ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ ARAZİSİNİ ABD TOPRAĞI YAPANLAR…

HKP, AOÇ’nin Aşama Aşama ABD Emperyalizmine Peşkeş Çekenler Hakkında Suç Duyurusunda Bulundu

ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ ARAZİSİNİ ABD TOPRAĞI YAPANLAR

HALKA HESAP VERECEK!

Partimiz, on beş yıldır, avazı çıktığı kadar feryat ediyor;

Bunlar, iktidarlarını ağababaları AB-D Emperyalistlerine borçlular…

Bunlar için, vatan, millet, ulusal değerlerin korunması, tam bağımsızlık gibi erdemlerin hiçbir önemi yoktur…

Bunlar; ümmetçi bir toplum özlemiyle ülkemizi Ortaçağın karanlıklarına götürmek istiyorlar…

Bunların tek bildikleri şey; vurgun, talan, hırsızlık, kamu malı aşırmak, hile, hurda, kendilerinin ve yakınlarının zenginliklerini kat kat artırmak…

Bunlar, ülkemizi hızla bir felaketin eşiğine getirdiler. Eşbaşkanlığını yaptıkları BOP ile Yeni Sevr’i yaşama geçirmek için kardeşi kardeşe düşman ettiler, ülkemizi halklar boğazlaşmasının eşiğine getirdiler, Suriyeleştirdiler…

Bunlar, Cumhuriyetin kazanımları olan Kamu Mallarını yandaşlarına, yerli-yabancı Parababalarına peşkeş çektikleri gibi vatan topraklarımızın işgal edilmesine de seyirci kalmaktalar…

Bunlar, Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın komutanlarına, simgelerine düşmandırlar, diye…

Daha doğrusu bunların, yerli yabancı Parababalarının emriyle bu ülkeye yaptıkları ve yapmakta oldukları kötülükleri, ihanetleri saymakla bitiremeyiz.

Bu ihanetlerden bir tanesi de Batılı Emperyalistlerin çizmeleri altından kurtarılan Anadolu’nun yeni başkenti Ankara’nın bataklığı ve kıraç topraklarının üretken bir çiftliğe dönüştürüldüğü Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ)’nin ABD’lilere peşkeş çekilmesidir.

Son günlerde basında çıkan haberlere gere AOÇ’nin 37 bin metrekarelik bir bölümü Büyükelçilik yapılması için ABD’ne tahsis edilmiştir.

Aslında bu tahsis, yıllara yayılan hukuki hülle ile aşama aşama gerçekleştirilmiştir.

Önce sözde AOÇ’ni koruma ve yönetme kanunu çıkarılmış, ardından yöneticilere devir ve kiralama yetkileri verilmiştir. 1976 yılında MC Hükümetleri tarafından, 1983’te de 12 Eylül Faşist Cuntası tarafından çıkartılan yasalarla 15 bin dekara yakın çiftlik alanı çeşitli kuruluşlara satılmıştır. Yine özel yasalarla çiftlik arazisi içinde yer verilen Sümerbank, Tekel, Zirai Donatım Kurumu gibi kuruluşlar 1994 yılında çıkartılan Özelleştirme Yasasıyla Parababalarına peşkeş çekilince, buraları da AOÇ arazisinin dışına çıkartmış oldular.

Böyle böyle yeni kişi mülkleri oluşturulmaya başlanan AOÇ arazinde, 2005 yılı itibariyle toplamda 22.078 dekar kayıp oluşmuştur. Bu miktar, Mustafa Kemal’in vasiyeti ile Halka bağışlanmış olan toplam arazinin % 42’sine eşittir.

2823 sayılı Kanun ile 1983 yılında Gazi Üniversitesine devredilen AOÇ arazisi, Gazi Üniversitesi tarafından 2011 yılında Toplu Konut İdaresine devredilmiştir. Amaç “Tıp Fakültesi” yapımıdır.

2012 yılında bu kez devreye Ankara Büyükşehir Belediyesi girerek, söz konusu arazide plan değişikliği yapmış ve alanları konut ve ticaret alanına çevirmiştir.

