Yasa, hak hukuk, yargı kararı tanımaz suç makinesi, çıkar amaçlı organize bir suç örgütü olan AKP’giller’in Kamu Malı hırsızlıklarına, Mustafa Kemal’in Mirası Atatürk Orman Çiftliği’ni talan etmelerine karşı takdire şayan bir mücadele örneği ortaya koyan Tezcan Karakuş Candan cezalandırılıyor.
Çankaya Belediyesinde çalışan Tezcan Karakuş Candan’ın memuriyetine, İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu Kararıyla son verildi. Kaçak Saray’ları, Kaçak ABD Büyükelçilikleri ve de attıkları her adım gibi bu kararları ne hak hukuka ne de yasalara uygun. Yiğit Kadınımız açıklıyor:
“Burada yapılan şey şu; iktidar gidiyor, giderken de topluma bir korku salmaya çalışıyor. Kamuoyu önünde, öne çıkmış mücadeleci kesimler üzerinden bir sopa göstermeye çalışıyor. İşimizle tehdit ediyor, açlıkla sınav verdirtmeye çalışıyor ama bunlar yeni değil. (…) Danıştay’ın kararını takmayan bir Yüksek Disiplin Kurulu var. Yüksek Disiplin Kurulu bürokratlardan oluşuyor ama kararın siyasi olduğu çok açık. Şikayetçi Sinan Aygün, soruşturma iznini veren Süleyman Soylu, kararı veren onun bakan yardımcısı, valisi, personeli. Yani bir komplo kurulmuş durumda. Bu, devletin kendi memuruna kurduğu komplo; FETÖ gibi aynı. Bu dosyaları hazırlıyorlar, ne disiplin amirini takıyorlar. Bu kararın kimler tarafından alındığını biliyoruz.”
Ama geri adım atmıyor Tezcan Karakuş Candan. Onuruna, şimdiye kadar ortaya koyduğu örnek mücadeleye bir halel getirmiyor. Ve mücadeleye devam diyor:
“Amaçları bizleri susturmak. Susmayacağız, bir adım geri adım atmayacağız. Bedeli ne olursa olsun, namusum ve şerefim üzerine, Atatürk devrimlerini, kamu malını, cumhuriyeti, laikliği, demokrasi ve insan haklarını ve hukuku korumaya devam edeceğim. İktidarın değil, Mustafa Kemal’in memuruyum. Boyun eğmeyeceğiz.”
İşte bu dik duruşu için cezalandırmaya, yıldırmaya çalışıyorlar, Ankara Mimarlar Odasının Yiğit Başkanını.
Kaçak Saray’a “kaçak” dediği için, o garabetin Kaçak Saray olduğunu kanıtladığı için cezalandırılıyor.
ABD Emperyalist Hayduduna Mustafa Kemal’in mirasının peşkeş çekilmesine, o mirasın üzerine Kaçak Büyükelçilik Binası yapılmasına karşı durduğu için cezalandırılıyor.
Cezalandırılma gerekçesine ise “güler misininiz ağlar mısınız”…
“İşe gitmeden maaş almak, haksız kazanç sağlamak”…
“Dinime küfreden Müslüman olsa”, der atasözümüz. AKP’giller’in AB-D Emperyalistleri tarafından iktidara taşındığı günden bugüne ülke haksız kazançlar cenneti oldu. Kendi yandaşlarına 5 yerden 10 yerden maaşları aktaran, Kamu Mallarını yağmalayan, Beşli, Yedili, Onlu Çetelere yağlı ballı ihaleler paslayan, milyonlarca “Bankamatik Memuru” yaratan, kendi yandaşlarına memurluklar açan, bütün kurumların içini boşaltan kendileri değilmiş gibi, Tezcan Karakuş Candan’ı “haksız kazanç sağlamak”la suçlayabiliyorlar.
Diyemiyorlar aslında, “teslim alamadık, mücadelesini engelleyemedik, namuslu olmasını hazmedemedik, bu yüzden cezalandırıyoruz”. Diyemezler de… Çünkü bunu demek bile yürek ister, namus ister, cesaret ister.
AKP’giller’in vurgunlarına, yolsuzluklarına, hırsızlıklarına ve Kaçak Saray’da mukim şahsın diplomasızlığına karşı bıkmadan, korkmadan, en ufak bir geri adım atmadan mücadele verdiği için hakkında onlarca dava açılan, onlarca yıl hapis cezasına çarptırılan Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut’un her fırsatta dile getirdiği gibi; AKP’giller’in hukuksuzlukları, kanunsuzlukları saymakla bitmez, bunların bir tane olsun derde derman, kanuna, hukuka uygun bir işlemleri gösterilemez.
Halkın Kurtuluş Partisi olarak, Tezcan Karakuş Candan’a yapılan bu saldırıyı kınıyoruz.
Ankara Mimarlar Odası Başkanının yanındayız.
Ve Tezcan Karakuş Candan’a geçmiş olsun demiyoruz. Çünkü yurtseverlere, namuslu insanlara, kamu malının yağmasına karşı yürekli bir mücadele ortaya koyanlara verilen bu cezalar; onların çocuklarına, torunlarına bırakacakları onurlu birer mirastır. Ömür boyu göğüslerinde taşıyacakları onurlu bir nişanedir.
06.09.2022
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi