dönemde Cumhuriyet’i ve Kemalist devrimleri içlerine sindiremeyenlerin kaçış yeridir Mısır.

“Osmanlı’nın son Şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendi de soluğu Mısır’da alanlar arasındadır. O Mustafa Sabri ki Kemalistlerin can düşmanıdır, Kuvayı Milliyeciler için idam fetvaları ondan çıkar ve Yıldız Sarayı’nda Vahdettin başkanlığında toplanan Meclis-i Âlî’de Sevr anlaşmasının kabul edilmesi yönünde görüş bildirenlerin başında gelir. Kurtuluş’tan sonra 150’likler listesinde hak ettiği yeri alır.

“Türkiye’den kaçan Şeriatçılar Mısır’da kümelenirler ve yakın siyasal tarihimizde “Mısır diasporası” olarak geçerler. Ankara’ya ve cumhuriyete düşmandırlar. Mısır Kralı Fuad, daha sonra Kral Faruk’un koruması altındadırlar. Öyle ki bu kişiler, Türkiye’deki büyük devrime ve Atatürk’e hayran Mısır’ın entelektüel çevreleri ile polemiğe bile girişirler.” (http://odatv.com/ihsanoglunun-babasinin-mezarindaki-bu-ayrintiyi-kimse-gormedi-1806141200.html)

İhsan Efendi hakkında, Tayyipgiller’in Yeni Akit’inde de övgü babında bir yazı yayımlanır. Oradan da bir bölüm aktaralım:

“TEK PARTİ’YE AĞIR ELEŞTİRİ YAPMIŞ

“Türkiye’deki baskı sonucu 1924’te Mısır’a hicret eden Ekmeleddin İhsanoğlu’nun babası Yozgatlı İhsan Efendi’yle alakalı bir hatırayı merhum Ali Ulvi Kurucu Hoca şöyle anlatmıştı:  “Bir bayramdı. Arkadaşlarla hocanın (İhsan Efendi) evine gitmiştik. Memleket, millet meseleleri konuştuk. Aramızda, sonraları Diyanet’te üst düzey vazife almış, Hamdi Kasapoğlu adında bir öğrenci de vardı. Söz memleketten açılınca o da, biraz şakaya vurarak, ‘İnşallah memlekete döndüğümde, ‘şapka haramdır’ diyenlere karşı, ben iki şapka giyeceğim.’ dedi. Kasapoğlu’nun yarı şaka yarı ciddi söylediği bu lafları İhsan Efendi ciddiye aldı ve; “Sus ulan, sahtekâr! Şakanın da bir haddi, sınırı var. İki şapka giyip de memlekete ne kazandıracaksın.  Millet senin yüzüne tükürür! Millet, başına geçenlerin hıyanetleri yüzünden şimdi şaşkın ve üzgündür. Bu günler geçecek, biraz kendini toplasın, bak neler olur!” (http://www.yeniakit.com.tr/haber/ihsanoglunun-babasi-chp-zulmunden-kacmis-21010.html)

İşte Ekmeleddin de orada ve böyle bir dinci ortam içinde doğuyor, büyüyor, tabiî ruhiyatı ve zihniyeti de şekilleniyor. 1943’te Kahire’de doğan Ekmeleddin, ancak 1970’te Türkiye’ye geliyor.

Ömründe bir kez olsun CHP’ye oy vermediği gibi, hayırhah da bakmıyor. Hâlâ da CHP’ye oy vermişliği yoktur, Ekmeleddin’in. Malum, şu anda da Saray’ın Arka Bahçeli’sinin Kontrgerilla Partisi olan MHP’den milletvekilidir.

Şimdi soralım CHP’li kardeşlerimize:

Bu mudur, Mustafa Kemal’in kurduğu CHP’nin anlayışı?

Siz de adınız gibi biliyorsunuz ki, kesinlikle hayır…

Ama, işte hep söylediğimiz gibi, Sorosçu’nun Yeni CHP’sinin, Mustafa Kemal’lerin, İnönü’lerin Gerçek CHP’siyle zerre kadar olsun ilgisi, benzerliği yoktur.

Gerçek CHP, “Bizi yok etmek isteyen ABD’nin de dahil olduğu Batı Emperyalizmine” karşıdır.

Sorosçu’nun Yeni CHP’si ise, ABD’nin ve AB’nin dostudur, yandaşıdır, hizmetkârıdır.

Gerçek CHP, laiktir. Laikliği savunur. Ortaçağcı yapılanmalara, Muaviye-Yezid Dinciliğine karşıdır. Tarikatlara, cemaatlere karşıdır.

Ne diyor Mustafa Kemal?

“Biricik yol gösterici, akıldır, bilimdir, fendir.”

Gerçek CHP, Tam Bağımsızlıkçıdır. Ulusal onuru savunur.

Sorosçu’nun Yeni CHP’si ise ulusal onurdan filan bihaberdir. ABD hizmetkârlığını baş tacı etmiştir.

O, emperyalist haydut ABD Çakalının Ortadoğu’daki BOP’unun yerel taşeronlarından biridir, Meclisteki diğer Üç Amerikancı Burjuva Partisi gibi.

Gerçek CHP, sosyal demokrattır.

Sorosçu’nun Yeni CHP’siyse, yerli-yabancı, Antika ve Modern Parababaları düzeninin savunucusudur. Sosyal demokratlıkla filan hiçbir bağı kalmamıştır artık.

Özetçe kardeşler;

Demek ki Meclisteki Amerikancı Sermaye Partilerinin tamamı, ABD’nin ve AB’nin ülkemizdeki değişik piyonlarıdır, hizmetkârlarıdır, taşeronlarıdır.

Oyunun kuralı gereği, farklı farklı oynarlar tabiî.

Biri dinci oynar, öbürü sözde cumhuriyetçi. Biri Türkçü oynar, öbürü Kürtçü…

Böylece de Türkiye Halkının tamamını kandırıp kündeler bu ABD hizmetkârları.

Ülkemizi de adım adım BOP cehennemine doğru sürükleyip götürürler.

Gün gelecek, emperyalist çakal ABD ve AB’den olduğu gibi, bu yerli hizmetkârlarından da hesap sorulacak. Ve bunların tamamı Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşımız sonrasında olduğu gibi, hesaba çekilecekler, hesap verecekler ve sonunda da defolup gidecekler ülkemizden.

Burada bir yanlış anlamaya kapı açmamak için vurgulayalım:

Bizim karşıtımız, düşmanımız, CHP’yi bu içler acısı hale düşüren Sorosçu Kemal ve avanesidir. Onların takım taklavatıdır.

Yoksa; içtenlikli, CHP’ye umut bağlamış insanlarımız bizim dostumuzdur, kardeşimizdir. Zaten bu eleştirilerimizin amacı onları uyandırmak ve onlara dostu düşmandan ayırt etmeyi gösterebilmektir.

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

22 Ağustos 2017

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı

 

Print Friendly, PDF & Email