Abdullah Gül Yargılansın!

ABDULLAH GÜL YARGILANSIN!

Kurtuluş Yolu/Ankara

Kurtuluş Partili Avukatlar ve Kurtuluş Partililer, ABD Emperyalizminin uluslararası hukuku hiçe sayarak Usame Bin Laden’i katletmesini öven Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında “Suçu ve Suçluyu Övmek” eylemini gerçekleştirmesi sebebiyle suç duyurusunda bulundular.

Suç duyurusundan önce Ankara Adliyesi önünde bir basın açıklaması yapan Kurtuluş Partililer eylemde; “Katil ABD Ortadoğu’dan Defol”, “Gün Gelecek Devran Dönecek Tayipgiller Halka Hesap Verecek” , “Emperyalistler Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak” sloganlarını attılar. 09.05.2011

 

ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

Suç İhbarında Bulunan          : HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ

 

Vekilleri                                     : Av. Orhan ÖZER, Av. Metin BAYYAR, Av. Ayhan ERKAN,

                                                      Av. Ali Serdar ÇINGI, Av. Tacettin ÇOLAK, Av. Sait KIRAN,

                                                      Av. Halil AĞIRGÖL, Av. Doğan ERKAN, Av. Pınar AKBİNA,

                                                     Av. Burak ÇELEBİCAN

                                                     Sezenler Cad. 4/15 Sıhhiye/ANKARA

 

Şüpheli                                     : Abdullah GÜL

 

Suç                                           : Suçu ve suçluyu övmek (TCK 215. md.)

Olaylar ve Beyanlarımız      :

Bilindiği gibi 02.05.2011 günü Usame Bin Laden ve arkadaşları ABD ordusunca Pakistan’da kaldığı evde yargısız infazla katledilmiştir.

Bin Laden, ABD Emperyalistleri tarafından Afganistan’da, bir dönemin Necibullah önderliğindeki sosyalistlerine karşı savaştırılmak için yetiştirilmiştir. Bu anlamda, Afganistan Halkına karşı, bizzat halk güçleri ve halk mahkemelerince yargılanması gereken suçlar işlemiştir. Bu yetki ve görev, münferiden Afgan Halkına ve mahkemelerine aittir.

Ancak, ABD tarafından katledilmesinin sebebi, Sovyet tehdidi kalktıktan sonra Laden’in, AB-D Emperyalistlerini tüm Arap-İslam topraklarından kovmak üzere savaşa devam etmesiydi. Bu anlamda, ulusal kurtuluşa yönelik bir savaş yürütmesiydi. Dolayısıyla, ABD güçlerinin ne tarihsel, ne de hukuksal olarak Laden’i değil yargısız infaz etmek, yargılamak hakkı dahi yoktur.

Laden’in Yargısız infaz edilmesi sürecinde ABD güçleri sırasıyla şu suçları işlemiştir:

– Egemen devletin (Pakistan’ın) bilgisi ve izni dışında, uluslararası hukuka aykırı olarak yabancı bir devletin topraklarına girilerek Pakistan fiilen işgal edilmiştir. Böylece Devletler Hukukunun en temel ilkesi olan Egemenlik hakkı yok sayılmıştır.

– Silahsız olduğu bilinen ve ikrar edilen Laden, canlı olarak da yakalanabilecekken infaz edilmiştir. Böylece Yaşama Hakkı ve Adil Yargılanma Hakkı yok edilmiştir.

– Herkesin kendi inancına göre defnedilme hakkı da temel insan haklarındandır. ABD Emperyalistleri, Laden’in cenazesini İslam inancına aykırı bir şekilde denize atarak, bu kadar bir hakkı bile çok görmüşlerdir.

ABD’nin tüm bu eylemleri Savaş Hukuku’na, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne ve Cenevre Sözleşmesi’ne tamamen aykırıdır.

ABD güçleri, Laden’e düşman muamelesi yapmalarına rağmen, savaş hukukunun yakalama-teslim alma-uluslararası mahkemede yargılanma-savunma vb. temel savaş hukuku kurallarını asla işletmemiş, hiçbir Uluslarüstü düzenlemede bulunmayan bir eylemle, doğrudan infaz etmiştir Laden’i.

Bu eylemin adı ise Uluslararası Terörizmdir. Bu nedenle ABD yetkilileri savaş ve terör suçlusu olarak Uluslararası Adalet Divanı’nda yargılanmalıdır.

Suç duyurumuzun konusu ise, Devletler Umumi Hukuku’nun “yersellik” ilkesi açısından, Cumhurbaşkanı olarak görev yapan Abdullah GÜL’ün konuyla ilgili açıklamaları hakkındadır. Ne yazık ki, Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’da düzenlenen görev ve yetkileri arasında yer almamasına rağmen Abdullah GÜL, Cumhurbaşkanlık görevini kötüye kullanmak suretiyle ABD’nin açıkça uluslararası terör suçu olan eylemini överek, ABD’nin Laden’i öldürmesinden memnuniyet duyduğunu basın yoluyla ifade etmiştir:

“Bu şunu gösteriyor; teröristler ve terör örgütlerinin başlarının sonu, eninde sonunda canlı veya cansız ele geçirilmektir. “Dünyanın en tehlikeli ve sofistike başında bu şekilde ele geçirilmiş olması, herkese ibret vesilesi olmalı. “Büyük memnuniyetle karşılıyorum.” (www.bbcturkce, 02 Mayıs 2011)

Bu beyan, eylemlerinin dayanağını Anayasa’dan alması gereken Cumhurbaşkanlık sıfatıyla bağdaşmamaktadır. Zira, herkesin kendi kurallarını işlettiği yerde hukuk düzeninden değil, ancak cangıl yasalarından bahsedilebilir.

Abdullah GÜL’ün bu ifadeleri, açıkça suçu ve suçluyu övmek niteliğindedir. Terör yoluyla yargısız infaz eyleminin övülmesi bir yana, bir parça hukuka ve insanlığa inanan bir bireyin kınaması gereken bir suçtur.

Bu itibarla, TCK’nun 215. maddesinde düzenlenen “suçu ve suçluyu övmek” suçunu işleyen Abdullah GÜL hakkında gerekli usuli işlemlerin yapılarak yargılanmasını ve cezalandırılmasını talep ediyoruz.

Abdullah GÜL’ün bu eylemi, Anayasa’da sayılan Cumhurbaşkanının tek başına yapabileceği işler kapsamında olmayıp, makamın objektif görev ve yetki alanı dışında olduğundan, dokunulmazlık kapsamında değildir. Abdullah GÜL’ün şahsi ve cezai sorumluluğu bulunan bir eylemdir. Dolayısıyla Abdullah GÜL bu eyleminden dolayı yargılanabilir ve cezalandırılabilir durumdadır.

Sonuç ve İstem: Abdullah GÜL’ün anılan eyleminden dolayı, TCK’nin 215. maddesi çerçevesinde yargılanmasını ve cezalandırılmasını arz ve talep ederiz. Saygılarımızla. 09.05.2011

 

 

İhbarda Bulunan Halkın Kurtuluş Partisi

Vekilleri

 

Av. Metin BAYYAR                           Av. Sait KIRAN                      Av. Doğan ERKAN