AKP’giller’in Mini İstihdam Paketinden yine Parababalarına teşvik, İşçi Sınfına hak gasbı çıkmıştır

14 Temmuz 2020’de Meclis’e sunulan, iş akitlerinin feshedilmesini engelleyen uygulamayla kısa çalışma uygulamasının uzatılması düzenlemelerinin de bulunduğu İşsizlik Sigortası Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik öngören kanun teklifi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 16.07.2020 tarihinde kabul edildi

Bu sözde istihdam paketi işçileri değil,  Parababalarını korumaya devam ediyor.

Yasal değişiklikte Covid-19 nedeniyle bir süredir devam eden uygulamalar yanında yeni “tedbirler” öngörülüyor. Yapılan düzenleme neredeyse tamamen işverenleri koruyor. Paketteki maddeler incelendiğinde, Parababalarının-Sermaye örgütlerinin önerileri ve istekleri doğrultusunda hazırlandığı anlaşılıyor.

Düzenlemede Kıdem Tazminatı Fonu ve belirli süreli sözleşmelerin yaygınlaştırılması konusundaki hazırlıklar yer almadı. Hükümet gelen tepkiler üzerine şimdilik bu konuları ertelemiş durumda. Ama AKP’giller bu konuyu önümüzdeki süreçte tekrar gündeme getireceğini ifade etmektedir.

Yapılan düzenlemeyle, AKP Genel Başkanı’na kısa çalışma ödeneği konusunda 31 Aralık 2020’ye kadar tanınmış olan uzatma yetkisinin sektörel olarak da ayrı ayrı kullanılmasına olanak tanınıyor. Ancak kısa çalışma ödeneğinden işçilerin yararlanma koşulları zorluğunu koruyor. Oysa yapılması gereken, Covid-19 koşullarında kısa çalışma ödeneğinden işçilerin çalışma süresi şartı olmadan (450 gün ve 60 gün koşulu) yararlanmasının sağlanmasıdır.

Yapılan düzenlemeyle işten çıkartma yasağının ve ücretsiz izin uygulamasının 30 Haziran 2021’e kadar sürdürülmesi için AKP Genel Başkanı’na yetki veriliyor. Ücretsiz izin uygulamasının neredeyse 1 yıl daha uzatılması, işçilerin 1 yıl daha ayda 1168 TL’ye mahkûm edilmesi demek.

Keyfi ücretsiz izin dayatması ayrıca, işçilerin koşullar oluştuğunda fesih haklarını kullanamamaları ve kıdem tazminatlarını alamamaları anlamına gelmektedir. Ücretsiz izin uygulaması, işverenlerin işçileri kölelik koşullarına mahkûm etmesi demektir.

Yapılan düzenlemeye göre, İşsizlik Fonu kaynaklarından işverenlere yeni teşvikler aktarılacak. Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin uygulamasına tabi tutulan işçilerin normal çalışma düzenine dönmesi durumunda işverene (işçi ve işveren payı dahil) SGK prim desteği sunulacak. İşçinin ücretinden kesilen sigorta priminin işçi payı da patronlara peşkeş çekilmiş olacak böylece.

İşverenlerin SGK primlerinin tamamı 31 Aralık 2020 tarihini geçmemek üzere 3 ay süreyle İşsizlik Fonundan karşılanacak. Yapılan düzenlemeyle Patronun 13 milyarlık SGK borcu İşsizlik Fonundan karşılanacak. Bu da işini kaybeden işçiler için kullanılması gereken İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklarının bir kez daha patronlara peşkeş çekilmesi demek.

Zaten İşsizlik Fonundan işverenlere çok yüksek miktarlarda teşvikler veriliyor. Yapılan düzenlemeyle bu teşvikler daha da artacak. Oysa teşvikler istihdamı arttırmıyor. İŞKUR kaynaklarından istihdamı arttırmak adına 63 milyar TL harcandı. İşverenlere her çeşit destek sağlandı. Fakat istihdam, artmak bir yana, son üç yılda 3 milyon civarında azaldı.

Ülkemiz ölümlü iş kazalarında Dünya üçüncüsü ve Avrupa birincisi olmasına rağmen, 50’den az çalışanı olan az tehlikeli işyerlerinde ve kamu kurumlarında iş sağlığı ve güvenliği uzmanı bulundurma yükümlülüğü bu kanunla bir kez daha 3,5 yıl süreyle ertelenecek. Bu uygulamanın defalarca ertelenmesi, 50’den az çalışanı olan “az tehlikeli” işyerlerinde yüz binlerce çalışanın patronların insafına terk edilmesine, binlerce iş kazası-iş cinayeti yaşanmasına sebep oluyor. Kamu kurumlarında da (okullar vb.) iş güvenliği tedbirleri alınmıyor ve önlenebilecek irili ufaklı kazalar yaşanıyor.

Kaldı ki, İş Güvenliği Uzmanı bulundurması ve iş güvenliği tedbirlerini alması yasal olarak zorunlu olan işletmelerde dahi tedbirler alınmıyor. İş cinayetlerine davetiye çıkarılıyor. İşte, Sakarya/ Hendek’te ortaklarından biri MÜSİAD Sakarya Şube Başkanı olan Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikasında, çalışan işçilerin uyarılarına rağmen hiçbir tedbir alınmaması üzerine yaşanan patlamada yedi işçi kardeşimiz yaşamını kaybetti. 126 işçi yaralandı.

Daha önce defalarca patlamaların olduğu ve ölümlerin yaşandığı fabrika her seferinde farklı bir isimle üretime devam etti. Fabrikada yaşanan katliamın üzerinden saatler geçmişken, MÜSİAD Genel Başkanı ve Şube Başkanları tarafından işverene “moral yemeği” verildi. Bu Muaviye ve Yezid İslamı’nın ekomomik plandaki temsilcilerinin gözünde binbir acı içinde ölen ve yaralanan işçilerin yük hayvanlarından daha fazla değeri yoktur. Onlar için varsa yoksa kârlarıdır. Bunların tapındığı tek tanrı Para Tanrısıdır.

Maden patronlarının hak gaspına ve Sarı Sendikaların ihanetlerine rağmen Soma Maden İşçilerinin Bağımsız Maden-İş ile birlikte mücadelesi sonucu, gecikmeli de olsa, hak ettikleri tazminatların ödenmesiyle ilgili bir düzenleme yapılıyor. Soma’da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen ve 301 işçi kardeşimizin göz göre göre katledildiği Soma Maden Faciası sonrasında, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunun taraf olduğu rödovans sözleşmeleri kapsamında yer alan Işıklar, Atabacası ve Geventepe ocaklarında çalışan ve kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde hizmet akdi sona erdirilen işçilerden kıdem tazminatlarını alamayanların tazminatları, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu tarafından ödenecek. Yapılan ödeme nedeniyle Kurumun, rödovans sözleşmesinin tarafı olan ilgili şirketlere rücu hakkı saklı tutuluyor.

Ne yazık ki tablo bu kadar pembe değil. Kıdem tazminatlarını alması gereken işçi sayısının 1800 olması gerekirken, yapılan düzenlemelerle 600’e düşürülmüştür. Çünkü Ermenek ve Uyar Madencilik işçilerinin gasp edilen kıdem ve ihbar tazminatları yasa kapsamına alınmamış.

Yine Darkale’den Eynez’e, Işıklar’a ve Atabacası’na geçen işçilerin, Darkale’de çalıştıkları 2014 tarihinden önceki diğer madenlerden, geçiş yaptıkları madenlere ilişkin kıdem ve ihbar tazminatları da kapsama alınmamış. Aynı zamanda Soma Katliamından sonra çeşitli iş kazaları nedeniyle hayatını kaybetmiş, engelli kalmış, malul hale gelmiş işçilerin de tazminatları yasa kapsamında olmadığı için, bu işçiler de yasal tazminat haklarını alamayacaklar.

Covid-19 bahanesiyle AKP’giller’in işverenlere verdiği teşviklerin ardı arkası kesilmiyor. Hal böyleyken, Türkiye’nin en büyük 5 sanayi kuruluşu 14 Temmuz 2020 tarihinde kârlarını açıkladı. İlk 500 sanayi kuruluşu içerisinde 483’ü kriz ve Pandemiye rağmen kâr açıkladı. Yani Parababaları kârlarına kâr kattı. AKP’giller de onların kâr düzeninin bekçiliğini-koruyuculuğunu yaptı.

AKP’giller’in Pandemi sürecindeki uygulamaları-politikaları da bundan önce olduğu gibi, İşçi Sınıfımız ve Emekçi Halkımıza açlık, yoksulluk, işsizlik ve pahalılıktan başka bir şey getirmedi.

AKP’giller 18 yıllık iktidarları boyunca halkımızı işsizliğe, pahalılığa, açlığa mahkûm etmiştir. Yarattıkları İşsizlik ve Pahalılık Cehenneminde hiçbir çıkış yolu bulamayan insanlarımız intihara yöneldi. Hatta bazen toplu intiharlara…

Halklarımız ve İşçi Sınıfımız, “Vatan aşkını söylemekten korkar hale gelmektense, ölmek yeğdir” ve “Örgütsüz Halk Köle Halktır, Örgütlü Halk Yenilmez!” diyerek mücadele yürüten Halkın Kurtuluş Partisi saflarında örgütlendiği zaman bu saldırılar durdurulacaktır. İşçi Sınıfının, emekçi halkımızın kurtuluşu Partimiz öncülüğünde gerçekleşecektir. 17.07.2020

Kahrolsun Parababaları Düzeni!

İşsizliğe, Pahalılığa, Zamma, Zulme Son!

Gün Gelecek, Devran Dönecek, AKP Halka Hesap Verecek!

İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek!

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

HKP Merkezi İşçi Örgütleri Komitesi

Print Friendly, PDF & Email