Bre Hain! Hem 18 Ada’nın Yunanistan tarafından işgaline…

Bre Hain!

Hem 18 Ada’nın Yunanistan tarafından işgaline gıkını çıkaramıyorsun, hem de mütecavizleri defedecek askerimize “Yapma! İşgal altındaki adalardan uzak dur!”, diyorsun, öyle mi?

Böylece de hainliğini ve vatan satıcılığını katmerlendiriyorsun. Yani hain kere hain oluyorsun…

 

Namuslu Emekli Askerimiz Ümit Yalım, konuya ilişkin bir söyleşi daha yaptı, Sözcü Gazetesi’nden Saygı Öztürk’le. Saygı Öztürk söyleşiyi şu şekilde haberleştirdi:

“Askere, “yaklaşmayın” talimatı var

“Türkiye’ye ait adaların Yunan askerleri tarafından işgal edildiğini, Yunan Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanlarının, papazların sıkça askerleri ziyaret ettiğini, milislerin eğitildiğini, paraşüt atlayışlarının yapıldığını, adaların silahlandırıldığını belgeleriyle sıkça gündeme getiriyoruz. Adaların işgalini ilk anlatan, belgelerle ortaya koyan ise emekli Kurmay Albay Ümit Yalım oldu. Bosna’da Müşterek Harekat Merkezi’nde, 2. Ordu Harekat Merkezi’nde görev aldı. Adalarımızın durumunu Genelkurmay karargahında Silahlı Kuvvetler Komuta ve Harekat Merkezi’nin amirliğini yaptığı dönemde yakından görmeye başladı. Görevli olduğu yer hava sahası, karasuları ihlalleri, üs uçuş izinleri, hava limanları uçuş izinleriyle de ilgiliydi. Yunanistan Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı sitelerine girip işgaller ve gelişmeleri adım adım izledi.

“YAZILI EMİR” İSTİYORLAR

“Kendisi de emekli kurmay albay olan Ümit Yalım, kaldığı orduevlerinde, dost ortamlarında eski meslektaşlarıyla konuşuyor. Yalım, “İnanın bütün subaylar bu işgalden alabildiğine rahatsız. Onlar, adalarla ilgili her gelişmeyi hemen Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi’ne anında rapor ettiklerini ama hiçbir şey yapılmadığını” belirtiyor, bu yüzden ilgili gelişmeleri SÖZCÜ’ye şöyle aktarıyor:

“Sahil Güvenlik Komutanlığı’nda görevli subaylara, ‘işgal altındaki adalara yaklaşmayın talimatı’ var. Subaylar da ‘Burası bizim devriye alanımız. Eğer gitmemizi istemiyorsanız yazılı emir verin’ diyor. Sahil Güvenlik Komutanı ve kurmay başkanı da yazılı emir veremiyor. Subaylar da işgal edilen adalar dahil o bölgede dolaşıyor.

“Her gemide, ‘gemi jurnali’ var. Bu jurnale, yapılan bütün seyirler kaydediliyor. Dolayısıyla o subaylar hem milli görev yapıyor, vatan toprağına sahip çıkıyor hem de ilerde doğabilecek yargılamalar karşısında kendilerini garanti altına alıyorlar.

“YUNAN ASKERİ KORUMA ALTINDA

“Her ordunun savunmakla sorumlu olduğu vatan toprağı var. Ege’deki adalar da Ege Ordu Komutanlığı’nın sorumluluğu altında… Bunlar da, adalardaki gelişmeleri rapor ediyor ama üst taraftan bir sonuç alamıyor. Adaların içinde ise asayiş ve güvenlikten jandarma sorumlu… Adaların etrafındaki karasularının emniyetini sağlamak ise Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın görevidir. Hepsinin sorumlusu ise il valisidir.

“Genelkurmay Başkanlığı da kendilerine ulaşan adalarla ilgili olup bitenleri rapor ediyor. Ancak İç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesi değiştirildiği için onların da eli-kolu bağlandı. Yasaya göre asker, yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmakla yükümlü. Temmuz 2013’e kadar yurt içinde de tehditten sorumluydu. Bu tarihten sonra yurt içindeki tehdit ve tehlikelere karşı askerin sorumluluğu kalmadı. Yapılan bu kanun değişikliğiyle yurt içinde bulunan Yunan askerleri, kanunla TSK’ya karşı koruma altına alındı.