Bu plan değişikliğinden faydalanan TOKİ ve Dışişleri Bakanlığı, ABD temsilcileri ile görüşmeye başlamışlar ve “Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi”nde tanımlanan “misyon binası” olarak kullanılmak üzere bu arazinin ABD Elçiliğine satışı için mutabık kalmışlardır. İşte peşkeş bu hülle yoluyla çok ortaklı suçlular çetesince tamamlanmıştır.

Bu durum, “Bağış mektubunda arazinin yeşillendirilerek korunması ve geliştirilmesi temel amaç olmasına rağmen, zaman içinde çok değerlenen boş arazilere yönelik talepler ve tecavüzlerin artmasına engel olunamamıştır.” denilerek Sayıştay’ın 2011 ve 2012 yılları raporlarına da geçmiştir.

Üstelik Sayıştay 2011 raporunda, bu arazilerin AOÇ’ye yeniden kazandırılması gerektiğini da açıkça söylemiştir.

Oysa AOÇ; Mustafa Kemal tarafından 1937 yılında hazırlanan Vasiyetname ile Halka bağışlanırken, üzerindeki bütün zirai işletmelerin donanımları ile birlikte ve zirai üretim birimi olarak korunması ve işlerliğinin devam ettirilmesi şartı ile devredilmiştir. Ayrıca Vasiyetname’ye, AOÇ üzerinde arazi ıslahı ve düzenlenmesi yapılması, çevrenin güzelleştirilmesi, halka gezecek-eğlenecek ve dinlenecek sağlıklı yerler sağlanması, halka nefis ve katıksız gıda maddeleri üretilmesi ve temini amacı açıkça belirtilerek bunların gerçekleştirilmesi yükümlülüğü konulmuştur.

AOÇ; Bağımsızlığın, Halkçılığın, Kolektif üretimin, insan ve doğaya saygının simgesidir. AOÇ sayesinde Ankara’nın sivrisinek yatağı bataklıkları yemyeşil ve üretken topraklara dönüştürülmüştür. Elde edilen kaliteli, organik ve güvenilir ürünler halkın tüketimine ucuz fiyatla sunularak ulusal ekonomiye de katkıda bulunulmuştur. Bugün bile AOÇ ürünleri (her ne kadar çok az bulunsa da) güvenle tüketilmektedirler

Ama bu vurguncular, Vasiyetname’nin hukuki içeriğine uymak bir yana, Danıştayın açıkça kanunsuzdur diye verdiği kararlara rağmen ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 07.05.1998 tarih ve 5742 sayılı Kararı ile birinci derece SİT alanı olarak ilan edilmiş olan AOÇ’nin bağrına bir hançer gibi sapladıkları Kaçak Saray’larıyla birlikte ağababalarına Büyükelçilik binasını da tahsis etmiş durumdalar.

Yani BOP Eşbaşkanının Kaçak Sarayı ile ABD’nin Büyükelçiliğini aynı miras arazi üzerinde, AOÇ’de bir araya getiriyorlar. Böylece “Mustafa Kemal’in izini tozunu birlikte sildik” mesajı veriyorlar.

Emperyalist çakalları ve Yerli İşbirlikçilerini geldikleri gibi gönderen Kuvayımilliye komutanından ve ulusumuzdan intikam almış oluyorlar.

Emperyalist ağababaları fırsatı kaçırır mı?

Bu, açıkça suçtur.

Cumhuriyet’e, onun kurucu önderine ve Birinci Kuvayımilliyecilere ve vatana ihanettir.

Bu nedenle, sürecin tüm failleri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına Suç Duyurusunda bulunduk.

Bu suçun zamanaşımı yoktur ve HKP öncülüğünde başarılacak olan İkinci Kurtuluş Savaşı ile kurulacak Demokratik Halk İktidarında, her ne sebeple olursa olsun başka kişi, kurum ve kuruluşların ya da devletlerin eline geçmiş olan AOÇ arazisi geri alınacak, Vasiyetname’de belirtilen esaslara göre yeniden Halkın kullanımına sunulacaktır.

AKP’giller’in Birinci Kuvayimilliye kazanımlarımıza karşı yürüttüğü sistemli saldırılar karşısında halkımızı duyarlı olmaya ve HKP saflarında mücadeleye çağırıyoruz. 23.08.2017

HKP GENEL MERKEZİ

Suç Duyurusu Dilekçesi;

ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNAN : HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ

VEKİLLERİ : Av. Orhan ÖZER, Av. Metin BAYYAR, Av. F.Ayhan ERKAN,

Av. Ali Serdar ÇINGI, Av. Tacettin ÇOLAK, Av. Sait KIRAN,

Av. Azime Ayça OKUR, Av. Halil AĞIRGÖL, Av. Pınar AKBİNA,

Av. Doğan ERKAN, Av. Ferit CÖHCE

Ortak adres: Kızılırmak cad. 7/9 Kavaklıdere/ANKARA

ŞÜPHELİLER : 1- Mevlüt ÇAVUŞOĞLU- Dışişleri Bakanı

2- Dışişleri Bakanlığında görevli suça karıştığı anlaşılan bürokrat ve diğer kamu görevlileri

3- Çevre ve Şehircilik Bakanlığında görevli suça karıştığı tespit edilecek failler

4- Gazi Üniversitesi’nde görevli suça karıştığı tespit edilecek failler

5- 03.05.2012 tarihinde TBMM KİT Komisyonu toplantısında bulunan ve suça karıştığı tespit edilecek failler

6- Başbakanlık Toplu Konut İdaresi’nde görevli suça karıştığı tespit edilecek failler

7- Ankara Büyükşehir Belediyesinde görevli suça karıştığı tespit edilecek failler

8- Suça karışan diğer şüpheliler

SUÇ :

1- Zimmet (TCK 247. md.)

 2- Denetim Görevinin İhmali (TCK 251. Md.)

3- Görevi Kötüye Kullanma ve Görevi İhmal (TCK 257/1, 257/2 Md)

KONU       : ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ ARAZİSİ’nin yasa ve devir amacına aykırı olarak ABD Emperyalizminin Büyükelçiliği’ne terkini sağlayan şüphelilerin eylemlerinin şümulüne göre sayılan suçlardan cezalandırılmaları için haklarında kamu davası açılması istemidir.

AÇIKLAMALAR :

1- Mustafa Kemal Atatürk’ün kişisel mal varlığı içinde iken 1937 yılında Atatürk tarafından şartlı olarak Hazine’ye bağışlanan AOÇ arazisinin bir kısmı; kerte kerte aşındırılarak sözde “kamu yararı” ile parçalanarak hülle yoluyla, Ortadoğu’nun ve dünyanın Başhaydut Devleti ABD Emperyalizminin sözde Büyükelçiliğine terk edilmiştir. “Sözde” büyükelçilik diyoruz zira, ülkemizdeki ABD Büyükelçilerinin gerçek işi diplomatik temsilin çok dışında, ülkemizi ve coğrafyamızı sömürge emelleri çerçevesinde kana bulamanın planlarının uygulayıcısı ve takipçisi olmaktır. (bkz. 12 Mart, 12 Eylül, 15 Temmuz, Irak, Afganistan, Suriye vb. müdahaleleri, saldırıları ve provakasyonları).

2- Mustafa Kemal’in bu örnek Cumhuriyet mirası bağışıyla ilgili pek çok resmi belgeye göre; AOÇ üzerindeki bütün zirai işletmeler, donanımları birlikte bir zirai üretim birimi olarak korunması ve işlerliğinin devamı şartı ile Hazine’ye devredilmiştir. Ayrıca Bağış senedinde de “çiftlikte arazi ıslahı ve düzenlenmesi yapılması, çevrenin güzelleştirilmesi, halka gezecek-eğlenecek ve dinlenecek sağlıklı yerler sağlanması, halka nefis ve katıksız gıda maddeleri üretilmesi ve temini amacı açıkça belirtilerek bunların gerçekleştirilmesi” yükümlülüğü konulmuştur. Dolayısıyla Hazine, AOÇ’nin mülkiyetini yukarıdaki yükümlülükleri ile birlikte devralmıştır.

3- AŞINDIRMA BAŞLIYOR: 2823 sayılı Kanun ile Atatürk Orman Çiftliği Mülkiyetindeki Bir Kısım Arazinin Devredilmesine İzin Verilmesi Hakkında Kanunun 1.maddesinin b bendi uyarınca Çankaya İlçesi, Balgat köyü sınırları içerisindeki 2093/3, 2095/1, 2096/30, 35, 61, 83 parseller (parsel numaraları değişmiştir) (toplam 396.312 metrekare) arazi 1991, 1994, 1996, 1997, 2005 ve 2008 yıllarında Tarım ve Orman Bakanlığı ile Gazi Üniversitesi Rektörlüğü arasında tespit edilecek bedelle Gazi Üniversitesine, devredilmesine 5659 sayılı Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanununun 10. maddesi hükümlerine göre izin verilmiştir. Devrin amacı Tıp Fakültesi öğrencilerinin modern tıp eğitimini gerçekleştirmesi ve bölgede yaşayan vatandaşlara sağlık hizmeti verilebilmesidir.

4- 2823 sayılı Kanun ile devredilen araziler Gazi Üniversitesi tarafından 2011 yılında Toplu Konut İdaresine devredilmiştir. Amaç “Tıp Fakültesi” yapımıdır.

5- 2012 yılında bu kez devreye Ankara Büyükşehir Belediyesi girerek, söz konusu arazide plan değişikliği yapmış ve alanları konut ve ticaret alanına çevirmiştir.

6- Bu plan değişikliğinden faydalanan TOKİ ve Dışişleri Bakanlığı, ABD temsilcileri ile görüşmeye başlamışlar ve “Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi”nde tanımlanan “misyon binası” olarak kullanılmak üzere bu arazinin ABD Elçiliğine satışı için mutabık kalmışlardır.

Bu süreci 2013 yılında dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanının, İzmir Milletvekili Oğuz OYAN’ın verdiği 7/25741 Esas sayılı önergesine ait soru ve cevapları” başlıklı cevabi yazısında görmekteyiz (EK-1: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 30824082-610 sayılı yazısı).

Böylece AOÇ arazisinin kanunsuz biçimde ABD Elçiliğine terk edilmesine Dışişleri Bakanlığının ve bu hukuksuzluğa göz yuman Çevre ve Şehircilik Bakanlığının dahil olduğu anlaşılmaktadır.

7- Nihayetinde, AOÇ Müdürlüğü’ne iade edilmesi gereken arazi, 12.07.2013 yürürlük tarihli Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile ABD Büyükelçiliği Arasında Gayrimenkul Satış Protokolü ile Amerika Birleşik Devletlerinin mülkiyetine geçmiştir.

Gazi Üniversitesinin TOKİ’ye hukuksuz olarak devrettiği parsellere ilişkin süreç Sayıştay raporlarına da yansımıştır. 2011 yılı AOÇ Müdürlüğü Sayıştay raporunda (42-43.sf);

Gazi Üniversitesi Rektörlüğüne devrini öngören 2823 Sayılı Kanunla ilgili işlemler : Konu geçmiş yıl Sayıştay raporlarında ayrıntılı olarak incelenmiş olup, 2010 yılı denetim raporunda, 2823 sayılı Kanuna dayanılarak Gazi Üniversitesine satışı yapılan AOÇ’ye ait 2096/30 sayılı parselden 54.498 m2 , 2095/35 sayılı parselden 77.578 m2 olmak üzere toplam 132.076 m2 büyüklüğündeki arazilerin satış bedeli olan 5.934.420 TL’nin Gazi Üniversitesi bütçesinden ödenmesi gerekirken Kuzu Toplu Konut İnşaat ve Limited Şirketi ile Park Gazi İnşaat Yatırım AŞ unvanlı iki şirket tarafından ödenmesi, ayrıca Anadolu Ajansına ve Ufuk Üniversitesine arazi tahsis edilmesinin 2823 sayılı Kanunun gerekçesine ve tahsis amacına uygun olmadığı değerlendirilerek, konu, Tıp Fakültesi öğrencilerinin modern tıp eğitimi ve bu bölgede yaşayan vatandaşlara sınırlı imkanlarla verilen sağlık hizmetlerinin genişletilmesi amacıyla 2823 sayılı Kanunla Gazi Üniversitesine satışı yapılan arazi, Kanundaki devir amacı dışında kullanıldığından, bu arazinin geri alınması için gerekli çalışmaların başlatılması şeklinde öneriye bağlanmıştır.” Sayıştay tarafından 2832 sayılı Kanunun gerekçesine ve tahsis amacına aykırılık tespit edilmiş ve 2011 yılı AOÇ Müdürlüğü Sayıştay raporu ile arazinin geri alınması gerektiği ifade edilmişken gelinen süreçte AOÇ Müdürlüğü’ne iade edilmediği gibi arazi ABD’ye satılmış ve büyükelçilik binası yapımı başlamıştır.

8- Sayıştay Raporunun devamı şöyledir:

“2010 yılı Sayıştay Denetim Raporunda yer alan yukarıdaki öneri doğrultusunda AOÇ’ce, Gazi Üniversitesi Rektörlüğü’ne satılmış olan arazinin kanundaki devir amacı dışında kullanılması nedeniyle, AOÇ’ye iade edilmesi hususunda Gazi Üniversitesine 29.11.2011 tarih ve 2784 sayılı yazı yazılarak, yazının tebliğ tarihinden itibaren 60 gün içerisinde söz konusu arazinin iadesi talep edilmiştir. Süre sonunda iade gerçekleşmemiş, Gazi Üniversitesi Rektörlüğü AOÇ’ye göndermiş olduğu 16.02.2012 tarihli yazıda, TOKİ ile protokol yaptıklarını, bu protokol çerçevesinde, AOÇ’den satın alınan alanın TOKİ’ye devredildiğini, buna karşılık kampus alanının yakınında yer alan, hazineye ait, Milli Eğitim Bakanlığına tahsisli araziye TOKİ tarafından üniversite binası yapılacağını, bununla ilgili Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’ndan izin alındığını ifade etmiştir.

Bunun üzerine Gazi Üniversitesi Rektörlüğü’nden gelen cevabi yazılar, AOÇ’ce, 17.02.2012 tarih ve 363 sayılı yazı ile Sayıştay Başkanlığına, aynı tarih ve 364 sayılı yazı ile TBMM Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonuna gönderilmiştir.

Konu, 03.05.2012 tarihinde AOÇ’nin 2009 ve 2010 yılı hesaplarının görüşüldüğü TBMM KİT Komisyonu toplantısında, raporda yer alan öneriler görüşülmek suretiyle değerlendirilmiş, ve Komisyonca, söz konusu arazinin TOKİ’ye devredilerek, karşılığında TOKİ’ce Gazi Üniversitesi Kampüsüne bitişik alanda üniversite binası yapılması şeklinde ortaya çıkan fiili durumun, söz konusu arazinin kamu yararı amacıyla kullanılmasını sağlayacağı değerlendirilerek, alt komisyon raporunda bu konuya ilişkin olarak yer alan önerinin gündemden çıkarılmasına karar verilmiştir.” (EK-2: Sayıştay Başkanlığı’nın 03.12.2010 tarih ve 6085 sayılı Kanun ile 24.03.1950 tarih ve 5659 sayılı Kanun uyarınca düzenlediği “ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ 2011 YILI RAPORU”nun girişi ve ilgili sayfaları. Tamamının Sayıştay’dan istenmesini talep ediyoruz).

