Amerikan devşirmesi düzenbazlar! Çekin o kanlı, kirli, içi pislik dolu tırnaklarınızı, ellerinizi kadınlarımızın saçlarından!

Ülen Amerikan devşirmeleri!

Ülen sermaye siyasetçileri!

Ülen utanma arlanma bilmez halk düşmanı vatan satıcılar!

Yetti ülen gayri yetti!

Çekin o kanlı, kirli, içi pislik dolu tırnaklarınızı, ellerinizi kadınlarımızın saçından!

Başörtüsü ile saçların bohçalanması, Kur’an’ın emri değildir. Başörtüsünün hiçbir kutsallığı yoktur. Kadınlarımızı “Allah’la Aldatarak” kullanmaya, iğrenç, ihanet dolu siyasetlerinize alet etmeye bir son verin artık!

Kadınlara ilişkin Şeriat’ın kurallarını uygulamak mı istiyorsunuz?

Bu konuda referanduma gidelim mi diyorsunuz?

Âlâ… Buna biz de varız.

Hadi ülen!

Gitmeyen namussuzdur, düzenbazdır, ahlâksızdır!

Kadına ilişkin Şeriat’ın emri:

1- Erkekler dörde kadar eş alabilir, edinebilir. İşte kanıtı:

“Eğer, velisi olduğunuz mal sahibi yetim kızlarla evlenmekle onlara haksızlık yapmaktan korkarsanız onlarla değil, hoşunuza giden başka kadınlarla iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz; şayet, aralarında adaletsizlik yapmaktan korkarsanız bir tane almalısınız veya sahip olduğunuz ile yetinmelisiniz. Doğru yoldan sapmamanız için en uygunu budur.” (Nisa Suresi, 3’üncü Ayet, Diyanet İşleri Meali)

İşte Kur’an emri bu…

Burada sakın düzenbazlığa sapıp aslında İslam tek eşle yetinmenizi buyuruyor, filan demeye kalkmayın. O zaman başta Hz. Muhammed gelmek üzere Dört Halife ve tüm önde gelen sahabiler İslam’a aykırı davranmışlar demektir. İslam’a uygun olmayan evlilik hayatı sürdürmüşlerdir.

2- Serkeşlik yapan kadınları iz bırakmayacak şekilde dövebilir, erkekleri. İşte kanıtı:

“Allah’ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarfetmelerinden dolayı erkekler kadınlar üzerine hâkimdirler. İyi kadınlar, gönülden boyun eğenler ve Allah’ın korunmasını emrettiğini, kocasının bulunmadığı zaman da koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, nihayet dövün. Size itaat ediyorlarsa aleyhlerine yol aramayın. Doğrusu Allah Yüce’dir, Büyük’tür.” (Nisa Suresi, 34’üncü Ayet, Diyanet İşleri Meali)

3- İki kadının şahitliği ancak bir erkeğin şahitliğinin yerini tutar. İşte kanıtı:

“Ey İnananlar! Birbirinize belirli bir süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. İçinizden bir kâtip doğru olarak yazsın; kâtip onu Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan çekinmesin, yazsın. Borçlu olan da yazdırsın, Rabbi olan Allah’tan sakınsın, ondan bir şey eksiltmesin. Eğer borçlu, aptal veya aciz, ya da yazdıramıyacak durumda ise, velisi, doğru olarak yazdırsın. Erkeklerinizden iki şahid tutun; eğer iki erkek bulunmazsa, şahidlerden razı olacağınız bir erkek, biri unuttuğunda diğeri ona hatırlatacak iki kadın olabilir.” (Bakara Suresi, 282’inci Ayet, Diyanet İşleri Meali)

Ayette buyrulana dikkat edelim, arkadaşlar. Ne diyor?

İki erkek şahit bulundurun, diyor ilkin. Sonrasında da eğer iki erkek bulamazsanız, bir erkek mutlaka bulunmalı, diyor. Bulunamayan ikinci erkeğin yerine de onun yerini doldurabilecek iki kadın bulun, diyor. Yani her iki erkeğin yerine de ikişerden dört kadın bulsanız; bu geçerli olmuyor. Bir erkeğin bulunması, işin olmazsa olmazı oluyor.

Bir de ne denmiş oluyor yukarıda?

Kadınlar unutur, çünkü akılları yetersiz. O yüzden biri unutursa diğeri ona hatırlatır unuttuğunu. Ama erkek için böyle bir sorun oluşmaz…

4- Kadın, mirastan erkeğin aldığının yarısı oranında pay alabilir. İşte kanıtı:

“Allah, size, çocuklarınız(ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder. (…)” (Nisa Suresi, 11’inci Ayet, Diyanet İşleri Meali)

5- Erkek, üç defa “boş ol” derse, eşini boşamış olur. Onunla yeniden birleşebilmesi için hülle gerekir. İşte kanıtı:

“Eğer erkek karısını (üçüncü defa) boşarsa, kadın, onun dışında bir başka kocayla nikâhlanmadıkça ona helâl olmaz. (Bu koca da) onu boşadığı takdirde, onlar (kadın ile ilk kocası) Allah’ın koyduğu ölçüleri gözetebileceklerine inanıyorlarsa tekrar birbirlerine dönüp evlenmelerinde bir günah yoktur. İşte bunlar Allah’ın, anlayan bir toplum için açıkladığı ölçüleridir.” (Bakara Suresi, 230’uncu Ayet, Diyanet İşleri Meali)

6- Zina eden kadın ve erkeğin her birine 100’er değnek vurulur, hem de toplum içinde. İşte kanıtı:

“Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini konusunda o ikisine acımayın. Onların ceza görmesine, inananlardan bir topluluk da şahit olsun.” (Nur Suresi, 2’nci Ayet, Diyanet İşleri Meali)

7- Kadınlar evlerinde oturmalı, mecbur olmadıkça evlerinin dışına çıkmamalıdırlar. İşte kanıtı:

“Ey Peygamber’in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. (…) Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin. Allah’a ve Resûlüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah, sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” (Ahzab Suresi, 32-33’üncü Ayetler)

Burada sakın şöyle bir kaçamağa yönelinmesin; “Allah sadece Peygamber hanımlarına hitap ediyor burada, hitap diğer kadınları kapsamıyor”, diye.