“ÖNLEME DE YAPILMIYOR

“Daha önceleri bir Yunan helikopteri adalarımıza gelmek isterse Çiğli’den kalkan uçaklar önleme yapar, helikopteri sokmazdı. Şimdi bu önleme yapılmıyor. Hem kanundan, hem de hükümetten kaynaklanıyor.

“Türk Hava Kuvvetlerimiz işgal edilen adalarımızın üzerinden uçup ‘egemenlik’ gösteriyor. Çünkü hava sahası bize ait. Yunan Genelkurmay Başkanlığı, adalar üzerindeki uçuşları sanki kendi hava sahasını ihlal etmişiz gibi şikayet ediyor.

“Ben, adalarımızın işgalini ilk kez 31 Aralık 2008’de öğrenmiştim. Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı ile Genelkurmay Başkanı Aydın’a bağlı Bulamaç Adası’na gitti. Hava Kuvvetleri, ‘hava sahası ihlali’ verdi. ‘Bunların hava sahamızda ne işi var?’ diye araştırınca olay ortaya çıktı. Bu olaydan sonra 6 Ocak 2009’da Yunan Cumhurbaşkanı Papulyas Aydın’ın Eşek Adası’na gitti.

“O ADAYA BAYRAK DİKİLECEK

“Bunun üzerine Dışişleri Bakanlığı’ndaki diplomatları Genelkurmay’a davet ettik, müşterek bir toplantı yaptık. Bu toplantıda Genelkurmay yetkilileri adaların boşaltılmasını talep etti. Hükümet kanadı ise bu konuda ayak sürüdü. Verilen arada önemli bir isim ‘bu adaların AKP hükümetinin bilgisi dahilinde işgal edildiğini’ itiraf etti. Bugün işgal edilen ada sayısı 18’e ulaştı.”

“İşgal edilen adalardan biri Nergiscik. Ümit Yalım’ın annesinin adı da Nergis. Anne, “Oğlum Nergiscik Adası’na ne zaman gideceğiz” deyince Ümit Yalım, “Merak etme, Yunanlıları çıkaracağız, bayrağımızı mutlaka bir gün çekeceğiz. Seni de adını taşıyan adaya götüreceğim” diye söz veriyor. Bakalım, Nergis Hanım o günleri görebilecek mi?” (http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/saygi-ozturk/askere-yaklasmayin-talimati-var-1840840/)

Ümit Yalım’ın söyleşide çok net bir şekilde ortaya koyduğu gibi, Vatan toprağını Yunanistan’a peşkeş çeken, Kaçak Saraylı Reis’in AKP’giller’iymiş.

Halkımıza bir kez daha söz veriyoruz ki, bu hainler, bu hırsızlar, bu halk düşmanları güruhunu eninde sonunda Çeşme’de ya da Bodrum’da kuracağımız bir mahkeme karşısına çıkaracağız. Bugünkü hukuk ve kanunlar çerçevesinde, hukuka ve vicdanına bağlı yargıçlar tarafından yargılanacak, bu vatan satıcıları. Sanmasınlar ki onlar ömür boyu Kaçak Saray’da, Mecliste, Bakanlıklarda devran sürecekler…

O mücrimler topluluğu, o Hırsızlar İmparatorluğunun tepeden tırnağa suça batmış şefleri, eninde sonunda, ama mutlaka çıkacaklar adalet karşısına.

18 Ada’mızı da, o işgalci Yunan çakallarından, onları yaptıklarına bin pişma ederek, alacağız. O vatan toprakları da kurtarılacak. Bundan dostun da, düşmanın da kuşkusu olmasın…

Hukukçu yoldaşlarımız, bu açık ve katmerli ihanet hakkında bir kez daha suç duyurusunda bulunsunlar bakalım…

Bu hainler topluluğu için hukuki soruşturma yürütmeyen savcı ve yargıçlar da suç ortaklıklarından dolayı, görevlerini kötüye kullanmaktan dolayı, sorumluluklarından kaçmaktan dolayı, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk Milletine ihanetten dolayı yargılanırlar. Bunu da söylemiş olalım. Ki, bilsinler ve yazsınlar belleklerine…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

16 Mayıs 2017

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı