Bunca aşağılanmaya, bunca hakarete uğramışlığa rağmen, bu ne samimiyet, bu ne muhabbet böyle yahu…

Bunca aşağılanmaya, bunca hakarete uğramışlığa rağmen, bu ne samimiyet, bu ne muhabbet böyle yahu…

 Saygıdeğer arkadaşlar;

Ne dedi, Kaçak Saraylı Reis Amerika’ya?

“Müttefikin biz miyiz, yoksa terör örgütü PKK mi, PYD mi?”

Amerika ne cevap verdi?

“PYD, YPG bizim bölgedeki yerel ortağımızdır.”

Kaçak Saraylı Reis yine sordu:

“Bize parasını vererek almak istediğimiz silahları vermiyorsun, terör örgütü YPG’ye bedava veriyorsun.”

Amerika ne karşılık verdi?

Kaçak Saraylı Hafız, tam da Amerika’ya hareket edeceği gün,  her türden (ağırı, hafifi) silahla dolu yüzlerce TIR’ı YPG’nin mevzilerine getirip teslim ediverdi.

Ne yaptı buna, Kaçak Saraylı?

Hiçbir şey…

Ölü numarasına yattı.

Çünkü ABD Emperyalist Çakalı, yersen lokantası açmış, Kaçak Saraylı ve avanesine. “Bizden böyle, Hafız”, diyor. “İşine gelirse… Hani bilirsin sen bizim gücümüzü. Seni getirdiğimiz gibi, neye uğradığını anlamadan götürüveririz de. İyisi mi aklını başına al, gacırtı yapma… Biz ne emredersek onu yapacaksın, eğer iktidarını sürdürmek istiyorsan… Ok?”

Bunlarla da yetinmedi, ABD Çakalı. Kaçak Saraylı’nın milyarlarca dolarlık akçeli iş tuttuğu Rıza Sarraf’ı enseleyip tıkıverdi içeriye.

Yine yetinmedi; Kaçak Saraylı’nın kamu malı hırsızlığı suç ortaklarından, Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’yı da enseleyip atıverdi zindanına. Tabiî Genel Müdürü bulsa onu da anında derdest edecek.

Bir türlü gözü doymadı ABD Çakalının. İndirdikçe indirdi suratına Osmanlı tokadını art arda Kaçak Saraylı ve avanesinin. Geçen dönemin 700 bin liralık rüşvet kol saatiyle meşhur Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ı da anında dahil etti, ağır suçlular listesine. Hakkında toplam 90 yıla varan ceza istemiyle dava açtırtıp tutuklama kararı çıkarttı. Bunu yaparken de, “Bak, dikkatini çekerim. Dosyada daha 9 kişinin adı var. Onları şimdilik açıklamıyoruz.”, deyiverdi.

Tabiî ne anlama gelir bu?

Açık, değil mi?

Yani demek istiyor ki, bir sinyalimizle senin hakkında da, hem de 90 yılı aşan, ceza istemleriyle tutuklama çıkartıveririz. Bizim için sinek kovalamak kadar basit olur bu iş.

Ulan emperyalist kâfir!

İnsan biraz dur durak bilir yahu…

Ama işte çakal ruhiyatı böyle olur. Bir kere boyun eğdirmeye görsün hasmına; geldikçe gelir üstüne, ezdikçe ezer onu… İnsaf merhamet bilmez…

Biliyorsunuz; Kaçak Saraylı’nın korumaları hakkında da dava açtırtıp tutuklamalar çıkartıverdi, ABD.

Tayyip ve onun AKP’giller’i tüm bu hakaretlerden, aşağılanmalardan rahatsız olmuşlar mı dersiniz?

Görünürde hiç öyle bir halleri yok…

Biliyorsunuz; Kaçak Saraylı Hafız, Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantısına katılmak üzere geçenlerde ABD’ye gitti yine. Fakat, o binlerce kişilik koruma ordusundan bir tek kişiyi bile götüremedi yanında. Bindi lüks uçağına, uçtu efendisinin diyarına…

Ne oldu Hafız, o korumalara?

Hani kara gözlükler ardından afilli afilli dört bir yana bakıp poz keserlerdi etrafında, sen meydanlarda gariban halkımızın karşısında kükrerken…

İndi Hafız, ABD’de uçağından; teslim etti kendisini efendisinin polislerine.

İş bunlarla bitmedi tabiî. Efendisiyle de görüştü Hafız. Ve direktiflerini aldı ondan.

Görüşme sonrası, adetten olduğu üzere medya karşısına geçip açıklamalar yaptılar. Bakın ne diyor, emperyalist çakalın keser kaçığı Başkanı Trump:

“Erdoğan dostum haline geldi. Dünyanın çok zorlu bir bölgesinde görev yapıyor. Çok da başarılı işler yapıyor. Bence Türkiye ve ABD şu anda hiç olmadığı kadar birbirine yakın.” (http://www.milliyet.com.tr/son-dakika-erdogan-trump-siyaset-2523687/)

Apaçık görüldüğü gibi, adam sarakaya alıyor bizimkini. Resmen kafa buluyor. Hani amiyane tabirle t… geçiyor düpedüz.

Ben BOP’u kararlılıkla, adım adım uyguluyorum. Sen de hizmette kusur etmiyorsun. Bu işte sana verdiğim görevi eksiksiz bir şekilde yerine getiriyorsun.

“Afferin oğlum Mehmet, sen bu yolda devam et…”

Peki, Kaçak Saraylı ne buyuruyor, görüşme hakkında?

“Değerli dostum Donald ile bugün heyetler arası ve ikili görüşme gerçekleştireceğiz. İnanıyorum ki gerek Amerika-Türkiye ilişkileri gerekse bölgesel gelişmeler, dünyadaki diğer konuları ele alma fırsatını bulacağız. Ben de bu fırsatı yakaladığımız için kendilerine özellikle çok teşekkür ediyorum.” (https://www.haberler.com/trump-erdogan-i-ove-ove-bitiremedi-benim-10053617-haberi/)

Daha sen çok teşekkürler edersin Hafız…

Adam yapmadığını bırakmaz sana, ülkemize, vatanımıza; ama sen teşekkür etmeye devam edersin…

Burada soralım, AKP’giller’in cahil, yoksul, gariban “hülooğğ”cularına:

“Dünya Lideri Reis”iniz bu, öyle mi?

Yersen papaz eriği…

Saygıdeğer Halkımız;

Bu insanlar bizim dünyamıza ait insanlar değil. Bizim taşıdığımız insani, vicdani, ahlâki değerlerin zerresi yok bunlarda. Bunlar başka türden canlılar…

İşin en acı yanı da nedir, biliyor musunuz?

Ülkemizi temsil eder görünüyorlar…

İnsanı kahreden bu oluyor işte…

Eeey Türkiye’m!

Bu emperyalist çakalları yeryüzünde ilk kez hezimete uğratıp tüm Mazlum Milletlere örnek, umut, moral ve güç kaynağı olacaksın, sonra da gelip bu hallere düşeceksin…

Bu, kaderin ne İblisçe bir oyunudur yahu!

Fakat fazla umutlanmasın emperyalist haydutlar. İkinci Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaş’ımızı da eninde sonunda zafere taşıyacağız.

Belki zor olacak, kanlı olacak, acılarla dolu olacak, büyük fedakârlıklar gerektirecek ama en sonunda yine zafer bizim olacak.

Bu emperyalist haydutlar sürüsü, Birincisinde olduğu gibi, bu kez de yine “Geldikleri gibi gidecekler.”

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

25 Eylül 2017

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı