ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!

HKP_amblemÇANAKKALE GEÇİLMEZ!

Sevgi ve saygıdeğer Çanakkale Halkı

Çanakkale Zaferi, sadece bizim değil, tüm mazlum milletlerin emperyalizme karşı ilk zaferidir.

Çanakkale Zaferi, Kürdüyle Türküyle, Lazıyla Çerkeziyle, kadınıyla erkeğiyle, çocu­ğuyla yaşlısıyla tüm halkımızın kanı pahasına kazanılan, o güne kadar Tarihin gördüğü en büyük Haçlı donanmasını yenen ve Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın seyrini değiştirerek tarihe “ÇANAKKALE GEÇİLMEZ” sözünü yazdıran ve bu büyük destanı yaratanların oluk oluk akan kanlarıyla kazanılan bir büyük zaferdir.

100 yıl önce emperyalistleri, ölmeyi emreden Mustafa Kemal’in emrine uyup canları pa­hasına Çanakkale’den geçirmeyen, emperyalist “savaş köpeklerini” kuyruklarını kıstırıp inlerine geri gönderen önderlerimizin, atalarımızın onurunu ve gururunu yaşatmak için Halkın Kurtuluş Partisi olarak yapacağımız basın açıklamasına tüm Çanakkale Halkını davet ediyoruz.

Şan olsun bu destanı yaratanlara!

Şan olsun Mustafa Kemal’e ve Birinci Kuvayimilliyecilere!

 

Basın Açıklamasının yapılacağı;

Tarih : 18 Mart 2015 Çarşamba

Saat: 09.30

Yer: Cumhuriyet Meydanı

                                  ÇANAKKALE

*********************************

Çanakkale Zaferi’ni kutlamak onurumuz, hakkımız ve ödevimizdir!

Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sırasında, Batılı Emperyalistler İstanbul’u işgal etmek, Çanakkale ve İstanbul Boğazları’nı ele geçirmek, Çarlık Rusyası’na yardım ederek Büyük Ekim Devrimi’ni boğmak amacıyla ilk adım olarak Çanakkale Boğazı’na saldırdılar.

Osmanlı İmparatorluğu ve Batılı Emperyalistler arasında çıkan Çanakkale deniz ve kara savaşlarından, Emperyalistler büyük bir yenilgiyle çıktılar. Çanakkale Zaferi mazlum ulusların emperyalistlere karşı ilk zaferidir.

Bu büyük zafer destansı olaylarla doludur.

Bir gece yarısı, Nusret Mayın Gemisi, 26 mayınla düşman gemilerinin arasına sızdı. 26 mayını hiç tahmin edemeyecekleri güzergâha serpti. Ve günler sonra ikmal için hareket eden gemiler bir bir patlayıp boğazın sularına gömüldü. Geminin komutanı Yüzbaşı Hakkı Bey, henüz yeni bir kalp krizi geçirmişti ama bu görevdeki yerini aldı korkusuzca. Hakkı Bey görevini tamamladı ama kalbi ne yazık ki bu heyecana dayanamadı.

Balıkesir’in Havran ilçesinde doğan Seyit Onbaşı, 1909 yılında başladı askerliğine. 1912 Balkan Savaşları’nda savaştı. Çanakkale Savaşı’nda topçu eri olarak savaşmaya devam etti. Ayakta kalan tek topun mermi kaldıran vinci bozulmuştu. Ve Seyit Onbaşı, 215 kiloluk top mermilerini sırtlayıp sürdü topun ağzına. Hem de 3 tanesini ard arda. Bu atışlarla Fransız zırhlısı Bouvet’ye ağır hasar verdi. Bu başarısından dolayı onbaşılık unvanı aldı.

Çanakkale Şehitliklerinde Kürt, Türk bütün memleketin gencecik fidanları, 15-16 yaşındaki çocukları yan yana yatıyor.

Halklar seferber olmuştu ülkelerini işgal eden emperyalistlere karşı. Ve bu seferberlik, bu kardeşçe birlik Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızda da devam edecekti, aynı emperyalistlere karşı. Türk ve Kürt halklarının kader birliği emperyalistleri bir kez daha yenilgiye uğratacaktı.

Ülkesini emperyalistlere işgal ettirmemek için canı kanı pahasına dövüşen yiğitlerin yemek listesinde neredeyse sadece kuru ekmek vardı, o da her öğün verilemiyordu:

  1. Alay Yemek Listesi 

15 Haziran Sabah: Üzüm hoşafı    Öğle: Yok     Akşam: Yağlı Buğday çorbası, ekmek

16 Haziran Sabah: Yok                    Öğle: Yok     Akşam: Üzüm Hoşafı, ekmek

17 Haziran Sabah:Üzüm hoşafı     Öğle: yok      Akşam: yarım ekmek

18 Haziran Sabah:Yarım ekmek    Öğle: yok      Akşam: şekeriz üzüm hoşafı

19 Haziran’da ordu emriyle ekmek istihkakı 500 grama indirilmiştir.

İşte Çanakkale’yi emperyalistler için geçilmez yapan, Ortaçağcıların durmadan pompaladıkları gibi, mezarlarından kalkıp gelen evliyalar değil, Türk-Kürt halklarının cesur, kahraman evlatlarıdır. Kanı canı pahasına, yalın ayak, aç karnına vatan savunması yapan, Batılı Emperyalistlere geçit vermeyen yiğitlerdir.

Arıburnu’na çıkan emperyalist ordularının yarımada içlerine ilerlemesini durduran ve bu başarısı üzerine yarbaylıktan albaylığa terfi eden Mustafa Kemal ve onun gibi komutanlardır, Çanakkale’yi geçilmez yapan.

İngilizlerin Ağustos ayında Suvla Körfezi’ne yaptığı ikinci çıkartmadan sonra, Mustafa Kemal Anafartalar Grubu Komutanı olarak 9-10 Ağustos’ta Anafartalar Zaferi’ni kazanmıştır.

Mustafa Kemal’in kendi ağzından dinleyelim:

“(…)bir müfreze askerin Conkbayırına doğru koşmakta, kaçmakta olduğunu gördüm. Bu askerlerin önüne kendim çıkarak: -Niçin kaçıyorsunuz? dedim. -Efendim düşman dediler! -Nerede? -İşte! diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler. Gerçekten de düşmanın bir avcı kuvveti 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve tam bir serbestlik içinde ileriye doğru yürüyordu. Şimdi vaziyeti düşünün. Ben kuvvetleri (geride) bırakmışım, askerler on dakika istirahat etsin, diye. Düşman da bu tepeye gelmiş. Demek ki düşman bana benim askerlerimden daha yakın! Ve düşman benim yere gelse kuvvetlerim çok kötü bir duruma düşecekti. (…) Kaçan askerlere: – Düşmandan kaçılmaz, dedim. – Cephanemiz kalmadı, dediler. – Cephaneniz yoksa süngünüz var, dedim. Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım. Yere yatırdım. (…)Bu askerler süngü takıp yere yatınca, düşman askerleri de yere yattı. Kazandığımız an, bu andır.”

Tümen Komutanı Mustafa Kemal, daha sonra karşı saldırıya geçmek üzere 57. Alay’a şu emri verir: “Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir.”

Ve Mustafa Kemal, Çanakkale Zaferi için; “Bir gün şafakla birlikte topraklarımıza, insanlarımıza ve mukaddesatımıza saldırmışlardı. İçlerinde nereye, niçin geldiğini bilmeyen masum zavallılar da vardı. Haçlı ruhunu yüreğinin derinliklerinde gizleyenler de. (…) Zafer kazanma arzusuyla toprağımıza ayak basıp arkadaşlarını, ayaklarını, kollarını ve canlarını burada bırakıp, utanarak gittiler. GELDİKLERİ GİBİ GİTTİLER”.

Çanakkale Savaşları’nda, yabancı tarihçilerin de kabul ettiği gibi, en önemli rolü oynayan komutan Mustafa Kemal olmuştur. Savaş dehası ve cesaretiyle kahramanca birliklerini zafere taşımıştır. Birinci Kurtuluş Savaşımıza giden yol ilmek ilmek örülmüştür.

Çanakkale Zaferi aynı zamanda Lenin önderliğindeki Büyük Ekim Devrimi’nin de imdadına yetişti. Emperyalistlerin yardımından mahrum kalan kanlı zalim Rusya Çarlığı, devrimciler tarafından yıkıldı. Daha sonra Mustafa Kemal önderliğindeki Cumhuriyet’in en büyük müttefiki olan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği kuruldu.

Bu yıl Çanakkale Savaşları’nın yüzüncü yılını kutluyoruz. Tayyipgiller’in Çanakkale Valisi, bir genelgeyle, 18 Mart ve 24-25 Nisan 2015 günlerinde Mehmetçik Abidesi’nin bulunduğu Gelibolu Yarımadası’nın ziyaretçilere kapatılacağını açıkladı. Sözde gerekçe, Tayyip Erdoğan’ın ev sahipliğinde bir tören yapılacağı ve bu törene katılacak yabancı konukların sayıca fazla olacağı.

Asıl sebep ne?

Bu zafer kutlamaları sayesinde, Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın Emekçi Halklarımızın bilincinde canlanmasını istemiyor Tayyipgiller. Çanakkale Zaferi’nin Kahraman Komutanı Mustafa Kemal’e ve O’nun kurduğu Cumhuriyet’e düşmanlar bunlar. Çünkü varlık sebepleri bu düşmanlık üzerine kurulu. Bu yüzden, Mustafa Kemal’in ve Cumhuriyet’in değerlerinin Çanakkale Zaferi kutlamalarıyla anılmasına tahammül edemiyorlar. “Hain korkak olur.” İşte onlar da halkımıza yaptıkları ihanetlerin farkında oldukları için halktan korkuyorlar. Ve bu korku başka korkulara benzemiyor.

Çanakkale Zaferi, Emperyalistlere Karşı Mazlum Halkların İlk Zaferidir. İşte bu sebeple, bu zaferi kutlamakta sonsuz haklı olan halkımız bundan alıkonamaz. Yasaklarınız vız gelir.

Yıllardır olduğu gibi bugün de Çanakkale Zaferinin sınıfsal, askeri ve tarihsel özelliklerini, Mazlum Halkların Batılı Emperyalistler karşısındaki destansı direnişlerini anlattık, anlatmaya devam edeceğiz. Çanakkale Zaferini kutlama hakkı ve onuru için, Zaferin en büyük düşmanı olan Tayyipgiller’den izin alacak değiliz.

Emekçi Halkımız, Çanakkale’de, Birinci Kurtuluş Savaşı’mızda nasıl emperyalistleri ve onların yerli uşaklarını ait oldukları yere, Tarihin çöplüğüne gönderdiyse, İkinci Kurtuluş Savaşı’mızla ABD-AB Emperyalistlerini ve onların yerli uşakları olan Tayyipgiller’i de atalarının yanına gönderecektir. Tarihin akışı zaman zaman geriye gidişler olsa da bir bütün olarak hep ileriye doğrudur. Bu karanlık günlerden de İkinci Kurtuluş Savaşı’yla çıkacağız elbet! 17.03.2015

Yaşasın Çanakkale Zaferimiz!

Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi

Print Friendly, PDF & Email