Peki, bütün Müslüman kadınların Peygamber hanımlarını örnek alması, onlara benzeyen bir hayat sürmesi gerekmiyor mu?

Diğer kadınlar Peygamber hanımları gibi yaşamasınlar mı?

Dolayısıyla da ayet aslında bütün Müslüman kadınları kapsıyor. Peygamber hanımlarına da bu konuda örneklik etmeleri öneriliyor. Zaten 1400 yıldan bu yana sürüp gelen uygulama da bu anlayış doğrultusundadır.

Ey Amerikancı, Amerikan devşirmesi, Amerikan kuklası BOP Eşbaşkanı, Sorosdaroğlu Kemal Efendi ve Meclisteki diğer Amerikancı sermaye partilerinin önderleri!

Hadi buyurun; Şeriat’ın kadına yönelik bu buyruklarını referanduma sunalım…

İslam’ın kadına bakışı ve kadına yönelik tutum, davranış, emir ve yasakları bunlardır. Nitekim günümüzde IŞİD de, El Nusra da, El Kaide de, Taliban da bunları uygulamaktadır, egemenlikleri altındaki coğrafyada, ülkelerde.

Hadi ülen, hadi! Çalkalamayın! Düzenbazlık yapmayın!

Bilinçsiz, cahil, saf, zavallı kadınlarımızı, kızlarımızı kendi iğrenç, rezil hain amaçlarınız için araç olarak kullanmayı bırakın. İşte Şeriat’ın kadın dünyasını şekillendirişi ve kadına biçtiği rol budur.

Buyurun, referanduma götürelim bunu. Halk karar versin. Halkın verdiği kararı da Anayasa hükmü haline getirelim.

Fakat gelmezsiniz buna, değil mi?

Böyle bir şeyi asla yapmazsınız, yapamazsınız. Çünkü yapmaya kalktığınız anda kandıracak, pis emellerinize hizmet edecek, sizi namuslu sanacak kadın, kız bulamazsınız. O zaman kadınlarımız feryat ederler ve isyan ederler size karşı; tıpkı Afganistan kadınları gibi, Suudi Krallığı kadınları gibi, İran kadınları gibi, IŞİD, El Kaide, El Nusra, Taliban kadınları gibi.

“Diktatöre ölüm”, diye sokaklara dökülür kadınlarımız ve sizin ihanet dolu rezil düzeninizi yıkmak için sloganlar atarlar, feryatlar ederler.

70 yıl eksik gedik de olsa Laiklik yaşamış bir Türkiye’de özgürlüğün ayrımına varmış kadınlarımızı asla Ortaçağ’ın Arap coğrafyasının örfüne, töresine mahkûm edemezsiniz. Dolayısıyla da kandırıp peşinize takacak, onu oy davarı olarak kullanacak bir tek kadın bile bulamazsınız. Bunu adınız gibi bildiğiniz için böyle aşağılık, sinsi planlar yapıp tuzaklar kuruyorsunuz kadınlarımıza. “Başörtüsü, başörtüsü” deyip kadınlarımızın kafasını bohçaya sokmakla, ki Kur’an’ın asla böyle bir emri yoktur, dolayısıyla başörtüsünün-türbanın hiçbir kutsallığı yoktur, ayrıca kadın saçının da mahremiyeti yoktur, o zavallı insanlarımızı pusuya düşürüp yedeklemeye çalışıyorsunuz. İşiniz gücünüz böylesi şeytani işlerdir.

Bütün namuslu İlahiyatçılar örtünme konusunda bizim yukarıda belirttiğimiz anlayışı ortaya koyarlar netçe: Başörtüsü ve dış giysi, sadece göğüsleri ve bedenin daha alt kısmını örtmek ve hür ve köle yani cariye kadınların ayrımını ortaya koymak için yani hür kadınların hürlüğünü göstermek için kullanılan simgesel bir eşyadır, demektedirler.

Bu konuları kapsamlı olarak ele alan; “Türban Konusu ve İşin Aslı – Örtünme, Kadına Bakış Bağlamında Mekke ve Medine İslam’ı”, adlı bir kitabımız yayın aşamasındadır, kısa süre içinde de yayımlanmış olacaktır.

Öyle görülüyor ki arkadaşlar; bu konuda da iş bize düşüyor büyük oranda. Kadınlarımızı, kızlarımızı uyandırmak, bilinçlendirmek ve onları her konuda erkeklerle eşit, özgür, güçlü, onurlu insanlar haline getirmek için çalışmamız gerekiyor, mücadele etmemiz gerekiyor.

Bilinçlenmesi ve toplumun üretim temelinden başlamak üzere her kesiminde etkin bir rol alabilmesi için, kendini hiç kimsenin ve hiçbir gücün ezip canını sıkamayacağı kadar güçlü ve özgüvenli hissedebilmesi için durmadan çalışmalıyız, arkadaşlar.

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

25 Ekim 2022

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı