AFGANİSTAN’DA TALİBAN BUDA HEYKELLERİNİ YIKMIŞTI,
ÜLKEMİZDEKİ DEVAMCILARI ORTAÇAĞCILAR DA
SEVİMLİ DEVRİMCİ ŞAİRİMİZ CAN YÜCEL’İN MEZARINI TAHRİP ETTİLER
Gerçi bu, onların ilk saldırısı değil… İlkin “tükürürüm böyle sanata” diyerek Ankara’nın Hititler’den kalma simgesine saldırdılar… Daha sonra Heykeltıraş Mehmet Aksoy’un, Kars’ta, daha tamamlanmamış (yapım aşamasında) olan İnsanlık Anıtı’na “ucube” diyerek “kaldırın” emrini verdiler… “Allahüekber” naralarıyla insanlık anıtını yerle bir ettiler… Geçtiğimiz aylarda Ressam Bedri Baykam’a da öldürmek kastıyla saldırdılar bir de bildiğimiz gibi.
Son olarak, bir Cuma günü (19 Ağustos 2011) devrimci şairimiz Can Yücel’in Datça’daki (yine heykeltıraş Mehmet Aksoy tarafından yapılan) mezarını tahrip ettiler. Cuma günleri, bu Ortaçağcı irticacıların, sözde toplu “ibadet” yaparken, birbirlerini kışkırtarak insanlığa ve insanlığın değerlerine saldırdığı günler olmuştur. Aynı Ortaçağcı güruhun bundan 18 yıl önce (2 Temmuz 1993’te) Madımak’ta ilerici-devrimci-yurtsever sanatçıları, şairleri, aydınları “Allah Allah” naralarıyla diri diri yaktıkları gün de yine bir Cuma idi..
Bildiğimiz gibi Ortaçağın egemen sınıfı Tefeci-Bezirgân Sermayedir. Üretimle hiçbir ilgisi bulunmayan gerici-asalak bu sınıfın ideolojisi ise Şeriattır. Amaçları, tüm toplumsal yaşamın Din (Şeriat) kurallarına göre biçimlendirilmesidir. Bu ise toplumsal yaşamda aklın, bilimin, sanatın dışlanmasıdır. Bu nedenle onlar sanata ve sanatçıya düşmandırlar. Kendi gerici-Ortaçağcı emellerini yansıtmayan şiire ve şaire de, yayına ve yazara da, müziğe de düşmandırlar. Velhasıl tüm pozitif bilimlere düşmandırlar.
AB-D Emperyalizmi ve yerli işbirlikçileri Tayyipgiller’in ülkemizdeki “Ilımlı İslam” projesi çerçevesinde toplum hızla Ortaçağcı bir anlayışla biçimlendirilmektedir. 12 Haziran Seçimlerinde “Allah’la kandırılmış”, meczuplaştırılmış kitlelerin oylarını da aldıktan sonra bu gidiş daha bir pervasızlaşmıştır. Ramazanda oruç yiyenlere, belediye otobüsüne şortla binen genç kızlarımıza saldırmaya kadar işi vardırmışlardır.
Tabiî bunların Müslümanlıkları sahte olduğundan ya da dini kitleleri kandırmanın bir aracı olarak kullandıklarından, İslamiyetin insancıl yönünden fersah fersah uzaktadırlar. Onlar için İslamiyetin en insancıl yönlerinden birisi olan; “Ölülerinizi hayırla yad ediniz” kuralının bir önemi yoktur. Bu nedenle şiirleriyle Parababaları düzenine ve Ortaçağcı gericiliğe karşı mücadele vermiş olan devrimci Şairimiz Can Yücel’e sağlığında kusamadıkları kinlerini, mezar taşlarını tahrip ederek kusmaktadırlar. Can Yücel’in ölüm yıldönümünde her yıl mezarı başında yapılan anmalardan iyice rahatsız olmuşlardır. Bu yılki anmadan sonra AKP Datça İlçe Başkanı’nın kışkırtıcı açıklamalar yapması da yukarıda belirttiğimiz, AB-D Emperyalizmi ve Tayyipgiller eliyle ülkemizin hızla Ortaçağın karanlıklarına çekilmekte olduğunun yeni bir kanıtıdır.
Partimizin önceki birçok açıklamasında da ısrarla vurgulandığı gibi; bunların Müslümanlığı kadar Demokratlıkları da sahtedir. Bunların “özgürlük, eşitlik, adalet, ileri demokrasi vb.” söylemlerinin hepsi; kendileri için vardır, kendilerinden olmayanlar, hele hele kendilerine karşı olanları için sahte “belge”lerle gözaltına alma, tutuklama ve Silivri zindanına tıkılmanın aracıdır.
Bir de bu hainane gidişe demokratik değişim diye çanak tutan hainler vardır. Bunların da ülkemizin Ortaçağın karanlığına sürüklenmesinde en az Tayyipgiller kadar suçu vardır. Onlara ise Can Baba’nın kendi şiiri ile yanıt vermek istiyoruz:
DÖNMEYENLER
öyle keyifli yazıyorum ki
bu adamlar hem üniversitede var
hem gastede yazar
hem de bozarlar
asaf savaş sakat
ve belgeli murat
bu murat belgeli murat
çok ingilizce bilir
ama hel’sinkiyle güvey girer
bu özel üniversite randevucuları
aydın doğan solcuları
dünyaya bir şey öğreteceklerini
sanırlar
ekonomi ekonomi diye
kendilerini unuttukları gibi
bizleri de unuturlar
bu adamların listesi
asaf savaş sakat
belgeli murat
ekonomist mete tuncer
turker alkan, fisun özbilgen
başlangıç celal
laçiner’i sayıyorum
adları lazım değil esasında
kendileri lazımlık
Ancak bu Ortaçağcılar ve yerli-yabancı Parababaları ile onların dönekleştirdiği hainler bilsinler ki, yaşadığımız günler çok acı da olsa, her geçen gün yeni bedeller ödeniyorsa da bu geriye savrulma geçicidir. Eninde sonunda bu gerici rüzgâr dağıtılacak, AB-D Emperyalistleri ve yerli işbirlikçileri Türkiye Halklarından hak ettikleri dersi alacaktır.
Ve Kurtuluş Partisi’nin gerçekleştireceği Demokratik Halk İktidarında; bilime, sanata, tarihe, doğaya, çevreye, toplumumuzun yüz akı bilim insanları ve sanatçılarına gereken önem verilecek, onların eserlerini gönül rahatlığıyla üretmelerinin önündeki bütün engeller ortadan kaldırılacaktır. 29/08/2011
HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ
İZMİR İL ÖRGÜTÜ