1983 yılında 2823 sayılı Kanun ile AOÇ arazilerinden Gazi Üniversitesine eğitim amaçlı yapı yapmak üzere verilen araziler dönemin Gazi Üniversitesi yetkililerince Kanuna aykırı olarak TOKİ’ye devredilmiştir. Dolayısıyla Gazi Üniversitesi’ne tıp eğitiminin sürdürülmesi amacıyla (bahanesiyle), Kanun ile AOÇ’den verilen arazi bugün karşımıza ABD misyon binası alanı olarak çıkmıştır. Alanda inşaat çalışmalarının başladığı tespit edilmiştir. Gazi Üniversitesi’nin kanun ile belirlenen amacı dışında arazileri TOKİ’ye devretmesi yerine bu arazileri Sayıştay raporunda tespit edildiği üzere AOÇ Müdürlüğüne iade etmesi gerekirken TOKİ’ye devretmiş olması, Türk Ceza Kanunu’nun 247. Maddesinde düzenlenen “Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçirme” suçuna cevaz vermektedir.

Suça karışan ve/veya göz yuman diğer kamu görevlileri açısından bu eylemlerinin yoğunluğuna göre” görevi kötüye kullanma suçuna vücut verdiği tartışmasızdır.

Ayrıca TBMM KİT komisyonu üyeleri denetim görevini yerine getirmeyerek suça katılmıştır. Denetim görevlileri, Sayıştay raporu uyarınca ilgili arazinin AOÇ’ye geri kazandırılması için dava bile açmamışlardır.

EMPERYALİZME KARŞI İLK MUZAFFER ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞIYLA KAZANILAN, VE BİZZAT KAZANIMIN ÖNDERİNİN KAMUYA BAĞIŞLADIĞI ARAZİ, EMPERYALİZMİN AĞABABASI ABD’NİN “MİSYON BİNASI”NA PEŞKEŞ ÇEKİLSİN…! VATAN TOPRAĞI PARSEL PARSEL SATILSIN! Hem de, bu coğrafyadaki “Misyon”u Türkiye’yi BOP ve Yeni Sevr çerçevesinde yok etmek olan ülkenin büyükelçiliğine…! Mustafa Kemal’in “Bizi yok etmek isteyen ABD’nin de dahil olduğu Batı Emperyalizmi”  dediği ABD Emperyalizmine..! İnsanda azıcık Ulusal Onur olur… Pes doğrusu!

AOÇ Kuruluş Kanununun 9.maddesi uyarınca Müdürlüğün bütün malları Devlet malı hükmündedir. Bu mallar aleyhine suç işleyenler Devlet malları aleyhine suç işleyenler gibi ceza görür. Mustafa Kemal Atatürk’ün şartlı bağış ile halkına emanet ettiği arazilerin hülle yoluyla TOKİ ve sonrasında ABD’ye satılmış olması sürecine ilişkin tüm yetkililer hakkında soruşturma açılarak ceza davası açılmasını talep etmek zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKSAL NEDENLER: T.C. Anayasası, Ceza Kanunu, AOÇ Kanunu ve ilgili tüm mevzuat.

DELİLLER : Sayıştay Başkanlığı’nın 03.12.2010 tarih ve 6085 sayılı Kanun ile 24.03.1950 tarih ve 5659 sayılı Kanun uyarınca düzenlediği “ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ 2011 YILI RAPORU”, Meclis tutanakları ve soru önergesi cevapları, Dışişleri Bakanlığı-TOKİ-ABD Büyükelçiliği Binası arasında satış protokolü, Her türlü yasal delil.

NETİCE VE TALEP : Yukarıda açıklanan ve resen soruşturulacak nedenlerle, Sayıştay ilgili raporu istenerek ve diğer deliller toplanarak, şüpheliler hakkında gerekli soruşturmanın başlatılarak, ilgisine göre müsnet suçlardan kamu davası açılmasını arz ve talep ederiz. 23.08.2017

HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ

Vekilleri

Av. Metin BAYYAR Av. Sait KIRAN Av. Doğan ERKAN

 

Print Friendly, PDF & Email